Genel Sekreter António Guterres sahada çalışan ruh sağlığı görevlileri ile video konferans aracılığıyla görüşüyor. Fotoğraf: BM/Eskinder Debebe
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ruh sağlığı hizmetlerine yatırımların onlarca yıldır ihmal edilmesi ve yetersiz kalmasının COVID-19 salgını sırasında gözler önüne serildiğini söyledi ve hükümetlerin COVID-19'a verdiği yanıtın önemli bir parçasının ruh sağlığı hizmetleri olması gerektiğini bu hizmetlerin genişletilip, finanse edilmesi gerektiğini belirtti.
Guterres konuyla ilgili yayınladığı video mesajında “insanlığımızın merkezinde yer alan ruh sağlığının” zengin ve doyurucu hayatlar yaşamamızı ve topluma katılabilmemizi sağlamada öneminin altını çizdi.
“Ancak, COVID-19 virüsü sadece fiziksel sağlığımıza saldırmakla kalmıyor, psikolojik sorunların artmasına da neden oluyor” ifadelerini kullanan Genel Sekreter salgın sırasında insanların sevdiklerimizin kaybından dolayı yaşanan keder, iş kaybı nedeniyle yaşanan şok, izolasyon ve hareketlerin kısıtlanmasının getirdiği zorluklar, zorlu aile dinamikleri ve belirsizlik ve gelecek endişesi içinde olduğunu belirtti.
Depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarının, dünyamızda yaşanan ıstırapların en büyük nedenleri arasında olduğunu vurgulayan BM Genel Sekreteri kendi hayat tecrübesinden de örnek vererek, “Hayatım boyunca ve ailemde söz konusu sorunları olanları tedavi eden doktorlara ve psikiyatristlere yakın oldum. Ülkem Portekiz’in başbakanı olarak, Mülteciler Yüksek Komiseri olarak, bu sorunların yarattığı acıların tam olarak farkına vardım. Bu acı genellikle kesinlikle kabul edilemez olan damgalama ve ayrımcılıkla daha da şiddetleniyor” diye konuştu.
Guterres ruh sağlığı hizmetlerine yatırımların onlarca yıl ihmal edilmesinin ve yetersiz kalmasının COVID-19 salgınında ailelere ve topluluklara ilave zihinsel stres yarattığının altını çizdi ve sağlık çalışanları, yaşlılar, ergenler, gençler, daha önceden ruh sağlığı sorunları olanlar ve çatışma bölgelerindekilerin en fazla risk altında olduğunu kaydederek onlara mutlaka yardım etmemiz ve destek olmamız gerektiğini vurguladı.
Mesajında salgın kontrol altına alındığında bile, keder, kaygı ve depresyonun insanları ve toplulukları etkilemeye devam edeceğini de hatırlatan BM Genel Sekreteri bugün (14 Mayıs) açıklanan COVID-19 ve ruh sağlığı hakkındaki politikanın bu görüşten ortaya çıkmış olduğunu söyledi.
“Ruh sağlığı hizmetleri, hükümetlerin COVID-19'a verdiği yanıtların önemli bir parçasıdır. Genişletilmeli ve tümü finanse edilmelidir” diye vurgulayan BM Genel Sekreteri “Politikalar, ruh sağlığı koşullarından etkilenenleri desteklemeli ve onlara hizmet sağlamalı ve insan haklarını ve onurlarını korumalıdır. Sokağa çıkma kısıtlamaları ve karantinalar ruh sağlığı sorunları olanlara ayrımcılık yapmamalıdır” dedi.
Salgından kurtulurken ruh sağlığı hizmetlerinin evrensel sağlık hizmetleri kapsamına dahil edilmesinin önemine de değinen Guterres Birlemiş Milletlerin herkesin nerede olursa olsun başvurabileceği bir psikolojik desteğe sahip olduğu bir dünya yaratılması taahhüdünün arkasında olduğunu bildirdi.
BM Genel Sekreteri video mesajına son verirken hükümetleri, sivil toplumu ve sağlık otoritelerini bu salgının zihinsel sağlık boyutunu ele almak için acilen bir araya gelmeye, yaklaşmakta olan Dünya Sağlık Asamblesi'nde ruh sağlığıyla ilgili kararlı taahhütlerini açıklamaya çağırdı.
Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre COVID-19 pandemisi öncesi depresyon ve kaygının küresel ekonomiye maliyeti yılda 1 trilyon Dolar’ı buluyordu. Depresyon dünyada 264 milyon insanı etkiliyor. Ruh sağlığı sorunlarının yarısı 14 yaş itibarıyla başlarken yaşları 15 ile 29 arasında değişen grup için ikinci ölüm nedenini intihar oluşturuyor.