En son
Haber
12 Şubat 2025
Ahonsi: Sizler Küresel Düşünen Ama Yerel Hareket Eden Küresel Vatandaşlarsınız
Daha fazla bilgi için
Haber
10 Şubat 2025
BM Genel Sekreteri: "Kadınlar ve Kız Çocukları Bilime Aittir"
Daha fazla bilgi için
Haber
07 Şubat 2025
Ocak ayı kayıtlara geçen en sıcak ay oldu
Daha fazla bilgi için
En son
Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yoksulluğun son erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefliyor. BM'nin çalıştığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şunlardan oluşuyor.
Haber
19 Kasım 2024
Ankara'da BM Günü etkinlikleri
Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği, BM'nin kuruluşunun 79. yıldönümünü, 15 Kasım tarihinde Anıtkabir'i ziyaretle başlayan ve CerModern'de düzenlenen resepsiyonla devam eden bir dizi anma etkinliğiyle kutladı.Anıtkabir ZiyaretiBM Türkiye Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi başkanlığındaki BM Türkiye Ülke Ekibi üyeleri ve personelinden oluşan heyet Anıtkabir'i ziyaret etti. Tören, heyetin Aslanlı Yol'dan geçişi ile başladı. Atatürk'ün mozolesine çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Misak-ı Millî Kulesi'nde bulunan Şeref Defteri'ne yazdığı yazıya Mukim Koordinatör Ahonsi, “Ulu Önder Atatürk” diye başladı ve şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler'in 79. yıldönümünde, idealleri hepimize ilham vermeye devam eden vizyoner bir lidere saygı duruşunda bulunmak üzere Anıtkabir'de bulunmaktan büyük onur duyuyorum.'İnsanlık tek bir vücuttur ve her ulus bu vücudun bir parçasıdır' şeklindeki vizyoner sözleriniz, küresel dayanışma, sorumluluk ve birbirine bağlılığın önemini güçlü bir şekilde vurgulamaktadır. Bu ilkeler Birleşmiş Milletler'in misyonunun merkezinde yer almaktadır ve bugün karşı karşıya olduğumuz çalkantılı zamanlarda her zamankinden daha elzemdir.Bu değerleri ileriye taşırken, kısa bir süre önce BM'de kabul edilen Gelecek Paktı bize umut vermekte ve herkes için daha iyi bir gelecek için yol göstermektedir.”Resepsiyonda BM'nin Misyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçşarı ve Gelecek Paktı öne çıktıCerModern'de düzenlenen BM’nin 79’uncu Yıldönümü resepsiyonu diplomatlar, kamu ve özel sektör, sivil toplum, üniversitelerin temsilcileri, üniversite öğrencileri, BM Ülke Ekibi ve BM çalışanlarını bir araya getirdi. Etkinlikte BM'nin küresel misyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Gelecek Paktı ve BM'nin Türkiye'deki çalışmaları vurgulandı. Açılış konuşmasında Dr. Babatunde Ahonsi, Birleşmiş Milletler'in iklim acil durumu, eşitsizlikler ve yapay zekâ gibi gelişmekte olan teknolojilerin yarattığı zorluklar da dâhil olmak üzere 21. yüzyılın birbirine bağlı krizlerini ele almak için vazgeçilmez çok taraflı bir platform olarak kritik rolünü vurguladı. Hükümetler, sivil toplum, akademi, özel sektör ve özellikle de gençler olmak üzere çeşitli paydaşların uzmanlık ve katılımından yararlanan kapsayıcı, ağ bağlantılı çerçevelere duyulan ihtiyacın altını çizdi. “Dünya hepimize ait” diyen Ahonsi, küresel kararların şekillendirilmesinde tüm seslerin temsil edilmesini sağlamanın öneminin altını çizdi.Dr. Ahonsi ayrıca Eylül ayında New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen Geleceğin Zirvesi'nde kabul edilen Gelecek Paktı'nı da bu karmaşık zorlukların ele alınmasında dönüştürücü bir yol haritası olarak niteledi. Pakt'ın sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığa öncelik verdiğini ve düşük ve orta gelirli ülkeleri desteklemek için küresel finansal sistemlerde iddialı reformlar yapılması çağrısında bulunduğunu belirtti. Ahonsi ayrıca, teknolojinin insanlığın ortak yararına hizmet etmesini sağlayarak yapay zekâyı evrensel ve eşit bir şekilde yönetmeyi amaçlayan ve Paktın çığır açan bir eki olan Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesinin öneminin altını çizdi. Ahonsi sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecek için Pakt, çağımızın zorluklarına uygun, adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel sistem inşa etmeye yönelik yenilenmiş bir kararlılığı temsil etmektedir.”Mukim Koordinatör ayrıca Pakt'ın ikinci eki olan ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasının gelecek nesilleri savaş belasından kurtarma çağrısını yineleyen, hükümetleri bugün alınan kararlarda ilk kez torunlarının çıkarlarını dikkate almaya çağıran Gelecek Nesiller Bildirgesinin önemini vurguladı.Ahonsi, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olarak çok taraflılığa olan sarsılmaz bağlılığının altını çizdi ve küresel dayanışmanın kararlı bir savunucusu olarak rolünü vurguladı. BM'nin, her düzeyde güçlü ve ileri görüşlü ortaklıklar yoluyla, hiç kimsenin geride kalmamasını sağlamaya ve Türkiye'nin tüm vatandaşlarına ve sakinlerine fayda sağlayan yüksek gelirli bir ülke olma vizyonunu desteklemeye kararlı olduğunu belirtti.Ahonsi, 2023 depremlerinin ardından gösterilen dirence atıfta bulunarak, “Genel Sekreter'in sözleriyle, ‘Bölünmüş bir dünyayız, ancak birleşmiş milletler olabiliriz ve olmalıyız’” dedi. Ahonsi konuşmasını, bugün umut ve kararlılıkla yapılan seçimlerin sadece bugün için değil gelecek nesiller için de daha iyi bir geleceği şekillendireceğinin altını çizerek tamamladı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci ise BM Günü resepsiyonları geleneğinin yeniden canlandırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Ekinci “Bu günü çeşitli sektörlerden ortaklarımızla birlikte kutlamaktan onur duyuyoruz. Türkiye, Gelecek Paktı'nda ortaya konan taahhütler de dâhil olmak üzere BM'nin misyon ve değerlerinin sadık bir destekçisi olmaya devam ediyor. Barış, adalet ve eşitlik için çalışırken çok taraflılık her zamankinden daha fazla hayati önem taşıyor” diye konuştu.Büyükelçi Ekinci ayrıca BM personelinin, özellikle de çatışma bölgelerinde hayatını kaybedenlerin fedakârlıklarını hatırlatarak teşkilatın uluslararası hukuk ve insan haklarının korunmasındaki kalıcı öneminin altını çizdi.Gençlik KatılımıAnkara’daki çeşitli üniversitenin Model Birleşmiş Milletler Kulüpleri üyeleri BM Günü resepsiyonuna katıldı. Etkinliğin gençlik köşelerinde üniversite öğrencileri Türkiye'deki çeşitli BM kuruluşlarının çalışmalarını inceleme fırsatı elde ettiler. Mukim Koordinatörün konuşmasının Türkçesine bu linkten ulaşabilirsiniz: , filtered_html
Haber
12 Şubat 2025
Ahonsi: Sizler Küresel Düşünen Ama Yerel Hareket Eden Küresel Vatandaşlarsınız
BM Mukim Koordinatörü Babatunde Ahonsi, Başkent (Ankara) Gençlik Meclisi ile yaptığı görüşmede gençlerin toplumlarını şekillendirmedeki hayati rolüne dikkat çekerek, gerçek küresel vatandaşlığın sadece dünya çapındaki zorlukları anlamak değil, aynı zamanda anlamlı bir değişim yaratmak için yerel eylemde bulunmak anlamına geldiğini vurguladı ve “Sizler küresel düşünen ama yerel hareket eden küresel vatandaşlarsınız” dedi.Ahonsi, Başkent Gençlik Meclisi ile 11 Şubat tarihinde gerçekleşen toplantısında Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin tarafından Ankara Kent Konseyi binasında karşılandı. Şahin, görüşme sırasında Ahonsi'ye Ankara Kent Konseyi hakkında genel bir bilgi vererek, konseyin yerel yönetimler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler de dahil olmak üzere kentteki tüm paydaşları bir araya getiren meşru ve kapsayıcı bir platform olarak çalıştığının altını çizdi. Yatay bir yapıya sahip olan Ankara Kent Konseyi, belediye meclisine tavsiye kararları sunan meclisler ve çalışma grupları aracılığıyla faaliyet gösteriyor. Ankara Kent Konseyi'nin uyguladığı çalışma modeli hakkında Ahonsi, “Bu, katılımcı bir yönetişim modelinin örneğidir. Gerçek bir demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir; gerçek demokrasi seçimler arasında gerçekleşir.” Hem Konsey'e hem de Gençlik Meclisi'ne duyduğu hayranlığı dile getiren Ahonsi, gençlerin yönetişim ve karar alma süreçlerine katılımının önemini vurguladı.Ahonsi ayrıca, 2030'a sadece beş yıl kala, Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) ulaşma konusunda karşılaştığı zorluklardan bahsetti. Türkiye'nin bu küresel zorlukların ele alınmasındaki önemli rolünün altını çizerek şunları söyledi: “BM Genel Sekreteri bu zorlukların bazılarının ele alınmasında Türkiye'ye çok güveniyor. Gençlerin sesi çok önemli. Değişim ancak sıradan insanlar bunu gerçekleştirirse olacaktır.”Ahonsi konuşmasında Türkiye'nin 12. Ulusal Kalkınma Planı ile özellikle yeşil dönüşüm, dayanıklılık ve dijital dönüşüm gibi alanlarda SKA'lar arasındaki uyumun altını çizdi. “BM'yi Türkiye'de Türkiye ile işbirliği içinde bir kurum olarak görüyorum. Ülke ulusal kalkınma önceliklerini gerçekleştirirken biz de Türkiye ile birlikte yol alıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma herkes için işe yarayan kalkınmayla ilgilidir, bu nedenle kimseyi geride bırakmamaktan bahsediyoruz” dedi. Toplantı Başkent Gençlik Meclisi üyelerinin kendilerini tanıtmaları ve çalışmalarıyla ilgili görüşlerini paylaşmaları için bir fırsat sağladı. Başkent Gençlik Meclisi, gençlerin Ankara için politika yapımına aktif olarak katıldıkları ve hayatlarını etkileyen kararlarda söz sahibi oldukları bir platform olarak hizmet veriyor. Meclis, farklı disiplinlerden gençleri bir araya getiriyor ve STK'lar, uluslararası kuruluşlar, üniversiteler ve öğrenci grupları ile işbirliği içinde çalışıyor. Meclisin 4500 üyesi bulunuyor.Toplantı sırasında BM Nüfus Fonu UNFPA Türkiye Ofisi Proje Yöneticisi Emine Kuzutürk Savaş, Gençlik Meclisi üyelerini BM Türkiye Gençlik Çalışma Grubu ile bir toplantı yapmak üzere meclis üyelerini UNFPA ofisine karşılıklı işbirliği imkanlarını konuşmak üzere davet etti.BM Türkiye, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabalarında Türkiye'nin genç liderleriyle birlikte çalışmaya kararlılıkla devam ediyor. , filtered_html
