En son
Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yoksulluğun son erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefliyor. BM'nin çalıştığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şunlardan oluşuyor.
Haber
01 Ekim 2024
BM, Türkiye'de Sürdürülebilir Kalkınmayı desteklemek için Ankara'da istişarelere ev sahipliği yaptı
Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği geçtiğimiz hafta Ankara'da, BM'nin önümüzdeki yıllardaki kalkınma önceliklerini ülkenin kalkınma öncelikleri doğrultusunda şekillendirmeyi amaçlayan bir dizi kritik istişare toplantısı düzenledi. 2021-2025 BM Sürdürülebilir Kalkınma İşbirliği Çerçevesi sona ererken, 2026-2030 için bir sonraki çerçeveyi tasarlama hazırlıkları devam ediyor. Bu istişareler sivil toplum, akademi, özel sektör, emek örgütleri ve diğer ortaklardan 200'e yakın kilit paydaşı 4 ayrı oturumda BM personeli ile bir araya getirdi. Paydaşların değerli ve yenilikçi girdilerinin gelecekteki kalkınma çabalarına rehberlik etmesi amaçlanıyor. Açılış oturumunda BM Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi istişare toplantılarının kolektif niteliğini vurguladı. Mukim Koordinatör, “Bir boşlukta çalışmıyoruz” dedi. “Başarımız sizin uzmanlığınıza, görüşlerinize ve ortaklar olarak bağlılığınıza dayanıyor. BM'nin bağlam analizi üzerinde birlikte düşünmek ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu zorlukları ve fırsatları gerçekten ele alan bir çerçeveye son şeklini vermek için girdilerinizle bunu geliştirmek istiyoruz” dedi.Dr. Ahonsi, “Neredeyse yüksek gelirli ülke eşiğinde bir ülke olarak, Kimseyi Geride Bırakmamak ve herkesin kalkınmadan faydalanmasını ve herkesin ülkenin kalkınmasına katkıda bulunacak araçlara ve fırsatlara sahip olmasını sağlamak için yenilenmiş çabalara ihtiyaç var” dedi. BM Mukim Koordinatörü, çabaların BM ve ortaklarının gerçekten değişim yaratabileceği, diğer alanlara olumlu yansımalarının olabileceği ve farklı alanlar arasındaki sinerjiden en iyi şekilde yararlanılabileceği alanlara odaklanması gerektiğini vurguladı.İstişareler, önümüzdeki beş yıl boyunca BM'nin Türkiye'deki kalkınma faaliyetleri için yol gösterici belge olarak hizmet edecek olan yeni İşbirliği Çerçevesinin geliştirilmesine yönelik daha geniş bir sürecin parçasını oluşturdu. BM Sürdürülebilir Kalkınma İşbirliği Çerçevesi, BM'nin çalışmalarını hükümetin öncelikleri ve başta Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları olmak üzere küresel kalkınma gündemleriyle uyumlu hale getiren en önemli planlama aracı olarak kabul ediliyor. İstişareler kapsayıcı ve adil sosyal kalkınma, iklim değişikliği, yeşil ve dijital dönüşüm, eşitsizliklerin ele alınması ve fırsatların genişletilmesi gibi kilit alanlara odaklandı. Mukim Koordinatör, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı tarafından dünyanın kalkınma yörüngesinin yanı sıra Türkiye gibi münferit ülkelerin kalkınma yörüngesini de etkileyen beş küresel mega eğilimin altını çizdi: iklim değişikliği, demografik değişimler, kentleşme, dijital teknolojiler ve artan eşitsizlikler.“Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı kırılganlığı, hızlı demografik geçişin etkileri ve hızlı kentleşme önemli zorlukları oluşturuyor. Ancak bunlar aynı zamanda inovasyon ve büyüme için fırsatlar sunuyor” diyen Dr. Ahonsi, BM kuruluşları tarafından yürütülen bağlam analizinden elde edilen temel bulgulara atıfta bulundu.İstişareler sırasında katılımcılar Kapsayıcı ve Adil Sosyal Kalkınma; Yönetişim ve İnsan Hakları; Yeşil, Dirençli, Kapsayıcı Kalkınma için Ekonomik Dönüşüm ve Gezegenin Korunması ve Dayanıklılığın Güçlendirilmesi başlıklı 4 oturumda mevcut kalkınma zorlukları ve bunlara yönelik önerilen stratejiler hakkındaki görüşlerini paylaştı.İstişareler sadece bağlam analizini iyileştirmeyi değil, aynı zamanda yeni İşbirliği Çerçevesi için öncelikli alanları belirlemeyi, toplumun tüm kesimlerinin sesini yansıtmasını ve Türkiye'nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşma yönündeki çalışmalarını güçlendirmeyi amaçladı. BM, çeşitli ortakların ve uzmanların katılımını sağlayarak, bir sonraki BM Sürdürülebilir Kalkınma İşbirliği Çerçevesi Türkiye'nin yüksek gelirli bir ülke olma, yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirme ve refahı eşit bir şekilde genişletme hedeflerini desteklemesini sağlamayı umuyor. Kimseyi geride bırakmamaya vurgu yapan çerçeve, tüm sektörlerde kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmeye devam edecektir.İstişarelerden elde edilen tavsiyelerin, 2026-2030 nihai İşbirliği Çerçevesinin şekillendirilmesine yardımcı olarak ve daha sürdürülebilir, adil ve yeşil bir gelecek için küresel çabalarla uyumlu bir şekilde Türkiye'nin ulusal kalkınma amaçlarına doğru ilerlemesinin önünü açması bekleniyor.
