En son
Haber
23 Mart 2023
UN Women - IPU “Siyasette Kadın 2023” haritasına göre: Kadınların siyasete katılımı eşitlikten hala çok uzakta
Daha fazla bilgi için
Haber
22 Mart 2023
Beş Maddede BM 2023 Su Konferansı
Daha fazla bilgi için
Konuşma
20 Mart 2023
Uluslararası Bağışçılar Konferansı “Türkiye ve Suriye Halkları için Birlikte”
Daha fazla bilgi için
En son
Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yoksulluğun son erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefliyor. BM'nin çalıştığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şunlardan oluşuyor.
Haber
16 Şubat 2023
BM’den Türkiye için 1 milyar Dolarlık acil yardım çağrısı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres Türkiye'de son yüzyılda meydana gelen en yıkıcı depremlerden zarar görenler için 1 milyar dolarlık bir acil yardım çağrısı başlattı.
BM Genel Sekreteri yaptığı yazılı açıklamada “Üç aylık bir dönemi kapsayan bu fon, 5,2 milyon insana yardım ulaşmasına ve yardım kuruluşlarının gıda güvenliği, koruma, eğitim, su ve barınma gibi bir dizi alanda Hükümet öncülüğünde yürütülen yardım çabalarına yönelik hayati desteği hızla arttırmasına olanak sağlayacak” dedi.
Guterres açıklamasında “Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke ve Suriyeli komşularına yıllardır büyük bir cömertlik göstermiştir. Şimdi dünyanın Türk halkını destekleme zamanıdır - tıpkı yardım isteyen diğer ülkelerle dayanışma içinde oldukları gibi” ifadesini kullandı.
BM Genel Sekreteri “İhtiyaçlar çok büyük, insanlar acı çekiyor ve kaybedecek zaman yok. Uluslararası toplumu, çağımızın en büyük doğal felaketlerinden birine yanıt olarak bu kritik çabayı desteklemeye ve tam olarak finanse etmeye çağırıyorum” diyerek açıklamasına son verdi.

Haber
23 Mart 2023
UN Women - IPU “Siyasette Kadın 2023” haritasına göre: Kadınların siyasete katılımı eşitlikten hala çok uzakta
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Parlamentolar Arası Birlik (IPU) tarafından 2005 yılından bu yana hazırlanan haritanın, 2023 yılı nüshası yayınlandı. IPU-UN Women 2023 haritasına göre dünya genelinde daha fazla kadın politikada karar alma süreçlerine katıldı fakat toplumsal cinsiyet eşitliği hala sağlanamadı.
Harita, 1 Ocak 2023 itibarıyla kadınların yönetici pozisyonlarında ulusal parlamentodaki en güncel oranlarını ve bölgesel dağılımını gösteriyor. Verilere göre; dünya genelinde siyasi lider rolündeki kadınların oranının hem hükümette hem de parlamentoda artışı söz konusuyken, bu oran bazı ülkelerde hala çok düşük.
UN Women İcra Direktörü Sima Bahous şunları söyledi: “Bu veriler bize kadınların devlet ya da hükümet başkanlığı kademelerinde yeterli seviyede temsil edilmediklerini gösteriyor. Bakanlıkların dörtte birinden daha azında kadınlar bulunurken, ekonomi, savunma ve enerji gibi bakanlıklarda erkeklerin hakimiyeti devam ediyor. Tam demokrasi, ancak kadınların eşit katılımı ile gerçekleşebilir. Kadın liderlere karşı devam eden şiddet ve tehditler, ekonomik ve sosyal iyileşmeye olan ihtiyacı dile getirecek adayların ve oy verenlerin seslerini duyurmasını engelliyor. Gerçekten eşitliği sağlayacak bir değişikliğe ihtiyacımız var.”
IPU Genel Sekreteri Martin Chungong ise şunları söyledi: “Bu sene siyasette kadınların sayısında artış gözlemlemek bize cesaret verdi. Ancak mevcut büyüme oranları, toplumsal cinsiyet eşitliğine erişmek için hala gidilecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor. İklim değişikliği krizleri, jeopolitik gerilimler, ekonomik istikrarsızlık ve sosyal eşitsizlik gibi sorunların çözümü için, kadınların yeteneklerinin daha iyi değerlendirilmesi ve siyasete girmelerinin teşvik edilmesi gerekiyor.”
Veriler geniş küresel eşitsizlikleri ortaya koyuyor
1 Ocak 2023 itibarıyla ülkelerin %11.3’ünde devlet başkanı kadınlar varken, %9.8’inde hükümet başkanı kadın bulunuyor (193 ülkenin 19’u). 10 yıl önce bu rakamlar sırasıyla %5.3 ve %7.3 idi. Tüm bölgeler arasında Avrupa, kadınların siyasete katılımının çoğunlukta olduğu en fazla sayıda ülkeye sahip olmaya devam ediyor.
“Siyasette Kadın 2023” haritasına göre dünya genelinde kadın milletvekillerinin, 2021’deki oranı %25.5’ten %26.5’e yükselirken, 2021’de %20.9 olan parlamentodaki kadın meclis başkanları oranının %22.7’ye ulaştığı görünüyor.
Güncel verilere göre kadın bakanların oranı tüm dünyada %22.8. Bakanlık kabinesinde en yüksek kadın oranına sahip bölgeler Avrupa ve Kuzey Amerika (%31.6) ile Latin Amerika ve Karayipler (%30.1). Orta Asya ve Güney Asya %10.1, Pasifik Adaları %8.1 ile kadınların bakanlıklarda en az temsil edildiği bölgeler. Birçok Avrupa ülkesinde ise (13 ülke) %50 oranından daha fazla kadın bakanlık koltuklarında oturuyor.
Kadınların bakanlıklardaki temsiliyeti düşük oranlarda olmasına rağmen, kadınlar çevre (%32), kamu yönetimi (%30) ve eğitim (%30) alanlarında bakanlık pozisyonlarında yer alıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları ve sosyal haklar konularında liderlik pozisyonlarında bulunuyor. Buna karşılık, erkekler ekonomi, savunma, adalet ve içişleri gibi bakanlıklara hakim olmaya devam ediyor.
“Siyasette Kadın 2023” haritasına göre Türkiye’deki durum
Kadınların siyasal yaşama eşit katılımının önünde duran yapısal engeller ancak belirli hedefi olan geçici özel önlemler ile aşılabilir. Geçici özel önlemlerin başında farklı şekillerde uygulanabilecek olan kota uygulamaları geliyor. Bu uygulamalar çerçevesinde özellikle önümüzdeki günlerde Türkiye’de gerçekleşecek olan milletvekili genel seçimi öncesinde, siyasi partilerin daha fazla kadın adaya listelerinde yer vermesi ve kadınları listelerde kazanabilecekleri sıralara yerleştirmeleri büyük önem taşıyor.
Aday listelerinin oluşturulmasında cinsiyet kotasının uygulaması, listelerdeki toplam aday sayısının belli bir oranını kadınlar için ayrılması ve listelerin kazanabilecek sıralarına kadınların yerleştirilmesi için cinsiyet kotasının fermuar sistemi ile desteklenmesi örnek olarak verilebilir. Yasal cinsiyet kotası olmasa da eşit katılım için siyasi partiler aday listelerinin yanı sıra tüm yönetim ve karar alma pozisyonları için kendi cinsiyet kotalarını uygulayabilir. Siyasi partilerin kadın adaylara yanlızca adaylık ücretleri için değil kampanya çalışmaları ve seçim dönemi boyunca da finansal destek sağlamaları da bir geçici özel önlem olarak büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.
Siyasette Kadınlar 2023 Haritası'nın İngilizce ve Türkçe versiyonlarına erişmek için: https://turkiye.un.org/en/224323-women-politics-map-2023
1 of 5

Haber
22 Mart 2023
Beş Maddede BM 2023 Su Konferansı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi'nde 22-24 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan BM 2023 Su Konferansı, 2030 yılına kadar güvenli su ve sanitasyona evrensel erişime yönelik ilerlemeyi hızlandırmak için nadir ve önemli bir fırsat olarak görülüyor.
Su, sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alıyor. Dünya üzerindeki yaşamı her yönüyle destekliyor ve güvenli ve temiz suya erişim temel bir insan hakkını oluşturuyor. Ancak, onlarca yıldır süregelen kötü yönetim ve yanlış kullanım su stresini artırmış ve bu önemli kaynağa bağlı olan yaşamın birçok yönünü tehdit eder hale gelmiş bulunuyor.
1. Küresel bir su kriziyle karşı karşıyayız
Su, insanların refahı, enerji ve gıda üretimi, sağlıklı ekosistemler, toplumsal cinsiyet eşitliği, yoksulluğun azaltılması ve daha fazlası için gerekli.
Ancak şu anda küresel bir su kriziyle karşı karşıyayız. Dünya genelinde milyarlarca insan hala suya erişimden yoksun. Her yıl 800 binden fazla insanın doğrudan güvenli olmayan su, yetersiz sanitasyon ve kötü hijyen uygulamalarına bağlı hastalıklar nedeniyle öldüğü tahmin ediliyor.
