2023 Depremlerinden İki Yıl Sonra BM bölgede çalışmalarını sürdürüyor
![](/sites/default/files/styles/hero_header_2xl_1x/public/2025-02/collage.png?itok=feCbVG-S)
BM, depremlerin 2'inci yıl dönümünde Türkiye ile dayanışmasını sürdürüyor
Birleşmiş Milletler (BM) 6 Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremlerin ikinci yıldönümünde Türkiye ile dayanışma içinde olmaya devam ediyor. İlk günden bu yana BM ve kuruluşları sahada yer alarak acil müdahale ve kurtarma çalışmalarına kritik destek sağladılar.
İki yıl sonra, BM Türkiye'nin yanında olmaya devam ediyor. Depremler, 11 ilde 53 bin'den fazla insanın hayatına mal olmuş ve halk üzerinde kalıcı etki bırakmıştı. Türkiye yeniden inşa çalışmalarına devam ederken, BM kuruluşları toparlanmayı desteklemek, altyapıyı yeniden inşa etmek ve kimsenin geride kalmamasını sağlamak için ulusal ve yerel ortaklarla birlikte çalışmaya devam ediyor.
Kültürel mirasın korunmasından toplumsal alanların rehabilitasyonuna, geçim kaynaklarının yeniden tesis edilmesinden psikolojik desteğe kadar uzun vadeli dayanıklılık çabaları için BM'nin depremden etkilenen bölgedeki çalışmaları insanların hayatlarında anlamlı bir fark yaratıyor.
BM'nin depreme müdahalesinde çeşitli sektörler farklı ihtiyaçlara odaklanıyor ve bunun sonucunda çeşitli destek kategorilerinde milyonlarca faydalanıcıya ulaşılıyor. Başlıca önceliklerden birini oluşturan koruma sektöründe 2.2 milyondan fazla kişiye ulaşıldı.
Eğitim çalışmaları, etkilenen çocuklar ve aileler için öğrenimin sürekliliğini sağlamayı amaçlıyor ve bugüne kadar 1 milyon 350 bin 67 yararlanıcı eğitim desteği aldı.
Temel ihtiyaçlardan yararlanan toplam yararlanıcı sayısı yaklaşık 2 milyon kişiye ulaştı.
Su, Sanitasyon ve Hijyen sektöründe müdahale geniş kapsamlı oldu ve yaklaşık 6 milyon 900 bin kişiye ulaşıldı.
BM Programları kapsamında 3 milyon 200 bin'den fazla kişi barınma yardımı aldı.
Bu rakamlar, depremden etkilenenlere sağlanan kapsamlı desteği yansıtıyor, Türkiye'nin deprem bölgesinin yeniden inşası ve uzun vadeli toparlanmasının sağlanması için devam eden kararlılığı gösteriyor.
Aşağıda BM Kuruluşlarının hükümet, ortaklar ve paydaşlarla koordinasyon içinde Türkiye'nin toparlanmasına yönelik devam eden desteklerinin ayrıntıları yer alıyor:
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
Türkiye’deki tarım sektörü, 2023 yıl Şubat ayında meydana gelen depremlerin yıkıcı etkileri ve sert kış koşullarının getirdiği zorluklarla mücadele etmeye devam ediyor.
FAO, kırsal toplulukları desteklemek amacıyla ahırların rehabilitasyonu, altyapının yeniden inşası ve iklime duyarlı çözümler uygulanması konusunda önemli bir rol üstlendi. Ayrıca, yüzlerce kişinin faydalandığı yeniden ağaçlandırma projelerinde istihdam sağladı. Tarımın çeşitli alanlarında değer zinciri analizleri gerçekleştirdi ve çiftçilere ile kooperatiflere iklime duyarlı eğitimler ve ekipman desteği sundu.
FAO, toplamda 2.530 faydalanıcıya yaklaşık 530.000 ABD doları değerinde tarımsal girdi sağladı ve 1.931 çiftçi hanesine yaklaşık 594.000 ABD doları tutarında koşulsuz nakit desteği verdi. Ayrıca, nakit karşılığı çalışma programı kapsamında yaklaşık 160.000 ABD doları ödeme yaptı.
