En son
Haber
01 Mayıs 2024
Guterres İsrail ve Hamas'a Gazze savaşına son vermeleri çağrısında bulundu
Daha fazla bilgi için
Haber
26 Nisan 2024
Seda Karakuş: “Kadınlarla dayanışarak birbirimizi iyileştirdiğimize ve güçlendirdiğimize inanıyorum”
Daha fazla bilgi için
Haber
26 Nisan 2024
Kadın Bütçe Gruplarına Yönelik Kapasite Geliştirme Eğitimi Tamamlandı
Daha fazla bilgi için
En son
Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yoksulluğun son erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefliyor. BM'nin çalıştığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şunlardan oluşuyor.
Haber
22 Nisan 2024
BM Dünya Meteoroloji Örgütü: 2023 yılında neredeyse tüm Avrupa'da sıcaklığa bağlı ölümler arttı
BM meteoroloji ajansı Pazartesi günü yaptığı açıklamada, iklim değişikliği şoklarının 2023 yılında Avrupa'da yaygın sel ve şiddetli sıcak hava dalgaları ile milyonlarca insanın rekor düzeyde zorluklarla karşı karşıya kalmasına neden olduğunu ve bunun ülkelerin öncelikli olarak uyum sağlaması gereken yeni bir normal olduğunu söyledi.BM Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından ortaklaşa yayınlanan yeni veriler, seçilen veri setine bağlı olarak 2023'ün Avrupa'da kaydedilen en sıcak veya ikinci en sıcak yıl olduğu yönündeki korkuları doğruladı.Pratik anlamda bu durum, Avrupa genelinde "aşırı sıcak stresi" yaşanan gün sayısının rekor düzeye ulaşmasına ve kıtada "güçlü sıcak stresi" yaşanan gün sayısında "artan bir eğilim" görülmesine yol açıyor.WMO, "2023, veri setine bağlı olarak kayıtlardaki en sıcak veya ikinci en sıcak yıl oldu" dedi. "Isıya bağlı ölümler son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 arttı ve izlenen Avrupa bölgelerinin yüzde 94'ünde ısıya bağlı ölümlerin arttığı tahmin ediliyor" dedi.Somut olarak, 2023 Avrupa İklim Durumu raporu, aşırı hava ve iklim olaylarının neden olduğu "olumsuz sağlık etkilerinin" sayısında bir artış olduğunu gösteriyor.WMO, bulguların Avrupa'nın ötesinde artan daha geniş iklim değişikliği şoklarını yansıttığını, ancak kıtanın en hızlı ısınan kıta olması nedeniyle özellikle önemli olduğunu söyledi."İklim krizi neslimizin en büyük sorun" diyen WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo, "İklim eyleminin maliyeti yüksek görünebilir ancak eylemsizliğin maliyeti çok daha yüksektir. Bu raporun da gösterdiği gibi, toplumun yararına çözümler sunmak için bilimden yararlanmamız gerekiyor" ifadesi kullandı.On yıl öncesini takip eden araştırmacılar, halkın ve bazı sağlık çalışanlarının da sıcak bitkinliğinin tehlikeleri konusunda "düşük risk algısına" sahip olduğunu tespit etti. Buna karşı, WMO'nun Bölgesel İklim Merkezi'nin İklim İzleme gibi erken uyarı sistemleri, yaklaşan aşırı hava olaylarına karşı farkındalığı artırmak ve hazırlıklı olmayı teşvik etmek için tasarlanmış bulunuyor.BM ajansına göre, Avrupa'da kara sıcaklıkları 2023 yılında, kayıtlara geçen en sıcak Eylül ayı da dahil olmak üzere, yılın 11 ayı boyunca ortalamanın üzerinde seyretti. WMO'nun hava durumu raporuna göre, yağışlar da ortalamanın yüzde yedi üzerindeydi ve Avrupa nehirleri Aralık ayında rekor seviyelerde aktı ve nehir ağının neredeyse dörtte birinde "olağanüstü yüksek" akış görüldü. Bu da 2023 yılı boyunca Avrupa nehir ağının üçte birinde "yüksek" taşkın eşiklerinin aşıldığı, yedide birinde ise "şiddetli" taşkın eşiklerinin aşıldığı anlamına geliyordu.'Aşırı ötesi' deniz sıcaklığı artışıAvrupa çevresindeki rekor deniz yüzeyi sıcaklıkları da karadaki derin endişe verici ısınma eğilimini yansıtmış ve Haziran ayında İrlanda'nın batısını ve Birleşik Krallık’ı çevreleyen Atlantik Okyanusunda endişe verici bir "deniz sıcak dalgası" yaşanmış bulunuyor. WMO, deniz yüzeyi sıcaklıklarının ortalamanın 5 santigrat derece üzerinde seyrettiği bu olayın "aşırı" ve bazı bölgelerde "aşırı ötesi" olarak sınıflandırıldığını belirtti.WMO, "Bir bütün olarak yıl boyunca, Avrupa'daki okyanus için ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı kayıtlardaki en sıcak sıcaklıktı" dedi. "Akdeniz'in bazı bölgeleri ve kuzeydoğu Atlantik Okyanusu kayıtlara geçen en yüksek yıllık ortalama deniz yüzeyi sıcaklığını gördü" dedi.Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği şoklarına karşı dayanıklılığa odaklanan BM ajansı raporu, Avrupa'da yenilenebilir teknoloji kullanılarak elektrik üretiminde rekor bir artış olduğunun altını çizdi.Bu durum, Ekim-Aralık ayları arasında normalin üzerinde gerçekleşen fırtına faaliyetleriyle bağlantılı olup, ortalamanın üzerinde rüzgâr enerjisi üretimine ulaşılmasını sağladı. Ayrıca, ortalamanın üzerinde yağış ve nehir akışı ile bağlantılı olarak, 2023 yılında Avrupa'nın büyük bölümünde ortalamanın üzerinde hidroelektrik enerji üretimi de önemliydi.Öte yandan, güneş panellerinden elektrik üretimi kuzeybatı ve orta Avrupa'da ortalamanın altında, güneybatı Avrupa, güney Avrupa ve İskandinavya'da ise ortalamanın üzerinde gerçekleşti.Daha az kar günüWMO'nun İklim Durumu güncellemesi, Avrupa'nın büyük bölümünde, özellikle orta Avrupa ve Alpler'de kış ve ilkbahar boyunca ortalamadan daha az karlı gün yaşandığına dair şüpheleri de doğruladı.Bu durum Alpler'de "istisnai" buzul buzu kaybına yol açmış, sıcak hava dalgalarının neden olduğu güçlü yaz erimesi ile daha da kötüleşmiş ve buzullar 2022 ve 2023 yıllarında kalan hacimlerinin yaklaşık %10'unu kaybetmiş bulunuyor.Arktik şok2023 yılı verileri kutuplarla ilgili endişeleri pek gidermedi ve Kuzey Kutbu sıcaklıkları kayıtlara geçen en sıcak altıncı sıcaklık oldu. Kuzey Kutbu karası için ise 2022'nin hemen ardından en sıcak beşinci yıl oldu. Kuzey Kutbu karası için kaydedilen en sıcak beş yılın tamamı 2016'dan bu yana gerçekleşmiş bulunuyor.Kuzey Kutbu deniz buzu 2023 yılının büyük bölümünde ortalamanın altında kaldı. Mart ayında yıllık en yüksek seviyesine ulaşan aylık kapsam, ortalamanın %4 altında kalarak kayıtlara geçen en düşük beşinci değer oldu. Eylül ayındaki yıllık minimum seviyesinde, aylık kapsam ortalamanın %18 altında kalarak en düşük altıncı sırada yer aldı.Alt Arktik ve Arktik bölgelerden kaynaklanan toplam orman yangını karbon emisyonları kayıtlara geçen en yüksek ikinci değer oldu. Yüksek enlemlerdeki orman yangınlarının çoğu Mayıs ve Eylül ayları arasında Kanada'da meydana geldi.