Bu değerli kaynağa yönelik talepler artmaya devam ediyor: yaklaşık dört milyar insan yılın en az bir ayında ciddi su kıtlığı yaşıyor. Su, yaşamın pek çok yönü için bu kadar önemli olduğundan, 2030 yılına kadar herkesin bu temel kaynağa adil bir şekilde erişebilmesini sağlamak için suyun korunmasını ve uygun şekilde yönetilmesini sağlamak önem teşkil ediyor.
2. Su ve iklim ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı
Artan seller, öngörülemeyen yağışlar ve kuraklık gibi iklim değişikliğinin su üzerindeki etkileri giderek artan bir hızla görülüyor ve hissediliyor. Bu etkiler sürdürülebilir kalkınmayı, biyolojik çeşitliliği ve insanların su ve sanitasyona erişimini tehdit ediyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) Su Konusunda İklim Hizmetlerinin Son Durumu raporuna göre, suyla ilgili tehlikeler endişe verici bir oranda artmış bulunuyor. 2000 yılından bu yana seller yüzde 134 oranında artarken, kuraklık süresi de yüzde 29 oranında artmış bulunuyor.
Ancak su aynı zamanda iklim değişikliğine karşı önemli bir çözüm olabilir. Turbalık alanlar ve sulak alanlar gibi ortamlar korunarak karbon depolanması iyileştirilebilir, sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi tatlı su kaynakları üzerindeki baskının azaltılmasına yardımcı olabilir ve su temini ve sanitasyon altyapılarının iyileştirilmesi gelecekte herkesin hayati kaynaklara erişimini sağlayabilir.
Su, iklim politikalarının ve eylemlerinin merkezinde yer almalıdır. Sürdürülebilir su yönetimi, dayanıklılık oluşturmaya, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya ve toplumları ve ekosistemleri korumaya yardımcı olabilir. Sürdürülebilir, uygun fiyatlı ve ölçeklendirilebilir su çözümleri bir öncelik haline gelmelidir.
3. Kırk yıl sonra, cesur yeni taahhütler masada
BM 2023 Su Konferansı, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Genel Sekreter Yardımcısı (DESA) ve etkinliğin Genel Sekreteri Li Junhua'nın ifadesiyle "harekete geçmek ve suyu çevreleyen geniş çaplı zorlukları görüşmek" için ortak eylem kararı almak üzere çok önemli bir fırsat olacak.
Konferans, Devlet ve Hükümet Başkanlarını, Bakanları ve tüm farklı sektörlerden paydaşları, BM'nin daha adil bir gelecek için 2030 Gündeminin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 6 da dâhil olmak üzere, herkes için güvenli su, sanitasyon ve hijyene erişimin sağlanması gibi uluslararası kabul görmüş amaçlara ulaşmak üzere bir araya getiriyor.
Konferansın ana çıktılarından biri, suyla ilgili tüm gönüllü taahhütleri toplayacak ve ilerlemelerini takip edecek olan Su Eylemi Gündemi olacak. Gündem, Üye Devletleri, paydaşları ve özel sektörü günümüzün su sorunlarını ele almak üzere acil eyleme geçmeye teşvik etmeyi amaçlıyor.
4. Beş temel odak alanı
Konferans, su eylemi güçlendirmek ve hızlandırmak için beş "interaktif diyalog" gerçekleşecek.
İnteraktif diyaloglar, 2030 yılına kadar herkes için su ve sanitasyonun mevcudiyeti ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanmasına yönelik hızlı sonuçlar elde etmeye yönelik bir girişim olan 6’ncı Sürdürülebilir Kalkınma Amacının hayata geçirilmesini hızlandırmayı destekleyen Küresel Çerçevenin beş ilkesini de destekliyor.
Beş interaktif diyalog şunlardan oluşuyor:
Sağlık için Su: Güvenli içme suyu, hijyen ve sanitasyona erişim.
Sürdürülebilir Kalkınma için Su: Suya Değer Verilmesi, Su-Enerji-Gıda Bağlantısı ve Sürdürülebilir Ekonomik ve Kentsel Kalkınma.
İklim, Dayanıklılık ve Çevre için Su: Kaynaktan Denize, Biyolojik çeşitlilik, İklim, Dayanıklılık ve Afet Riskinin Azaltılması.
İş birliği için Su: Sınır Aşan ve Uluslararası Su İşbirliği, Sektörler Arası İşbirliği ve 2030 Gündeminde Su.
Su Eylemi On Yılı: BM Genel Sekreteri'nin Eylem Planı da dahil olmak üzere On Yılın hedeflerinin uygulanmasının hızlandırılması.
5. Su Eylemine Nasıl dahil olabilirsiniz?
Su herkesi etkileyen kritik bir konu. BM’ye Üye Devletler, hükümetler ve paydaşları kendi su taahhütlerini vermeye hazırlanırken, BM herkesi kendi su eylemini gerçekleştirmeye çağırıyor. Küçük ya da büyük her türlü eylem, SKA 6'nın amaç ve hedeflerine ulaşılması yönünde değişimin ve eylemin hızlandırılmasına yardımcı olabilir.
İşte günlük rutinlere dahil edilebilecek bazı basit eylemler:
Daha kısa duş alın ve evinizdeki su israfını azaltın. Evsel atık suyun yüzde 44'ünün güvenli bir şekilde arıtılmadığı düşünüldüğünde, daha kısa duşlar almak bu değerli kaynağı korumak için harika bir yoldur. (Tembel İnsanın Su Tasarrufu Rehberi’nde alıntıdır)
Yerel nehirlerin, göllerin veya sulak alanların temizlenmesine katılın. Bir ağaç dikin. Bu eylemler su ekosistemlerini kirlilikten korumaya, sel riskini azaltmaya ve suyu verimli bir şekilde depolamaya yardımcı olabilir.
Tuvaletler, sanitasyon ve mensturasyon arasındaki kritik bağlantı konusunda farkındalık yaratın. Bulunduğunuz toplumda, okulunuzda veya iş yerinizde konuşmalar başlatarak tabuları yıkın.
6’ncı Sürdürülebilir Kalkınma Amacının amaç ve hedefleri hakkında daha fazla bilgi edinin ve yerel ve ulusal düzeyde çözümler için savunuculuk yapmaya devam edin.
1 of 5

Haber
19 Mart 2023
AB, BM’nin katılımıyla depremzedeler için Yardım Konferansı düzenliyor
AB Konseyi İsveç Dönem Başkanlığı ve Avrupa Komisyonu, Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerden etkilenen Türkiye ve Suriye halkına destek olmak üzere 20 Mart'ta Brüksel'de Uluslararası Donörler Konferansına ev sahipliği yapacak.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Dönem Başkanlığı adına İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un ev sahipliğinde ve Türk makamlarıyla koordinasyon halinde düzenlenen Donörler Konferansına, AB’ye Üye Devletler, aday ve potansiyel aday ülkeler, komşu ve ortak ülkeler, Rusya hariç G20 üyeleri, Körfez İşbirliği Ülkeleri, Birleşmiş Milletler, uluslararası örgütler, insani yardım aktörleri ile uluslararası ve Avrupa finans kuruluşları davet edildi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Türkiye ve Suriye'de meydana gelen yıkıcı depremlerden altı hafta sonra, bu trajediden sağ kurtulanlara destek olmak üzere bir araya geliyoruz," dedi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Dayanışmamız, depremden sonraki ilk saatlerde olduğu kadar güçlü olmaya devam edecektir. Türkiye ve Suriye'deki depremzedeler uzun vadede yanlarında olduğumuzu bilmelidir. Tüm ulusları ve kamu ya da özel tüm bağışçıları katkıda bulunmaya ve kaybedilen hayatların anısını, ilk müdahale ekiplerinin kahramanlıklarını onurlandırmaya ve en önemlisi hayatta kalanlar için daha iyi bir geleceği birlikte inşa etmeye davet ediyorum." dedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Türkiye ve Suriye'de meydana gelen depremlerin tarihi boyutlarda bir afet olduğuna dikkat çekti. "Can ve mal kayıplarından ve insanların çektiği acılardan büyük üzüntü duyuyorum. Sonuçları gerçekten korkunç. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı olarak İsveç, AB ve uluslararası ortaklarla birlikte, rehabilitasyon ve erken toparlanmanın sonraki aşamalarında etkilenenlere yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapacaktır" dedi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen ay meydana gelen şiddetli depremlerin ardından ülkeyle dayanışma amacıyla Pazartesi günü AB öncülüğünde düzenlenen Uluslararası Donörler Konferansı'nın açılış oturumuna çevrimiçi katılarak bir konuşma yapacağı belirtildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, AB Komisyonu ve Avrupa Birliği Konseyi İsveç Dönem Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansın "6 Şubat'ta meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından dayanışma ve desteği yansıttığı" belirtildi. Açıklamada, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konferansa bizzat katılacağı ve mevkidaşlarıyla ikili görüşmelerde bulunacağı belirtildi.