1 of 5

Haber
10 Şubat 2025
BM Genel Sekreteri: "Kadınlar ve Kız Çocukları Bilime Aittir"
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, bilimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmek adına hayati önem taşıdığını vurguladı."Bilimde toplumsal cinsiyet eşitliği, herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmenin temelidir. Ancak ne yazık ki kadınlar ve kız çocukları, bilim kariyerlerini sürdürmelerini engelleyen sistematik engeller ve önyargılarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor," diyen Guterres, bu durumun dünyayı büyük bir yetenek potansiyelinden mahrum bıraktığını ifade etti.Genel Sekreter, günümüzde bilim insanlarının yalnızca üçte birinin kadın olduğuna dikkat çekerek, "Kadınlar, erkeklere kıyasla daha az finansman alıyor, daha az yayın fırsatına sahip oluyor ve en iyi üniversitelerde daha az üst düzey pozisyonda yer alıyor," dedi. Bazı bölgelerde ise kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişiminin sınırlı veya hiç olmadığına dikkat çekerek, bunun sadece ilgili toplumlara zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda ciddi bir insan hakları ihlali olduğunu belirtti.İklim değişikliğinden sağlığa, yapay zekâdan yenilikçiliğe kadar her alanda bilim ve teknolojinin herkese hizmet edebilmesi için kadınların ve kız çocuklarının bilimsel keşif ve inovasyona eşit katılımının şart olduğunu vurgulayan Guterres, "Toplumsal cinsiyet uçurumunu kapatmak için cinsiyet stereotiplerini yıkmamız, kız çocuklarını bilime yönlendirecek rol modelleri teşvik etmemiz ve kadınların bilimde ilerlemesini destekleyecek programlar geliştirmemiz gerekiyor," dedi.Bilimde kapsayıcılığın inovasyonu teşvik ettiğini belirten Genel Sekreter, "Kadınlar ve kız çocukları bilime aittir. Her kadının ve kız çocuğunun gerçek potansiyeline ulaşmasını sağlamanın zamanı geldi," diyerek mesajına son verdi. , filtered_html
1 of 5

Haber
07 Şubat 2025
Ocak ayı kayıtlara geçen en sıcak ay oldu
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) 6 Şubat'ta yaptığı açıklamada, BM'nin birlikte çalıştığı Copernicus İklim Servisi tarafından hazırlanan verilere dayanarak, dünyanın şimdiye kadar kaydedilen en sıcak Ocak ayını yaşadığını bildirdi.La Nina hava olayının daha düşük sıcaklıklar getirebileceği beklentilerine rağmen, geçen ay hava sıcaklığı sanayi öncesi seviyenin 1,75 santigrat derece ve 1991-2020 ortalamasının 0,79°C üzerinde oldu.2015 yılında uluslararası toplum, ortalama küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlandırmayı kabul etmişti.Sürpriz verilerOcak ayı verileri, Avrupa iklim değişikliği servisi Copernicus'un iklim değişikliği uzmanları için bile “şaşırtıcı” oldu. Uzmanlar, son 19 ay içinde küresel ortalama yüzey hava sıcaklığının sanayi öncesi seviyenin 1,5°C üzerinde olduğu 18’inci ay olduğunu kaydettiler.Copernicus İklim Stratejik Lideri Samantha Burgess, “Ocak 2025, tropikal Pasifik'te La Niña koşullarının gelişmesine ve küresel sıcaklıklar üzerindeki geçici soğuma etkisine rağmen, son iki yıl boyunca gözlemlenen rekor sıcaklıkların devam ettiği bir başka şaşırtıcı ay oldu” dedi.Copernicus, kuzey yarımküredeki birçok kişi için Ocak 2025'in Batı Avrupa'nın yanı sıra İtalya, İskandinavya ve Baltık ülkelerinin bazı kesimlerinde “ortalamadan daha yağışlı koşullar” ile hatırlanacağını söyledi ve bazı bölgelerde “şiddetli yağış” ve sellere dikkat çekti.Bölgesel farklılıklarÖte yandan, İngiltere ve İrlanda'nın kuzeyi, İspanya'nın doğusu ve Karadeniz'in kuzeyinde ortalamadan daha kuru koşullar kaydedildi.Avrupa'nın ötesinde, Alaska, Kanada, orta ve doğu Rusya, doğu Avustralya, güneydoğu Afrika ve güney Brezilya'da ortalamanın üzerinde yağışlı geçerken, bu bölgelerde sel ve buna bağlı hasarlar yaşandı.Ancak Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısı ve Meksika'nın kuzeyi, Afrika'nın kuzeyi, Orta Doğu, Orta Asya ve Çin'in doğusunun yanı sıra Afrika'nın güneyi, Güney Amerika'nın güneyi ve Avustralya'nın büyük bölümünde ortalamadan daha kurak koşullar hüküm sürdü.Küresel sıcaklık artışı öncelikle atmosferde rekor düzeyde sera gazı konsantrasyonuna yol açan fosil yakıtların insanlar tarafından kullanılmasına bağlanıyor. Sıcaklık artrışında ormansızlaşma da dahil olmak üzere diğer faktörler de önemli rol oynuyor. , filtered_html
1 of 5

Haber
06 Şubat 2025
2023 Depremlerinden İki Yıl Sonra BM bölgede çalışmalarını sürdürüyor
Birleşmiş Milletler (BM) 6 Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremlerin ikinci yıldönümünde Türkiye ile dayanışma içinde olmaya devam ediyor. İlk günden bu yana BM ve kuruluşları sahada yer alarak acil müdahale ve kurtarma çalışmalarına kritik destek sağladılar.İki yıl sonra, BM Türkiye'nin yanında olmaya devam ediyor. Depremler, 11 ilde 53 bin'den fazla insanın hayatına mal olmuş ve halk üzerinde kalıcı etki bırakmıştı. Türkiye yeniden inşa çalışmalarına devam ederken, BM kuruluşları toparlanmayı desteklemek, altyapıyı yeniden inşa etmek ve kimsenin geride kalmamasını sağlamak için ulusal ve yerel ortaklarla birlikte çalışmaya devam ediyor.Kültürel mirasın korunmasından toplumsal alanların rehabilitasyonuna, geçim kaynaklarının yeniden tesis edilmesinden psikolojik desteğe kadar uzun vadeli dayanıklılık çabaları için BM'nin depremden etkilenen bölgedeki çalışmaları insanların hayatlarında anlamlı bir fark yaratıyor.BM'nin depreme müdahalesinde çeşitli sektörler farklı ihtiyaçlara odaklanıyor ve bunun sonucunda çeşitli destek kategorilerinde milyonlarca faydalanıcıya ulaşılıyor. Başlıca önceliklerden birini oluşturan koruma sektöründe 2.2 milyondan fazla kişiye ulaşıldı. Eğitim çalışmaları, etkilenen çocuklar ve aileler için öğrenimin sürekliliğini sağlamayı amaçlıyor ve bugüne kadar 1 milyon 350 bin 67 yararlanıcı eğitim desteği aldı. Temel ihtiyaçlardan yararlanan toplam yararlanıcı sayısı yaklaşık 2 milyon kişiye ulaştı. Su, Sanitasyon ve Hijyen sektöründe müdahale geniş kapsamlı oldu ve yaklaşık 6 milyon 900 bin kişiye ulaşıldı. BM Programları kapsamında 3 milyon 200 bin'den fazla kişi barınma yardımı aldı. Bu rakamlar, depremden etkilenenlere sağlanan kapsamlı desteği yansıtıyor, Türkiye'nin deprem bölgesinin yeniden inşası ve uzun vadeli toparlanmasının sağlanması için devam eden kararlılığı gösteriyor. Aşağıda BM Kuruluşlarının hükümet, ortaklar ve paydaşlarla koordinasyon içinde Türkiye'nin toparlanmasına yönelik devam eden desteklerinin ayrıntıları yer alıyor: Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)Türkiye’deki tarım sektörü, 2023 yıl Şubat ayında meydana gelen depremlerin yıkıcı etkileri ve sert kış koşullarının getirdiği zorluklarla mücadele etmeye devam ediyor. FAO, kırsal toplulukları desteklemek amacıyla ahırların rehabilitasyonu, altyapının yeniden inşası ve iklime duyarlı çözümler uygulanması konusunda önemli bir rol üstlendi. Ayrıca, yüzlerce kişinin faydalandığı yeniden ağaçlandırma projelerinde istihdam sağladı. Tarımın çeşitli alanlarında değer zinciri analizleri gerçekleştirdi ve çiftçilere ile kooperatiflere iklime duyarlı eğitimler ve ekipman desteği sundu.FAO, toplamda 2.530 faydalanıcıya yaklaşık 530.000 ABD doları değerinde tarımsal girdi sağladı ve 1.931 çiftçi hanesine yaklaşık 594.000 ABD doları tutarında koşulsuz nakit desteği verdi. Ayrıca, nakit karşılığı çalışma programı kapsamında yaklaşık 160.000 ABD doları ödeme yaptı.Depremden etkilenen çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere destek olmak amacıyla 150 tarım aracı, 340,8 ton hayvan yemi ve 192,75 ton gübre dağıtıldı. Pamuk ve mısır tohumu, domates fidesi temin edilirken; süt sağım makineleri, depolama tankları ve zararlılarla mücadele ekipmanları da sağlandı. Ayrıca, kişi başına 75 ABD doları tutarındaki nakit yardımlarıyla yaklaşık 8.000 kişiye ulaşılırken, kooperatiflere gıda işleme makineleri verildi.Kısa vadeli yardım çalışmaları kritik bir destek sağlasa da uzun vadeli toparlanma süreci büyük önem taşıyor. Özellikle kırsal bölgelerde hayvancılık barınaklarının onarımı, kırsal geçim kaynaklarının sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip. Altyapı yatırımları, eğitim ve iklime dayanıklı tarım uygulamalarına yönelik desteklerin devam etmesi, sürdürülebilir iyileşme açısından gerekli.FAO, hükümet kurumları ve yerel ortaklarla iş birliği içinde, Türkiye’de tarımsal üretimi yeniden canlandırmaya ve gıda güvenliğini güçlendirmeye kararlılıkla devam ediyor.IFAD Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi (FIRAT)IFAD FIRAT'ın yeni projesi, Şubat 2023'teki en ölümcül depremlerin vurduğu iller de