Haber
01 Mayıs 2024
Guterres İsrail ve Hamas'a Gazze savaşına son vermeleri çağrısında bulundu
Gazze'deki durumun “her geçen gün daha da kötüleşmesi” üzerine BM Genel Sekreteri António Guterres 30 Nisan'da yaptığı açıklamada, yoğun müzakereler yürüten İsrail ve Hamas liderlerine bir ateşkes anlaşmasına varmaları çağrısında bulundu.New York'ta gazetecilere konuşan Guterres, “Gazze halkının iyiliği için, İsrail'deki rehineler ve ailelerinin iyiliği için, bölgenin ve tüm dünyanın iyiliği için, İsrail Hükümeti ve Hamas liderliğini şimdi bir anlaşmaya varmaya kuvvetle teşvik ediyorum” dedi.Guterres, bir anlaşmaya varılmaması halinde “savaşın hem Gazze'de hem de bölge genelinde tüm sonuçlarıyla birlikte katlanarak kötüleşeceği” endişesini dile getirdi.Refah tırmanışını önleyin
Mevcut çatışmaların fitilini ateşleyen Hamas liderliğindeki İsrail'e yönelik acımasız saldırıların üzerinden yaklaşık yedi ay geçti.Son haftalarda Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesine hava saldırıları düzenlendi. 1.2 milyondan fazla insan gıda, tıbbi bakım ve diğer hizmetlere sınırlı erişimle yaşama tutunmaya çalışıyor ve gidecek güvenli bir yerleri yok.Guterres buraya yapılacak bir askeri saldırının “dayanılmaz bir tırmanış olacağını, binlerce sivilin daha ölmesine ve yüz binlercesinin kaçmak zorunda kalmasına neden olacağını” vurguladı. Guterres böyle bir saldırının, Gazze'deki Filistinliler üzerinde yıkıcı bir etki yaratacaği gibi, işgal altındaki Batı Şeria'da ve daha geniş bölgede ciddi yansımaları olacağını kaydetti.Guterres, “Güvenlik Konseyi'nin tüm üyeleri ve diğer pek çok hükümet böyle bir operasyona karşı olduklarını açıkça ifade etmişlerdir. İsrail üzerinde nüfuzu olan herkesi bunu önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyorum” dedi.'İnsan eliyle yaratılan kıtlık' önlensinGazze'nin kuzeyinde savunmasız insanların halihazırda açlık ve hastalıktan öldüğünü belirten Guterres uluslararası toplumu “tamamen önlenebilir insan kaynaklı bir kıtlığı önlemek için mümkün olan her şeyi yapmaya” çağırdı.BM Genel Sekreteri aşamalı olarak ilerleme kaydedilmiş olsa da, Aşdod Limanı ve Ürdün'den yardım getirilebilmesi için İsrail ile kuzey Gazze arasında iki geçiş noktasının açılması da dâhil olmak üzere acilen çok daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.Güvenlik eksikliğinin Gazze'de yardım dağıtımının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade eden Guterres, insani yardım konvoyları, tesisleri ve personelinin yanı sıra ihtiyaç sahiplerinin de “hedef olmaması gerektiğini” vurguladı.“Yardımların hava ve deniz yoluyla ulaştırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz, ancak kara yollarının yoğun bir şekilde kullanılmasının alternatifi yok,” dedi ve İsrail'i BM'nin Filistin yardım kuruluşu UNRWA da dâhil olmak üzere Gazze'ye güvenli, hızlı ve engelsiz insani yardım erişimine izin vermeye ve bunu kolaylaştırmaya çağırdı.Sağlık sistemi 'çöktü'Guterres ayrıca savaşın, hastanelerin ve sağlık merkezlerinin üçte ikisinin hizmet dışı kaldığı ve kalanların çoğunun da ciddi şekilde hasar gördüğü yerleşim bölgesindeki sağlık sistemini nasıl “çökerttiğine” de değindi.“Bazı hastaneler artık mezarlıklara benziyor” diyen Guterres, El Şifa ve Nasır hastaneleri de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde toplu mezarların bulunduğuna dair haberler üzerine derin bir endişe duyduğunu dile getirdi.Toplu mezarlar ve hesap verebilirlikGenel Sekreter, sadece Nasır Hastanesi'nde 390'dan fazla cesedin çıkarıldığının bildirildiğini ve “bu toplu mezarların birçoğunun etrafında, gömülenlerin bazılarının yasadışı bir şekilde öldürüldüğüne dair ciddi iddialar da dahil olmak üzere, birbiriyle çelişen anlatılar var” olduğunu söyledi.Guterres, yüzlerce Filistinlinin hangi koşullar altında hayatlarını kaybettiklerini, gömüldüklerini ya da yeniden gömüldüklerini kesin olarak tespit edebilmek için bağımsız uluslararası adli tıp araştırmacılarının bu alanlara derhal erişimine izin verilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.“Ölenlerin ve kayıpların ailelerinin neler olduğunu bilmeye, dünyanın da yaşanmış olabilecek uluslararası hukuk ihlalleri konusunda hesap sormaya hakkı var” dedi.UNRWAGenel Sekreter sözlerini UNRWA'ya ve onun Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Suriye ve Lübnan'daki milyonlarca Filistinliyi destekleyen “yeri doldurulamaz ve vazgeçilmez çalışmalarına” dikkat çekerek tamamladı.“UNRWA'nın bölgedeki varlığı bir umut ve istikrar kaynağıdır. Eğitim, sağlık ve diğer hizmetleri çaresiz topluluklara normallik, güvenlik ve istikrar duygusu sağlamaktadır” dedi.Ajans kısa bir süre önce Gazze'deki insani krizin aşılması ve şiddetin arttığı Batı Şeria'daki ihtiyaçların karşılanması için 1.2 milyar dolar yardım çağrısında bulunmuştu.UNRWA büyük ölçüde bağışçılarından gelen katkıyla çalışıyor ve İsrail'in 7 Ekim saldırılarına 12 personelin karıştığı iddialarının ardından 16 ülke bu yılın başlarında katkılarını durdurmuştu. BM, ajansın insani tarafsızlık ilkesini sağlama çabalarını gözden geçirmek üzere bağımsız bir organ atadı.Fransa'nın eski Dışişleri Bakanı Catherine Colonna başkanlığındaki heyet kısa süre önce yayınladığı raporda “[UNRWA'da] yürürlükte olan kurallar dizisi, mekanizmalar ve prosedürlerin BM sistemi içinde en ayrıntılı olanları olduğu” tespitinde bulundu.Raporda yer alan tavsiyelerin hayata geçirilmesi için bir eylem planı hazırlandığını belirten Guterres, bağışçılara, ev sahibi ülkelere ve personele işbirliği çağrısında bulundu.Desteği artırınBu arada, UNRWA'ya katkılarını askıya alan ülkelerin çoğu katkılarına yeniden başladı ve Genel Sekreter “diğerlerinin de katılacağı konusunda iyimseriz” dedi. Ayrıca, bazı BM Üye Devletleri ajansa ilk kez bağışta bulunurken, özel bağışçılar da destek sağlıyor.Ancak fon açığı devam ettiği için Genel Sekreter, Üye Devletleri ve donörleri ajansın çalışmalarının devam etmesini sağlamak için cömertçe bağışta bulunmaya çağırdı.Guterres, İsrailliler, Filistinliler ve daha geniş bölge için barış ve güvenliğe giden tek sürdürülebilir yol olan iki devletli çözüme yönelik umudumuzu ve katkılarımızı yeniden teyit etmenin tam zamanıdır" diyerek sözlerine son verdi.