Haber
19 Kasım 2024
Ankara'da BM Günü etkinlikleri
Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği, BM'nin kuruluşunun 79. yıldönümünü, 15 Kasım tarihinde Anıtkabir'i ziyaretle başlayan ve CerModern'de düzenlenen resepsiyonla devam eden bir dizi anma etkinliğiyle kutladı.Anıtkabir ZiyaretiBM Türkiye Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi başkanlığındaki BM Türkiye Ülke Ekibi üyeleri ve personelinden oluşan heyet Anıtkabir'i ziyaret etti. Tören, heyetin Aslanlı Yol'dan geçişi ile başladı. Atatürk'ün mozolesine çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Misak-ı Millî Kulesi'nde bulunan Şeref Defteri'ne yazdığı yazıya Mukim Koordinatör Ahonsi, “Ulu Önder Atatürk” diye başladı ve şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler'in 79. yıldönümünde, idealleri hepimize ilham vermeye devam eden vizyoner bir lidere saygı duruşunda bulunmak üzere Anıtkabir'de bulunmaktan büyük onur duyuyorum.'İnsanlık tek bir vücuttur ve her ulus bu vücudun bir parçasıdır' şeklindeki vizyoner sözleriniz, küresel dayanışma, sorumluluk ve birbirine bağlılığın önemini güçlü bir şekilde vurgulamaktadır. Bu ilkeler Birleşmiş Milletler'in misyonunun merkezinde yer almaktadır ve bugün karşı karşıya olduğumuz çalkantılı zamanlarda her zamankinden daha elzemdir.Bu değerleri ileriye taşırken, kısa bir süre önce BM'de kabul edilen Gelecek Paktı bize umut vermekte ve herkes için daha iyi bir gelecek için yol göstermektedir.”Resepsiyonda BM'nin Misyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçşarı ve Gelecek Paktı öne çıktıCerModern'de düzenlenen BM’nin 79’uncu Yıldönümü resepsiyonu diplomatlar, kamu ve özel sektör, sivil toplum, üniversitelerin temsilcileri, üniversite öğrencileri, BM Ülke Ekibi ve BM çalışanlarını bir araya getirdi. Etkinlikte BM'nin küresel misyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Gelecek Paktı ve BM'nin Türkiye'deki çalışmaları vurgulandı. Açılış konuşmasında Dr. Babatunde Ahonsi, Birleşmiş Milletler'in iklim acil durumu, eşitsizlikler ve yapay zekâ gibi gelişmekte olan teknolojilerin yarattığı zorluklar da dâhil olmak üzere 21. yüzyılın birbirine bağlı krizlerini ele almak için vazgeçilmez çok taraflı bir platform olarak kritik rolünü vurguladı. Hükümetler, sivil toplum, akademi, özel sektör ve özellikle de gençler olmak üzere çeşitli paydaşların uzmanlık ve katılımından yararlanan kapsayıcı, ağ bağlantılı çerçevelere duyulan ihtiyacın altını çizdi. “Dünya hepimize ait” diyen Ahonsi, küresel kararların şekillendirilmesinde tüm seslerin temsil edilmesini sağlamanın öneminin altını çizdi.Dr. Ahonsi ayrıca Eylül ayında New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen Geleceğin Zirvesi'nde kabul edilen Gelecek Paktı'nı da bu karmaşık zorlukların ele alınmasında dönüştürücü bir yol haritası olarak niteledi. Pakt'ın sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığa öncelik verdiğini ve düşük ve orta gelirli ülkeleri desteklemek için küresel finansal sistemlerde iddialı reformlar yapılması çağrısında bulunduğunu belirtti. Ahonsi ayrıca, teknolojinin insanlığın ortak yararına hizmet etmesini sağlayarak yapay zekâyı evrensel ve eşit bir şekilde yönetmeyi amaçlayan ve Paktın çığır açan bir eki olan Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesinin öneminin altını çizdi. Ahonsi sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecek için Pakt, çağımızın zorluklarına uygun, adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel sistem inşa etmeye yönelik yenilenmiş bir kararlılığı temsil etmektedir.”Mukim Koordinatör ayrıca Pakt'ın ikinci eki olan ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasının gelecek nesilleri savaş belasından kurtarma çağrısını yineleyen, hükümetleri bugün alınan kararlarda ilk kez torunlarının çıkarlarını dikkate almaya çağıran Gelecek Nesiller Bildirgesinin önemini vurguladı.Ahonsi, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olarak çok taraflılığa olan sarsılmaz bağlılığının altını çizdi ve küresel dayanışmanın kararlı bir savunucusu olarak rolünü vurguladı. BM'nin, her düzeyde güçlü ve ileri görüşlü ortaklıklar yoluyla, hiç kimsenin geride kalmamasını sağlamaya ve Türkiye'nin tüm vatandaşlarına ve sakinlerine fayda sağlayan yüksek gelirli bir ülke olma vizyonunu desteklemeye kararlı olduğunu belirtti.Ahonsi, 2023 depremlerinin ardından gösterilen dirence atıfta bulunarak, “Genel Sekreter'in sözleriyle, ‘Bölünmüş bir dünyayız, ancak birleşmiş milletler olabiliriz ve olmalıyız’” dedi. Ahonsi konuşmasını, bugün umut ve kararlılıkla yapılan seçimlerin sadece bugün için değil gelecek nesiller için de daha iyi bir geleceği şekillendireceğinin altını çizerek tamamladı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci ise BM Günü resepsiyonları geleneğinin yeniden canlandırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Ekinci “Bu günü çeşitli sektörlerden ortaklarımızla birlikte kutlamaktan onur duyuyoruz. Türkiye, Gelecek Paktı'nda ortaya konan taahhütler de dâhil olmak üzere BM'nin misyon ve değerlerinin sadık bir destekçisi olmaya devam ediyor. Barış, adalet ve eşitlik için çalışırken çok taraflılık her zamankinden daha fazla hayati önem taşıyor” diye konuştu.Büyükelçi Ekinci ayrıca BM personelinin, özellikle de çatışma bölgelerinde hayatını kaybedenlerin fedakârlıklarını hatırlatarak teşkilatın uluslararası hukuk ve insan haklarının korunmasındaki kalıcı öneminin altını çizdi.Gençlik KatılımıAnkara’daki çeşitli üniversitenin Model Birleşmiş Milletler Kulüpleri üyeleri BM Günü resepsiyonuna katıldı. Etkinliğin gençlik köşelerinde üniversite öğrencileri Türkiye'deki çeşitli BM kuruluşlarının çalışmalarını inceleme fırsatı elde ettiler. Mukim Koordinatörün konuşmasının Türkçesine bu linkten ulaşabilirsiniz:
1 of 5
Haber
10 Kasım 2024
BM İklim Konferansı COP29 11 Kasım'da Bakü'de başlıyor