dahil olmak üzere Fırat Nehri havzasının hedeflenen mikro havzalarındaki yayla topluluklarının yoksulluğunu azaltmayı amaçlıyor. Farklı yatırımların uygulanması ve iklime dirençli tekniklerin benimsenmesi yoluyla; toprak rehabilitasyonunun ve tarımsal verimliliğin iyileştirilmesi, yeni iş alanlarının yaratılması, küçük ölçekli üreticilerin ve kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere hassas grupların pazara erişiminin iyileştirilmesi, kırsal gelirin artırılması ve doğal afetlere, iklim olaylarına, piyasa ve ekonomik şoklara karşı direncin artırılması ve hedeflenen mikro havzalarda refah ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesi bekleniyor. Toplam erişimin kadınların oranı %40, gençlerin oranı ise %15 olmak üzere140 bin birey veya 40 bin haneye ulaşacağı tahmin ediliyor. Proje Yedi yıllık uygulama dönemi olan 2025-2031 yılları arasında toplam proje maliyetinin 97,975 milyon bunun içinden IFAD finansmanının 65 milyon ABD Doları olacağı tahmin ediliyor. Projenin IFAD iklim finansmanı %96,5'tir ve GEF'ten 1,4 milyon ABD Doları tutarında bir hibe bekleniyor. Ekonomik analiz, FIRAT'ın sonuçlarının 20 yıllık bir dönem boyunca ekonomik bir iç getiri oranı ile olumlu olduğunu gösteriyor. Proje, toplum öncülüğünde mera yönetimi, bölgesel kalkınma ajanslarıyla etkileşim, gençlerin beceri geliştirme faaliyetleri, yapılandırılmış bir hibe sistemi ve İzleme ve Değerlendirmede CBS ve BT sistemlerinin kullanılması gibi yenilikler getirecek. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)Bölge, yıkıcı depremlerin ardından toparlanma sürecinin ikinci yılına girerken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), paydaşları ile işbirliği içinde politika oluşturma süreçlerine rehberlik edecek ve işgücü piyasasının toparlanma çabalarını desteklemek amacıyla güçlü bir kanıt temeli oluşturmaya öncelik vermiştir. Depremlerin ardından artan toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşılık olarak ILO, Türk Kadın Dernekleri Federasyonu işbirliğiyle Hatay'da Mor Yerleşke Projesi'ni başlatmıştır. Bu girişim, travma sonrası stres ve şiddetten etkilenen kadın ve çocuklara yönelik psikososyal destek ve güçlendirme programları sunmaktadır. ILO ayrıca depremden etkilenen nüfusa travmayla başa çıkabilmeleri için psikososyal destek de sağlamıştır. Haziran 2023 ile Eylül 2024 tarihleri arasında kadınlar ve çocuklar için güvenli alan olan Mor Yerleşke’de, şiddetin önlenmesi ve doğrudan yardıma odaklanılarak 17.189 kadın ve çocuğa destek verilmiştir. Bunlar arasında şiddete maruz kalan 1.324 kadın doğrudan destek almış ve yararlanıcıların %90'ı memnuniyetlerini ifade etmiştir. Proje, kritik hizmetleri sağlamanın yanı sıra, kadınların işgücüne katılımını artırmak, uzun vadeli dayanıklılığı ve istihdam fırsatlarını teşvik etmek için bir yol haritası geliştirmek üzere kadınları ve kilit paydaşları aktif olarak sürece dahil etmektedir.Adıyaman'da Valilik ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü ile istişarede bulunularak seçilen K-2 Konteyner Kent'te Mayıs 2023 itibarıyla çocuk dostu destek merkezi kurulmuş, destek merkezinde psiko-sosyal destek faaliyetleri başlatılmıştır. Depremin afet sonrası travmatik etkilerinin giderilmesi amacıyla 700'den fazla çocuğa sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle destek verilmiştir. ILO, iş temelli öğrenme programları ve bilgi merkezleri aracılığıyla, depremden etkilenen bölgede işçilerin becerilerinin geliştirilmesini ve insana yakışır işe ve kayıtlı istihdama erişimlerini desteklemektedir. ILO, bölgedeki işgücü piyasasının durumunu değerlendirmek ve yıkıcı depremlerin ardından devam eden toparlanma ve yeniden inşa çabalarına rehberlik etmek amacıyla, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile işbirliği içinde; "Bir Yıl Sonra: Türkiye’deki Şubat 2023 Depremleri Sonrasında Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da Yaşam ve Çalışma Koşulları" başlıklı çalışmayı gerçekleştirmiştir. Bunlara ek olarak; “Bir İzleme Çalışması: 6 Şubat Depremzedelerinin İşgücü Piyasası Deneyimi, Ankara ve Adana Örneği” ve “Afet Sonrası Dönemde İşletmeler Araştırması” hazırlanmıştır. Bu çalışmalar, sürdürülebilir, kapsayıcı, hak temelli ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileştirme çabalarının geliştirilmesi için sağlam bir kanıt temeli sağlamayı amaçladı. Bu kanıtlara dayanarak ILO, iyileşme sürecine dahil olan tarafları belirli kritik konuları ele almaya davet etmektedir. Her şeyden önce, işgücüne katılımdaki dramatik düşüş ve mesleki kutuplaşma sorunu, erişilebilir ve uygun fiyatlı bakım hizmetleriyle desteklenen cinsiyete duyarlı beceri geliştirme ve istihdam hizmetleri yoluyla ele alınmalıdır. İkinci olarak, beceri eksiklikleri ve artan kayıt dışılık ile birlikte hanelerin emeklilik gelirlerine olan bağımlılığının artması, bölgedeki insana yakışır iş açığını ağırlaştırmaktadır. Etkili iş teftişinin yanı sıra aktif işgücü piyasası programlarına öncelik verilmelidir. Ücret ödemelerinde gecikmeler, iş sağlığı ve güvenliği sorunları, işe alım ve istihdamdaki ayrımcılık da iyileştirilmiş teftiş ve rehberlik mekanizmaları yoluyla ele alınmalıdır. Dijital bölünme de bu açıdan hayati önem taşıyan bir konudur. Zayıf internet bağlantısı, tedarik zinciri kesintileri ve yer değiştirme zorluklarına yanıt olarak iş arayanların istihdam edilebilirliğini ve iş kurtarma beklentilerini azaltmaktadır. Ayrıca bölgedeki KOBİ'lerin zararlarının karşılanması için uygun finansmanla desteklenmesi gerekmektedir. Son olarak, işyerlerinde travmalara duyarlı özenin bulunmaması ve sürekli psikolojik ve zihinsel sağlık desteği yokluğu, etkilenen kişilerin işgücüne katılımının gecikmesinin yanı sıra işyerlerinde ciddi iş sağlığı ve güvenliği sorunları riski oluşturmaktadır.ILO, araştırma bulguları ve hükümet öncelikleri doğrultusunda etkilenen bölgedeki işgücü piyasasının yeniden canlandırılmasını desteklemeye ve paydaşlarıyla işbirliği içinde doğal afetlere karşı dayanıklılığı güçlendirme yönündeki desteğini sürdürme konusunda kararlıdır. Uluslararası Göç Örgütü (IOM)Deprem felaketinin üzerinden iki yıl geçerken, IOM ortaklarıyla birlikte sosyoekonomik toparlanmayı desteklemeye ve etkilenen toplulukların devam eden insani ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor.Kurumsal çalışma alanı doğrultusunda IOM, en hassas durumdaki grupların – göçmenler ve yerinden edilmiş kişiler de dahil olmak üzere – ihtiyaç duydukları desteği alması gerektiğine inanmakta ve göçmenlerin toparlanma sürecinde kilit bir rol oynayarak yerel topluluklarla el ele yeniden inşa sürecine katkıda bulunabileceğini vurguluyor.12. Ulusal Kalkınma Planı ile uyumlu olarak IOM, kilit sektörlerde göçmenlerle ev sahibi toplulukların beceri eşleştirmesini sağlayarak etkin iş gücü yönetimini teşvik etmeye odaklanıyor. IOM, göçmenleri mesleki eğitim, iş eşleştirme, küçük işletmeler için nakit hibeleri, kooperatiflere destek ve üreticilerin tedarik zincirlerine entegre edilmesi gibi girişimlerle kalkınmaya katkıda bulunmaları için güçlendiriyor. 2024 yılında, depremden etkilenen 402 birey bu tür desteklerden faydalandı. Ayrıca, IOM ve ortakları tarafından yapılan araştırmalar, göçmenlerin üretim ve tarım sektörlerinde iş gücü talebini karşılamadaki kritik rolünü ortaya koyuyor.Geçici yerleşim alanlarında kalan yarım milyondan fazla kişi için IOM temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik desteğini de sürdürüyor. 2024 yılında 7 bin haneye nakit yardımı sağlandı; yazın aşırı sıcakları ve kışın sert soğuklarına karşı yaşam koşullarını iyileştirmek için binlerce temel malzeme dağıtıldı; su, sanitasyon ve hijyen hizmetlerine erişim artırıldı. Örneğin, geçtiğimiz yıl IOM tarafından 3.250 yatak, 2 bin ısıtıcı, barınma birimleri için 1.400 yalıtım kiti, 20 bin su bidonu, hijyen malzemeleri ve su alımı için 2 bin kupon dağıtıldı.Haziran 2024’e kadar IOM, Geçici Yerleşim Yeri Desteği Sektörünün eş liderliğini yaparak saha yönetimi, bakım ve temel hizmetlere yönlendirme çalışmalarını koordine etti. Sosyal etkileşimi artırmak için 12 ortak kullanım alanı inşa eden IOM, ayrıca yangın güvenliği konusunda 1.207 eğitim düzenledi.Özellikle kırılgan grupları desteklemek amacıyla, 2024 yılında IOM tarafından 10 bin’den fazla kişiye koruma yardımı sağlandı. Bu kapsamda, 1.300 kişi ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerinden faydalanmış, 6.000 kişiye bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmaları aracılığıyla ulaşılmış ve yaklaşık 500 engelli birey desteklendi.Son olarak, IOM belediyeler ve ortaklarla iş birliği yaparak topluluk alanlarını iyileştirmekte, göçmenler ile ev sahibi topluluklar arasındaki sosyal uyumu güçlendiriyor. Geçtiğimiz yılın öne çıkan projeleri arasında depremden etkilenen çocuklar için bir yetimhanenin yenilenmesi, Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezinin depremden zarar gören bir katının onarılması ve 800 topluluk üyesine mesleki eğitim sunan bir Kadın ve Gençlik Güçlendirme Merkezinin yenilenmesi yer alıyor.2025 ve sonrasında da IOM, iyileşme kapsamında ulusal çalışmaları destekleyen faaliyetlerini sürdürmeye kararlı. Depremden etkilenen ailelerin hayatlarını yeniden inşa etmeye devam etmelerine ve bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmalarına yardımcı olmaya devam edecek.Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)UNDP, felaketin ilk günlerinden bu yana toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarına tam destek veriyor. UNDP, İsveç Hükümeti'nin finansal desteğiyle depremden etkilenen 11 ilde yüzde 42'si kadın girişimcilere ait olan 4.620 küçük işletmeye toplam 10 milyon ABD doları tutarında toparlanma hibeleri sağladı. Çeşitli sektörlere destek olmak amacıyla, özellikle kadınlar ve gençlerin istihdamını artırmaya odaklanılarak, bireyler ve işletmelere mesleki eğitim ve iş danışmanlığı hizmetleri verildi. Kahramanmaraş ve Hatay'da tekstil ve ayakkabı sektörlerini canlandırmak için ortak kullanıma yönelik tesisler kurma, modern ekipman sağlama, beceri eğitimi ve psikososyal destek sunma gibi konulara öncelik verildi. İsveç Hükümeti tarafından 1,62 milyon ABD doları tutarında bütçeyle finanse edilen girişim, bölgedeki hazır giyim, deri ve ayakkabı sektörlerinin toparlanmasını hızlandırmak üzere tasarlandı.UNDP, Malatya ve Gaziantep'teki Model Fabrika binalarını yenileyerek KOBİ'lerin üretkenliklerini artırmalarını ve yeni zorluklara uyum sağlayabilmelerini sağladı. 1.200'den fazla depremzedeye mesleki eğitim verildi.UNDP, KMTSO ortaklığında ve Fransa’nın mali desteğiyle Kadın İş Geliştirme Merkezi'nin (KİGEM) açılışını yaptı. Fransa’nın finansal desteği ve TESK iş birliğiyle, depremlerden en fazla etkilenen illerde ekonomik toparlanmayı güçlendirmek amacıyla yeni bir iş sürekliliği destek programı başlatıldı.Birleşik Krallık’tan sağlanan finansman ile UNDP, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş'ta belediyelerle iş birliği yaparak, kırılgan gruplara bakım hizmeti sunmak amacıyla erişilebilir toplum merkezleri inşa etti. Birleşik Krallık ile yürütülen 1,7 milyon ABD doları tutarındaki daha geniş kapsamlı bir ortaklığın parçası olarak bu tesisler inşa edilip donatıldı, belediye personeli eğitildi ve Standart Prosedürler Kılavuzu hazırlandı.Sosyal hizmet uzmanlarına ve emek yoğun sektör çalışanlarına yardımcı olmak için psikososyal destek programları geliştirildi.Kore Hükümeti tarafından sağlanan finansmanla UNDP, Malatya'daki tekerlekli sandalye ve diğer yardımcı cihazların onarımı için hizmet veren mevcut bölge merkezini genişletti ve Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman'da 3 yeni tekerlekli sandalye onarım ve bakım atölyesi kuracak. Ayrıca, ampute kişilerin ve diğer engellilerin beceri kazanmalarına ve iş bulmalarına yardımcı olmak için eğitim programları düzenlendi. Engellilerin ihtiyaçları hakkında kapsamlı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir analiz de yapıldı. UNDP, depremden etkilenen bölgelerdeki kadınlara ve kız çocuklarına güvenli bir alan ve psikososyal destek, rehberlik ve sevk hizmetlerine erişim sağlamak için TKDF tarafından hayata geçirilen Hatay'daki Mor Yerleşke’nin açılışını destekledi. Hırvatistan tarafından tahsis edilen 2,5 milyon Avro ile UNDP, Hatay'da bir kapsayıcı okulun yeniden inşasına başladı ve Adıyaman ile Kahramanmaraş'taki iki okulu engelli öğrenciler ve yetişkinler için tam fiziksel erişilebilirlik sağlayacak şekilde donattı. UNDP, Japonya’nın sağladığı 4,83 milyon ABD doları tutarındaki finansman ile Hatay ve Kahramanmaraş'ta iki model enkaz geri dönüşüm tesisi kurdu.Ayrıca UNDP, depremlerden en çok etkilenen belediyelere toplam değeri 3 milyon ABD dolarından fazla olan atık yönetimi ekipmanı ve diğer acil ihtiyaç malzemeleri sağladı. Kahramanmaraş'taki enkazın hacmini ve bileşimini haritalandırmak için parafoil dronlar konuşlandırıldı ve etkili enkaz yönetimi için hayati veriler elde edildi. Evlerini kaybeden ailelerin kaldığı konteyner kentlere de sürdürülebilir su sistemleri ve atık su arıtma tesisleri sağlandı.Bölgedeki tehlike altındaki kültürel mirasın korunmasına yardımcı olmak amacıyla UNDP, arkeoloji müzelerine değerli eserleri muhafaza etmeleri için konteynerler teslim etti. Restorasyon çalışmalarına uluslararası katkıları teşvik etmek amacıyla “Kültürel Mirasa Sahip Çık” adlı küresel bir bağış kampanyası başlattı. Ayrıca, İskenderun'da bulunan Aziz Corç Rum Ortodoks Kilisesi’nin restorasyonunu destekledi.Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA, ortaklarıyla birlikte ilk günden beri sahada, hayati önem taşıyan cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti (TCDŞ) önleme ve müdahale hizmetleri sunuyor. Yıkıcı depremlerin ardından, depremden etkilenen illerde toplam 25 sabit ve mobil hizmet birimi (kadın sağlığı danışma merkezleri, gençlik merkezleri, kadın, anne ve çocuk sağlığı merkezleri, engelli bireylere yönelik hizmet birimleri) UNFPA tarafından desteklendi ve bu sayede başta en savunmasız gruplar olmak üzere 128.000'den fazla kişiye CSÜS hizmetleri ve 160.000 kişiye TCDŞ hizmetleri ulaştırıldı.UNFPA, 2024 yılında depremden etkilenen bölgedeki engelli bireylerin özelleşmiş ve kapsayıcı CSÜS ve TCDŞ bilgi ve hizmet ihtiyaçlarını karşılamak için insani yardım hizmetlerinin kapsamını büyüttü. Buna göre, 6.300 engelli birey ve onların bakım verenleri UNFPA’in uygulayıcı ortakları tarafından doğrudan desteklendi. Ayrıca, UNFPA depremden etkilenen 49.000 genç bireye (10-24 yaş arası) CSÜS ve TCDŞ’ye dair bilgi, danışmanlık ve hizmetler sağlayarak potansiyellerini gerçekleştirmelerine destek oldu. UNFPA ve ortakları tarafından, yaklaşık 46.000 kadına ve kız çocuğuna, kadınların ve doğum sonrası dönemdeki annenin ve yeni doğan bebeğinin en temel ihtiyaçlarını karşılayan hijyen ve anne-bebek kitleri ulaştırıldı. UNFPA ayrıca deprem süreci sonrasında TCDŞ vaka yönetimi, CSÜS ve menstrüel hijyen yönetimi hizmetlerine erişimi artırma kiçin nakit ve kupon yardımı çalışmalarıyla ve 1700'den fazla kişinin acil ihtiyaçlarını karşıladı.UNFPA, kamu kurumlarının acil durumlara hazırlık ve toparlanma süreçlerine katkıda bulunmak adına, sistem güçlendirme faaliyetlerine de devam ediyor. 500'den fazla hizmet sunucu, UNFPA tarafından desteklenen hizmet içi eğitimlerle acil durumlarda üreme sağlığı ve TCDŞ hizmet sunumu konularında gerekli bilgi ve becerileri kazandı.UNFPA, 2025 yılında Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa'da 14 sabit ve mobil hizmet birimi aracılığıyla CSÜS ve TCDŞ konusunda bilgi ve hizmetler, nakit ve kupon yardımı, ayni destek ve kapasite geliştirme sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin toparlanma süreçlerini desteklemeye devam edecek. Deprem sonrası acil müdahale sürecinde,sahada CSÜS hizmeti sunabilecek kapasitede olan potansiyel kurum sayısı sınırlıydı. Hizmet sunum kapasitesi olan kurumlar, saha izinleri alınması konusunda zorluklar çektiler. Bu durum, acil müdahale hizmetlerinde gecikmelere neden oldu. Ayrıca, depremlerden etkilenen bölgelerde hizmet vermeye istekli CSÜS hizmet sunucuların işe alım süreçlerinde bir takım zorluklar yaşandı. 2024 yılı itibarıyla, depremlerden etkilenen bölgelerdeki TCDŞ’ye dönük ihtiyaçlar ve riskler devam etmesine rağmen, bu alandaki fonların azalması sebebiyle bazı programlar kapandı ve TCDŞ müdahale hizmetleri zaman içinde azalmak durumunda kaldı.Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR)UNHCR'nin, dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerden biri olan Türkiye'de 2023 yılında meydana gelen depremlere müdahalesi, afet yardımına yönelik kapsamlı ve koordineli yaklaşımı ortaya koyuyor. Türkiye'deki BM ailesinin bir parçası olarak UNHCR, hem mültecilerin hem de ev sahibi topluluk üyelerinin hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmak üzere zamanında ve etkili insani yardım sağlamaya yönelik faaliyetlerini sürdürüyor.Afetin başlangıcından itibaren UNHCR, acil ihtiyaçların karşılanması için diğer yardımların yanı sıra 2023 yılında yaklaşık 3 milyon temel yardım malzemesinin tedariği de dahil olmak üzere gıda dışı malzemelerin ulaştırılmasına öncelik verdi. Malzemeler, UNHCR'nin ülke içi ve küresel stoklarından havayolu ve karayolu taşımacılığı ile sevk edildi. UNHCR'nin 2024 yılında da devam eden desteğinin bir parçası olarak, etkilenen illerdeki konteyner alanlarına, gayriresmî barınma alanlarına, belediyelere ve devlet tarafından yürütülen merkezlere ısıtıcı, battaniye, hijyen paketi, mutfak seti ve şilte de dahil olmak üzere 19.000'den fazla kışlık malzeme sağlandı.UNHCR, Türkiye’deki deprem müdahalesi için Barınma ve Gıda Dışı Malzeme sektörüne liderlik ederken, barınma ihtiyaçlarını önceliklendirmek ve buna yönelik müdahaleler geliştirmek üzere etkilenen bölgelerdeki sektör partnerleri ve yerel makamlarla birlikte çalışıyor. 