Mevcut çatışmaların fitilini ateşleyen Hamas liderliğindeki İsrail'e yönelik acımasız saldırıların üzerinden yaklaşık yedi ay geçti.Son haftalarda Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesine hava saldırıları düzenlendi. 1.2 milyondan fazla insan gıda, tıbbi bakım ve diğer hizmetlere sınırlı erişimle yaşama tutunmaya çalışıyor ve gidecek güvenli bir yerleri yok.Guterres buraya yapılacak bir askeri saldırının “dayanılmaz bir tırmanış olacağını, binlerce sivilin daha ölmesine ve yüz binlercesinin kaçmak zorunda kalmasına neden olacağını” vurguladı. Guterres böyle bir saldırının, Gazze'deki Filistinliler üzerinde yıkıcı bir etki yaratacaği gibi, işgal altındaki Batı Şeria'da ve daha geniş bölgede ciddi yansımaları olacağını kaydetti.Guterres, “Güvenlik Konseyi'nin tüm üyeleri ve diğer pek çok hükümet böyle bir operasyona karşı olduklarını açıkça ifade etmişlerdir. İsrail üzerinde nüfuzu olan herkesi bunu önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyorum” dedi.'İnsan eliyle yaratılan kıtlık' önlensinGazze'nin kuzeyinde savunmasız insanların halihazırda açlık ve hastalıktan öldüğünü belirten Guterres uluslararası toplumu “tamamen önlenebilir insan kaynaklı bir kıtlığı önlemek için mümkün olan her şeyi yapmaya” çağırdı.BM Genel Sekreteri aşamalı olarak ilerleme kaydedilmiş olsa da, Aşdod Limanı ve Ürdün'den yardım getirilebilmesi için İsrail ile kuzey Gazze arasında iki geçiş noktasının açılması da dâhil olmak üzere acilen çok daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.Güvenlik eksikliğinin Gazze'de yardım dağıtımının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade eden Guterres, insani yardım konvoyları, tesisleri ve personelinin yanı sıra ihtiyaç sahiplerinin de “hedef olmaması gerektiğini” vurguladı.“Yardımların hava ve deniz yoluyla ulaştırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz, ancak kara yollarının yoğun bir şekilde kullanılmasının alternatifi yok,” dedi ve İsrail'i BM'nin Filistin yardım kuruluşu UNRWA da dâhil olmak üzere Gazze'ye güvenli, hızlı ve engelsiz insani yardım erişimine izin vermeye ve bunu kolaylaştırmaya çağırdı.Sağlık sistemi 'çöktü'Guterres ayrıca savaşın, hastanelerin ve sağlık merkezlerinin üçte ikisinin hizmet dışı kaldığı ve kalanların çoğunun da ciddi şekilde hasar gördüğü yerleşim bölgesindeki sağlık sistemini nasıl “çökerttiğine” de değindi.“Bazı hastaneler artık mezarlıklara benziyor” diyen Guterres, El Şifa ve Nasır hastaneleri de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde toplu mezarların bulunduğuna dair haberler üzerine derin bir endişe duyduğunu dile getirdi.Toplu mezarlar ve hesap verebilirlikGenel Sekreter, sadece Nasır Hastanesi'nde 390'dan fazla cesedin çıkarıldığının bildirildiğini ve “bu toplu mezarların birçoğunun etrafında, gömülenlerin bazılarının yasadışı bir şekilde öldürüldüğüne dair ciddi iddialar da dahil olmak üzere, birbiriyle çelişen anlatılar var” olduğunu söyledi.Guterres, yüzlerce Filistinlinin hangi koşullar altında hayatlarını kaybettiklerini, gömüldüklerini ya da yeniden gömüldüklerini kesin olarak tespit edebilmek için bağımsız uluslararası adli tıp araştırmacılarının bu alanlara derhal erişimine izin verilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.“Ölenlerin ve kayıpların ailelerinin neler olduğunu bilmeye, dünyanın da yaşanmış olabilecek uluslararası hukuk ihlalleri konusunda hesap sormaya hakkı var” dedi.UNRWAGenel Sekreter sözlerini UNRWA'ya ve onun Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Suriye ve Lübnan'daki milyonlarca Filistinliyi destekleyen “yeri doldurulamaz ve vazgeçilmez çalışmalarına” dikkat çekerek tamamladı.“UNRWA'nın bölgedeki varlığı bir umut ve istikrar kaynağıdır. Eğitim, sağlık ve diğer hizmetleri çaresiz topluluklara normallik, güvenlik ve istikrar duygusu sağlamaktadır” dedi.Ajans kısa bir süre önce Gazze'deki insani krizin aşılması ve şiddetin arttığı Batı Şeria'daki ihtiyaçların karşılanması için 1.2 milyar dolar yardım çağrısında bulunmuştu.UNRWA büyük ölçüde bağışçılarından gelen katkıyla çalışıyor ve İsrail'in 7 Ekim saldırılarına 12 personelin karıştığı iddialarının ardından 16 ülke bu yılın başlarında katkılarını durdurmuştu. BM, ajansın insani tarafsızlık ilkesini sağlama çabalarını gözden geçirmek üzere bağımsız bir organ atadı.Fransa'nın eski Dışişleri Bakanı Catherine Colonna başkanlığındaki heyet kısa süre önce yayınladığı raporda “[UNRWA'da] yürürlükte olan kurallar dizisi, mekanizmalar ve prosedürlerin BM sistemi içinde en ayrıntılı olanları olduğu” tespitinde bulundu.Raporda yer alan tavsiyelerin hayata geçirilmesi için bir eylem planı hazırlandığını belirten Guterres, bağışçılara, ev sahibi ülkelere ve personele işbirliği çağrısında bulundu.Desteği artırınBu arada, UNRWA'ya katkılarını askıya alan ülkelerin çoğu katkılarına yeniden başladı ve Genel Sekreter “diğerlerinin de katılacağı konusunda iyimseriz” dedi. Ayrıca, bazı BM Üye Devletleri ajansa ilk kez bağışta bulunurken, özel bağışçılar da destek sağlıyor.Ancak fon açığı devam ettiği için Genel Sekreter, Üye Devletleri ve donörleri ajansın çalışmalarının devam etmesini sağlamak için cömertçe bağışta bulunmaya çağırdı.Guterres, İsrailliler, Filistinliler ve daha geniş bölge için barış ve güvenliğe giden tek sürdürülebilir yol olan iki devletli çözüme yönelik umudumuzu ve katkılarımızı yeniden teyit etmenin tam zamanıdır" diyerek sözlerine son verdi.