Depremden etkilenen çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere destek olmak amacıyla 150 tarım aracı, 340,8 ton hayvan yemi ve 192,75 ton gübre dağıtıldı. Pamuk ve mısır tohumu, domates fidesi temin edilirken; süt sağım makineleri, depolama tankları ve zararlılarla mücadele ekipmanları da sağlandı. Ayrıca, kişi başına 75 ABD doları tutarındaki nakit yardımlarıyla yaklaşık 8.000 kişiye ulaşılırken, kooperatiflere gıda işleme makineleri verildi.
Kısa vadeli yardım çalışmaları kritik bir destek sağlasa da uzun vadeli toparlanma süreci büyük önem taşıyor. Özellikle kırsal bölgelerde hayvancılık barınaklarının onarımı, kırsal geçim kaynaklarının sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip. Altyapı yatırımları, eğitim ve iklime dayanıklı tarım uygulamalarına yönelik desteklerin devam etmesi, sürdürülebilir iyileşme açısından gerekli.
FAO, hükümet kurumları ve yerel ortaklarla iş birliği içinde, Türkiye’de tarımsal üretimi yeniden canlandırmaya ve gıda güvenliğini güçlendirmeye kararlılıkla devam ediyor.
IFAD
Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi (FIRAT)
IFAD FIRAT'ın yeni projesi, Şubat 2023'teki en ölümcül depremlerin vurduğu iller de dahil olmak üzere Fırat Nehri havzasının hedeflenen mikro havzalarındaki yayla topluluklarının yoksulluğunu azaltmayı amaçlıyor. Farklı yatırımların uygulanması ve iklime dirençli tekniklerin benimsenmesi yoluyla; toprak rehabilitasyonunun ve tarımsal verimliliğin iyileştirilmesi, yeni iş alanlarının yaratılması, küçük ölçekli üreticilerin ve kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere hassas grupların pazara erişiminin iyileştirilmesi, kırsal gelirin artırılması ve doğal afetlere, iklim olaylarına, piyasa ve ekonomik şoklara karşı direncin artırılması ve hedeflenen mikro havzalarda refah ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesi bekleniyor. Toplam erişimin kadınların oranı %40, gençlerin oranı ise %15 olmak üzere140 bin birey veya 40 bin haneye ulaşacağı tahmin ediliyor. Proje Yedi yıllık uygulama dönemi olan 2025-2031 yılları arasında toplam proje maliyetinin 97,975 milyon bunun içinden IFAD finansmanının 65 milyon ABD Doları olacağı tahmin ediliyor. Projenin IFAD iklim finansmanı %96,5'tir ve GEF'ten 1,4 milyon ABD Doları tutarında bir hibe bekleniyor. Ekonomik analiz, FIRAT'ın sonuçlarının 20 yıllık bir dönem boyunca ekonomik bir iç getiri oranı ile olumlu olduğunu gösteriyor. Proje, toplum öncülüğünde mera yönetimi, bölgesel kalkınma ajanslarıyla etkileşim, gençlerin beceri geliştirme faaliyetleri, yapılandırılmış bir hibe sistemi ve İzleme ve Değerlendirmede CBS ve BT sistemlerinin kullanılması gibi yenilikler getirecek.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)
Bölge, yıkıcı depremlerin ardından toparlanma sürecinin ikinci yılına girerken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), paydaşları ile işbirliği içinde politika oluşturma süreçlerine rehberlik edecek ve işgücü piyasasının toparlanma çabalarını desteklemek amacıyla güçlü bir kanıt temeli oluşturmaya öncelik vermiştir.
Depremlerin ardından artan toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşılık olarak ILO, Türk Kadın Dernekleri Federasyonu işbirliğiyle Hatay'da Mor Yerleşke Projesi'ni başlatmıştır. Bu girişim, travma sonrası stres ve şiddetten etkilenen kadın ve çocuklara yönelik psikososyal destek ve güçlendirme programları sunmaktadır. ILO ayrıca depremden etkilenen nüfusa travmayla başa çıkabilmeleri için psikososyal destek de sağlamıştır.
Haziran 2023 ile Eylül 2024 tarihleri arasında kadınlar ve çocuklar için güvenli alan olan Mor Yerleşke’de, şiddetin önlenmesi ve doğrudan yardıma odaklanılarak 17.189 kadın ve çocuğa destek verilmiştir. Bunlar arasında şiddete maruz kalan 1.324 kadın doğrudan destek almış ve yararlanıcıların %90'ı memnuniyetlerini ifade etmiştir. Proje, kritik hizmetleri sağlamanın yanı sıra, kadınların işgücüne katılımını artırmak, uzun vadeli dayanıklılığı ve istihdam fırsatlarını teşvik etmek için bir yol haritası geliştirmek üzere kadınları ve kilit paydaşları aktif olarak sürece dahil etmektedir.