Konferansta BM sistemini UNDP Başkanı ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Grubu Başkan Yardımcısı Achim Steiner temsil edecek.
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, UNDP ve Dünya Bankası’nın Türkiye’de ön hasar tespiti ve toparlanma vizyonu ile ilgili bir sunum da yapılacak.
Konferans hakkında
Uluslararası Donör Konferansı, 20 ve 21 Mart 2023 tarihlerinde Avrupa Komisyonu ve İsveç Konsey Başkanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen Avrupa İnsani Yardım Forumu ile arka arkaya gerçekleştirilecektir. Forum, hızla artan insani yardım ihtiyaçları, değişen jeopolitik gerçekler ve daralan insani yardım alanı bağlamında gerçekleştirilecek. Forum, Avrupalı aktörlerin ve uluslararası toplumun, insani yardım finansman açığı ve donör tabanının genişletilmesi ihtiyacı da dâhil olmak üzere süregelen insani yardım sorunlarını tartışmaları için bir platform sağlayacak.
Uluslararası Donör Konferansına ek olarak AB, 14-15 Haziran tarihlerinde Suriye ve Bölgenin Geleceği konulu 7. Brüksel konferansına ev sahipliği yapacaktır.
1 of 5

Haber
17 Mart 2023
Deprem sonrası yardım çalışmalarında kadın gönüllüler önemli rol oynuyor
6 Şubat’ta 11 ili etkileyen depremlerin ardından bölgeye giden sivil toplum kuruluşlarından biri de Toplum Gönüllüleri Vakfı’ydı. Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki toplam 7 depoya gelen gönüllüler, bölgeye gelen yardım malzemelerinin sınıflandırılması, depolanması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için çalışmaya başladı. Kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaç duydukları yardımları ve desteği almalarını sağlayanlar ise kadın gönüllüler oldu.
Gönüllüler, depremden kurtulanların acil ihtiyaçlarını karşılamak, hizmetlerin ulaştırılması konusunda kamu kurumlarına destek olmak ve bakıma ve desteğe ihtiyaç duyan kişilere yardım etmek konusunda önemli bir rol oynuyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) sivil toplum partneri olan Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), ilk günden bu yana, yarısı kadınlardan oluşan 800’ü aşkın gönüllüsüyle sahada çalışmaya devam ediyor.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen, aralarında depremden etkilenenlerin de olduğu TOG gönüllüleri, kamu kurumlarının koordinasyonunda, yardımları ayırıyor, depoluyor ve ihtiyacı olan insanlara, kadınlara ve kız çocuklarına ulaştırmak için paketliyor.
İstanbul’dan Hatay’a gelerek bir depoda çalışmaya başlayan TOG eğitim uzmanı Rana Kara (27) gelen yardımlarla ilgili şunları söylüyor: “İnsani yardım malzemelerinin çeşitliliği her geçen gün değişiyor. Bir gün bir kamyon dolusu hijyen ürünü ve ped geliyor, ertesi gün bu malzemelerden hiçbiri kalmıyor. Bu nedenle, yardımları paketlemek ve ihtiyacı olanlara hızla teslim etmek bizim için çok önemli.”
Kara yardımların nasıl ulaştığını şöyle açıklıyor: “Gelen yardım malzemelerini sınıflandırıyoruz ve depoluyoruz. Bölgedeki yetkililerden bize gelen ihtiyaç listelerine göre yardım paketlerini hazırlıyoruz ve çadır kentlere gönderiyoruz.”
Son beş yıldır TOG’da gönüllü olan Zilan Aydın (23), Antalya’dan gelerek Hatay’daki depoda yardımları organize etmeye ve operasyonu kurmaya başlamış. Aydın şunları söylüyor: “Depolara ailelerinin ihtiyacını almak için genellikle erkekler geliyor. Toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılar ve geleneksel normlar dolayısıyla, erkekler nasıl hijyenik ped isteyeceğini bilmiyor. Ya da eşlerinin ve kızlarının hangi tür ped kullanmaları gerektiğini bilmiyorlar. Böylece onlar sormadan, ailelere hazırladığımız yardım paketlerine hijyenik ped ve çocuk bezi koymaya karar verdik.”
Diş hekimliği öğrencisi olan Zilan Aydın sahadaki deneyimlerini ve gözlemlerini şöyle aktarıyor: “Bir sağlık profesyoneli gözüyle ortamı gözlemleme fırsatı buldum. Birçok hamile kadın, kanaması olduğunu ya da düşük yapma riski taşıdığını söylüyordu. Ayrıca kadınların kendi ihtiyaçlarından önce çocuklarının ihtiyaçlarına öncelik verdiğini gözlemledim. Anneler, çocuk bezi ve bebek maması istiyorlar, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atıyorlardı.”
15 yıldan bu yana TOG gönüllüsü olan Dilay Duman, depremden sonra Hatay’daki depoda çalışmaya başladığını söylüyor ve ekliyor: “Deprem gibi felaketlerden sonra gönüllülük oldukça zordur. Hızlı organize olmak, sürekli değişen bir ortamda hızlı karar vermek ve inisiyatif alırken dikkatli olmak zorundasınız. Gönüllüler olarak kadın ve kız çocukları dahil olmak üzere herkesin hassasiyetlerini dikkate almalı ve ne olursa olsun destekleyici olmak zorundayız.”
TOG’da Toplumsal Cinsiyet Programları Uzmanı olarak çalışan Hazal Günel, gönüllülerin deprem sonrası yardım hizmetlerinde önemli bir rol oynadığını söylüyor: “Kadın gönüllüler, kadın ve kız çocuklarının farklı ihtiyaç ve önceliklerinin karşılanmasını sağlıyor. Bu nedenle TOG olarak kadın gönüllülerin de bölgede olmasını sağladık. Deprem bölgelerinde zorluklar yaşayan kadınlara yardımcı olmak için kadın gönüllülerin önemli bir katkı sağladığına inanıyoruz.”
Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ise şunları söylüyor: “TOG olarak 2002’den beri toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyor, genç kadınları güçlendirerek toplumsal hayatın her alanında aktif rol almasını amaçlıyoruz. Kadın gönüllülerimizin sahada daha fazla sorumluluk alması, afetten etkilenen kadınlara kendini güvende ve iyi hissettiriyor. Onlar dayanışmanın en güzel örneklerini sergilerken, biz de sürdürülebilir projelere odaklandık. Afetin çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için depremin gerçekleştiği 11 ilde destek merkezleri açmayı hedefliyoruz. Bu merkezlerde çocuklar ve gençler için çeşitli atölyeler ve kurslar gerçekleştirmenin yanı sıra kadınlar için de kendilerini geliştirme alanları yaratacağız. Ayrıca bu merkezlerde ve tüm projelerde gönüllü çalışmalara katılacak olan gençlerin toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi kazanmaları için UN Women ile birlikte yürüttüğümüz proje kapsamında eğitimler gerçekleştireceğiz”
Gençlerle birlikte çalışan Toplum Gönüllüleri Vakfı, onları sosyal sorumluluk projelerine gönüllü olarak katılmaya teşvik ediyor. Vakıf, UN Women tarafından Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle uygulanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan” projesi kapsamında gençlerin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında farkındalığını artırmayı ve değişim liderleri olarak kendi projelerini geliştirmelerine rehberlik etmeyi amaçlayan bir programı hayata geçiriyor.
Depremden etkilenen kadınlara, kız çocuklarına ve ailelerine destek olmak isterseniz linkteki Bağış Yap’a tıklayarak UN Women’ın çalışmalarına destek olabilirsiniz.
Gönüllüler, depremden kurtulanların acil ihtiyaçlarını karşılamak, hizmetlerin ulaştırılması konusunda kamu kurumlarına destek olmak ve bakıma ve desteğe ihtiyaç duyan kişilere yardım etmek konusunda önemli bir rol oynuyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) sivil toplum partneri olan Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), ilk günden bu yana, yarısı kadınlardan oluşan 800’ü aşkın gönüllüsüyle sahada çalışmaya devam ediyor.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen, aralarında depremden etkilenenlerin de olduğu TOG gönüllüleri, kamu kurumlarının koordinasyonunda, yardımları ayırıyor, depoluyor ve ihtiyacı olan insanlara, kadınlara ve kız çocuklarına ulaştırmak için paketliyor.
İstanbul’dan Hatay’a gelerek bir depoda çalışmaya başlayan TOG eğitim uzmanı Rana Kara (27) gelen yardımlarla ilgili şunları söylüyor: “İnsani yardım malzemelerinin çeşitliliği her geçen gün değişiyor. Bir gün bir kamyon dolusu hijyen ürünü ve ped geliyor, ertesi gün bu malzemelerden hiçbiri kalmıyor. Bu nedenle, yardımları paketlemek ve ihtiyacı olanlara hızla teslim etmek bizim için çok önemli.”