1 of 5
Haber
26 Nisan 2024
Seda Karakuş: “Kadınlarla dayanışarak birbirimizi iyileştirdiğimize ve güçlendirdiğimize inanıyorum”
Gaziantep’te yaşayan erken çocukluk eğitimi uzmanı Seda Karakuş, depremlerin ardından sahaya indi ve insani yardım faaliyetlerine katıldı. İnsanlara yardım etmenin motivasyonuyla sivil toplumda bir kariyer hedefleyen Karakuş, UN Women’ın sivil toplum ortaklarından INGEV’den mentörlük eğitimi aldı ve ardından bir sivil toplum kuruluşunda çalışmaya başladı.“Ben Seda Karakuş. 27 yaşındayım ve OXFAM-KEDV’de erken çocukluk eğitim uzmanıyım. Gaziantep Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliğinden 2019 yılında mezun oldum. Eğitim ve profesyonel çalışma hayatım boyunca hassas gruplar için köy okullarına kütüphane kurmaktan, özel gereksinimli ve dezavantajlı çocuklara eğitim desteğine kadar birçok alanda deneyim kazanma fırsatım oldu. Akıcı bir şekilde İngilizce konuşabiliyorum. İngilizce’yi profesyonel bir destek almadan kendi motivasyonumla öğrendim. Bunun, kendime yaptığım önemli bir yatırım olduğunu düşünüyorum.6 Şubat depreminde Gaziantep’teydim. Depremden sonra sahaya indim ve insanlara yardım etmeye başladım. Sahada çalışmak ve insanlara destek olmak, kolektif çalışmalara ortak olmak, kariyerime insani yardım alanında, bir sivil toplum kuruluşunda devam etmek konusunda beni daha da motive etti. Deprem anında kendime şunu söylediğimi çok net hatırlıyorum. ‘Eğer bir şey bozuluyorsa, bu yeniden başlamamız için bir fırsattır.’ İnsanın kendisini yaşam boyunca geliştirmesi gerektiğine inanıyorum. Becerilerimi nasıl geliştireceğimi araştırırken INGEV’in mentörlük desteğiyle tanıştım. INGEV eğitimlerinni kişisel gelişimim açısından faydalı olabileceğini düşündüm.Bu eğitimde fark ettiğim en önemli şey becerilerimi ön plana çıkarmak konusunda zorluk yaşadığım oldu. Mentörlük desteği ve yol haritasıyla ne istediğimi, en önemlisi ne istemediğimi net bir şekilde görmüş oldum ve neleri yapabileceğimi farkettim. Eğitim, potansiyelimi ortaya çıkarmam konusunda bir rehber oldu. Ben 19 Ağustos’ta, Dünya İnsani Yardım Gününde doğdum. İnsanlara yardım etmenin, özellikle kadınların güçlenmesine katkı sağlamanın benim misyonum olduğunu düşünüyorum. Sivil toplumda kariyer yapmak bu idealimle tam anlamıyla örtüşüyor.Deprem bölgesinde kadınların ekonomik olarak güçlenmesine destek olan bir kurumda çalışarak idealimi gerçekleştirmiş oldum. Bir sivil toplum kuruluşunda başka kadınlara destek olmak bana güç veriyor. Çünkü kadınlarla birlikte daha güçlü olduğumuza, dayanışarak birbirimizi iyileştirdiğimize ve güçlendirdiğimize inanıyorum.”Seda Karakuş, İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) tarafından yürütülen “Eleleyiz” projesi kapsamında verilen eğitimde yer aldı. 18-29 yaş arasında olan NEET kadınların ihtiyaçlarına odaklanan proje, mesleki eğitimlerle NEET kadınların mesleki becerilerini artırmayı hedefliyor. İNGEV, Kasım 2022'de Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin'de başladığı Eleleyiz projesini, Avrupa Birliği'nin mali desteğiyle UN Women Türkiye tarafından uygulanan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan" kapsamında yürütüyor.
1 of 5
Haber
26 Nisan 2024
Kadın Bütçe Gruplarına Yönelik Kapasite Geliştirme Eğitimi Tamamlandı
Türkiye’de Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçeleme Projesi kapsamında Edirne, Eskişehir, Gaziantep ve Kocaeli illerinden katılımcılardan oluşan Kadın Bütçe Grupları kapasite geliştirme eğitimi için bir araya geldi. 24-26 Nisan 2024 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilen eğitim program ile Kadın Bütçe Gruplarının sürdürülebilirliğini sağlamak, kamu harcamalarının izlenmesi ve denetlenmesi konusunda üyelerin kapasitesini artırmak amaçlandı. Eğitim program kapsamında katılımcılar kadın erkek eşitliğine duyarlı planlamanın kavram ve uygulama araçları ile iyi uygulama örnekleri konularında derinlemesine bilgi sahibi oldu. Yapılan grup çalışmalarında kadın erkek eşitliğinin sağlanmasında sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin rolü ve sektörel öncelikler hakkında önemli tartışmalar gerçekleştirildi. Projenin bir parçası olan bu eğitim ile Türkiye'de kadın erkek eşitliği perspektifinin güçlenmesine ve daha etkili politikaların geliştirilmesine önemli bir katkı sağlaması hedeflendi. Katılımcılar, eğitimden edindikleri bilgi ve deneyimle, kadınların güçlenmesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalara daha etkin bir şekilde katkıda bulunacaklarını belirttiler. Kadın Bütçe Grupları Nedir? Türkiye’de Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçeleme Projesi kapsamında 2024 yılı başında seçilen 4 ilde Kadın Bütçe Grupları oluşturuldu. Hak temelli savunuculuk yapan sivil toplum kuruluşları, kadın meclis üyeleri ve kent konseti temsilcilerinden oluşturulan gruplar ile yerel düzeyde sürdürülebilir planlama ve bütçeleme çalışmalarının desteklenmesi hedefleniyor.
1 of 5
Haber
16 Nisan 2024
BM Genel Sekreteri küresel finansal mimaride 'toptan reform' çağrısında bulundu
Genel Sekreter ve Genel Kurul Başkanı Pazartesi günü, özellikle gelişmekte olan dünyada yaşayan milyarlarca insan adına borçların hafifletilmesine nasıl yaklaşılacağı başta olmak üzere, küresel finans sisteminde acil reform yapılması çağrısında bulundu.Genel Kurul'un borç sürdürülebilirliği konulu üst düzey oturumda konuşan Genel Sekreter António Guterres, borcun gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki felç edici etkisini özetledi."Uluslararası finans mimarisinin başarısızlığının hiçbir örneği, borcun ele alınışından daha bariz değildir. Son dört yıl bir borç felaketinden başka bir şey değildi" dedi.Dış borca ödeme yükünün birçok ülkeye kendi halkına yatırım yapmak için çok az şey bıraktığını belirtti.Şaşırtıcı rakamlarBM rakamlarına göre, 2023 yılında küresel kamu borcu 313 trilyon dolara ulaşırken, durum özellikle gelişmekte olan ekonomiler için endişe vericidir.Gelişmekte olan 25 ülkede vergi gelirlerinin beşte birinden fazlası dış borçların ödenmesine giderken, aşırı yüksek borçlanma maliyetleri, toplamda yaklaşık 3,3 milyar insanın yaşadığı ülkelerin (küresel nüfusun yaklaşık yüzde 40'ı) sağlık veya eğitim girişimlerinden daha fazlasını faiz ödemelerine harcamasına neden oldu.Guterres, ”Gelişmekte olan ülkeler bir güvenlik ağı yerine, ihtiyaçlarını karşılamayan, modası geçmiş, işlevsiz ve adaletsiz bir sistemle karşı karşıyalar" diye ekledi.Genel Kurul Başkanı tarafından yönetilen borç sürdürülebilirliği ve herkes için sosyoekonomik eşitlik konulu oturum, BM’in ilk Sürdürülebilirlik Haftasının bir parçası olarak ilk üst düzey etkinlik oldu.Diğer önemli konular arasında sürdürülebilir ulaşım, turizm ve enerji üzerine özel oturumlar yer alıyor.Kötüleşen eşitsizliklerGenel Kurul'a hitap eden 78. Dönem Başkanı Dennis Francis de zengin ve yoksul ülkeler arasındaki eşitsizliğin giderek derinleştiğini vurguladı.Dünya nüfusunun yüzde 10'unun küresel servetin yüzde 76'sına sahip olduğuna dikkat çeken Francis, "2030 yılına kadar tahminen 600 milyon insan yoksul kalmaya devam edecek, bu da Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğru ilerlemenin son derece yavakladığını gösterdiğini söyledi.Dünya 2030 yılına kadar ilk trilyonerini görme yolunda ilerlerken, yoksulluğun ortadan kaldırılması 229 yıl daha sürecek."Zengin Kuzey ile Gelişmekte Olan Güney arasındaki uçurumun giderek büyüdüğü ve bu bölgelerde yaşayan insanların yaşam şanslarını giderek daha fazla sınırladığı açıktır" diyen Francis bu eşitsizliklerin gençler, kadınlar, engelliler ve kırsal alanda yaşayanlar üzerindeki etkilerini özetledi.Francis, ”Bu durumu düzeltmek için hiçbir şey yapılmazsa, kelimenin tam anlamıyla geride bırakılacaklar, kalkınmanın meyvelerinden yararlanamayacaklar ve görmezden gelinecekler. Açıktır ki bu ne kabul edilebilir ne de sürdürülebilir bir durumdur" uyarısında bulundu.Can simidi ihtiyacıGenel Sekreter Guterres, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini "borç batağından" çıkarabilmeleri için bir can simidine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.Geçtiğimiz Şubat ayında önerdiği SKA Teşvik programının artık "hayata geçirilmesi" gerektiğini söyledi.Teşvik, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemini karşılamak için dünyanın en gelişmiş ülkelerinden yıllık 500 milyar dolar ekstra finansman sağlamayı amaçlıyor."Başta Çok Taraflı Kalkınma Bankaları aracılığıyla olmak üzere uygun maliyetli, uzun vadeli finansmanı önemli ölçüde arttırmalıyız" diyen Guterres, küresel krediaçan kuruluşların savunmasız ülkeler için "borç duraklamalarını" keşfetmeye ve uluslararası finans kuruluşlarını borçlarını yeniden yapılandırmalarına yardımcı olmaya çağırdı.Reforma ihtiyaç vaGuterres, ayrıca, küresel finansal mimarinin "toptan reforma" ihtiyaç duyduğunu, özellikle de borca yaklaşımlarının bu reformu gerektirdiğini söyledi.Buna borç şeffaflığının arttırılması, yerel para birimlerinde kredilerin arttırılması ve yeni borçlanma araçlarının geliştirilmesi de dahil.Guterres, ”Her şeyden önce, gelişmekte olan ülkelerin sistem genelinde ve alınan her kararda temsilini arttırmalıyız. Masada bir koltuğa ihtiyaçları var. Masada bir koltuğu hak ediyorlar," dedi.