2023 ve 2024 yıllarında Barınma ve Gıda Dışı Malzeme sektörü, sektör ortaklarıyla birlikte teknik çalışma grupları aracılığıyla kış mevsimi için nakit, barınma koşullarının iyileştirilmesi, dönemsel yardım, gölgelendirme kitleri ve saha planlamasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konularında kılavuzlar geliştirdi.UNHCR, Göç İdaresi Başkanlığı ile işbirliği içinde depremden etkilenen ailelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesini desteklemeye devam ediyor. Bu faaliyetler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelli bireyler gibi hassas konumdaki grupların insan onuruna yakışır biçimde yaşamalarını ve korunmalarını sağlamak amacıyla yüksek kaliteli konteynerlerin tedarikini ve kurulumunu da kapsıyor. Bu bağlamda UNHCR, Adana Sarıçam Geçici Barınma Merkezi'ne 1.224 konteyner sağlamış olup, 2025 yılında Islahiye-2 Geçici Barınma Merkezi'ne de destek verme sürecindedir.UNHCR, yaşam koşullarını iyileştirme faaliyetlerinin ötesinde, hukuki danışmanlık, psikososyal destek ve özel ihtiyaç sahiplerinin yönlendirilmesi de dahil olmak üzere koruma faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca UNHCR, Güneydoğu Koordinasyon Çalışma Grubu ile Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı (3RP) Sektörü Çalışma Grupları aracılığıyla deprem müdahalesine yönelik koordinasyon çabalarına eş liderlik etmeye devam ediyor.UNHCR, 2024 yılında deprem müdahalesini mevcut planına dahil etmiş olup stratejik yönelimlerini korurken, depremle ilgili devam eden ihtiyaçları ele almak üzere faaliyetlerini yeniden önceliklendirdi. Mevcut mülteci müdahalesinin sürdürülebilmesi ve yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya devam edebilmesi için Türkiye’yi desteklemeye yönelik sürekli, çeşitlendirilmiş ve esnek finansman esastır. Ülkeler, 14 yılı aşkın süredir milyonlarca insana koruma sağlayan Türkiye ile dayanışmalarını ve sorumluluk paylaşımı konusundaki kararlılıklarını göstermeye teşvik ediliyor.Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) UNICEF, 2023'teki depremler gerçekleştikten saatler sonra felaketten etkilenen toplulukları desteklemek için çalışmalarına başladı. Başta çocuklar ve aileleri için içme suyu, ısıtıcı, kışlık giysi ve eğitim çadırları sağlanması da dahil olmak üzere hayat kurtarıcı desteğe odaklandı.Uzun vadede UNICEF müdahalesi, okul yapılarına destek, su taşıma ve sağlama, erken çocukluk eğitimi, aşılama ve ailelere nakit transferi sağlamayı kapsayan iyileştirme çabalarına dönüştü.2024 yılında UNICEF Türkiye, Türkiye Hükümeti ve ortaklarıyla iş birliği içinde, 1 milyondan fazlası çocuk olmak üzere 2,5 milyondan fazla kişiye hayat kurtarıcı destek sağladı.UNICEF, 2 milyondan fazla kişiye temiz su ve 206.000'den fazla kişiye hijyen kiti sağlayarak, en hassas durumdaki çocuklar ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşıladı. UNICEF desteğiyle, 557.250'den fazla kişi iyileştirilmiş sanitasyon hizmetlerine kavuştu.UNICEF ayrıca, bakım verenlere acil psikososyal destek sağlayarak deprem yüzünden travmatize olan çocuklara ve ön saflarda çalışan personele psikosyal destek sağlamak için ortaklarıyla birlikte çalıştı. 2024 yılında, ruh sağlığı ve psikososyal destek sunarak 1,6 milyondan fazla çocuğun iyileşmesine ve normallik duygusunu yeniden kazanmasına yardımcı oldu. UNICEF'in desteği ile depremden etkilenen bölgede erken eğitim de dahil olmak üzere yaklaşık 757.400 çocuk örgün veya yaygın eğitime erişirken, 233.170'in üzerinde çocuğa öğrenme materyalleri sağlandı.Etkilenen topluluklara yeterli hesap verilebilirliği sağlamak için, koruma ve hizmetlere erişim (sosyal koruma, sağlık, beslenme, eğitim vb. dahil) konularında 8,4 milyondan fazla kişiye ulaşıldı.UNICEF'in aşı ve soğuk zincir ekipmanı tedarik desteği ile 244.420'den fazla küçük çocuğa hayat kurtaran aşılar ulaştırılmıştır. UNICEF destekli mekanizmalar aracılığıyla 66.100'den fazla çocuğa/bakıcıya bebek ve küçük çocuklar için beslenme danışmanlık hizmeti verildi.Kararlılığı ve etkili çalışmaları ile UNICEF, Türkiye’deki çocukların yaşamları üzerinde kalıcı bir etki yarattı. UNICEF, her çocuğun gelişmesi ve tam potansiyeline ulaşma fırsatına sahip olmasını sağlayan bir ortak olmaya devam ediyor.BM Sinai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO)UNIDO’nun yeşil ekonomik dönüşüm ve deprem sonrası iyileşme taahhüdü kapsamında, Göçmenlerin Türkiye’nin Yeşil Ekonomiye Geçişine Dahil Edilmesi projesini IOM ile iş birliği içinde başlatıld. MPTF (Çok Ortaklı Güven Fonu) kapsamında finanse edilen bu girişim, depremden etkilenen bölgeleri önceliklendirerek temiz teknoloji ekosistemini güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca, Sürdürülebilir Biyokütle Projesi kapsamında, UNIDO ve TAGEM aşağıdaki depremden etkilenen illerde önemli sanayi aktörlerini yeşil dönüşüm süreçlerinde destekledi: Mimsan (Malatya - Tedarik Zinciri Desteği)Tarım atıklarını işleyerek biyokütleye dönüştürmek için makine ve ekipman yatırımları yapıldı.Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak amacıyla biyokütle hammaddesi işleme altyapısı güçlendirildi.Arıkan (Kahramanmaraş - Tedarik Zinciri Desteği)Tekstil üretiminde ısı üretiminin karbonsuzlaştırılmasını desteklemek amacıyla biyokütle bazlı enerji çözümleri entegre edildi.Kendi tarımsal faaliyetlerinden elde ettiği atıkları kullanarak, tekstil üretiminde fosil yakıtların yerine biyokütle kullanımı sağlandı.Biyokütlenin endüstriyel enerji kullanımına uygun hale getirilmesi için parçalama ve pelet ekipmanlarına yatırım yapıldı.Bu girişimler, depremden etkilenen bölgelerde ekonomik dayanıklılığı artırırken çevresel sürdürülebilirliği destekliyor ve döngüsel ekonomiyi teşvik ediyor.BM Kadın Birimi UN WomenBM Kadın Birimi Türkiye 2024 yılında depremlerden etkilenen kadın ve kız çocuklarının devam eden ihtiyaçlarını karşılama hedefine yönelik müdahaleler uyguladı. Toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşmeyi teşvik etmek amacıyla, Kadının Güçlenmesi için İnsani Yardım Çalışma Grubu’na (WEHA) liderlik etmeye devam etti. Bu kapsamda, Gaziantep ve Ankara’da düzenlenen iki yüz yüze etkinliğin yanı sıra altı çevrimiçi oturum gerçekleştirildi. Temel sektörleri temsil eden 47 WEHA üyesinin katıldığı bu oturumlarda Toplumsal Cinsiyetin Anaakımlaştırılması Kontrol Listeleri toparlanma sürecinin bileşenlerini kapsayacak şekilde güncellendi. Böylece toplumsal cinsiyet perspektifi, tüm müdahale süreçlerinde merkezi bir unsur haline getirildi.Adıyaman’da, mobil saha çalışmaları kapsamında 1.700 kadın, kadına yönelik şiddet (KYŞ) risklerini azaltmaya yönelik destek aldı. Bu çalışmalarda, geçici barınma alanlarında yaşayan ve sosyo-ekonomik koşulları ile temel hizmetlere erişimi sınırlı olan en kırılgan gruplar önceliklendirdi. Kadınların Adalete Erişiminin Desteklenmesi programı kapsamında, kadınların insan hakları, şiddetten korunma, ekonomik haklar, sağlık hakları ve çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi gibi temel konuları ele alan altı farkındalık oturumu düzenlendi. Kadınlara ayrıca Kadın Destek Uygulaması (KADES) hakkında bilgi verildi ve hijyen malzemeleri ile KYŞ acil iletişim kartlarını içeren kitler dağıtıldı.BM Kadın Birimi, depremden etkilenen kadınlara destek olmak amacıyla 155 kadına Koruma Nakit Desteği sağlayarak KYŞ ile ilişkili riskleri azaltmayı, iyileşmelerini desteklemeyi ve hizmetlere erişimlerini artırmayı hedefledi. Buna ek olarak, 42 kadın Kış Desteği içeren Çok Amaçlı Nakit Yardımı aldı. 2024'teki kapasite geliştirme çalışmaları ile depremden etkilenen illerdeki sekiz kadın sığınma evi ve şiddet önleme merkezinin yanı sıra Hatay, Adana ve Gaziantep'teki üç kadın merkezi şiddet mağdurlarını desteklemek için gerekli ekipman ve kaynaklarla güçlendirildi. Beş ilde düzenlenen yasal farkındalık oturumları aracılığıyla 2.265 kadına hakları konusunda kritik bilgiler sunuldu. Beş baro da dahil olmak üzere toplam 14 kuruma, depremden etkilenen kişileri daha iyi destekleyebilmeleri için hukuki kaynaklar sağlandı.BM Kadın Birimi ayrıca, Kadın Emeğini Destekleme Vakfı (KEDV) ve Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED) tarafından Hatay, Adana ve Gaziantep’te bulunan kadın merkezlerine destek verdi. BM Kadın Birimi’nin sağladığı ekipmanlarla bu merkezler, danışmanlık ve yönlendirme de dahil olmak üzere çok sektörlü koruma hizmetlerini kesintisiz sunma kapasitesini artırdı. BM Kadın Birimi, Koç Holding ve KEDV iş birliğiyle Hatay ve Kahramanmaraş’ta kurulan Kadın ve Kız Çocukları Güçlenme ve Dayanışma Merkezleri aracılığıyla, depremden etkilenen bölgelerde 3.848 kadına koruma, beceri geliştirme ve liderlik desteği sağladı.2024 yılında BM Kadın Birimi ayrıca, depremden etkilenen bölgelerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 170 personele psikososyal destek sağladı. Bu girişim, personelin iyilik hâlini artırarak afet sonrası travma ve KYŞ ile mücadele kapasitelerini güçlendirdi. Bunun yanı sıra, BM Kadın Birimi Kocaeli’de afetlerin neden olduğu ve toplumsal cinsiyete dayalı zorlukları ele almak üzere bir Acil Durum Koordinasyon Planı’nın geliştirilmesine destek verdi. Uygulamaya konulduğunda, bu plan Türkiye’deki tüm iller için bir model işlevi görecek ve BM Kadın Birimi’nin teknik ve mali desteğiyle müdahale kapasitesini güçlendirecektir.UN Women, 2024 yılında depremden etkilenen illerden kadın liderler ile uluslararası temsilciler arasında doğrudan bir diyalog sağladı. Almanya Büyükelçiliği iş birliğiyle Ankara’da düzenlenen ağ oluşturma etkinliği, yerel kadın liderler, kadın liderliğindeki kuruluşlar, hukukçular ve belediye temsilcileri ile UNFPA, UNICEF, UNDP, IOM gibi BM kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve Türkiye’deki 14 büyükelçilikten temsilciler de dahil olmak üzere toplam 70 katılımcıyı bir araya getirdi. Etkinlik, Şubat 2023 depremlerinin toplumsal cinsiyete dayalı etkilerini, kadınların afet müdahale ve iyileşme süreçlerindeki kritik rollerini ve devam eden ihtiyaçlarını öne çıkararak iş birliğini teşvik etti ve kadınların seslerini uluslararası alanda duyurmalarına olanak sağladı.Tüm bu kazanımlara rağmen, hala önemli boşluklar ve zorluklar mevcut. Kadınlar, müdahale ve iyileşme süreçlerinde ilk müdahale ekiplerinde ve lider pozisyonlarında kritik roller üstlendi. Ancak bunu çoğu zaman kişisel riskleri göze alarak gerçekleştirdiler. Bu süreçte oluşturulan güvenli alanların ve kadın merkezlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak, kırılgan grupları desteklemek için hayati önem taşıyor. Afetlere hazırlık sürecinde kadınların perspektiflerinin planlama ve yeniden inşa çalışmalarına dahil edilmesine daha fazla odaklanılması gerekiyor. Kadın liderliğindeki sivil toplum kuruluşlarının iyileşme çalışmalarını sürdürebilmek için esnek ve sürdürülebilir finansmana ihtiyacı var. Ayrıca, kadınların toplumun yeniden inşa etme sürecine daha fazla katılmalarını sağlamak için ekonomik fırsatların genişletilmesi gerekiyor. Kadınların deneyimlerini paylaşabilecekleri ve uluslararası aktörlerle ihtiyaçlarını dile getirebilecekleri platformlar, iş birliğini güçlendirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini tüm iyileşme stratejilerine entegre etmek için hayati önem taşıyor.BM Kadın Birimi, 2024 ve sonrasında Türkiye’de kadın liderliğini desteklemeye ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşme yaklaşımlarını güçlendirmeye kararlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Dünya Gıda Programı (WFP)WFP, Şubat 2024'te, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya olmak üzere depremden en çok etkilenen beş ilde iki yıllık bir deprem iyileştirme programı başlattı. 2024 yılında bu program, dört büyük ilde üç devlet kurumu, beş sivil toplum kuruluşu ve bir BM ajansı ile iş birliği içinde uygulandı. WFP’nin deprem iyileştirme projeleri, gıda değer zinciri aktörlerini destekleyerek işletmelerini yeniden faaliyete geçirmelerine yardımcı olmayı amaçladı. Bu kapsamda, varlık iyileştirme destekleri, üretim ekipmanlarına erişim ve tarımsal uygulamalar ile pazarlama üzerine eğitimler sağlandı.Desteklenen Gruplar ve Proje Kapsamı2024 yılında yürütülen dokuz proje ile 3.263 kişiye doğrudan destek sağlandı. Bu projeler kapsamında, kırsaldaki küçük ölçekli çiftçilerden süt üreticilerine ve perakende gıda satıcılarına kadar uzanan bir yelpazede 655 mikro ve küçük ölçekli gıda sistem aktörüne hibe desteği verildi.Hedeflenen illerde—Gaziantep planlama aşamasında—WFP, tam kapsamlı bir değer zinciri iyileştirme yaklaşımını benimsedi. Her ilde özel olarak uyarlanmış faaliyet paketleri ile bir gıda değer zinciri desteklendi:Kahramanmaraş: Süt üretim değeri zinciriAdıyaman: Süt ve taze sebze değeri zinciriMalatya: Buğday değeri zinciriHatay: Taze meyve ve sebze değeri zinciriHatay'da Pazar Yeri ve Nakit Yardımı ProjeleriHatay’da, WFP Hilalkent Konteyner Kenti’nde bir pazar yeri inşasını destekledi. Bu konteyner kent, deprem sonrası evlerini kaybeden Suriyeli mültecilere barınma sağlamak amacıyla kuruldu. Pazar yeri, kampta yaşayan eski iş sahiplerinin geçim kaynaklarını yeniden kazanmalarına yardımcı olurken, kamp sakinlerinin uzun mesafeler kat etmeden gıda erişimini sağlamalarına olanak tanıyor.Ayrıca, WFP bu kampta, Sosyal Güvenlik Ağı Programı'na (ESSN) erişimi olmayan bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmak amacıyla çok amaçlı nakit yardım programı başlattı. Bu kapsamda Ağustos 2024'ten itibaren her yararlanıcıya aylık 500 TL destek sağlanarak 2.912 kişiye ulaşılmıştır.Türkiye’nin Bölgesel Gıda Tedarikindeki RolüWFP, uluslararası operasyonları için önemli miktarda gıdayı depremden etkilenen bölgelerden tedarik etmeye devam etmektedir. 2023 yılında Türkiye’den 250 milyon dolar satın alma yapan WFP, bu miktarın büyük çoğunluğunu Güneydoğu Anadolu bölgesinden temin etti. Bu süreç, bölgedeki istihdamın artırılmasına katkı sağlamış ve ekonomik toparlanmaya önemli bir destek sunmuştur.Yaşamdan bir kesit: Hayat Değiştiren Süt TankıAdıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde küçük ölçekli bir çiftçi olan Gülseren Parmaksız, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından hayatını yeniden kurma mücadelesi veriyor. Depremde beş hayvanını ve sevdiği aile üyelerini kaybetmesine rağmen, pes etmeyen Gülseren, eşi ve üç çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya devam ediyor.WFP’nin, Güney Kore hükümeti tarafından finanse edilen Cool Linkages (Soğuk Bağlar) projesi kapsamında sağlanan 500 litrelik soğuk süt tankı, Gülseren’in yaşamında dönüm noktası oldu. Önceden, ürettiği sütü bozulmadan tüketebilmek için komşularıyla paylaşmak ya da kilometrelerce yol katederek satmaya çalışmak zorundaydı. Bu da ona gelir kaybı yaşatıyordu.Şimdi ise evine kurulan soğuk süt tankı sayesinde sütünü daha uzun süre taze tutabiliyor ve doğrudan süt kooperatifine satabiliyor. Eskiden büyük bir stres kaynağı olan süt satışı, artık ailesinin geçimini sağlayan güvenilir bir gelir kapısına dönüştü.Bu basit ama hayati öneme sahip ekipman, sadece Gülseren’in değil, Adıyaman genelinde 38 köyde 462 çiftçinin hayatını değiştiriyor. Çiftçiler artık atıkları azaltıyor, daha iyi piyasa fiyatlarına ulaşıyor ve geçim kaynaklarını yeniden inşa ediyor.Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye6 Şubat depremlerinin ikinci yılına yaklaşırken, Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve diğer paydaşlarla iş birliği içinde, uzun vadeli sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya ve gelecekteki acil durumlara karşı hazırlıklılığı artırmaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor.DSÖ, depremin ardından etkilenen bölgelerde acil sağlık hizmetlerini desteklemek amacıyla sekiz tam donanımlı Hafif Çelik Prefabrik Aile Sağlığı Merkezi kurmuştur. Bu merkezler; travma bakımı, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, ruh sağlığı desteği ve anne-çocuk sağlığı hizmetleri dâhil olmak üzere kapsamlı sağlık hizmetleri sunmaktadır. Her biri 20.000 haneye hizmet verecek şekilde tasarlanan bu merkezler, toplamda 160.000 hane veya yaklaşık 640.000 kişiye ulaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve diğer paydaşlarla koordineli şekilde yürütülen bu girişim, depremin kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerinin hafifletilmesinde kritik bir rol oynuyor.DSÖ ayrıca, afetten etkilenen iller için Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) hizmetlerine yönelik planların geliştirilmesine destek verdi. Bu çalışmalar kapsamında, insani kriz ortamlarında uygulanabilecek ölçeklenebilir psikolojik müdahaleler konusunda sosyal hizmet uzmanları da dâhil olmak üzere birçok sağlık çalışanına eğitim verildi, toplumlarına destek sağlamak için gerekli beceriler kazandırıldı. Kasım 2024’te gerçekleştirilen küresel kapasite geliştirme çalıştayı ise ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerinin güçlendirilmesine ve toplumların dayanıklılığının artırılmasına katkıda bulundu, iyileşme sürecinde ruh sağlığının önemini vurguladı.Erken hastalık tespiti ve acil durum müdahale kapasitesinin artırılmasına yönelik önemli çalışmalar gerçekleştiren DSÖ, Ağustos 2024’te, Erken Uyarı ve Cevap Sistemi (EUCS) ile Saha Epidemiyolojisi Eğitim Programı (SEEP) kapsamında görevli personele, hastalık salgınlarını takip etmek için Google arama eğilimleri gibi yenilikçi araçları tanıtan eğitimler düzenledi. Kasım 2024’te ise ECYS personeli, Halk Sağlığı Acil Durum Yönetimi eğitimi alarak gelecekteki acil durumlara daha etkili cevap verebilme kapasitesini güçlendirdi. DSÖ ayrıca, Ağustos 2024’te İstanbul ve Balıkesir’de ortaya çıkan akut gastroenterit salgınlarını inceleme ve müdahale süreçlerinde Sağlık Bakanlığı’na destek sağladı. Ulusal Referans Laboratuvarları’na en yeni nesil dizileme (NGS) teknolojisi ve gerekli reaktifleri sağlayan DSÖ, öncelikli patojenlere yönelik gelişmiş genomik sürveyans kapasitesinin artırılmasına katkıda bulundu. Bu doğrultuda gerçekleştirilen eğitim programları kapsamında, tüm genom dizileme ve biyoenformatik gibi yeni yöntemler tanıtıldı ve Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Genomik Sürveyans Stratejisi’ni geliştirme sürecine destek sağlandı. Ocak 2025’te ise uzmanlar ve araştırmacılar, bilimsel temellere dayalı ve standartlaştırılmış bir vektör sürveyans yaklaşımı oluşturmak üzere bir araya gelerek depremden etkilenen iller için bir yol haritası hazırladı. , filtered_html
1 of 5

Haber
05 Şubat 2025
Daha Güçlü Bir Bakım Ekonomisi için BM Türkiye Ortak Programı