Kara yardımların nasıl ulaştığını şöyle açıklıyor: “Gelen yardım malzemelerini sınıflandırıyoruz ve depoluyoruz. Bölgedeki yetkililerden bize gelen ihtiyaç listelerine göre yardım paketlerini hazırlıyoruz ve çadır kentlere gönderiyoruz.”
Son beş yıldır TOG’da gönüllü olan Zilan Aydın (23), Antalya’dan gelerek Hatay’daki depoda yardımları organize etmeye ve operasyonu kurmaya başlamış. Aydın şunları söylüyor: “Depolara ailelerinin ihtiyacını almak için genellikle erkekler geliyor. Toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılar ve geleneksel normlar dolayısıyla, erkekler nasıl hijyenik ped isteyeceğini bilmiyor. Ya da eşlerinin ve kızlarının hangi tür ped kullanmaları gerektiğini bilmiyorlar. Böylece onlar sormadan, ailelere hazırladığımız yardım paketlerine hijyenik ped ve çocuk bezi koymaya karar verdik.”
Diş hekimliği öğrencisi olan Zilan Aydın sahadaki deneyimlerini ve gözlemlerini şöyle aktarıyor: “Bir sağlık profesyoneli gözüyle ortamı gözlemleme fırsatı buldum. Birçok hamile kadın, kanaması olduğunu ya da düşük yapma riski taşıdığını söylüyordu. Ayrıca kadınların kendi ihtiyaçlarından önce çocuklarının ihtiyaçlarına öncelik verdiğini gözlemledim. Anneler, çocuk bezi ve bebek maması istiyorlar, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atıyorlardı.”
15 yıldan bu yana TOG gönüllüsü olan Dilay Duman, depremden sonra Hatay’daki depoda çalışmaya başladığını söylüyor ve ekliyor: “Deprem gibi felaketlerden sonra gönüllülük oldukça zordur. Hızlı organize olmak, sürekli değişen bir ortamda hızlı karar vermek ve inisiyatif alırken dikkatli olmak zorundasınız. Gönüllüler olarak kadın ve kız çocukları dahil olmak üzere herkesin hassasiyetlerini dikkate almalı ve ne olursa olsun destekleyici olmak zorundayız.”
TOG’da Toplumsal Cinsiyet Programları Uzmanı olarak çalışan Hazal Günel, gönüllülerin deprem sonrası yardım hizmetlerinde önemli bir rol oynadığını söylüyor: “Kadın gönüllüler, kadın ve kız çocuklarının farklı ihtiyaç ve önceliklerinin karşılanmasını sağlıyor. Bu nedenle TOG olarak kadın gönüllülerin de bölgede olmasını sağladık. Deprem bölgelerinde zorluklar yaşayan kadınlara yardımcı olmak için kadın gönüllülerin önemli bir katkı sağladığına inanıyoruz.”
Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ise şunları söylüyor: “TOG olarak 2002’den beri toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyor, genç kadınları güçlendirerek toplumsal hayatın her alanında aktif rol almasını amaçlıyoruz. Kadın gönüllülerimizin sahada daha fazla sorumluluk alması, afetten etkilenen kadınlara kendini güvende ve iyi hissettiriyor. Onlar dayanışmanın en güzel örneklerini sergilerken, biz de sürdürülebilir projelere odaklandık. Afetin çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için depremin gerçekleştiği 11 ilde destek merkezleri açmayı hedefliyoruz. Bu merkezlerde çocuklar ve gençler için çeşitli atölyeler ve kurslar gerçekleştirmenin yanı sıra kadınlar için de kendilerini geliştirme alanları yaratacağız. Ayrıca bu merkezlerde ve tüm projelerde gönüllü çalışmalara katılacak olan gençlerin toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi kazanmaları için UN Women ile birlikte yürüttüğümüz proje kapsamında eğitimler gerçekleştireceğiz”
Gençlerle birlikte çalışan Toplum Gönüllüleri Vakfı, onları sosyal sorumluluk projelerine gönüllü olarak katılmaya teşvik ediyor. Vakıf, UN Women tarafından Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle uygulanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan” projesi kapsamında gençlerin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında farkındalığını artırmayı ve değişim liderleri olarak kendi projelerini geliştirmelerine rehberlik etmeyi amaçlayan bir programı hayata geçiriyor.
Depremden etkilenen kadınlara, kız çocuklarına ve ailelerine destek olmak isterseniz linkteki Bağış Yap’a tıklayarak UN Women’ın çalışmalarına destek olabilirsiniz.
1 of 5

Haber
15 Mart 2023
Guterres: Müslüman karşıtı nefretin zehrini yok etmek için harekete geçelim
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri “Müslüman karşıtı nefretin zehrini yok etmek için dikkatleri yoğunlaştırıyor ve harekete geçme çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Bu yıl ilk kez kutlanan Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü vesilesiyle yayınladığı mesajında Genel Sekreter António Guterres “Dünyadaki yaklaşık 2 milyar Müslüman muhteşem çeşitlilikleriyle insanlığı yansıtıyor. Ancak inançlarından başka bir sebep olmaksızın sık sık bağnazlık ve önyargılarla karşılaşıyor” diye konuştu.
Guterres yapısal, kurumsal ayrımcılığın ve Müslüman toplulukların toptan damgalanmasının ötesinde, Müslümanların kişisel saldırılara, nefret dolu söylemlere maruz kaldığını ve günah keçisi ilan edildiklerini ifade etti.
Genel Sekreter özellikle Müslüman kadınların cinsiyetleri, etnik kökenleri ve inançları nedeniyle üçlü ayrımcılığa maruz kaldıklarını vurguladı.
Müslümanların karşı karşıya kaldığı artan nefretin münferit bir gelişme olmadığını belirten Guterres etnik milliyetçiliğin, neo-Nazi beyaz üstünlükçü ideolojilerin ve Müslümanlar, Yahudiler, bazı azınlık Hıristiyan toplulukları ve diğerleri dahil olmak üzere savunmasız nüfusları hedef alan şiddetin yeniden canlanmasının bir parçasını oluşturduğunu kaydetti.
Ayrımcılık hepimizi küçültür
“Ayrımcılık hepimizi küçültür. Ayrımcılığa karşı durmak hepimizin görevidir” diye vurgulayan Genel Sekreter insan haklarına tam saygı gösteren ve dini ve kültürel kimlikleri koruyan politikalar için ısrar edilmesi gerektiğini söyledi.
Guterres “Çeşitliliği zenginlik olarak kabul etmeli ve sosyal uyuma yönelik siyasi, kültürel ve ekonomik yatırımları artırmalıyız. Ve internet üzerinden hızla yayılan nefretle mücadele etmek için çalışarak bağnazlığa karşı durmalıyız” ifadelerini kullandı.
Bin yılı aşkın bir süredir İslam'ın barış, merhamet ve inayet mesajı ile dünyanın dört bir yanındaki insanlara ilham kaynağı olduğunu hatırlatan Genel Sekreter “Her büyük inanç ve gelenek hoşgörü, saygı ve karşılıklı anlayışın gerekliliğine işaret ediyor. Temelde evrensel değerleri yaşatıyoruz: bunlar Birleşmiş Milletler Anlaşmasında hayata geçrilen ve adalet, insan hakları ve barış arayışımızın özünde yatan değerler” dedi.
Guterres mesajına “Bugün ve her gün, bu değerleri gerçekleştirmek için çaba gösterelim ve ortak insanlığımızı yeniden teyit ederek bizi bölmeye çalışan güçlere karşı koyalım” diye son verdi.
BM Genel Kurulu 2022 yılında aldığı kararla 15 Mart'ı Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan etmişti.
1 of 5

Basın Duyurusu
08 Mart 2023
UNDP, Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelerinde toparlanma faaliyetlerine başlıyor
Ankara, 8 Mart 2023 - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Türkiye’nin 11 ilini etkileyen ve 46.000’i aşkın insanın ölümüne, 2,7 milyon kişinin (bölgenin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si) yerinden olmasına ve 214.000’den fazla binanın yıkılmasına neden olan yıkıcı depremlerden bir ay sonra ihtiyaçların hala çok fazla, kaynakların ise kısıtlı kaldığı uyarısında bulundu. Birleşmiş Milletler’in Türkiye için yaptığı “acil çağrı” kapsamında talep edilen 1 milyar ABD Doları tutarındaki yardımın bugün itibarıyla yalnızca yüzde 10,4’ü için fon sağlandı, ancak “erken toparlanma” çabalarına yönelik henüz bir katkı sunulmadı.
Hükümetin öncülüğünde yürütülen acil müdahale kapsamında halihazırda deprem nedeniyle yerlerinden olan 1,9 milyon kişiye barınma sağlanırken depremin hemen sonrasında oluşturulan geçici çadır kamplarının yerine hızla konteyner kentler kuruluyor. Ayrıca, konutların hızla yeniden inşa edilmesine yönelik iddialı planlar da duyuruldu.