Adıyaman'da Valilik ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü ile istişarede bulunularak seçilen K-2 Konteyner Kent'te Mayıs 2023 itibarıyla çocuk dostu destek merkezi kurulmuş, destek merkezinde psiko-sosyal destek faaliyetleri başlatılmıştır. Depremin afet sonrası travmatik etkilerinin giderilmesi amacıyla 700'den fazla çocuğa sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle destek verilmiştir.
ILO, iş temelli öğrenme programları ve bilgi merkezleri aracılığıyla, depremden etkilenen bölgede işçilerin becerilerinin geliştirilmesini ve insana yakışır işe ve kayıtlı istihdama erişimlerini desteklemektedir.
ILO, bölgedeki işgücü piyasasının durumunu değerlendirmek ve yıkıcı depremlerin ardından devam eden toparlanma ve yeniden inşa çabalarına rehberlik etmek amacıyla, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile işbirliği içinde; "Bir Yıl Sonra: Türkiye’deki Şubat 2023 Depremleri Sonrasında Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da Yaşam ve Çalışma Koşulları" başlıklı çalışmayı gerçekleştirmiştir. Bunlara ek olarak; “Bir İzleme Çalışması: 6 Şubat Depremzedelerinin İşgücü Piyasası Deneyimi, Ankara ve Adana Örneği” ve “Afet Sonrası Dönemde İşletmeler Araştırması” hazırlanmıştır. Bu çalışmalar, sürdürülebilir, kapsayıcı, hak temelli ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileştirme çabalarının geliştirilmesi için sağlam bir kanıt temeli sağlamayı amaçladı. Bu kanıtlara dayanarak ILO, iyileşme sürecine dahil olan tarafları belirli kritik konuları ele almaya davet etmektedir. Her şeyden önce, işgücüne katılımdaki dramatik düşüş ve mesleki kutuplaşma sorunu, erişilebilir ve uygun fiyatlı bakım hizmetleriyle desteklenen cinsiyete duyarlı beceri geliştirme ve istihdam hizmetleri yoluyla ele alınmalıdır. İkinci olarak, beceri eksiklikleri ve artan kayıt dışılık ile birlikte hanelerin emeklilik gelirlerine olan bağımlılığının artması, bölgedeki insana yakışır iş açığını ağırlaştırmaktadır. Etkili iş teftişinin yanı sıra aktif işgücü piyasası programlarına öncelik verilmelidir. Ücret ödemelerinde gecikmeler, iş sağlığı ve güvenliği sorunları, işe alım ve istihdamdaki ayrımcılık da iyileştirilmiş teftiş ve rehberlik mekanizmaları yoluyla ele alınmalıdır. Dijital bölünme de bu açıdan hayati önem taşıyan bir konudur. Zayıf internet bağlantısı, tedarik zinciri kesintileri ve yer değiştirme zorluklarına yanıt olarak iş arayanların istihdam edilebilirliğini ve iş kurtarma beklentilerini azaltmaktadır. Ayrıca bölgedeki KOBİ'lerin zararlarının karşılanması için uygun finansmanla desteklenmesi gerekmektedir. Son olarak, işyerlerinde travmalara duyarlı özenin bulunmaması ve sürekli psikolojik ve zihinsel sağlık desteği yokluğu, etkilenen kişilerin işgücüne katılımının gecikmesinin yanı sıra işyerlerinde ciddi iş sağlığı ve güvenliği sorunları riski oluşturmaktadır.
ILO, araştırma bulguları ve hükümet öncelikleri doğrultusunda etkilenen bölgedeki işgücü piyasasının yeniden canlandırılmasını desteklemeye ve paydaşlarıyla işbirliği içinde doğal afetlere karşı dayanıklılığı güçlendirme yönündeki desteğini sürdürme konusunda kararlıdır.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM)
Deprem felaketinin üzerinden iki yıl geçerken, IOM ortaklarıyla birlikte sosyoekonomik toparlanmayı desteklemeye ve etkilenen toplulukların devam eden insani ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor.