İspanya'da şiddetli seller, Florida'daki şiddetli fırtınalar ve Güney Amerika'daki orman yangınları - bunlar dünya genelinde hızlanan ve yoğunlaşan aşırı hava olaylarının sadece birkaç örneği. Eylemsizliğin maliyeti her zamankinden daha açıkken, iklim değişikliğine neden olan fosil yakıtlara temiz alternatifler için finansman, bu yılki BM iklim konferansı COP29'da gündemin en üst sıralarında yer alacak.COP29 11 Kasım'da Azerbaycan'ın başkenti Bakü’de başlıyor. Konferanstan birkaç gün önce yayınlanan bir BM iklim raporu, küresel ortalama sıcaklık artışının sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerine yaklaştığını teyit etti; bu da sera gazı emisyonlarında acil ve büyük kesintiler yapılmadığı takdirde dünyayı bu yüzyılda 2.6-3.1°C'lik felaket bir artışa sürükleyecek.Harekete geçilmezse, giderek daha sık ve tehlikeli aşırı hava olayları olacağı tahmin ediliyor. BM, küresel ısınmayı sınırlandırmak için gereken sera gazı emisyonu kesintilerini sağlamak üzere, gelişmiş ekonomiler ve en büyük emisyon yayıcılardan oluşan G20 grubunun öncülüğünde acil toplu eylem çağrısında bulunuyor.BM İklim Değişikliği Konferansı nedir?İklim krizi sınırları aşıyor. Krizin çözümü, çok taraflı çabaların merkezinde yer alan BM ve Genel Sekreter ile eşi benzeri görülmemiş bir uluslararası işbirliği gerektiriyor. Yıllık BM İklim Değişikliği Konferansları (BM jargonunda COP'lar veya BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansları olarak da bilinir), iklim değişikliği konusunda dünyanın birincil çok taraflı karar alma forumu olma özelliği taşıyor ve dünyadaki neredeyse tüm ülkeleri bir araya getiriyor.Bu konferanslar, iklim krizinin nasıl ele alınacağı, küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile nasıl sınırlandırılacağı, savunmasız toplulukların değişen iklime uyum sağlamalarına nasıl yardımcı olunacağı ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona nasıl ulaşılacağı konularında anlaşmaya varmak üzere dünyanın bir araya gelmesi için eşsiz fırsatlar oluşturuyor. COP'ların kapsayıcı olması amaçlanıyor ve dünya liderleri ve hükümet temsilcilerinin yanı sıra, iş dünyası liderleri ve iklim bilimcilerden, yerli halklar ve gençlere kadar toplumun her kesiminden çeşitli insanlar, herkesin yararına olan iklim eylemini güçlendirmek için içgörüleri ve en iyi uygulamaları paylaşmak üzere COP’a katılıyorlar.COP29'un odak noktası nedir?Bakü'deki müzakerecilerin en önemli önceliği, her ülkenin çok daha güçlü iklim eylemleri gerçekleştirmesi, sera gazı emisyonlarını azaltması ve dirençli toplumlar inşa etmesi için gerekli araçlara sahip olmasını sağlayacak yeni bir iklim finansmanı hedefi üzerinde anlaşmaya varmak olacak.Konferansın amacı, gelişmekte olan ülkelerin zararlı karbon emisyonlarını azaltmak, iklim değişikliğine uyum sağlamak ve neden olduğu kayıp ve hasarla başa çıkmak için ihtiyaç duydukları trilyonlarca doların kilidini açmaya yardımcı olmak oluşturuyor. Geleceğin Zirvesi'nde uluslararası finansal mimarinin reforme edilmesine ilişkin yapılan tartışmaların COP29’da devam etmesi bekleniyor. BM Genel Sekreteri António Guterres, mevcut sistemi “amaca tamamen uygun olmayan” ve günümüzün zorluklarıyla başa çıkmak için yeterli donanıma sahip olmayan bir sistem olarak tanımlıyor: pek çok yoksul ülke, düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak tedbirler bir yana, sosyal koruma ve sağlık hizmetlerine yatırım yapamayacakları sürdürülemez borç seviyeleriyle karşı karşıya bulunuyor. İki hafta boyunca neler olacak?COP29 Başkanlığı tarafından denetlenen ve halka açık olan Yeşil Bölge ile BM tarafından yönetilen Mavi Bölge olarak ikiye ayrılan konferans alanında her zaman olduğu gibi müzakereler, konuşmalar, basın toplantıları, etkinlikler ve panel tartışmalarından oluşan yoğun bir program olacak.Dünya uluslarının temsilcileri etkinliğin sonuna kadar bir anlaşmaya varmaya çalışırken, müzakereler yapılacak. COP'lar neden önemlidir?COP'ların önemi, bir araya getirici güçlerinde yatuyor: her birinde alınan kararlar, iklim krizini ele alma açısından bazılarının umduğu kadar ileri gitmeyebilir, ancak bu kararlar dünya ülkelerini standartları belirleyen ve kritik alanlarda eylemi ilerleten uluslararası anlaşmalarda birleştiren fikir birliği ile alınırlar.Maldivler gibi alçakta kalan takımadalar iklim değişikliğinin tahribatına karşı özellikle hassas durumda bulunuyorlar. 2015 yılında Paris'teki COP21'de, ülkelerin küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2 santigrat derece altına indirmeyi ve 1,5 derece ile sınırlama çabalarını sürdürmeyi kabul ettikleri dönüm noktası niteliğinde bir iklim anlaşmasına varıldı. Paris Anlaşması, ülkeler tarafından giderek daha iddialı iklim eylemlerinin gerçekleştirileceği beş yıllık bir döngü üzerinde çalışıyor. Ulusal Katkı Beyanları veya NDC'ler olarak bilinen bir sonraki güncellenmiş ulusal iklim eylem planlarının 2025 yılında yapılması gerekiyor. Bu süreç, emisyonların azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini teşvik edecek tedbirler açısından kademeli ancak önemli gelişmelere yol açmış bulunuyor. Müzakereciler her yıl, bir önceki yılın COP'unda kaydedilen ilerlemeyi temel alarak, istek ve taahhütleri güçlendirmekte ve iklimle ilgili en son bilimsel bulgulara ve insan faaliyetlerinin krizdeki rolüne dayanarak yeni anlaşmalar için bastırmaktalar. Bundan sonra ne olacak?Konferans duvarlarının ötesinde, temiz enerjiye geçişin hız kazandığına ve istihdam yaratma ve bunu benimseyen ekonomileri canlandırma açısından şimdiden büyük getiriler sağladığına dair pek çok olumlu işaret var.Yenilenebilir enerji kaynakları daha önce görülmemiş bir hızla enerji sistemine giriyor ve rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik artık çoğu yerde fosil yakıtlardan elde edilen elektrikten daha ucuza geliyor. Yenilenebilir enerjiyle beslenen bir gelecek artık kaçınılmaz durumda. Bugün kararlı bir şekilde harekete geçen ve temiz teknolojilere yatırım yapanların önümüzdeki yıllarda en büyük ödülleri toplaması bekleniyor.COP29 sona ermeden önce bile delegeler, diğer hedeflerin yanı sıra fosil yakıtlardan uzaklaşmaya ve dünyayı küresel sıcaklıklarda en fazla 1.5 derecelik bir artış yolunda tutmaya odaklanacak olan gelişmiş ulusal iklim planlarının ayrıntılarını belirleyecekler.