Ancak akut ihtiyaçlar devam ediyor. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, 4-6 Mart 2023 tarihlerinde Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis ve Samandağ ziyaretleri ve bu şehirlerdeki yerel yetkililer ile yaptığı görüşmeler sonrasında, “Şimdi uluslararası dayanışma zamanı.” dedi. “Bu, kapsam ve ölçek itibarıyla eşi benzeri görülmemiş bir afet ve yeterli müdahalenin sağlanması için uluslararası donörlerin aynı oranda cömert olması gerekiyor.”
Hasar ve toparlanma maliyetleri ile ilgili değerlendirmeler halen devam ediyor, ancak depremlerin mali yükü kesinlikle yüksek olacak. Dünya Bankası tarafından 27 Şubat 2023’te yayımlanan uydu temelli bir hızlı değerlendirmede fiziksel hasarın 34,2 milyar ABD Doları olduğu, toparlanma ile birlikte bu tutarın muhtemelen iki veya üç katına çıkacağı tahmin ediliyor. UNDP, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği (AB) tarafından sağlanan destek ile Hükümet öncülüğünde yapılan daha uzun dönemli bir ihtiyaç analizine göre zarar tutarı 100 milyar ABD Dolarını aşıyor. Bu analiz tamamlanınca, Mart ayında Brüksel’de düzenlenecek AB donörler konferansında toparlanma ve yeniden inşa finansmanına yönelik çağrıya temel olacak.
“Hayati öneme sahip finansmanı beklerken dahi toparlanma çalışmalarında kaybedilecek zaman yok.” diyen Vinton sözlerine şöyle devam etti: “Bir aydır afete müdahale ile meşgul olduğumuza göre, artık toplulukları yeniden inşa etmeye ve hayatı normalleştirmeye başlamak için adım atmamız gerekiyor.”
Bu amaçla, UNDP, küçük ölçekli başlayıp hızla yaygınlaşacak şekilde kurgulanmış beş farklı girişim için 1,8 milyon ABD Doları taahhütte bulundu. Söz konusu tutarın 500.000 ABD Doları Birleşmiş Milletler’in Merkezi Acil Müdahale Fonu’ndan (CERF), geri kalan 1,3 milyon ABD Doları ise UNDP’nin iç kaynakları ve yönlendirilen proje fonlarından karşılandı.
İlk olarak, UNDP, sanitasyon ve atık yönetimi tesisleri sağlayarak, kurulmakta olan üç “konteyner kenti” destekleyecek. Bu çalışmada, ünlü oyuncu ve UNDP Türkiye İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın girişiminden esinlenildi. Mert Fırat, yönetiminde yer aldığı İhtiyaç Haritası kuruluşu vasıtasıyla, Hükümet ile koordinasyon içinde, Hatay’da yerinden olmuş aileler için geçici bir konteyner topluluğu oluşturmak için çalışıyor. Adıyaman ve Kahramanmaraş’taki geçici yerleşimlere de benzer destek sağlanacak.
UNDP, halihazırda, Doğa Koruma Merkezi (DKM) ile ortak çalışarak, Hatay’a 110.000 ABD Doları tutarında atık yönetimi ve sanitasyon ekipmanı sağladı. Sanitasyon ve hijyen, kadınlar ve kız çocuklarının ihtiyaçları ile özel olarak ilgilenilmesi gereken birçok alandan sadece biri. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), deprem bölgesinde halen hamile olan 226.000 kadından 25.000’inin bu ay doğum yapacağını tahmin ediyor.
İkinci olarak, UNDP, afetten etkilenen bölgelerdeki yaşlılar ve engellilere sosyal bakım, sevk hizmetleri ve tekerlekli sandalye ve yetişkin bezi gibi temel ekipman sağlamak üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte çalışarak Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta “mobil gündüz bakım merkezleri” kuracak.
“Etkilenen bölgelerdeki yerel yetkililerin hepsi bunun öncelikli bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.” diyen Vinton, sözlerini şöyle sürdürdü: “Afet nedeniyle birçok yaşlı insan yalnız kaldı ve travma yaşadı. Bu mobil tesisler, gerek başvuru formu doldurmalarına yardım etmek, gerek kayıp bir bastonun yerine yenisini vermek gerekse yalnızca sevgi ve sempatiyle onları dinlemek üzere oldukları yerde onlara ulaşmamıza yardımcı olacak.”
Üçüncü olarak, UNDP, gerçekten kıyamete benzer bir yıkımın yaşandığı Hatay’da, ağır darbe alan yerel üreticilerden gıda malzemeleri satın alarak kırılgan insanlara sıcak yemek dağıtmak üzere bir mobil mutfak kurmak için yerel kadın kooperatiflerini destekleyen KEDV ile birlikte çalışacak. Böylelikle, UNDP, yardım finansmanını yerel ticaret için cansuyu sağlayacak şekilde harcamayı amaçlıyor.
Dördüncü olarak, UNDP, etkilenen bölgenin dışına taşınan yerlerinden edilmiş binlerce kişiye yardım etmek amacıyla, küçük işletmelere danışmanlık desteği ve geçim kaynaklarını kaybedenlerin yeniden kendi ayakları üzerinde durmasına yardım etmek üzere belirli hedefe yönelik mesleki eğitim sağlamak için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte çalışacak.
Beşinci olarak ise, UNDP, depremlerde hasar gören eşsiz kültürel mirasın korunmasına yardım etmek için ekipman ve uzmanlık sağlayacak. “Bu bölge, kadim uygarlıkların beşiği ve aynı zamanda çeşitliliğin yerel kimliğin ayırt edici bir özelliği haline geldiği bir kültürel kavşak noktasıdır.” diyen Vinton şunları ifade etti: “Bu eşsiz mirasın restore edilmesi, topluluk ruhunun yeniden inşasının merkezinde olacaktır.”
Vinton sözlerini “Bunlar, mevcut ihtiyaçlar ile karşılaştırıldığında mütevazı çabalardır. Ancak normal hayata dönülmeye başlanması için halihazırda neler yapılabileceğini göstererek, uluslararası donörlerimizi yüksek miktarda mali destek sağlamak üzere teşvik etmeyi umuyoruz.” diyerek noktaladı.
UNDP’nin deprem müdahale öncelikleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için: https://www.undp.org/turkiye/publications/proposed-areas-undp-assistance-recovery-and-reconstruction-after-2023-earthquakes-turkiye
Ayrıntılı bilgi için:
Bahar Paykoç, UNDP Türkiye İletişim Sorumlusu, bahar.paykoc@undp.org
1 of 5
Basın Duyurusu
06 Mart 2023
Türkiye ve Suriye'yi etkileyen ölümcül depremlerin üzerinden bir ay geçti ve hala 850.000'den fazla çocuk, yerlerinden edilmiş olarak yaşamaya devam ediyor
ANKARA/ŞAM/AMMAN/CENEVRE, 6 Mart 2023 – Türkiye'nin güneydoğusu ve Suriye'nin kuzeyini vuran iki yıkıcı depremin üzerinden bir ay geçmesine rağmen, 850.000'den fazla çocuk, hasar görmüş veya yıkılmış evlerini terk etmek zorunda kalarak başka yerlerde yaşamaya başladı.
Depremler sırasında ve sonrasında hayatını kaybeden ve yaralanan çocukların sayısı henüz teyit edilmedi, ancak bu sayının binlerce olması muhtemel. Depremler ve artçı sarsıntılardan kaynaklanan ölü sayısı iki ülkede toplam 50.000'i aştı, binlerce kişi yaralandı, pek çok binada ve temel altyapı sistemlerinde büyük hasarlar oluştu.
Depremlerin bölgedeki çocuklar ve aileler üzerindeki etkisi gerçek bir felaket olurken, yüz binlerce insanı çaresizlik içinde bıraktı. Evlerini kaybeden birçok aile, geçici barınma alanlarında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.
Yalnızca Türkiye'de 1,9 milyondan fazla insan, depremden etkilenen bölgelerde su, sanitasyon ve tıbbi hizmetler gibi temel hizmetlere erişimin kısıtlı olduğu geçici barınma alanlarında kalıyor. Ülkede 2,5 milyon çocuğun acil insani yardıma ihtiyacı var.
UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Afshan Khan, "Deprem nedeniyle evlerinden çıkmak zorunda kalan aileler son dört haftayı hayatta kalmaya odaklanarak geçirdiler, artçı sarsıntıların şiddetle devam etmesi de toparlanma süreçlerinin yavaşlamasına hatta neredeyse tamamen durmasına neden oldu" dedi. "Ailelerin hayatlarını yeniden kurmaya başlamalarına yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapmak, çocuklara psikososyal destek sağlamak, onları mümkün olan en kısa sürede tekrar öğrenmeye teşvik etmek ve kaosun ortasında bir miktar istikrar sağlamak artık çok önemli."