Türkiye'de Bakım Ekonomisinin Dönüştürücü Büyümesi için Birleşmiş Milletler Ortak Programı’nın lansman toplantısı 5 Şubat'ta Ankara'da yapıldı. Ortak Program, Türkiye'nin bakım ekonomisini güçlendirmeyi, kapsayıcı büyümeyi teşvik etmeyi ve kadın erkek eşitliğine odaklanan SKA 5 ile İnsana Yakışı İş ve Ekonomik Büyüme’ye odaklanan 8’inci amaç başta olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında ilerlemeyi hızlandırmayı amaçlıyor. Ortak Program Ortak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Fonu tarafından finanse ediliyor. Daha Güçlü Bir Bakım Ekonomisi için İşbirliğiOrtak Program, BM Mukim Koordinatörü’nün liderliğinde, Mukim Koordinatörlük Ofisi’nin (RCO) tam koordinasyon desteğiyle ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) uygulayıcı ortaklığında hayata geçiriliyor. BM Kadın Birimi (UN Women), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve BM Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye ofisleri ise programa teknik destek sağlayacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili kamu kurumları, işçi ve işveren örgütleri ile sivil toplum kuruluşları (STK’lar) programın temel paydaşları arasında yer alacak.İş birliklerini ve kamu-özel sektör ortaklıklarını teşvik ederek güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir bakım ekonomisi inşa etmeyi hedefleyen Ortak Program, iki temel yaklaşımı benimsiyor:İlk olarak, bağımsız yaşamı ve yerinde yaşlanmayı desteklemek amacıyla dijital çözümlerden yararlanarak, küresel en iyi uygulamalara dayalı pratik bakım ekonomisi modelleri geliştirecek; İkinci olarak, bakım ekonomisinin dönüştürücü büyümesini desteklemek için Türkiye’deki kamu kurumları ve sosyal ortakların kapasitesini güçlendirmeye katkı sağlayacak.Girişime Üst Düzey DestekBM Ortak SKA Fonu Başkanı Lisa Kurbiel lansman etkinliğine gönderdiği video mesajında “Bakım ekonomisi sadece bir sektör değil; gelişen toplumların ve ekonomilerin bel kemiğidir. Türkiye'de, artan yaşlı nüfusun demografik gerçekleri, çocuklar için önemli bakım talepleri ve bakım işlerinde süregelen cinsiyet eşitsizlikleri, acil ve yenilikçi eylem çağrısında bulunuyor. Bu Ortak Program, dijital dönüşümün potansiyelinden yararlanırken bakım verenler ve bakım alanlar için eşit fırsatlar yaratmak üzere tasarlanmış, bu zorluklara dönüştürücü bir yanıt oluşturuyor” dedi.Ankara’da Birleşmiş Milletler Mukim Koordinatörlük Ofisi’nde düzenlenen lansmanın açılış konuşmasını yapan BM Mukim Koordinatörü Dr. Babatunde Ahonsi, “Bakım ekonomisine yatırım yapmak toplumların geleceğine yatırım yapmaktır” diye konuştu. “Bakım sorumluluklarının adil dağılımını sağlayarak ve dijital çözümlerden yararlanarak daha eşitlikçi ve müreffeh bir Türkiye yaratabiliriz” diye de ekledi. Ahonsi “Bakım ekonomisinin tanınması ve önceliklendirilmesi, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmanın ve daha adil ve sürdürülebilir bir geleceği teşvik etmenin anahtarıdır. Bakım ekonomisine ilişkin BM Ortak Programımız aracılığıyla bu dönüştürücü yolculuğa çıkarken, bakıma yatırım yapmanın ortak geleceğimize yatırım yapmak olduğunu unutmayalım. Bu girişim bir Ortak Programdan çok daha fazlasıdır; eşitlik, sürdürülebilirlik ve ortak refaha yönelik bir taahhüttür” diye vurguladı. Bakım Ekonomisi Ortak Programı lansman etkinliği, politika yapıcıları, sosyal ortakları, uluslararası kuruluşları, STK'ları ve özel sektör temsilcilerini bir yıl sürecek bu girişimin yol haritasını ve çalışma planını tartışmak üzere bir araya getirdi. Lansman etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Sevim Sayım Madak, Türkiye'nin bakım ekonomisinin dönüştürücü gücünden yararlanma konusundaki kararlılığını vurguladı. Madak şunları söyledi: “Türkiye, bakım ekonomisinin dönüştürücü gücünü harekete geçiriyor! Yaşlanan nüfus, artan bakım ihtiyacı ve toplumsal dönüşüm sürecinde, sosyal hizmetlerin çeşitlendirilmesi, kadın istihdamının desteklenmesi ve bireylerin bağımsız yaşamlarını sürdürebilmesi için güçlü bir adım atıyoruz. Aile odaklı, hak temelli ve kapsayıcı bir yaklaşımla, çocuklardan yaşlılara, engelli bireylerden kadınlara kadar herkes için daha erişilebilir, sürdürülebilir ve güçlü bir bakım ekosistemi inşa ediyoruz.”ILO Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Hassan da aynı konuyu vurgulayarak, bakımın toplumları ve ekonomileri şekillendirmedeki temel rolünü şöyle ifade etti:“Bakım; insani, sosyal, ekonomik ve çevresel refahın temelidir. Sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alır. İster ücretli ister ücretsiz olsun bakım işi diğer tüm işleri mümkün kılar. İyi işleyen ve güçlü bir bakım ekonomisi, mevcut ve gelecekteki işgücünün daha sağlıklı olmasına katkıda bulunur, işletmeleri destekler, üretkenliği artırır ve istihdam yaratır.”UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic de bakımın bir insan hakkı ve sosyal ve ekonomik kalkınmanın bir ayağı olarak öneminin altını çizdi. “Bakım temel bir insan hakkıdır ve sağlık ile sosyal refahın merkezinde yer alır. UNDP olarak, güçlü bakım politikaları ve hizmetlerinin yoksullukla mücadele, eşitsizliklerin azaltılması, sosyal içermenin teşvik edilmesi, ekonomik istikrarın desteklenmesi ve nihayetinde insani kalkınma ve kapsayıcı büyümenin ilerletilmesi için gerekli olduğunu düşünüyoruz. UNDP, bu önemli ortak programda ILO ve BM Mukim Koordinatör Ofisi ile birlikte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ortaklık yapmaktan gurur duyuyor” dedi.Ulusal Çabalar Üzerine İnşa Türkiye'nin 12. Ulusal Kalkınma Planı ve Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2024-2028), bakım ekonomisinin dönüştürücü potansiyelini tanıyarak, bakım hizmetlerinin genişletilmesi ve kalitesinin iyileştirilmesine yönelik güçlü bir taahhütte bulunuyor. Birleşmiş Milletler'in Bakım Ekonomisi Ortak Programı, yenilikçi finansman stratejileri sunarak hizmet kalitesini ve erişilebilirliğini artırmayı, insana yakışır işler yaratmayı ve Türkiye'nin bakım sistemini uluslararası norm ve standartlarla uyumlu hale getirmek için dijital dönüşümden faydalanmayı amaçlıyor. Bu ulusal çabalar, bakım ekonomisinin kapsamlı bir şekilde güçlendirilmesine olanak sağlıyor. Ortak SKA Fonu'nun tüm ortak programları BM Mukim Koordinatörleri tarafından koordine edilmekte ve Birleşmiş Milletler kalkınma sisteminin ajansları, fonları ve programları tarafından uygulanmaktadır. Fon, Avrupa Birliği ve Belçika, Danimarka, Almanya, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Monako, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Kore Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, İspanya, İsveç, İsviçre Hükümetleri ve özel sektör finansman ortaklarından 2030 yılına kadar SKH'lere ulaşılmasına yardımcı olmak için cömert katkılar almaktadır. , filtered_html
1 of 5
Basın Duyurusu
24 Ekim 2024
23 Ekim 2024 Terör saldırısı ile ilgili açıklama
Birleşmiş Milletler Türkiye olarak 23 Ekim 2024 tarihinde Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyor ve derin üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Bu tür şiddet eylemleri, Birleşmiş Milletler'in temsil ettiği barış, güvenlik ve insan onuru değerlerine karşı bir hakarettir. Hayatını kaybedenlere ve ailelerine en derin taziyelerimizi sunuyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Birleşmiş Milletler, Türkiye halkı ve Hükümeti ile dayanışma içerisindedir.Babatunde. A. Ahonsi
BM Türkiye Mukim Koordinatörü
23 Ekim 2024 , filtered_html
BM Türkiye Mukim Koordinatörü
23 Ekim 2024 , filtered_html
1 of 5
Basın Duyurusu
16 Mayıs 2024
UN Women İcra Direktörü Sima Bahous Türkiye’de
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve UN Women İcra Direktörü Sima Bahous, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesine yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili görüşmeler yapmak amacıyla Türkiye’yi ziyaret ediyor. UN Women İcra Direktörü Sima Bahous, Türkiye ziyareti sırasında kamu, özel sektör, kadınların liderlik ettiği sivil toplum kuruluşları ve Birleşmiş Milletler yetkilileriyle temaslarda bulunacak.Bahous, ayrıca, UN Women Türkiye’nin paydaşlarıyla toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesine yönelik çalışmaları görüşmek üzere stratejik toplantılar gerçekleştirecek.Bahous, Türkiye ziyareti kapsamında, 6 Şubat 2023 depremlerinden etkilenen illeri de ziyaret edecek. UN Women’ın insani yardım ve toparlanma süreçlerinde birlikte çalıştığı ortaklarıyla ve depremden etkilenen kadınlarla bir araya gelecek olan İcra Direktörü, afet sonrası insani yardım ve toparlanma süreçlerinin toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmesi ve bu süreçlerde kadınların liderliğinin önemine vurgu yapacak. Bu kapsamda işbirliklerinin uzun soluklu olması gerekliliğinin altını çizecek., filtered_html
1 of 5
Basın Duyurusu
14 Mart 2024
UNDP'nin yeni raporuna göre Türkiye, insani gelişmede 193 ülke arasında 45'inci sırada