1 of 5
Haber
28 Ekim 2024
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası BM'nin Yıldönümü için çaldı
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, 25 Ekim tarihinde CSO Ada Konser Salonu'nda verdiği konserini Birleşmiş Milletler'in 79. kuruluş yıldönümüne ithaf etti. Konsere aralarında BM Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi ve Türkiye'deki BM kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu 2000'e yakın kişi katıldı.Konser, Berlin Filarmoni Orkestrası'nın birinci klarnetçisi ve dünyaca ünlü toplulukların şefi Andreas Ottensamer tarafından yönetildi. Kraliyet Filarmoni Orkestrası, St. Petersburg Senfoni ve RTE Ulusal Senfoni Orkestrası gibi prestijli orkestralarla sahne alan 20 yaşındaki ünlü kemancı Ellinor D'Melon gecenin solisti olarak orkestraya katıldı. Sanatçı, 1743 yapımı tarihi Giovanni Battista Guadagnini kemanını çalarak sanatıyla dinleyicileri büyüledi.Programda Franz Liszt'in 2 numaralı Macar Rapsodisi Pablo de Sarasate'nin Zigeunerweisen ve Carmen Fantasy ve Antonín Dvořák'ın 7'inci Senfonisi Re minör gibi klasik başyapıtlar yer aldı.BM Türkiye Ülke Ekibi adına Dr. Ahonsi, konseri BM'nin kuruluş yıldönümüne ithaf eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na içten teşekkürlerini sundu. Konser program kitapçığı için kaleme aldığı mesajında Dr. Ahonsi, “İster çatışma, ister iklim acil durumları ya da artan eşitsizlikler nedeniyle olsun, krizden krize sürüklenen bir dünyada müzik sınırları, kültürleri ve zorlukları aşarak birleştiriyor, ilham veriyor ve iyileştiriyor” dedi.Mukim Koordinatör kısa süre önce BM üyesi devletler tarafından kabul edilen Gelecek Paktı'nın, BM'nin barışçıl ve kapsayıcı bir dünya için gerekli olan çatışmayı önleme, barışı teşvik etme ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleme taahhüdünü yeniden teyit ettiğini de belirtti. Dr. Ahonsi sözlerini “Gelin müziğin ayrılıklar arasında köprü kurma ve barış ve sürdürülebilir kalkınma ruhunu beslemedeki rolünü kutlayalım" diye tamamladı.
1 of 5
Haber
26 Ekim 2024
Türkiye'deki BM Göç Ağı Küresel Göç Mutabakatı konusunda kapasite geliştirme çalıştayı düzenledi
15, 16 ve 17 Ekim tarihlerinde, Uluslararası Göç Örgütü ve Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü eş başkanlığındaki Türkiye'deki Birleşmiş Milletler Göç Ağı (UNNM), UNNM üyeleri için bir kapasite geliştirme çalıştayına ve paydaşlar için bir brifinge ev sahipliği yaptı.
Çalıştay ve brifing, üyelerin ve paydaşların Güvenli, sistemli ve düzenli Göç için Küresel Mutabakat konusundaki bilgi ve donanımlarını amaçladı. Mutabakat uluslararası göçü bütüncül ve kapsamlı bir şekilde ele alan ilk hükümetler arası anlaşma olma özelliği taşıyor. Çalıştayda katılımcılara mutabakatın uygulanması, takibi ve gözden geçirilmesinin yanı sıra UNNM'nin küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki rolü hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Çalıştay ve brifing, Mutabakat'ın kapasite geliştirme girişimlerini tanıttı ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlar'nda ilerlemeye katkıda bulunarak Türkiye'de güvenli, sistemli ve düzenli göçü artırmak için mutabakatın önceliklendirdiği alanlar ve potansiyel adımlar hakkında tartışmalar için bir platform sağlamış oldu.
Çalıştay ve brifing, üyelerin ve paydaşların Güvenli, sistemli ve düzenli Göç için Küresel Mutabakat konusundaki bilgi ve donanımlarını amaçladı. Mutabakat uluslararası göçü bütüncül ve kapsamlı bir şekilde ele alan ilk hükümetler arası anlaşma olma özelliği taşıyor. Çalıştayda katılımcılara mutabakatın uygulanması, takibi ve gözden geçirilmesinin yanı sıra UNNM'nin küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki rolü hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Çalıştay ve brifing, Mutabakat'ın kapasite geliştirme girişimlerini tanıttı ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlar'nda ilerlemeye katkıda bulunarak Türkiye'de güvenli, sistemli ve düzenli göçü artırmak için mutabakatın önceliklendirdiği alanlar ve potansiyel adımlar hakkında tartışmalar için bir platform sağlamış oldu.