Suriye'de 500.000'den fazla insanın depremler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldığı tahmin ediliyor. Hala devam eden artçı sarsıntılar esnasında birçok ev yıkılmaya devam ettiği için, çocuklar hasarlı olan evlerine dönmekten korkuyor. Depremlerden önce bile yerinden edilmiş insan sayısı bakımından Suriye, yaklaşık üç milyon çocuk da dahil olmak üzere 6,8 milyon kişiyle dünyada ilk sırada yer alıyordu. Suriye genelinde 3,7 milyondan fazla çocuk depremlerden etkilendi.
UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Adele Khodr, "Bu yıkıcı depremlerden önce bile Suriyeli çocukların insani ihtiyaçları hiç olmadığı kadar büyüktü" dedi. “On iki yıl gibi uzun bir süredir devam eden çatışmalar nedeniyle, milyonlarca aile dünyanın artık görmezden geldiği bir felaketin ortasında yaşıyor. Bu aileleri uzun vadede desteklemeli ve dağılan hayatların toparlamalarına yardımcı olmalıyız.”
UNICEF, Suriye genelinde su taşıma, katı atık yönetimi, foseptiklerin çamurdan arındırılması ve aile hijyen kitleri ve diğer insani yardım malzemelerinin sağlanması da dahil olmak üzere hayati önemdeki su, sanitasyon ve hijyen (WASH) hizmetleri ve malzemeleri ile yaklaşık yarım milyon kişiye ulaştı. UNICEF destekli sağlık merkezleri ve gezici sağlık ekipleri aracılığıyla sığınma evlerinde kalanlar da dahil olmak üzere 294 binden fazla kişiye temel ihtiyaç malzemeleri ve tıbbi danışmanlık hizmeti ulaştırıldı. Depremden etkilenen bölgelerde yaşayan beş yaşından küçük 130.000'den fazla çocuğa beslenme yardımı sağlandı. UNICEF ayrıca 100.000'den fazla çocuğa ve bakım verenlere psikolojik ilk yardım, travma etkilerini azaltmaya yönelik etkinlikler, ruh sağlığına ilişkin psikososyal destek ve ebeveynlik seansları da dahil olmak üzere çeşitli konularda psikolojik destek sağlamıştır. Çocukların her koşulda öğrenmeye devam etmesi için okullara ve barınma merkezlerine eğitim malzemeleri ile nitelikli zaman geçirme kitleri sağlanmasına devam edilmektedir.
Khodr, "Deprem nedeniyle savunmasız kalan aileler için tehditler yoğun ve hızlı şekilde ortaya çıkıyor" dedi. “Çocukları ve aileleri desteklemek için kapsamlı ve topyekün bir yanıt, bu tehditlerin zaten felaket olan bir durumun daha da derinleştirmesini önlemede kritik öneme sahiptir. UNICEF ekipleri, depremden etkilenen çocuklar ve ailelerle birlikte, ancak ihtiyaçlar çok büyük ve sürekli destek hayati önem taşıyor.”
UNICEF Türkiye'de ise 163 binden fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 277 bin kişiye kışlık giysi, elektrikli ısıtıcı ve battaniye temin etti. Sağlık Bakanlığı ile yakın iş birliği içinde çalışan UNICEF, hayati öneme sahip aşılar ile soğuk zincir depolama ekipmanları tedarik ediyor. 148.000 çocuğun da içinde olduğu 258.000 kişiye hijyen malzemesi ulaştırıldı. UNICEF, geçici barınma merkezlerinin bulunduğu bölgelerde çocuk dostu alanlar kurdu ve şimdiye kadar psikososyal ilk yardım ve travma etkilerini azaltmaya yönelik faaliyetler ile 193.000'den fazla kişiye ulaştı. UNICEF Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 87 çadırın kurulup geçici öğrenme merkezi olarak kullanılmasına destek sağladı.
Sabah ve öğleden sonra olacak şekilde düzenlenen telafi sınıflarından her gün yaklaşık 3.600 çocuk yararlanmaktadır. UNICEF, refakatsiz ve ailesinden ayrı düşmüş çocukları belirleme ve daha fazla destek sağlamak için yönlendirme çalışmalarını desteklemeye de devam etmektedir.
Khan, "Çocuklar tüm dünyalarının gözlerinin önünde yıkıldığını gördüler, ancak biz onların yeniden inşa edilmesine nasıl yardımcı olacağımızı biliyoruz" dedi. "Çocuklara psikososyal destek, oyun ve öğrenmenin yanı sıra temel ihtiyaçlarının karşılandığını bilmenin getirdiği istikrar ve güven duygularını sağlamak, onların uzun vadeli refahlarını sağlama açısından ölçülemez derecede önemlidir."
UNICEF, Türkiye'de 1,5 milyonu çocuk olmak üzere 3 milyon kişiye ulaşmak için 196 milyon ABD doları talep ediyor.
UNICEF'in Suriye'de depremden etkilenen 5,4 milyon kişiye (2,6 milyon çocuk dahil) acil hayat kurtaran destek sağlamak için 172,7 milyon ABD dolarına ihtiyacı var.
UNICEF hakkında
UNICEF en dezavantajlı durumdaki çocuklara ulaşmak için dünyanın en zorlu kimi yörelerinde çalışmalar yürütmektedir. 190 ülkede ve bölgede herkes için daha iyi bir dünya adına tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için: www.unicef.org. UNICEF’i Twitter ve Facebook’tan takip edin.
Daha fazla bilgi için:
Sema Hosta, UNICEF Türkiye İletişim Başkanı, shosta@unicef.org, +90 312 454 1010
1 of 5
Basın Duyurusu
28 Şubat 2023
UNICEF Genel Direktörü, iki günlük ziyaretinin ardından Türkiye’de 2,5 milyon çocuğun acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu ifade etti
ANKARA, 28 Şubat 2023 – UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, bu ayın başında Türkiye’nin güneydoğusu ve Suriye’nin kuzeyini vuran şiddetli depremlerden etkilenen çocuk ve ailelerle bir araya geldiği iki günlük Türkiye ziyaretini bugün tamamladı.
Russell ziyareti sırasında, su ve sanitasyon dahil olmak üzere temel hizmetlerin ve depremden etkilenen çocuklar için psikososyal desteğin önemini vurguladı. Gaziantep’te, çocukların ve ebeveynlerin iyileşmelerine ve toparlanmalarına yardımcı olmak için psikososyal destek ve rehberlik hizmetleri sunan UNICEF’in desteklediği çocuk dostu alanı ziyaret etti. Russell ayrıca Kahramanmaraş’ı ziyareti sırasında da aralarında Suriyelilerinde yer aldığı ailelerle bir araya gelerek, halihazırda yaklaşık üçte biri çocuk olmak üzere 17.000 kişinin yerleştiği geçici barınma merkezinde incelemelerde bulundu.
UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, "Depremler, bölgede yaşayan çocuklar için kesinlikle dehşet verici bir olaydı" dedi. “Etrafta dolaşırken, sanki zaman durmuş gibi, ailelerin günlük yaşamlarından eşyalar görüyorsunuz. Hayal bile edilemeyecek bir yıkımın ortasında ve birbiri ardına moloz yığınına dönüşmüş binaların arasındayken bir anda karşınıza gencecik yaşamların nasıl yarım kaldığını size hatırlatan bir battaniye, bir oyuncak ya da bir çocuk kitabı çıkabiliyor.”
Russell, Kahramanmaraş’taki kamp ziyareti sırasında ilk depremde uyandığında "dünyanın sonunun geldiğini sanan" 28 yaşında dört çocuk annesi bir kadınla da sohbet etti. Russell, "Anne, önce çığlıklar ve bağırışmalar duyduklarını, sonra bir anda heryerin karardığını anlattı. Tüm ailesi hayatta olduğu için minnettar ama çocuklarının duygusal yaralarının tamamen iyileşmesinin uzun zaman alacağına inanıyor. İşte tam da bu nedenle, depremden etkilenen çocuklara psikososyal destek sağlanması son derece önemli” dedi.
Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelerinde 2,5 milyon çocuk acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor. UNICEF bugüne kadar 163.000’i çocuk olmak üzere yaklaşık 277.000 kişiye hijyen kitleri, kışlık giysi, elektrikli ısıtıcı ve battaniye gibi acil insani yardım malzemeleri temin etti. Ortakları aracılığıyla, depremden etkilenen bölgelerde ve diğer şehirlerde psikolojik ilk yardım ve içinde bulunulan zor durumun etkilerini hafifletmeye yönelik faaliyetler ile 198.000’den fazla kişiye ulaştı.
Başta Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Göç İdaresi Başkanlığı (GİB) olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile yakın işbirliği içinde çalışan UNICEF, depremden etkilenen çocuklara ve ailelere psikososyal destek sağlanması, çocuk dostu ve geçici öğrenme alanları oluşturulması, ailelerinden ayrı düşmüş ve refakatçisi olmayan çocukların tespit edilmesi ve aileleri veya bakım verenleriyle yeniden bir araya getirilmesi, su şebekelerinde ve hizmetlerinde meydana gelen hasarın tespit edilmesi ve depremden etkilenen kişilerin sağlık ve beslenme ihtiyaçlarının belirlenmesi alanlarında faaliyet yürütmektedir.