Ankara, 13 Mart 2024 - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) bugün açıkladığı 2023-2024 İnsani Gelişme Raporu’nda (İGR) yer alan İnsani Gelişme Endeksi'nde (İGE) Türkiye, 193 ülke arasında 45'inci sırada yer alıyor. Türkiye, 2022 verilerine göre üst üste dördüncü kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisinde (dört kategoriden en yükseği) yer aldı. Sıralama en yüksek refah düzeyindeki ülkeler için iyi haberler sunarken, insani gelişme sonuçlarında endişe verici bir farklılık olduğunu da gösteriyor. Daha yoksul ülkeler pandemi nedeniyle kaybettikleri zemini geri kazanamıyor.İGE, pandemi nedeniyle meydana gelen iki yıllık gerilemenin ardından küresel ölçekte rekor seviyelere çıktı. Ancak, ortalamada elde edilen bu başarı, derinleşen eşitsizlikleri gizliyor. Dünyadaki en yoksul ülkelerin yarısının İGE performansı, pandemi öncesi seviyelerinin altında kaldı.UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Dünyadaki zengin ülkelerin çoğu gibi, Türkiye de kendisini pandeminin etkilerinden güçlü bir şekilde kurtarmayı başardı. Ancak bu cesaret verici ilerleme, dünya çapında milyonlarca insanı geride kalma riskiyle tehdit eden, yeniden derinleşen eşitsizliklerin gölgesinde kalıyor.” şeklinde konuştu.UNDP'nin İGE'si, insan refahının, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) gibi finansal odaklı göstergelerin sağladığından daha kapsamlı bir ölçüsünü sağlamak üzere 34 yıl önce oluşturulmuştu. Endeks, üç temel ölçümü birleştiriyor: uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır bir yaşam standardı. Türkiye bu endekste otuz yılda dikkate değer bir gelişme gösterdi: Ülkenin İGE değeri 1990'da 0,598 iken, 2022'de yüzde 43 artışla 0,855'e yükseldi.Türkiye İGE’nin üç boyutunun tümünde ilerleme kaydetti: 1990 ve 2022 yılları arasında doğuşta beklenen yaşam süresi 10,8 yıl, ortalama öğrenim süresi 4,4 yıl, beklenen öğrenim süresi ise 10,8 yıl arttı. Aynı dönemde, ülkede kişi başına düşen gayri safi milli gelir ise yüzde 154,3 yükseldi. Ancak İGE eşitsizliklere uyarlandığında, Türkiye’nin sırası düşüyor. Ülkede genel olarak erkekler, kadınlara göre daha yüksek insani gelişme seviyelerine sahip. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri hesaba katıldığında, Türkiye’nin sırası 166 ülke arasında 66’ya geriliyor.Ulusal istatistiklere ve 2022'de bildirilen verilere dayanan yeni sıralama, Şubat 2023 depremlerinin etkisini yansıtmıyor. Felaketin yol açtığı büyük can kaybına ve hasarın büyük boyutuna rağmen (UNDP'nin desteğiyle hazırlanan bir hükümet değerlendirmesine göre, toplam hasar ve kayıplar 103,6 milyar ABD doları veya 2023’teki tahmini GSYİH'nın yüzde 9'u olarak tahmin ediliyor), depremlerin ülkenin İGE sıralamasını etkilemesi beklenmiyor.İGE sıralamaları, UNDP tarafından her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu'nun (İGR) temel bir parçası. “Tıkanıklığı Aşmak: Kutuplaşmış Bir Dünyada İş Birliğini Yeniden Şekillendirmek” başlıklı 2023/24 baskısı, eşitsiz kalkınma ilerlemesinin en yoksulları geride bıraktığı, eşitsizliği artırdığı ve küresel ölçekte kutuplaşmayı körüklediği uyarısında bulunuyor. Rapor, uluslararası kolektif eylemin, yükselen bir "demokrasi paradoksu" nedeniyle engellendiğini ortaya koyuyor: Dünya çapında on kişiden dokuzu demokrasiyi desteklerken, küresel ankete katılanların yarısından fazlası, demokratik sürecin temel kurallarını atlayarak demokrasiyi zayıflatabilecek liderlere destek verdiğini ifade ediyor. Dünya çapında ankete katılanların yarısı, hayatları üzerinde hiç kontrol sahibi olmadıklarını veya sınırlı kontrole sahip olduklarını belirtiyor ve üçte ikiden fazlası hükümetlerinin kararları üzerinde çok az etkiye sahip olduklarına inanıyor. Rapor, artan siyasi kutuplaşmayla birleşen bu tür güçsüzlük hislerinin, bazı ülkelerin tam da yenilenen işbirliğinin hayati önem taşıdığı bir dönemde içe kapanmasına neden olduğu sonucuna varıyor."Küreselleşmeden sıyrılmanın" sorumsuz bir yanılsama olduğunu vurgulayan rapor, iklim değişikliği gibi sınır ötesi sorunlara çözüm sağlamak amacıyla "yeni nesil küresel kamu malları" yaratmak için kolektif eylem öneriyor."Artan kutuplaşma ve bölünmenin damgasını vurduğu bir dünyada, birbirimize yatırım yapmayı ihmal etmek, refah ve güvenliğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor" diyen UNDP Başkanı Achim Steiner, “Korumacı yaklaşımlar, pandemi, iklim değişikliği ve dijital regülasyonlar da dahil olmak üzere karşılaştığımız karmaşık, birbiriyle bağlantılı güçlükleri çözemez. Sorunlarımız iç içe geçmiş durumda ve eşit ölçüde birbirine bağlı çözümler gerektiriyor.” şeklinde konuştu.2023/24 İnsani Gelişme Raporu ve UNDP'nin yeni belirsizlik bileşkesinde yön bulmaya dair analizi hakkında daha fazla bilgi edinmek için: https://www.undp.org/tr/turkiye/publications/human-development-report-2023, filtered_html
1 of 5
Basın Duyurusu
05 Mart 2024
BM Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlıklı etkinlikle kutluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye kuruluşları Dünya Kadınlar Gününü “İlerleme için Kadınlara Yatırım” başlığıyla düzenledikleri ortak etkinlikle Ankara’da kutlayacak. Etkinlik, 6 Mart 2024 tarihinde saat 9.15’te J.W Marriott Ankara Oteli’nde gerçekleşecektir.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’ın ana konuşmacı olarak katılacağı etkinliğin programı aşağıda yer almaktadır. Etkinlikte bu yılki Dünya Kadınlar Günü teması olan "İlerleme için Kadınlara Yatırım" ile, kadınların dünya çapında sosyal, ekonomik ve kültürel değişimi yönlendirmedeki hayati rolüne vurgu yapılacak.Basın mensuplarına saygılarımızla duyurulur. ***Etkinliğe katılımızınız lütfen unic-ankara@un.org adresine bildiriniz.ProgramDünya Kadınlar Günü: İlerleme için Kadınlara Yatırım6 Mart 2024JW Marriott Oteli, Ankara 09:15 – 09:30 Kayıt09:45 – 10:00 Açılış KonuşmasıSayın Paolo Marchi, BM Türkiye Mukim Koordinatör VekiliBM Türkiye Ülke Ekibi Video Mesajı 10:00 – 10:15 Ana KonuşmaSayın Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı10:15 – 10:30 Aile Fotoğrafı ve takiben Kahve Arası10:30 – 10:45 Tematik KonuşmaKadının Statüsü Komisyonu (KSK) 68’inci oturumu öncelikli teması üzerine konuşma:“Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmanın hızlandırılması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için, yoksulluğun, kurumların ve finansmanın toplumsal cinsiyet bakış açısı ile ele alınarak güçlendirilmesi” Sayın Şehnaz Kıymaz Bahçeci, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Hükümetlerarası Süreçler ve Savunuculuk Uzmanı 10:45 – 12:45 Panel Oturumu: “Eşitliğe Yatırım Yapmak Neden Önemli?”Farklı geçmişe sahip panelistler, kadınların güçlenmesine yatırım yapmanın bir toplumda eşitlik, iyileşme ve kalkınmaya katkı sağlayarak nasıl fark yarattığına dair deneyim ve hikayelerini paylaşacaklar.Moderatör: Sayın Zeliha Ünaldı, BM Kadın Birimi Ülke Direktör YardımcısıPanelistler:Sayın Prof. Dr. Ayşe Akın, Başkent Üniversitesi Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi MüdürüSayın Canan Güllü, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Sayın Eda Yabancı, Gençlik İklim Elçisi ve Eşitlik için Gençlik Grubu Eş KoordinatörüSayın Doç. Dr. Emel Memiş, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat BölümüSayın Gürsel Appa, Turuncu Eller Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Sayın Dr. Zakira Hekmat, Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Kurucusu ve Başkanı12:45 – 13:15 Soru Cevap 13:15 – 14:00 Öğle Yemeği, filtered_html
1 of 5
Basın Duyurusu
22 Şubat 2024
Birleşmiş Milletler Gazetecilik Bursu başvuruları başladı
New York, NY. Dag Hammarskjöld Gazeteciler Fonu, 2024 yılı burs programı için profesyonel gazetecilerin başvurularını kabul etmeye başladı. Burs programına son başvuru tarihi 5 Nisan 2024.Burs programı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 79. oturumunun açılışında 10 hafta boyunca uluslararası meseleler hakkında haber yapmak üzere New York'a gelmek isteyen 25-35 yaş arası radyo, televizyon, yazılı basın ve internet gazetecilerine açık. Burs program ile New York'a seyahat ve konaklama imkanının yanı sıra harcırah da sağlanıyor. Burs programına Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler ile Okyanusya'daki çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde yaşayan ve hali hazırda medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler başvurabiliyor. Başvuru sahiplerinin uluslararası meselelere ve BM'nin daha iyi anlaşılmasını okuyucu ve izleyicilerine aktarmaya ilgi ve bağlılık göstermeleri gerekiyor. Program gazetecilere temel beceri eğitimi vermeyi amaçlamıyor; tüm bursiyerlerin medya profesyoneli olması gerekiyor. Gazeteciler her yıl tüm başvuruların incelenmesinin ardından seçiliyor ve uluslararası diplomatik müzakereleri gözlemlemek ve küresel meselelere daha geniş bir bakış açısı ve anlayış kazanmak için eşsiz bir fırsat yakalıyor. Geçmişte burs programına kabul edilen gazetecilerin mesleklerinde ve ülkelerinde önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Bursiyerlik uygunluk kriterleri ve gerekli belgelerin yanı sıra burs programına başvuru Fon'un www.unjournalismfellowship.org adresindeki web sitesinden yapılıyor. Program, uygunluk ve başvuru süreciyle ilgili sorular fellowship2024@unjournalismfellowship.org adresine e-posta yoluyla iletilebiliyor.Merkezi BM'de olmasına rağmen, fon BM’den mali destek almıyor. Fon, 60 yılı aşkın bir süre önce BM gazetecileri tarafından Genel Sekreter Dag Hammarskjöld'ün mirasının yaşayan bir anısı olarak bağımsız bir kuruluş olarak kuruldu. Fon, BM gazetecileri tarafından işletilmeye devam ediyor ve mali desteğini BM Misyonları, vakıflar, kuruluşlar ve bireylerden alıyor.
, filtered_html
, filtered_html
1 of 5
En son kaynaklar
1 / 8
1 / 8