1 of 5
Haber
24 Ekim 2024
BM Mukim Koordinatörü Atılım Üniversitesi'nde küresel su krizi konusunda konuştu
Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi'nin küresel su krizi üzerine yaptığı *“Küresel Su Krizi” başlıklı konuşmasını Atılım Üniversite'sinde 100'den fazla öğrenci, öğretim üyesi ve akademisyen dinledi. Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Umur Akay tarafından düzenlenen etkinlikte, dünya çapında milyarlarca insanı etkileyen ve giderek büyüyen su sorunlarının ele alınması için uluslararası işbirliğine ve sürdürülebilir çözümlere duyulan acil ihtiyaç vurgulandı.
Profesör Akay açılış konuşmasında Atılım Üniversitesi'nin 2024-2025 akademik yılı için tema olarak “su" konusunu seçtiğini söyledi. Üniversite “Su” teması kapsamında etkinlikler düzenliyor. Profesör Akay su kaynaklarının eşit ve sürdürülebilir kullanımının önemini vurguladı. Dr. Ahonsi konuşmasına üniversite camiasına böylesine kritik bir konuyu tartışma konusundaki kararlılıkları için teşekkür ederek başladı. “Bu seçkin üniversitede bulunmak ve özellikle de dünyamızın gelecekteki liderleri olan böylesine parlak genç beyinlerin huzurunda olmak büyük bir onur. Sizler sadece yarının liderleri değil, bugünün değişim yaratıcılarısınız” dedi. Dr. Ahonsi konuşması boyunca suyun sağlık ve gıda güvenliğinden ekonomik büyüme ve barışa kadar hayatın her alanında oynadığı temel rolü vurguladı. Çarpıcı küresel istatistikleri paylaşarak, 2.2 milyar insanın hala güvenli bir şekilde yönetilen içme suyundan yoksun olduğunu ve 450 milyon çocuk da dahil olmak üzere 1.42 milyar insanın yüksek veya aşırı su hassasiyeti olan bölgelerde yaşadığını belirtti. “Dünya sadece kalkınmayı değil, barışın kendisini de tehdit eden ve giderek büyüyen bir su kriziyle karşı karşıya” uyarısında bulundu.Birleşmiş Milletler Su Konvansiyonu'na atıfta bulunan Dr. Ahonsi, su yönetimi konusunda sınır ötesi işbirliğine duyulan acil ihtiyacın altını çizdi. “Su kaynaklarının azalması rekabeti arttırarak toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimi ve hatta çatışmayı körükleyebilir. Dr. Ahonsi, Genel Sekreter António Guterres tüm ülkeleri, ortak su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimini teşvik eden BM Su Konvansiyonu'na katılmaya çağırıyor" diye konuştu.
Dr. Ahonsi, su güvenliği ile Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) özellikle de temiz su ve sanitasyona ilişkin 6'ıncı SKA arasındaki bağlantıya dikkat çekti ve “Suya ortak bir odaklanma olmadan, 2030 yılına kadar SKA'lara ulaşmayı umut edemeyiz” dedi. Dr. Ahonsi konuşmasını sürdürülebilir bir gelecek için su kaynaklarının yönetiminin önemine ilişkin güçlü bir mesajla tamamladı. “Geleceğe bakarken, sürdürülebilir kalkınma, barış ve refaha yönelik tüm umutlarımızın suyu nasıl yönettiğimize bağlı olduğunu kabul etmeliyiz. Yeni bir küresel su bilgi sistemine, daha akıllı politikalara ve daha güçlü işbirliğine ihtiyacımız var" dedi. BM'nin 79. Kuruluş YıldönümüDr. Ahonsi, küresel su krizine değinmenin yanı sıra, 24 Ekim'de 79'uncu yıldönümünü kutlayacak olan Birleşmiş Milletler'in daha geniş misyonu üzerinde de durdu. Mukim Koordinatör, barış, adalet ve eşitlik yönündeki küresel çabalara rehberlik etmeye devam eden BM Antlaşması'nın süregelen önemini vurguladı. BM'nin iklim değişikliği ve yapay zeka gibi güncel zorlukları ele alma konusundaki kararlılığının altını çizen Ahonsi, “Antlaşma, özünde bir kararlılık ruhu barındırıyor: bölünmeler arasında köprü kurmak, ilişkileri onarmak ve barışı teşvik etmek; herkes için fırsatlar yaratmak ve hiç kimsenin geride kalmamasını sağlamak” dedi.Dr. Ahonsi sözlerini, daha adil ve sürdürülebilir bir dünyayı teşvik etmeyi amaçlayan üç önemli girişim olan Gelecek için Pakt, Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi ve Gelecek Nesiller Bildirgesi'ni vurgulayarak tamamladı. “BM'nin 79. yıldönümünü kutlarken, bu belgeler daha iyi bir gelecek için ortak umudumuzu sembolize ediyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını ilerletmek, iklim eylemini hızlandırmak ve teknolojinin kamu yararına hizmet etmesini sağlamak için yeni fırsatları temsil ediyorlar” dedi.Atılım Üniversitesi, TEMA Vakfı ile işbirliği içinde Dr. Babatunde A. Ahonsi adına bir ağaç dikti. Etkinliğin sonunda Profesör Akay, Dr. Ahonsi'ye çevresel sürdürülebilirlik ve gelecek nesillere yönelik ortak bağlılığı simgeleyen bu düşünceli jestin anısına bir sertifika takdim etti.