1 of 5
Haber
03 Nisan 2024
BM yetkilileri İsrail saldırısı sonucu yardım kuruluşu görevlilerinin öldürülmesini şiddetle kınadı
İsrail ordusunun Gazze'nin merkezine düzenlediği hava saldırısında Dünya Merkezi Mutfağı (World Central Kitchen - WCK) adlı sivil toplum kuruluşunun yedi insani yardım görevlisinin öldürülmesi, "Gazze'de güvenli bir yer kalmadığı" yönündeki endişelerini yineleyen üst düzey BM yetkilileri tarafından şiddetle kınandı.BM’nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsani Yardım Koordinatörü Jamie McGoldrick, "Bu münferit bir olay değil" dedi. "20 Mart itibariyle, Ekim 2023'ten bu yana Filistin’de en az 196 insani yardım görevlisi öldürüldü. Bu sayı, bir yıl içinde herhangi bir çatışmada kaydedilen ölü sayısının neredeyse üç katı" diye bilgi verdi. McGoldrick, "İsrail Hükümeti de dâhil olmak üzere çatışmanın tüm taraflarına" insani yardım personelinin hedef alınmasını yasaklayan uluslararası insani hukuk kurallarına uyma çağrısını yineledi. McGoldrick "Yardım çalışanlarının rolü kriz içindeki insanların acılarını hafifletmektir. Hizmet ettikleri sivillerle birlikte onların da güvenliği garanti altına alınmalıdır" dedi.Üst düzey BM yetkililerinin açıklamaları, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deir el-Balah'a gerçekleştirdiği ve World Central Kitchen’ın 7 yardım görevlisinin hayatını kaybettiği saldırı ardından geldi. Medyadaki görüntülerde WCK’nin aracının üstünde İsrail saldırısı sonrası büyük bir delik görülüyor. BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de saldırıdan duyduğu öfkeyi dile getirdi ve hayatını kaybedenleri "aç insanları doyurmaya çalışırken öldürülen kahramanlar" olarak tanımladı.Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sözcüsü Dr. Margaret Harris, WCK misyonunun İsrailli yetkililerle önceden kararlaştırıldığını ve kuruluşun aracının açık ve net bir şekilde World Central Kitchen olarak işaretli olduğunu kaydetti. DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus konuyla ilgili yayınladığı sosyal medya mesajında "Ateşkes sağlanana kadar daha kaç kişi hayatını kaybedecek?" ifadelerini kullandı. Filistinlilere yardım kuruluşu UNRWA da yayınladığı sosyal medya mesajında yedi insani yardım çalışanının öldürülmesinden dolayı duyduklarını üzüntüyü ifade ederken, şiddet olaylarının patlak verdiği 7 Ekim'den bu yana 176 insani yardım çalışanının öldürüldüğüne dikkat çekti.El-Şifa Hastanesi: Sağlık hizmetlerinin kalbi 'söküldü'İsrail ordusunun iki hafta süren kuşatmasının ardından El-Şifa Hastanesi'nin yıkılmasına da değinen DSÖ sözcüsü Dr. Harris, bunun Gazze’deki "sağlık hizmetlerinin kalbini söküp attığını" söyledi.Gazze'deki 750 yataklı El-Şifa Hastanesi'nin kapatılmasına ilişkin sert bir değerlendirmede bulunan DSÖ, yardım ekiplerinin İsrail'in izin vermesi için "günlerce" beklediğini, personel ve hastaların "korkunç düzeyde şiddete" maruz kaldığını belirttiler. Dr. Harris, "Hastane personeli ile temas kurduk; yöneticileri bize El-Shifa'nın gittiğini, artık bir sağlık merkezi olarak herhangi bir şekilde işlev göremeyeceğini söyledi" dedi.Moloz yığınına dönüştüCenevre'de gazetecilere konuşan Dr. Harris, hastanenin şu anda "harabeye döndüğünü" ve İsrail güçlerinin kuşatması sırasında en az 21 hastanın öldüğünü söyledi. El-Şifa'da durum kötüleştikçe, sağlık personeli hastaları hastane arazisi içinde tuvaleti olmayan ve su ya da yiyecek bulunmayan bir ofis alanına taşımak zorunda kaldı; DSÖ sözcüsü "15 kişi bir şişe suyu paylaşıyordu" diye durumu anlattı. Sağlık personelinin "birçoğu ağır yaralı (veya) yoğun bakım seviyesindeki hastalar" olan ve idrar sondası takılmış ancak idrar torbası bulunmayan hastalara bakacak hiçbir araçlarının olmadığını belirtti. Dr. Harris, "Yaşanan dehşeti tahmin edebilirsiniz" diye konuştu. Dr. Harris, DSÖ görevlilerinin günlerdir Gazze’ye gitmeye çalıştıklarını ancak misyonlarının çoğunun reddedildiğini kaydetti. DSÖ yetkilisi, 7 Ekim'de Hamas öncülüğünde İsrail'e düzenlenen ve yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne ve 250'den fazlasının rehin alınmasına yol açan terör saldırılarının ardından başlatılan İsrail bombardımanında bugüne kadar yüzlerce sağlık çalışanının "işlerini yaparken", yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere 32.000 sivil ile birlikte öldürüldüğünü kaydetti.DSÖ sözcüsü, "Bombardıman sırasında ölen insanlarla ilgili bildirilen rakamların ötesindeki ölüm sayılarını anlamakta zorlanıyoruz çünkü birçok insan hastaneye bile ulaşamıyor" dedi.BM sağlık kuruluşlarından bir ekip de Gazze Şehri'ndeki Kamal Adwan Hastanesi'ni ziyaret etmeyi planlıyor; burada, hayatta kalamayacak kadar düşük kilolu doğan bebeklerin sayısının artmasından endişe ediliyor.Ateşkes çağrısını yineleyen Dr. Harris, hastaneye günde en az 15 yetersiz beslenen çocuğun kabul edildiğini ve ihtiyaçların "giderek daha da ağırlaştığını" vurguladı. "
1 of 5
Basın Duyurusu
14 Mart 2024
UNDP'nin yeni raporuna göre Türkiye, insani gelişmede 193 ülke arasında 45'inci sırada
Ankara, 13 Mart 2024 - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) bugün açıkladığı 2023-2024 İnsani Gelişme Raporu’nda (İGR) yer alan İnsani Gelişme Endeksi'nde (İGE) Türkiye, 193 ülke arasında 45'inci sırada yer alıyor. Türkiye, 2022 verilerine göre üst üste dördüncü kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisinde (dört kategoriden en yükseği) yer aldı. Sıralama en yüksek refah düzeyindeki ülkeler için iyi haberler sunarken, insani gelişme sonuçlarında endişe verici bir farklılık olduğunu da gösteriyor. Daha yoksul ülkeler pandemi nedeniyle kaybettikleri zemini geri kazanamıyor.