Kurumsal çalışma alanı doğrultusunda IOM, en hassas durumdaki grupların – göçmenler ve yerinden edilmiş kişiler de dahil olmak üzere – ihtiyaç duydukları desteği alması gerektiğine inanmakta ve göçmenlerin toparlanma sürecinde kilit bir rol oynayarak yerel topluluklarla el ele yeniden inşa sürecine katkıda bulunabileceğini vurguluyor.
12. Ulusal Kalkınma Planı ile uyumlu olarak IOM, kilit sektörlerde göçmenlerle ev sahibi toplulukların beceri eşleştirmesini sağlayarak etkin iş gücü yönetimini teşvik etmeye odaklanıyor. IOM, göçmenleri mesleki eğitim, iş eşleştirme, küçük işletmeler için nakit hibeleri, kooperatiflere destek ve üreticilerin tedarik zincirlerine entegre edilmesi gibi girişimlerle kalkınmaya katkıda bulunmaları için güçlendiriyor. 2024 yılında, depremden etkilenen 402 birey bu tür desteklerden faydalandı. Ayrıca, IOM ve ortakları tarafından yapılan araştırmalar, göçmenlerin üretim ve tarım sektörlerinde iş gücü talebini karşılamadaki kritik rolünü ortaya koyuyor.
Geçici yerleşim alanlarında kalan yarım milyondan fazla kişi için IOM temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik desteğini de sürdürüyor. 2024 yılında 7 bin haneye nakit yardımı sağlandı; yazın aşırı sıcakları ve kışın sert soğuklarına karşı yaşam koşullarını iyileştirmek için binlerce temel malzeme dağıtıldı; su, sanitasyon ve hijyen hizmetlerine erişim artırıldı. Örneğin, geçtiğimiz yıl IOM tarafından 3.250 yatak, 2 bin ısıtıcı, barınma birimleri için 1.400 yalıtım kiti, 20 bin su bidonu, hijyen malzemeleri ve su alımı için 2 bin kupon dağıtıldı.
Haziran 2024’e kadar IOM, Geçici Yerleşim Yeri Desteği Sektörünün eş liderliğini yaparak saha yönetimi, bakım ve temel hizmetlere yönlendirme çalışmalarını koordine etti. Sosyal etkileşimi artırmak için 12 ortak kullanım alanı inşa eden IOM, ayrıca yangın güvenliği konusunda 1.207 eğitim düzenledi.
Özellikle kırılgan grupları desteklemek amacıyla, 2024 yılında IOM tarafından 10 bin’den fazla kişiye koruma yardımı sağlandı. Bu kapsamda, 1.300 kişi ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerinden faydalanmış, 6.000 kişiye bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmaları aracılığıyla ulaşılmış ve yaklaşık 500 engelli birey desteklendi.
Son olarak, IOM belediyeler ve ortaklarla iş birliği yaparak topluluk alanlarını iyileştirmekte, göçmenler ile ev sahibi topluluklar arasındaki sosyal uyumu güçlendiriyor. Geçtiğimiz yılın öne çıkan projeleri arasında depremden etkilenen çocuklar için bir yetimhanenin yenilenmesi, Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezinin depremden zarar gören bir katının onarılması ve 800 topluluk üyesine mesleki eğitim sunan bir Kadın ve Gençlik Güçlendirme Merkezinin yenilenmesi yer alıyor.
2025 ve sonrasında da IOM, iyileşme kapsamında ulusal çalışmaları destekleyen faaliyetlerini sürdürmeye kararlı. Depremden etkilenen ailelerin hayatlarını yeniden inşa etmeye devam etmelerine ve bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmalarına yardımcı olmaya devam edecek.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)
UNDP, felaketin ilk günlerinden bu yana toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarına tam destek veriyor.
UNDP, İsveç Hükümeti'nin finansal desteğiyle depremden etkilenen 11 ilde yüzde 42'si kadın girişimcilere ait olan 4.620 küçük işletmeye toplam 10 milyon ABD doları tutarında toparlanma hibeleri sağladı.
Çeşitli sektörlere destek olmak amacıyla, özellikle kadınlar ve gençlerin istihdamını artırmaya odaklanılarak, bireyler ve işletmelere mesleki eğitim ve iş danışmanlığı hizmetleri verildi.