Dr. Ahonsi'nin Atılım Üniversitesi'nde yaptığı konuşmanın tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Profesör Akay açılış konuşmasında Atılım Üniversitesi'nin 2024-2025 akademik yılı için tema olarak “su" konusunu seçtiğini söyledi. Üniversite “Su” teması kapsamında etkinlikler düzenliyor. Profesör Akay su kaynaklarının eşit ve sürdürülebilir kullanımının önemini vurguladı. Dr. Ahonsi konuşmasına üniversite camiasına böylesine kritik bir konuyu tartışma konusundaki kararlılıkları için teşekkür ederek başladı. “Bu seçkin üniversitede bulunmak ve özellikle de dünyamızın gelecekteki liderleri olan böylesine parlak genç beyinlerin huzurunda olmak büyük bir onur. Sizler sadece yarının liderleri değil, bugünün değişim yaratıcılarısınız” dedi. Dr. Ahonsi konuşması boyunca suyun sağlık ve gıda güvenliğinden ekonomik büyüme ve barışa kadar hayatın her alanında oynadığı temel rolü vurguladı. Çarpıcı küresel istatistikleri paylaşarak, 2.2 milyar insanın hala güvenli bir şekilde yönetilen içme suyundan yoksun olduğunu ve 450 milyon çocuk da dahil olmak üzere 1.42 milyar insanın yüksek veya aşırı su hassasiyeti olan bölgelerde yaşadığını belirtti. “Dünya sadece kalkınmayı değil, barışın kendisini de tehdit eden ve giderek büyüyen bir su kriziyle karşı karşıya” uyarısında bulundu.Birleşmiş Milletler Su Konvansiyonu'na atıfta bulunan Dr. Ahonsi, su yönetimi konusunda sınır ötesi işbirliğine duyulan acil ihtiyacın altını çizdi. “Su kaynaklarının azalması rekabeti arttırarak toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimi ve hatta çatışmayı körükleyebilir. Dr. Ahonsi, Genel Sekreter António Guterres tüm ülkeleri, ortak su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimini teşvik eden BM Su Konvansiyonu'na katılmaya çağırıyor" diye konuştu.
Dr. Ahonsi, su güvenliği ile Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) özellikle de temiz su ve sanitasyona ilişkin 6'ıncı SKA arasındaki bağlantıya dikkat çekti ve “Suya ortak bir odaklanma olmadan, 2030 yılına kadar SKA'lara ulaşmayı umut edemeyiz” dedi. Dr. Ahonsi konuşmasını sürdürülebilir bir gelecek için su kaynaklarının yönetiminin önemine ilişkin güçlü bir mesajla tamamladı. “Geleceğe bakarken, sürdürülebilir kalkınma, barış ve refaha yönelik tüm umutlarımızın suyu nasıl yönettiğimize bağlı olduğunu kabul etmeliyiz. Yeni bir küresel su bilgi sistemine, daha akıllı politikalara ve daha güçlü işbirliğine ihtiyacımız var" dedi. BM'nin 79. Kuruluş YıldönümüDr. Ahonsi, küresel su krizine değinmenin yanı sıra, 24 Ekim'de 79'uncu yıldönümünü kutlayacak olan Birleşmiş Milletler'in daha geniş misyonu üzerinde de durdu. Mukim Koordinatör, barış, adalet ve eşitlik yönündeki küresel çabalara rehberlik etmeye devam eden BM Antlaşması'nın süregelen önemini vurguladı. BM'nin iklim değişikliği ve yapay zeka gibi güncel zorlukları ele alma konusundaki kararlılığının altını çizen Ahonsi, “Antlaşma, özünde bir kararlılık ruhu barındırıyor: bölünmeler arasında köprü kurmak, ilişkileri onarmak ve barışı teşvik etmek; herkes için fırsatlar yaratmak ve hiç kimsenin geride kalmamasını sağlamak” dedi.Dr. Ahonsi sözlerini, daha adil ve sürdürülebilir bir dünyayı teşvik etmeyi amaçlayan üç önemli girişim olan Gelecek için Pakt, Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi ve Gelecek Nesiller Bildirgesi'ni vurgulayarak tamamladı. “BM'nin 79. yıldönümünü kutlarken, bu belgeler daha iyi bir gelecek için ortak umudumuzu sembolize ediyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını ilerletmek, iklim eylemini hızlandırmak ve teknolojinin kamu yararına hizmet etmesini sağlamak için yeni fırsatları temsil ediyorlar” dedi.Atılım Üniversitesi, TEMA Vakfı ile işbirliği içinde Dr. Babatunde A. Ahonsi adına bir ağaç dikti. Etkinliğin sonunda Profesör Akay, Dr. Ahonsi'ye çevresel sürdürülebilirlik ve gelecek nesillere yönelik ortak bağlılığı simgeleyen bu düşünceli jestin anısına bir sertifika takdim etti.
Dr. Ahonsi'nin Atılım Üniversitesi'nde yaptığı konuşmanın tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
1 of 5
Basın Duyurusu
24 Ekim 2024
23 Ekim 2024 Terör saldırısı ile ilgili açıklama
Birleşmiş Milletler Türkiye olarak 23 Ekim 2024 tarihinde Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyor ve derin üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Bu tür şiddet eylemleri, Birleşmiş Milletler'in temsil ettiği barış, güvenlik ve insan onuru değerlerine karşı bir hakarettir. Hayatını kaybedenlere ve ailelerine en derin taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Birleşmiş Milletler, Türkiye halkı ve Hükümeti ile dayanışma içerisindedir.Babatunde. A. Ahonsi
BM Türkiye Mukim Koordinatörü
23 Ekim 2024
BM Türkiye Mukim Koordinatörü
23 Ekim 2024
1 of 5
Basın Duyurusu
16 Mayıs 2024
UN Women İcra Direktörü Sima Bahous Türkiye’de
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve UN Women İcra Direktörü Sima Bahous, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesine yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili görüşmeler yapmak amacıyla Türkiye’yi ziyaret ediyor. UN Women İcra Direktörü Sima Bahous, Türkiye ziyareti sırasında kamu, özel sektör, kadınların liderlik ettiği sivil toplum kuruluşları ve Birleşmiş Milletler yetkilileriyle temaslarda bulunacak.Bahous, ayrıca, UN Women Türkiye’nin paydaşlarıyla toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesine yönelik çalışmaları görüşmek üzere stratejik toplantılar gerçekleştirecek.Bahous, Türkiye ziyareti kapsamında, 6 Şubat 2023 depremlerinden etkilenen illeri de ziyaret edecek. UN Women’ın insani yardım ve toparlanma süreçlerinde birlikte çalıştığı ortaklarıyla ve depremden etkilenen kadınlarla bir araya gelecek olan İcra Direktörü, afet sonrası insani yardım ve toparlanma süreçlerinin toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmesi ve bu süreçlerde kadınların liderliğinin önemine vurgu yapacak. Bu kapsamda işbirliklerinin uzun soluklu olması gerekliliğinin altını çizecek.