İGE, pandemi nedeniyle meydana gelen iki yıllık gerilemenin ardından küresel ölçekte rekor seviyelere çıktı. Ancak, ortalamada elde edilen bu başarı, derinleşen eşitsizlikleri gizliyor. Dünyadaki en yoksul ülkelerin yarısının İGE performansı, pandemi öncesi seviyelerinin altında kaldı.UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Dünyadaki zengin ülkelerin çoğu gibi, Türkiye de kendisini pandeminin etkilerinden güçlü bir şekilde kurtarmayı başardı. Ancak bu cesaret verici ilerleme, dünya çapında milyonlarca insanı geride kalma riskiyle tehdit eden, yeniden derinleşen eşitsizliklerin gölgesinde kalıyor.” şeklinde konuştu.UNDP'nin İGE'si, insan refahının, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) gibi finansal odaklı göstergelerin sağladığından daha kapsamlı bir ölçüsünü sağlamak üzere 34 yıl önce oluşturulmuştu. Endeks, üç temel ölçümü birleştiriyor: uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır bir yaşam standardı. Türkiye bu endekste otuz yılda dikkate değer bir gelişme gösterdi: Ülkenin İGE değeri 1990'da 0,598 iken, 2022'de yüzde 43 artışla 0,855'e yükseldi.Türkiye İGE’nin üç boyutunun tümünde ilerleme kaydetti: 1990 ve 2022 yılları arasında doğuşta beklenen yaşam süresi 10,8 yıl, ortalama öğrenim süresi 4,4 yıl, beklenen öğrenim süresi ise 10,8 yıl arttı. Aynı dönemde, ülkede kişi başına düşen gayri safi milli gelir ise yüzde 154,3 yükseldi. Ancak İGE eşitsizliklere uyarlandığında, Türkiye’nin sırası düşüyor. Ülkede genel olarak erkekler, kadınlara göre daha yüksek insani gelişme seviyelerine sahip. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri hesaba katıldığında, Türkiye’nin sırası 166 ülke arasında 66’ya geriliyor.Ulusal istatistiklere ve 2022'de bildirilen verilere dayanan yeni sıralama, Şubat 2023 depremlerinin etkisini yansıtmıyor. Felaketin yol açtığı büyük can kaybına ve hasarın büyük boyutuna rağmen (UNDP'nin desteğiyle hazırlanan bir hükümet değerlendirmesine göre, toplam hasar ve kayıplar 103,6 milyar ABD doları veya 2023’teki tahmini GSYİH'nın yüzde 9'u olarak tahmin ediliyor), depremlerin ülkenin İGE sıralamasını etkilemesi beklenmiyor.İGE sıralamaları, UNDP tarafından her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu'nun (İGR) temel bir parçası. “Tıkanıklığı Aşmak: Kutuplaşmış Bir Dünyada İş Birliğini Yeniden Şekillendirmek” başlıklı 2023/24 baskısı, eşitsiz kalkınma ilerlemesinin en yoksulları geride bıraktığı, eşitsizliği artırdığı ve küresel ölçekte kutuplaşmayı körüklediği uyarısında bulunuyor. Rapor, uluslararası kolektif eylemin, yükselen bir "demokrasi paradoksu" nedeniyle engellendiğini ortaya koyuyor: Dünya çapında on kişiden dokuzu demokrasiyi desteklerken, küresel ankete katılanların yarısından fazlası, demokratik sürecin temel kurallarını atlayarak demokrasiyi zayıflatabilecek liderlere destek verdiğini ifade ediyor. Dünya çapında ankete katılanların yarısı, hayatları üzerinde hiç kontrol sahibi olmadıklarını veya sınırlı kontrole sahip olduklarını belirtiyor ve üçte ikiden fazlası hükümetlerinin kararları üzerinde çok az etkiye sahip olduklarına inanıyor. Rapor, artan siyasi kutuplaşmayla birleşen bu tür güçsüzlük hislerinin, bazı ülkelerin tam da yenilenen işbirliğinin hayati önem taşıdığı bir dönemde içe kapanmasına neden olduğu sonucuna varıyor."Küreselleşmeden sıyrılmanın" sorumsuz bir yanılsama olduğunu vurgulayan rapor, iklim değişikliği gibi sınır ötesi sorunlara çözüm sağlamak amacıyla "yeni nesil küresel kamu malları" yaratmak için kolektif eylem öneriyor."Artan kutuplaşma ve bölünmenin damgasını vurduğu bir dünyada, birbirimize yatırım yapmayı ihmal etmek, refah ve güvenliğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor" diyen UNDP Başkanı Achim Steiner, “Korumacı yaklaşımlar, pandemi, iklim değişikliği ve dijital regülasyonlar da dahil olmak üzere karşılaştığımız karmaşık, birbiriyle bağlantılı güçlükleri çözemez. Sorunlarımız iç içe geçmiş durumda ve eşit ölçüde birbirine bağlı çözümler gerektiriyor.” şeklinde konuştu.2023/24 İnsani Gelişme Raporu ve UNDP'nin yeni belirsizlik bileşkesinde yön bulmaya dair analizi hakkında daha fazla bilgi edinmek için: https://www.undp.org/tr/turkiye/publications/human-development-report-2023
1 of 5
Basın Duyurusu
05 Mart 2024
BM Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlıklı etkinlikle kutluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlığıyla düzenledikleri ortak etkinlikle Ankara’da kutlayacak. Etkinlik, 6 Mart 2024 tarihinde saat 9.15’te J.W Marriott Ankara Oteli’nde gerçekleşecektir.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’ın ana konuşmacı olarak katılacağı etkinliğin programı aşağıda yer almaktadır. Etkinlikte bu yılki Dünya Kadınlar Günü teması olan "İlerleme için Kadınlara Yatırım" ile, kadınların dünya çapında sosyal, ekonomik ve kültürel değişimi yönlendirmedeki hayati rolüne vurgu yapılacak.Basın mensuplarına saygılarımızla duyurulur. ***Etkinliğe katılımızınız lütfen unic-ankara@un.org adresine bildiriniz.ProgramDünya Kadınlar Günü: İlerleme için Kadınlara Yatırım6 Mart 2024JW Marriott Oteli, Ankara 09:15 – 09:30 Kayıt09:45 – 10:00 Açılış KonuşmasıSayın Paolo Marchi, BM Türkiye Mukim Koordinatör VekiliBM Türkiye Ülke Ekibi Video Mesajı 10:00 – 10:15 Ana KonuşmaSayın Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı10:15 – 10:30 Aile Fotoğrafı ve takiben Kahve Arası10:30 – 10:45 Tematik KonuşmaKadının Statüsü Komisyonu (KSK) 68’inci oturumu öncelikli teması üzerine konuşma:“Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmanın hızlandırılması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için, yoksulluğun, kurumların ve finansmanın toplumsal cinsiyet bakış açısı ile ele alınarak güçlendirilmesi” Sayın Şehnaz Kıymaz Bahçeci, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Hükümetlerarası Süreçler ve Savunuculuk Uzmanı 10:45 – 12:45 Panel Oturumu: “Eşitliğe Yatırım Yapmak Neden Önemli?”Farklı geçmişe sahip panelistler, kadınların güçlenmesine yatırım yapmanın bir toplumda eşitlik, iyileşme ve kalkınmaya katkı sağlayarak nasıl fark yarattığına dair deneyim ve hikayelerini paylaşacaklar.Moderatör: Sayın Zeliha Ünaldı, BM Kadın Birimi Ülke Direktör YardımcısıPanelistler:Sayın Prof. Dr. Ayşe Akın, Başkent Üniversitesi Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi MüdürüSayın Canan Güllü, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Sayın Eda Yabancı, Gençlik İklim Elçisi ve Eşitlik için Gençlik Grubu Eş KoordinatörüSayın Doç. Dr. Emel Memiş, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat BölümüSayın Gürsel Appa, Turuncu Eller Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Sayın Dr. Zakira Hekmat, Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Kurucusu ve Başkanı12:45 – 13:15 Soru Cevap 13:15 – 14:00 Öğle Yemeği
