Zahraa Hussein Mohsin: “Güçlü olduğumu biliyorum ve başarabileceğime inanıyorum.”
UN Women ve MUDEM tarafından yönetilen ve Japonya hükümetinin desteğiyle açılan İzmir Kadın Dayanışma Merkezinin yararlanıcılarından
Türkiye’ye 2015 yılında Irak’tan gelen ve İzmir’e yerleşen Zahraa Hussein Mohsin, “Geçici Koruma Altındaki Suriyeli Kadın ve Genç Kızların Sosyal ve Ekonomik İstikrarı ve Dayanıklılığının Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) tarafından yönetilen ve Japonya hükümetinin desteğiyle açılan İzmir Kadın Dayanışma Merkezinin yararlanıcılarından. Merkezin sosyal yaşamına ve kişisel gelişimine önemli bir katkısı olduğunu söyleyen Zahraa, “Merkez bize güçlü olduğumuzu gösterdi. Artık güçlü olduğumu biliyorum, başarılı olabileceğime inanıyorum. Gastronomi okumak ve aşçı olmak istiyorum” diyor.
“Ben Zahraa. 22 yaşındayım. Iraklıyım. Babam Irak’ta zor günler geçiriyordu, annem, ağabeyim ve beni Türkiye’ye gönderdi. 2015 yılında mülteci olarak Türkiye’ye geldim. Babam ise 2016 yılında Türkiye’ye geldi.
Aile olarak kalıtsal böbrek rahatsızlığımız var. Ablam böbrek yetmezliği dolayısıyla vefat etti. Ağabeyim ve ben böbrek hastasıyız. Abim 13 yıldır diyalize giriyor. Ben de 2018 yılında böbrek nakli oldum. Annem bana böbreğini verdi.
Böbrek nakli olmadan önce benim hayatım hep evde geçiyordu. Hiç dışarıya çıkmıyordum. Hiç arkadaşım yoktu. Nakilden önce hayatı hiç tanımıyordum.
Böbrek nakli olduktan sonra Türkiye’de açık öğretimde ortaokula başladım. Birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak çalıştım. Türkçe kurslarına katıldım, temel fotoğrafçılık eğitimi aldım, aşçı çıraklığı kursuna katıldım. Aktif bir sosyal hayatım oldu, arkadaşlarım oldu: Nur, Rama ve Bedriye.
Kadın Dayanışma Merkezini bir arkadaşımdan duydum. Bilgisayar kursuna katılmaya başladım. Şu anda koronavirüs salgını sebebiyle kursa ara verdik ancak Eylül’de çalışmalarımıza devam edeceğiz. Merkezde birçok kişisel gelişim eğitimine katıldım. İletişim, toplumsal cinsiyet, problem çözme, zaman ve stres yönetimi, finansal okuryazarlık gibi programlar benim için çok faydalı oldu. Kendime güvenmeyi öğrendim, kendimi ifade etmeyi öğrendim. İzmir Kadın Dayanışma Merkezindeki ekip, tercümanlar ve psikolog bana çok yardımcı oluyor.
Ben hastalığımdan dolayı evde durmaya alışığım. COVID-19 salgının başlamasıyla evlerde vakit geçirmemiz benim için normal bir süreç oldu. Merkezin faaliyetlerine internet üzerinden katıldım. Dünya Mülteciler Gününde hep birlikte ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısını söyledik. Şarkı, UN Women Turkey sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Merkez evlerimize resim malzemeleri gönderdi. Babam ve ağabeyimle birlikte resim yaptık, birlikte saksı boyadık. Şimdi iş yaşamı ile ilgili online eğitimlere ve pilates derslerine katılacağım.
İzmir Kadın Dayanışma Merkezi sayesinde kendime daha çok güvenmeye başladım. Orada bize güçlü olduğumuzu hatırlatıyorlar. Bugüne kadar hiç kimse bana ‘sen güçlü bir kadınsın’ demedi. Artık güçlü olduğumu biliyorum, başarılı olabileceğime inanıyorum. Hayatta ben de varım diyebiliyorum. Okulumu bitirmek, üniversitede gastronomi okumak ve aşçı olmak istiyorum.”