1 of 5
Basın Duyurusu
14 Mart 2024
UNDP'nin yeni raporuna göre Türkiye, insani gelişmede 193 ülke arasında 45'inci sırada
Ankara, 13 Mart 2024 - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) bugün açıkladığı 2023-2024 İnsani Gelişme Raporu’nda (İGR) yer alan İnsani Gelişme Endeksi'nde (İGE) Türkiye, 193 ülke arasında 45'inci sırada yer alıyor. Türkiye, 2022 verilerine göre üst üste dördüncü kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisinde (dört kategoriden en yükseği) yer aldı. Sıralama en yüksek refah düzeyindeki ülkeler için iyi haberler sunarken, insani gelişme sonuçlarında endişe verici bir farklılık olduğunu da gösteriyor. Daha yoksul ülkeler pandemi nedeniyle kaybettikleri zemini geri kazanamıyor.İGE, pandemi nedeniyle meydana gelen iki yıllık gerilemenin ardından küresel ölçekte rekor seviyelere çıktı. Ancak, ortalamada elde edilen bu başarı, derinleşen eşitsizlikleri gizliyor. Dünyadaki en yoksul ülkelerin yarısının İGE performansı, pandemi öncesi seviyelerinin altında kaldı.UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Dünyadaki zengin ülkelerin çoğu gibi, Türkiye de kendisini pandeminin etkilerinden güçlü bir şekilde kurtarmayı başardı. Ancak bu cesaret verici ilerleme, dünya çapında milyonlarca insanı geride kalma riskiyle tehdit eden, yeniden derinleşen eşitsizliklerin gölgesinde kalıyor.” şeklinde konuştu.UNDP'nin İGE'si, insan refahının, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) gibi finansal odaklı göstergelerin sağladığından daha kapsamlı bir ölçüsünü sağlamak üzere 34 yıl önce oluşturulmuştu. Endeks, üç temel ölçümü birleştiriyor: uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır bir yaşam standardı. Türkiye bu endekste otuz yılda dikkate değer bir gelişme gösterdi: Ülkenin İGE değeri 1990'da 0,598 iken, 2022'de yüzde 43 artışla 0,855'e yükseldi.Türkiye İGE’nin üç boyutunun tümünde ilerleme kaydetti: 1990 ve 2022 yılları arasında doğuşta beklenen yaşam süresi 10,8 yıl, ortalama öğrenim süresi 4,4 yıl, beklenen öğrenim süresi ise 10,8 yıl arttı. Aynı dönemde, ülkede kişi başına düşen gayri safi milli gelir ise yüzde 154,3 yükseldi. Ancak İGE eşitsizliklere uyarlandığında, Türkiye’nin sırası düşüyor. Ülkede genel olarak erkekler, kadınlara göre daha yüksek insani gelişme seviyelerine sahip. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri hesaba katıldığında, Türkiye’nin sırası 166 ülke arasında 66’ya geriliyor.Ulusal istatistiklere ve 2022'de bildirilen verilere dayanan yeni sıralama, Şubat 2023 depremlerinin etkisini yansıtmıyor. Felaketin yol açtığı büyük can kaybına ve hasarın büyük boyutuna rağmen (UNDP'nin desteğiyle hazırlanan bir hükümet değerlendirmesine göre, toplam hasar ve kayıplar 103,6 milyar ABD doları veya 2023’teki tahmini GSYİH'nın yüzde 9'u olarak tahmin ediliyor), depremlerin ülkenin İGE sıralamasını etkilemesi beklenmiyor.İGE sıralamaları, UNDP tarafından her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu'nun (İGR) temel bir parçası. “Tıkanıklığı Aşmak: Kutuplaşmış Bir Dünyada İş Birliğini Yeniden Şekillendirmek” başlıklı 2023/24 baskısı, eşitsiz kalkınma ilerlemesinin en yoksulları geride bıraktığı, eşitsizliği artırdığı ve küresel ölçekte kutuplaşmayı körüklediği uyarısında bulunuyor. Rapor, uluslararası kolektif eylemin, yükselen bir "demokrasi paradoksu" nedeniyle engellendiğini ortaya koyuyor: Dünya çapında on kişiden dokuzu demokrasiyi desteklerken, küresel ankete katılanların yarısından fazlası, demokratik sürecin temel kurallarını atlayarak demokrasiyi zayıflatabilecek liderlere destek verdiğini ifade ediyor. Dünya çapında ankete katılanların yarısı, hayatları üzerinde hiç kontrol sahibi olmadıklarını veya sınırlı kontrole sahip olduklarını belirtiyor ve üçte ikiden fazlası hükümetlerinin kararları üzerinde çok az etkiye sahip olduklarına inanıyor. Rapor, artan siyasi kutuplaşmayla birleşen bu tür güçsüzlük hislerinin, bazı ülkelerin tam da yenilenen işbirliğinin hayati önem taşıdığı bir dönemde içe kapanmasına neden olduğu sonucuna varıyor."Küreselleşmeden sıyrılmanın" sorumsuz bir yanılsama olduğunu vurgulayan rapor, iklim değişikliği gibi sınır ötesi sorunlara çözüm sağlamak amacıyla "yeni nesil küresel kamu malları" yaratmak için kolektif eylem öneriyor."Artan kutuplaşma ve bölünmenin damgasını vurduğu bir dünyada, birbirimize yatırım yapmayı ihmal etmek, refah ve güvenliğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor" diyen UNDP Başkanı Achim Steiner, “Korumacı yaklaşımlar, pandemi, iklim değişikliği ve dijital regülasyonlar da dahil olmak üzere karşılaştığımız karmaşık, birbiriyle bağlantılı güçlükleri çözemez. Sorunlarımız iç içe geçmiş durumda ve eşit ölçüde birbirine bağlı çözümler gerektiriyor.” şeklinde konuştu.2023/24 İnsani Gelişme Raporu ve UNDP'nin yeni belirsizlik bileşkesinde yön bulmaya dair analizi hakkında daha fazla bilgi edinmek için: https://www.undp.org/tr/turkiye/publications/human-development-report-2023