1 of 5
Basın Duyurusu
22 Şubat 2024
Birleşmiş Milletler Gazetecilik Bursu başvuruları başladı
New York, NY. Dag Hammarskjöld Gazeteciler Fonu, 2024 yılı burs programı için profesyonel gazetecilerin başvurularını kabul etmeye başladı. Burs programına son başvuru tarihi 5 Nisan 2024.Burs programı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 79. oturumunun açılışında 10 hafta boyunca uluslararası meseleler hakkında haber yapmak üzere New York'a gelmek isteyen 25-35 yaş arası radyo, televizyon, yazılı basın ve internet gazetecilerine açık. Burs program ile New York'a seyahat ve konaklama imkanının yanı sıra harcırah da sağlanıyor. Burs programına Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler ile Okyanusya'daki çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde yaşayan ve hali hazırda medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler başvurabiliyor. Başvuru sahiplerinin uluslararası meselelere ve BM'nin daha iyi anlaşılmasını okuyucu ve izleyicilerine aktarmaya ilgi ve bağlılık göstermeleri gerekiyor. Program gazetecilere temel beceri eğitimi vermeyi amaçlamıyor; tüm bursiyerlerin medya profesyoneli olması gerekiyor. Gazeteciler her yıl tüm başvuruların incelenmesinin ardından seçiliyor ve uluslararası diplomatik müzakereleri gözlemlemek ve küresel meselelere daha geniş bir bakış açısı ve anlayış kazanmak için eşsiz bir fırsat yakalıyor. Geçmişte burs programına kabul edilen gazetecilerin mesleklerinde ve ülkelerinde önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Bursiyerlik uygunluk kriterleri ve gerekli belgelerin yanı sıra burs programına başvuru Fon'un www.unjournalismfellowship.org adresindeki web sitesinden yapılıyor. Program, uygunluk ve başvuru süreciyle ilgili sorular fellowship2024@unjournalismfellowship.org adresine e-posta yoluyla iletilebiliyor.Merkezi BM'de olmasına rağmen, fon BM’den mali destek almıyor. Fon, 60 yılı aşkın bir süre önce BM gazetecileri tarafından Genel Sekreter Dag Hammarskjöld'ün mirasının yaşayan bir anısı olarak bağımsız bir kuruluş olarak kuruldu. Fon, BM gazetecileri tarafından işletilmeye devam ediyor ve mali desteğini BM Misyonları, vakıflar, kuruluşlar ve bireylerden alıyor.
1 of 5
Basın Duyurusu
05 Aralık 2023
İlk Gençlik İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı yeni kurulan Birleşmiş Milletler Gençlik Ofisi'nin başına geçti
Genel Sekreter'in çığır açan "Ortak Gündemimiz" raporunda yer alan tavsiyeler doğrultusunda Üye Devletler, Genel Sekreter'in Gençlik Elçileri tarafından yürütülen on yılı aşkın bir süredir devam eden çalışmaların üzerine inşa edilen ve BM'nin gençlerle ve gençler için yürüttüğü çalışmaların yeniden canlandırılması ve genişletilmesi için çok önemli bir atılım anlamına gelen, BM Sekreteryası bünyesinde gençlik işlerinden sorumlu özel bir birim olarak BM Gençlik Ofisi'nin kurulmasını oybirliğiyle kabul etti.
On yıllar boyunca BM, gençlerin haklarını ve fırsatlarını ilerletme konusunda önemli adımlar attı. Gençlerin güçlendirilmesi sadece bir eşitlik meselesi değil; muazzam bir sosyal ve ekonomik potansiyele sahip. Gençlerin güçlendirilmesi canlı toplumlar yaratır, yenilikçiliği teşvik eder ve ilerlemeyi hızlandırır.
Ancak, gençleri etkileyen eşitsizlikler dünyanın her köşesinde varlığını sürdürüyor. Gençler eğitim, istihdam ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişim gibi zorluklarla karşılaşıyor ve karar alma süreçlerinde sesleri genellikle duyulmuyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada "İki Gençlik Elçisi tarafından yaklaşık on yıldır sürdürülen önemli çalışmaların üzerine inşa ederek, gençler için ve gençlerle birlikte daha güçlü savunuculuk, koordinasyon ve hesap verebilirlik çabalarını ilerletmek üzere BM Sekretaryası bünyesinde bir Birleşmiş Milletler Gençlik Ofisi kuruyoruz” dedi.
BM Gençlik Ofisi'nin kurulması, gençlerin karşı karşıya olduğu zorlukları ve fırsatları ele almaya odaklanarak, BM'nin gençlerle ve gençler için angajmanının yeniden canlandırılması ve genişletilmesi için çok önemli bir atılıma işaret ediyor.
BM Gençlik Ofisi, BM'nin sistem çapında gençlik stratejisi olan Gençlik 2030'un rehberliğinde, gençlik meselelerinde işbirliğini, koordinasyonu ve hesap verebilirliği artırma çabalarına öncülük edecek ve Birleşmiş Milletler'in tüm çeşitlilikleriyle gençlerle etkili ve kapsayıcı bir şekilde çalışmasını sağlayacak.
BM Gençlik Ofisi'nin misyonu, çok paydaşlı nesiller arası dayanışmanın teşvik edilmesi yoluyla, sürdürülebilir kalkınma, insan hakları ve barış ve güvenlik de dahil olmak üzere BM'nin tüm çalışma alanlarında anlamlı, kapsayıcı ve etkili gençlik katılımını güçlendirmeye odaklanıyor.
28 Ekim 2023 tarihinde Genel Sekreter, Dr. Felipe Paullier'i Gençlik İşlerinden sorumlu ilk Genel Sekreter Yardımcısı olarak atadı. Dr. Paullier bugün resmen görevine başlayarak BM tarihinde üst düzey görevlere atanan en genç isim oldu.
Gençlik İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Felipe Paullier, "BM Gençlik Ofisi'nin kurulmasıyla birlikte BM sistemi için yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyoruz" dedi. "Görevimi devralırken dünyanın dört bir köşesinden gençlerle hem sanal ortamda hem de kendi toplumlarında bir araya gelmeye başlamak için sabırsızlanıyorum. Önümüzdeki aylarda gençlerin deneyimlerinden faydalanmak, yeni Gençlik Ofisi için hiçbir gencin geride kalmamasını sağlayacak bir eylem planı oluşturmamda bana yardımcı olacak” dedi.
Dr. Paullier 2020 yılından bu yana Uruguay Ulusal Gençlik Enstitüsü Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. Daha içersinde ise, Montevideo CH yargı bölgesi Belediyesinde Başkan Yardımcılığı (2015-2020) ve Montevideo Departman Yasama Mahkemesinde Yedek Danışman (2010-2015) dahil olmak üzere çeşitli siyasi idareci pozisyonlarında görev yaptı. Dr. Paullier, Pediatri alanında uzmanlaşmış bir Tıp Doktorudur.