Depremler ve ardından meydana gelen binlerce artçı sarsıntı milyonlarca çocuğun hayatını alt üst etti ve birçoğunu korkmuş, aklı karışmış ve psikososyal desteğe ihtiyaç duyar halde bıraktı. Russell, UNICEF tarafından desteklenen ve çocukların mutlu anıları ve düşünceleri hatırlatan resimler çizdikleri bir çocuk dostu alanda onlarla bir araya gelerek, resim faaliyetine katıldı. Russel, burada karşılaştığı 8 yaşındaki Yağmur’un kendisine; "Diğer çocukların mutlu olduklarını görünce bende mutlu oluyorum" dediğini söyledi.
Russell, “Bu depremin yol açtığı fiziksel yıkım apaçık ortada ve çocuklarda yarattığı duygusal hasar her ne kadar daha azmış gibi görünse de bu yıkım kadar derin. Bu nedenle psikososyal destek, çocukların iyileşmesine ve toparlanmasına, ailelerin hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmada kritik bir rol oynuyor. Duygularını ifade etmeleri, başkalarıyla bağ kurmaları ve güvenlik duygusunu yeniden oluşturmaları için güvenli bir alan sağlayarak çocukların iyileşmelerine ve daha parlak bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olabiliriz” dedi.
UNICEF, çocukların mümkün olan en kısa sürede öğrenimlerine geri dönebilmelerini sağlamak için de çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda, okullardaki ihtiyaçların belirlenmesi ve acil onarım faaliyetlerini desteklemekte ve geçici öğrenme alanlarının kurulması için hazırlıklarını sürdürmektedir.
UNICEF, Türkiye’deki 1,5 milyonu çocuk olmak üzere depremden etkilenen 3 milyon kişiye yönelik insani yardım malzemeleri tedariği, su, sanitasyon ve hijyen, sağlık, beslenme, çocuk koruma ve eğitim hizmetleri ile savunmasız durumdaki çocuklara nakit desteği sağlanması çalışmaları için 196 milyon ABD doları tutarında bağış çağrısında bulunuyor.
#####
Editörlere notlar:
Multimedya materyalleri linkten indirilebilir: https://weshare.unicef.org/Folder/2AMZIFYF0KQS UNICEF hakkında
UNICEF, dünyanın en dezavantajlı çocuklarına ulaşmak üzere dünyanın en zorlu yerlerinde faaliyet gösteriyor. 190’dan fazla ülkede ve bölgede, herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için her yerde, tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için www.unicef.org adresini ziyaret edebilirsiniz. UNICEF’i Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube’tan takip edebilirsiniz. Daha fazla bilgi için: Sema Hosta, UNICEF Turkiye, +90 312 454 1010 shosta@unicef.org Joe English, UNICEF New York, +1 917 893 0692 jenglish@unicef.org Ammar Ammar, UNICEF Amman, AAmmar@unicef.org Iryna Mazur, UNICEF Cenevre, imazur@unicef.org
Multimedya materyalleri linkten indirilebilir: https://weshare.unicef.org/Folder/2AMZIFYF0KQS UNICEF hakkında
UNICEF, dünyanın en dezavantajlı çocuklarına ulaşmak üzere dünyanın en zorlu yerlerinde faaliyet gösteriyor. 190’dan fazla ülkede ve bölgede, herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için her yerde, tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için www.unicef.org adresini ziyaret edebilirsiniz. UNICEF’i Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube’tan takip edebilirsiniz. Daha fazla bilgi için: Sema Hosta, UNICEF Turkiye, +90 312 454 1010 shosta@unicef.org Joe English, UNICEF New York, +1 917 893 0692 jenglish@unicef.org Ammar Ammar, UNICEF Amman, AAmmar@unicef.org Iryna Mazur, UNICEF Cenevre, imazur@unicef.org
1 of 5
Basın Duyurusu
16 Şubat 2023
BM, Türkiye'deki milyonlarca insana yardım için 1 milyar dolar çağrısında bulundu
NEW YORK, 16 Şubat 2023 - Birleşmiş Milletler insani yardım kuruluşlarının geçen hafta meydana gelen ve ülkeyi son yüzyılda vuran en büyük depremden etkilenen 5 milyondan fazla insana yardım edebilmesi ve Hükümet öncülüğündeki müdahaleyi destekleyebilmesi amacıyla Türkiye için 1 milyar ABD Doları tutarında üç aylık bir acil yardım çağrısı başlattı.
Geçtiğimiz hafta ülkeyi ziyaret eden İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, "Türkiye halkı tarifsiz bir yürek acısı yaşadı," dedi. "Şok ve yıkım hikayelerini paylaşan ailelerle tanıştım. En karanlık anlarında onların yanında olmalı ve ihtiyaç duydukları desteği almalarını sağlamalıyız." ifadelerini kullandı.
Türk Hükümetine göre, Türkiye'de 9 milyondan fazla insan,15 Şubat itibariyle 35.000'den fazla insanın hayatını kaybettiği, nesiller boyu bir kez yaşanan bu felaketten doğrudan etkilendi.
Kışın en yoğun olduğu dönemde meydana gelen depremler, küçük çocuklar ve yaşlılar da dahil olmak üzere yüz binlerce insanı dondurucu soğuklarda barınak, yiyecek, su, ısıtıcı ve tıbbi bakıma erişimden yoksun bıraktı. Yaklaşık 47 bin bina yıkıldı ya da hasar gördü ve binlerce insan Türkiye genelinde geçici barınaklara sığındı.
Okullar, hastaneler ve diğer temel hizmetler depremler nedeniyle hasar görmüş ya da yıkılmış durumda. Birçok aile parçalanmış, yüzlerce çocuk yetim kalmış ya da ebeveynleriyle bir araya getirilememiş durumdalar.
Ayrıca, Türkiye dünyanın en fazla mültecisine ev sahipliği yapıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) göre depremden etkilenen 11 ilde 1,74 milyondan fazla mülteci yaşıyor.
BM, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde binlerce arama-kurtarma personelinin çalışmalarını koordine ederken, insani yardım kuruluşları da Hükümet öncülüğündeki müdahaleyi desteklemek üzere depremden en çok etkilenen bölgelerde yardım çalışmalarına başladı. BM ve ortakları ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek, gıda, çadır, kışlık giysi, battaniye, yatak ve mutfak seti ulaştırmakta ve etkilenen bölgelere tıbbi malzeme ve personel sevk ediyor. Psikososyal destek sağlanıyor, çocuk dostu alanlar ve kadınlar için güvenli alanlar oluşturuluyor.
Bugünkü yeni çağrıdan sağlanan fon 5.2 milyon kişiyi hedefleyecek. Bu kaynaklar, yardım kuruluşlarının gıda güvenliği, koruma, eğitim, su ve barınma gibi alanlarda Hükümet öncülüğündeki müdahale çabalarını desteklemek üzere faaliyetlerini hızla arttırmalarına olanak sağlayacak.
Daha fazla bilgi için lütfen irtibata geçiniz:
Eri Kaneko (New York): + 1 917 208 8910, kaneko@un.org
Jens Laerke (Cenevre): +41 (0) 79 472 9750, laerke@un.org
Geçtiğimiz hafta ülkeyi ziyaret eden İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, "Türkiye halkı tarifsiz bir yürek acısı yaşadı," dedi. "Şok ve yıkım hikayelerini paylaşan ailelerle tanıştım. En karanlık anlarında onların yanında olmalı ve ihtiyaç duydukları desteği almalarını sağlamalıyız." ifadelerini kullandı.
Türk Hükümetine göre, Türkiye'de 9 milyondan fazla insan,15 Şubat itibariyle 35.000'den fazla insanın hayatını kaybettiği, nesiller boyu bir kez yaşanan bu felaketten doğrudan etkilendi.
Kışın en yoğun olduğu dönemde meydana gelen depremler, küçük çocuklar ve yaşlılar da dahil olmak üzere yüz binlerce insanı dondurucu soğuklarda barınak, yiyecek, su, ısıtıcı ve tıbbi bakıma erişimden yoksun bıraktı. Yaklaşık 47 bin bina yıkıldı ya da hasar gördü ve binlerce insan Türkiye genelinde geçici barınaklara sığındı.
Okullar, hastaneler ve diğer temel hizmetler depremler nedeniyle hasar görmüş ya da yıkılmış durumda. Birçok aile parçalanmış, yüzlerce çocuk yetim kalmış ya da ebeveynleriyle bir araya getirilememiş durumdalar.
Ayrıca, Türkiye dünyanın en fazla mültecisine ev sahipliği yapıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) göre depremden etkilenen 11 ilde 1,74 milyondan fazla mülteci yaşıyor.