1 of 5
Basın Duyurusu
05 Mart 2024
BM Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlıklı etkinlikle kutluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlığıyla düzenledikleri ortak etkinlikle Ankara’da kutlayacak. Etkinlik, 6 Mart 2024 tarihinde saat 9.15’te J.W Marriott Ankara Oteli’nde gerçekleşecektir.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’ın ana konuşmacı olarak katılacağı etkinliğin programı aşağıda yer almaktadır. Etkinlikte bu yılki Dünya Kadınlar Günü teması olan "İlerleme için Kadınlara Yatırım" ile, kadınların dünya çapında sosyal, ekonomik ve kültürel değişimi yönlendirmedeki hayati rolüne vurgu yapılacak.Basın mensuplarına saygılarımızla duyurulur. ***Etkinliğe katılımızınız lütfen unic-ankara@un.org adresine bildiriniz.ProgramDünya Kadınlar Günü: İlerleme için Kadınlara Yatırım6 Mart 2024JW Marriott Oteli, Ankara 09:15 – 09:30 Kayıt09:45 – 10:00 Açılış KonuşmasıSayın Paolo Marchi, BM Türkiye Mukim Koordinatör VekiliBM Türkiye Ülke Ekibi Video Mesajı 10:00 – 10:15 Ana KonuşmaSayın Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı10:15 – 10:30 Aile Fotoğrafı ve takiben Kahve Arası10:30 – 10:45 Tematik KonuşmaKadının Statüsü Komisyonu (KSK) 68’inci oturumu öncelikli teması üzerine konuşma:“Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmanın hızlandırılması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için, yoksulluğun, kurumların ve finansmanın toplumsal cinsiyet bakış açısı ile ele alınarak güçlendirilmesi” Sayın Şehnaz Kıymaz Bahçeci, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Hükümetlerarası Süreçler ve Savunuculuk Uzmanı 10:45 – 12:45 Panel Oturumu: “Eşitliğe Yatırım Yapmak Neden Önemli?”Farklı geçmişe sahip panelistler, kadınların güçlenmesine yatırım yapmanın bir toplumda eşitlik, iyileşme ve kalkınmaya katkı sağlayarak nasıl fark yarattığına dair deneyim ve hikayelerini paylaşacaklar.Moderatör: Sayın Zeliha Ünaldı, BM Kadın Birimi Ülke Direktör YardımcısıPanelistler:Sayın Prof. Dr. Ayşe Akın, Başkent Üniversitesi Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi MüdürüSayın Canan Güllü, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Sayın Eda Yabancı, Gençlik İklim Elçisi ve Eşitlik için Gençlik Grubu Eş KoordinatörüSayın Doç. Dr. Emel Memiş, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat BölümüSayın Gürsel Appa, Turuncu Eller Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Sayın Dr. Zakira Hekmat, Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Kurucusu ve Başkanı12:45 – 13:15 Soru Cevap 13:15 – 14:00 Öğle Yemeği
1 of 5
Basın Duyurusu
22 Şubat 2024
Birleşmiş Milletler Gazetecilik Bursu başvuruları başladı
New York, NY. Dag Hammarskjöld Gazeteciler Fonu, 2024 yılı burs programı için profesyonel gazetecilerin başvurularını kabul etmeye başladı. Burs programına son başvuru tarihi 5 Nisan 2024.Burs programı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 79. oturumunun açılışında 10 hafta boyunca uluslararası meseleler hakkında haber yapmak üzere New York'a gelmek isteyen 25-35 yaş arası radyo, televizyon, yazılı basın ve internet gazetecilerine açık. Burs program ile New York'a seyahat ve konaklama imkanının yanı sıra harcırah da sağlanıyor. Burs programına Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler ile Okyanusya'daki çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde yaşayan ve hali hazırda medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler başvurabiliyor. Başvuru sahiplerinin uluslararası meselelere ve BM'nin daha iyi anlaşılmasını okuyucu ve izleyicilerine aktarmaya ilgi ve bağlılık göstermeleri gerekiyor. Program gazetecilere temel beceri eğitimi vermeyi amaçlamıyor; tüm bursiyerlerin medya profesyoneli olması gerekiyor. Gazeteciler her yıl tüm başvuruların incelenmesinin ardından seçiliyor ve uluslararası diplomatik müzakereleri gözlemlemek ve küresel meselelere daha geniş bir bakış açısı ve anlayış kazanmak için eşsiz bir fırsat yakalıyor. Geçmişte burs programına kabul edilen gazetecilerin mesleklerinde ve ülkelerinde önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Bursiyerlik uygunluk kriterleri ve gerekli belgelerin yanı sıra burs programına başvuru Fon'un www.unjournalismfellowship.org adresindeki web sitesinden yapılıyor. Program, uygunluk ve başvuru süreciyle ilgili sorular fellowship2024@unjournalismfellowship.org adresine e-posta yoluyla iletilebiliyor.Merkezi BM'de olmasına rağmen, fon BM’den mali destek almıyor. Fon, 60 yılı aşkın bir süre önce BM gazetecileri tarafından Genel Sekreter Dag Hammarskjöld'ün mirasının yaşayan bir anısı olarak bağımsız bir kuruluş olarak kuruldu. Fon, BM gazetecileri tarafından işletilmeye devam ediyor ve mali desteğini BM Misyonları, vakıflar, kuruluşlar ve bireylerden alıyor.
1 of 5
En son kaynaklar
1 / 8
1 / 8