BM Gençlik Ofisi Hakkında
Her yerde gençlerin yılmaz bir savunucusu ve destekçisi olan BM Gençlik Ofisi, tüm gençlerin kendilerini en çok etkileyen kararlara anlamlı bir şekilde dahil olduğu bir dünya hayal ediyor. Birleşmiş Milletler'in tüm çeşitliliğiyle gençlerle ve gençler için çalışma yöntemlerini uyumlu hale getirerek, gençlik meselelerinde sistem çapında işbirliği, koordinasyon ve hesap verebilirliğe öncülük ediyor. Çok paydaşlı nesiller arası dayanışmayı teşvik ederek, çalışmalarını sürdürülebilir kalkınma, insan hakları ve barış ve güvenlik alanlarında anlamlı, kapsayıcı ve etkili gençlik katılımını güçlendirmeye odaklanıyor. Daha fazla bilgi için sosyal medyada @UNYouthAffairs hesabını takip edebilirsiniz.
Basın mensupları daha fazla bilgi için Matthew Hunter ile irtibata geçebilir
e-posta: matthew.hunter@un.org
Tel: +1 (631) 829-4275
1 of 5
Basın Duyurusu
24 Kasım 2023
UN Women, 16 gün boyunca kadına yönelik şiddetin #BahanesiYok diyecek
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, dünyadaki en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olmaya devam etmektedir. Birçok ülke kadına yönelik şiddetle mücadele için yasalar çıkarmasına rağmen, yasaların uygulanmasındaki sorunlar ve ayrımcı sosyal normlar nedeniyle kadına yönelik şiddet önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Küresel olarak tahminen 736 milyon kadın - neredeyse her üç kadından biri - hayatları boyunca en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel yakın partner şiddetine, ya da partneri olmayan kişiler tarafından cinsel şiddete veya her ikisine birden maruz bırakılmıştır.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününden başlayarak, 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar devam eden 16 Günlük Aktivizm Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması çağrısında bulunuyor.
Birleşmiş Milletler bu yıl 16 Günlük Aktivizmi tüm dünyada “BİRLEŞİN! Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddeti Önlemek için Yatırım Yapın” teması ile başlatıyor. #BahanesiYok sloganını kullanan kampanya, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi için yatırım yapılması ve toplumsal normların dönüştürülmesi için çağrıda bulunuyor.
#BahanesiYok kampanyası yasal çerçevelerin önemini vurguluyor
UN Women Türkiye (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) küresel kampanya ile paralel olarak #BahanesiYok kampanyası ile kadına yönelik şiddete hiçbir koşulda, hiçbir yerde ve hiçbir zaman müsamaha gösterilemeyeceğini vurguluyor.
16 Günlük Aktivizm boyunca #BahanesiYok kampanyası, koruyucu yasal çerçevelerin öneminin altını çiziyor ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması çağrısında bulunuyor. Kampanya, kadınlara yönelik şiddetin bahanesinin olmadığını ve bir insan hakları ihlali olduğunu bir kez daha #BahanesiYok diyerek vurguluyor.
UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “#BahanesiYok kampanyasıyla, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin olmadığı bir dünya inşa etme kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu yılki kampanya, Türkiye’deki mevcut mevzuat hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmayı, bu mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması ve uluslararası standartlar ve tavsiyeler temelinde daha da güçlendirilmesi için çağrıda bulunmayı amaçlıyor. 16 Günlük Aktivizm boyunca ve sonrasında, sivil toplum ve kamu kurumlarından ortaklarımızla birlikte, yasaların iyi uygulandığında hayatları koruyabileceğini ve dönüştürebileceğini göstereceğiz. Kadınların ve tüm toplumun haklarını nasıl kullanabilecekleri konusunda bilgi sahibi olmalarının önemini ve politika ve yasaların etkili bir şekilde uygulanması için kamu kurumları ile kadın sivil toplum kuruluşlarının yakın işbirliği içinde çalıştıkları çok paydaşlı bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı vurgulayacağız.”
16 Günlük Aktivizm Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve kadın hakları ile toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ilerleme kaydedilmesi, hem Avrupa Birliği içerisinde hem de ortağımız olan ülkelerde Avrupa Birliği gündeminin en üst sıralarında yer almaktadır.”
UN Women #BahanesiYok kampanyasını Ankara’da bir etkinlikle başlatıyor.
#BahanesiYok kampanyası, 24 Kasım 2023 tarihinde Ankara’da Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile ortaklaşa düzenlenecek bir etkinlikle başlıyor. Etkinlik, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddetin sona erdirilmesine yönelik dayanışma ve kararlılığı ifade etmek üzere sivil toplum kuruluşlarını, hükümet yetkililerini, diplomatik temsilcileri ve medyayı bir araya getirecek.
Etkinlikte sivil toplum kuruluşlarından temsilciler sahne alarak şiddetin her türlüsüne “Bahanesi Yok” diyecek. Kadınların öncülük ettiği sivil toplum kuruluşları sadece kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesine yönelik manifestolarını ve kararlılıklarını ifade etmekle kalmayacak, aynı zamanda hayatta kalan kadınların hayatlarının dönüştürülmesinde oynadıkları önemli rolü de paylaşacak.
Lansman etkinliği kapsamında sanatçı ve avukat Kutlay Evrensel (@kutlayus) ile işbirliği içinde bir sanat performansı sergilenecek. Gerçek zamanlı olarak kurgulanan sanat eseri, temel kavramları kullanarak yasal çerçevelerin önemini vurgulamayı amaçlıyor.
Dünyadan veriler
Küresel olarak tahminen 736 milyon kadın - neredeyse her üç kadından biri - hayatları boyunca en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel yakın partner şiddetine, ya da partneri olmayan kişiler tarafından cinsel şiddete veya her ikisine birden maruz bırakılmıştır.
Her 3 kadından 1’i yaşamları boyunca yakın ilişkide olduğu partneri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor.
2021 yılında 45 bin kadın yakın partneri ya da kendi ailelerinden biri tarafından öldürülmüştür. Yani her saat 5’ten fazla kadın veya kız çocuğu öldürülmektedir.
Yakın partner şiddeti, kadınlara yönelik şiddetin en yaygın biçimidir ve farklı geçmiş ve kültürlerden kadınları etkilemektedir.
Şiddete maruz bırakılan kadınların yüzde 40’ından daha azı yardım aramaktadır.
Kadına yönelik şiddet yalnızca fiziksel zararlara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi psikolojik ve duygusal travmalara da neden olmaktadır.
Economist Intelligence Unit tarafından yapılan küresel bir araştırma, kadınların yüzde 38’inin kişisel olarak siber şiddet deneyimi yaşadığını ve dijital alanda zaman geçiren kadınların yüzde 85’inin diğer kadınlara yönelik dijital şiddete tanık olduğunu ortaya koymuştur.
BM Kadın Birimi tarafından 58 ülkede yürütülen COVID-19'un sosyoekonomik etkilerine ilişkin Hızlı Toplumsal Cinsiyet Değerlendirme anketlerine göre, kadınların yüzde 45'i COVID-19’dan bu yana kendilerinin veya tanıdıkları bir kadının kadına yönelik şiddetin bir türüne maruz kaldığını bildirmiştir.
Türkiye’den veriler: (2014 Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması)
Her 10 kadından 4’ü eşi veya birlikte olduğu partnerinin fiziksel veya cinsel şiddetine maruz bırakılmaktadır.
Şiddete maruz bırakılan her 10 kadından sadece 1’i yardım için bir kuruluşa başvurmaktadır.
Her 10 kadından 3’ü 18 yaşına gelmeden evlendirilmektedir;
18 yaşında evlenen kız çocuklarının yüzde 48'i fiziksel şiddete maruz bırakılmaktadır;
Kadınların yüzde 11’inin çalışması aileleri tarafından engellenmektedir;
Türkiye'deki insan ticareti mağdurlarının yüzde 90’ı kadındır.
Medya talepleri için:
Ebru Demirel, ebru.demirel@unwomen.org
1 of 5
En son kaynaklar
1 / 8
1 / 8