BM, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde binlerce arama-kurtarma personelinin çalışmalarını koordine ederken, insani yardım kuruluşları da Hükümet öncülüğündeki müdahaleyi desteklemek üzere depremden en çok etkilenen bölgelerde yardım çalışmalarına başladı. BM ve ortakları ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek, gıda, çadır, kışlık giysi, battaniye, yatak ve mutfak seti ulaştırmakta ve etkilenen bölgelere tıbbi malzeme ve personel sevk ediyor. Psikososyal destek sağlanıyor, çocuk dostu alanlar ve kadınlar için güvenli alanlar oluşturuluyor.
Bugünkü yeni çağrıdan sağlanan fon 5.2 milyon kişiyi hedefleyecek. Bu kaynaklar, yardım kuruluşlarının gıda güvenliği, koruma, eğitim, su ve barınma gibi alanlarda Hükümet öncülüğündeki müdahale çabalarını desteklemek üzere faaliyetlerini hızla arttırmalarına olanak sağlayacak.
Daha fazla bilgi için lütfen irtibata geçiniz:
Eri Kaneko (New York): + 1 917 208 8910, kaneko@un.org
Jens Laerke (Cenevre): +41 (0) 79 472 9750, laerke@un.org
1 of 5
Basın Duyurusu
14 Şubat 2023
UNICEF: Yıkıcı depremlerin birinci haftasında, milyonlarca çocuk acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor
NEW YORK/AMMAN/CENEVRE, 13 Şubat 2023 – Türkiye’nin güneydoğusunu ve Suriye’nin kuzeyini vuran iki yıkıcı depremin ve 1.600’den fazla artçı sarsıntının üzerinden yedi gün geçti. Binlerce insan hayatını kaybetti. Geniş çaplı yıkıma yol açan depremlerin ardından UNICEF bugün, milyonlarca çocuğun acil insani yardıma ihtiyacı olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Depremden etkilenenlerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte, Türkiye’de depremden etkilenen 10 ilde 4,6 milyon civarında çocuk yaşıyor. Suriye’de ise deprem 2,5 milyondan fazla çocuğu etkilemiş durumda.
UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, “Kalbimiz, sevdiklerini ve evini kaybeden herkesle birlikte. İhtiyaç duyduklarında onların yanında olacağız. Hayatta kalanları desteklemek ve hiçbir çocuğu geride bırakmamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız”, dedi.
Depremler sırasında ve sonrasında hayatını kaybeden ve yaralanan çocukların sayısına dair henüz net rakamlar olmasa da, toplam can kaybı resmi olarak 35.000’i geçtiğinden bu sayının binlerle ifade edilmesi muhtemel.
Depremlerin bölgedeki çocuk ve ailelerin üzerindeki etkisi tam bir yıkım oldu ve yüz binlerce insan çaresiz bir durumda kaldı. Pek çok aile evini kaybetti ve şimdi geçici barınma yerlerinde, genellikle dondurucu kış koşullarında ve zorluklarına zorluk katan kar ve yağmur altında yaşamaya devam ediyorlar. Depremler ayrıca okullara ve diğer temel altyapıya geniş çaplı zararlar vererek çocukların ve ailelerin refahını da tehlikeye attı. Etkilenen nüfusun sağlık ihtiyaçları kadar güvenli su ve sanitasyona erişimi de önemli bir endişe kaynağı.
UNICEF depremlerden etkilenenlere hayati öneme sahip yardımları ulaştırmak için, ortaklarıyla birlikte gece gündüz çalışıyor. Bu kapsamda kritik sağlık malzemeleri, battaniye, giysi, güvenli içme suyu ve sanitasyon malzemeleri gibi temel malzemeler temin ediliyor ve çocuklara oyun oynamaları ve tanık oldukları travmatik olayların ardından toparlanmaları için güvenli alanlar sunuluyor.
Bu çabalara rağmen, depremden etkilenen nüfusun ihtiyaçları muazzam düzeyde, karşı karşıya olunan zorluklar ise çok sayıda ve çok katmanlı olarak önümüzde durmakta. Önemli yolların ve altyapının hasar görmesi ve tahrip olması, don ihtimali, kar ve yağmur, ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımın ulaştırılmasını zorlaştımakta. UNICEF’in iş birliği yaptığı kuruluşların alandaki acil durum ekiplerinden ve çalışanlarından hayatını kaybedenler, yaralananlar, yaşadıkları yerden ayrılmak durumunda kalanlar var. Ayrıca ofisler ve ekipmanlar da hasarlı veya iş göremez durumda.
Tüm bu tabloya rağmen, önümüzdeki süreçte UNICEF, hayat kurtaran yardımlarla olabildiğince çok çocuğa ve aileye ulaşmak için ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edecek.
UNICEF, Suriye’de depremlerden etkilenenlere ihtiyaç duydukları yardımı sağlamak üzere faaliyetlerini sürdürüyor. Kuruluşun daha önce kuzeybatı Suriye’de stokladığı malzemeler, şimdi mümkün olduğunca çok insana dağıtılmaya başlandı. Acil öncelikler arasında, krizlerden sonraki ilk günlerde hastalıkları önlemede kritik önem taşıyan güvenli içme suyu ve sanitasyon hizmetlerine erişim yer alıyor. UNICEF, depremlerin ana su istasyonları üzerindeki etkisini değerlendirerek, evlerinden olan kişilere güvenli su temin etmek için çalışıyor. UNICEF, barınma merkezlerine yerleşenler de dahil olmak üzere ihtiyaç sahiplerine sağlık ve beslenme hizmetleri ile acil durum malzemeleri temin etmek üzere Gezici Sağlık ve Beslenme ekiplerini görevlendirdi.
UNICEF’in Türkiye’deki önceliği ise, depremden etkilenen çocuk ve ailelerin ihtiyaç duydukları acil yardıma ulaşabilmelerini sağlamak. UNICEF’in çalışmaları; çocuk koruma, çocuk dostu alanlarda acil psikososyal destek hizmetlerinin hayata geçirilmesi, ana su istasyonları ve altyapı hizmetleri ile sağlık ve beslenme ihtiyaçlarının incelenmesi, çocuklar için kışlık giysiler, battaniyeler, aile ve seyahat hijyen kitlerinin dağıtılması yer alıyor. UNICEF ve Gençlik ve Spor Bakanlığı halihazırda müdahaleye destek veren 3.000’i aşkın genç gönüllüye ek olarak, yerel müdahale ekipleriyle birlikte çalışmaları için başka projelerde iş birliği yaptığı 5.000 genç gönüllüyü de alandaki faaliyetlere destek olması için seferber etti.
Yaşanan bu afette UNICEF’in ilk önceliği hem Türkiye’de hem de Suriye’de çocukların korunmasıdır. Ailelerinden ayrılmış ve refakatsiz kalmış çocukların tespit edilmesi ve aileleriyle yeniden bir araya getirilmesi ve travmatik deneyimlere maruz kalmış olabilecek çocuklara psikososyal destek sağlanması bu kapsamda sürüdürülen faaliyetlerin başında gelmektedir.
UNICEF ayrıca çocukların bir an önce okula dönebilmeleri için de çalışmalarını sürdürmektedir. Kuruluş, okullardaki hasarın değerlendirilmesine katkı sağlarken acil onarımların yapılması ve geçici öğrenme alanlarının kurulması yönündeki hazırlıklarını da sürdürmektedir. Türkiye’de depremden etkilenen 10 ilde eğitime 1 Mart’a kadar, Suriye’ de ise 18 Şubat’a kadar ara verilirken, arama kurtarma ve toparlanma çalışmaları halen devam etmektedir.
#####
Editörlere notlar:
Multimedya içeriğe buradan erişilebilir: https://weshare.unicef.org/Package/2AMZIFQ2X3YU UNICEF HAKKINDA UNICEF, dünyanın en dezavantajlı çocuklarına ulaşmak üzere dünyanın en zor yerlerinde faaliyet gösteriyor. 190’dan fazla ülke ve bölgede, herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için her yerde, tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için www.unicef.org adresini ziyaret edebilirsiniz. UNICEF’i Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube’da takip edebilirsiniz. Daha fazla bilgi için: Joe English, UNICEF New York, +1 917 893 0692 jenglish@unicef.org Ammar Ammar, UNICEF Amman, AAmmar@unicef.org Iryna Mazur, UNICEF Cenevre, imazur@unicef.org
Multimedya içeriğe buradan erişilebilir: https://weshare.unicef.org/Package/2AMZIFQ2X3YU UNICEF HAKKINDA UNICEF, dünyanın en dezavantajlı çocuklarına ulaşmak üzere dünyanın en zor yerlerinde faaliyet gösteriyor. 190’dan fazla ülke ve bölgede, herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için her yerde, tüm çocuklar için çalışıyoruz. UNICEF ve çocuklara yönelik çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için www.unicef.org adresini ziyaret edebilirsiniz. UNICEF’i Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube’da takip edebilirsiniz. Daha fazla bilgi için: Joe English, UNICEF New York, +1 917 893 0692 jenglish@unicef.org Ammar Ammar, UNICEF Amman, AAmmar@unicef.org Iryna Mazur, UNICEF Cenevre, imazur@unicef.org
1 of 5
En son kaynaklar
1 / 8
1 / 8