![5 kadın açık bir çarşı ortasında poz veriyor. Birinin elinde bir sertifika var.](/sites/default/files/styles/large/public/2025-02/UNDP.jpeg?h=71976bb4&itok=GlLbCO1T)
Kahramanmaraş ve Hatay'da tekstil ve ayakkabı sektörlerini canlandırmak için ortak kullanıma yönelik tesisler kurma, modern ekipman sağlama, beceri eğitimi ve psikososyal destek sunma gibi konulara öncelik verildi. İsveç Hükümeti tarafından 1,62 milyon ABD doları tutarında bütçeyle finanse edilen girişim, bölgedeki hazır giyim, deri ve ayakkabı sektörlerinin toparlanmasını hızlandırmak üzere tasarlandı.
UNDP, Malatya ve Gaziantep'teki Model Fabrika binalarını yenileyerek KOBİ'lerin üretkenliklerini artırmalarını ve yeni zorluklara uyum sağlayabilmelerini sağladı. 1.200'den fazla depremzedeye mesleki eğitim verildi.
UNDP, KMTSO ortaklığında ve Fransa’nın mali desteğiyle Kadın İş Geliştirme Merkezi'nin (KİGEM) açılışını yaptı.
Fransa’nın finansal desteği ve TESK iş birliğiyle, depremlerden en fazla etkilenen illerde ekonomik toparlanmayı güçlendirmek amacıyla yeni bir iş sürekliliği destek programı başlatıldı.
Birleşik Krallık’tan sağlanan finansman ile UNDP, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş'ta belediyelerle iş birliği yaparak, kırılgan gruplara bakım hizmeti sunmak amacıyla erişilebilir toplum merkezleri inşa etti. Birleşik Krallık ile yürütülen 1,7 milyon ABD doları tutarındaki daha geniş kapsamlı bir ortaklığın parçası olarak bu tesisler inşa edilip donatıldı, belediye personeli eğitildi ve Standart Prosedürler Kılavuzu hazırlandı.
Sosyal hizmet uzmanlarına ve emek yoğun sektör çalışanlarına yardımcı olmak için psikososyal destek programları geliştirildi.
Kore Hükümeti tarafından sağlanan finansmanla UNDP, Malatya'daki tekerlekli sandalye ve diğer yardımcı cihazların onarımı için hizmet veren mevcut bölge merkezini genişletti ve Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman'da 3 yeni tekerlekli sandalye onarım ve bakım atölyesi kuracak. Ayrıca, ampute kişilerin ve diğer engellilerin beceri kazanmalarına ve iş bulmalarına yardımcı olmak için eğitim programları düzenlendi. Engellilerin ihtiyaçları hakkında kapsamlı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir analiz de yapıldı.
UNDP, depremden etkilenen bölgelerdeki kadınlara ve kız çocuklarına güvenli bir alan ve psikososyal destek, rehberlik ve sevk hizmetlerine erişim sağlamak için TKDF tarafından hayata geçirilen Hatay'daki Mor Yerleşke’nin açılışını destekledi.
Hırvatistan tarafından tahsis edilen 2,5 milyon Avro ile UNDP, Hatay'da bir kapsayıcı okulun yeniden inşasına başladı ve Adıyaman ile Kahramanmaraş'taki iki okulu engelli öğrenciler ve yetişkinler için tam fiziksel erişilebilirlik sağlayacak şekilde donattı.
UNDP, Japonya’nın sağladığı 4,83 milyon ABD doları tutarındaki finansman ile Hatay ve Kahramanmaraş'ta iki model enkaz geri dönüşüm tesisi kurdu.
Ayrıca UNDP, depremlerden en çok etkilenen belediyelere toplam değeri 3 milyon ABD dolarından fazla olan atık yönetimi ekipmanı ve diğer acil ihtiyaç malzemeleri sağladı. Kahramanmaraş'taki enkazın hacmini ve bileşimini haritalandırmak için parafoil dronlar konuşlandırıldı ve etkili enkaz yönetimi için hayati veriler elde edildi. Evlerini kaybeden ailelerin kaldığı konteyner kentlere de sürdürülebilir su sistemleri ve atık su arıtma tesisleri sağlandı.
Bölgedeki tehlike altındaki kültürel mirasın korunmasına yardımcı olmak amacıyla UNDP, arkeoloji müzelerine değerli eserleri muhafaza etmeleri için konteynerler teslim etti. Restorasyon çalışmalarına uluslararası katkıları teşvik etmek amacıyla “Kültürel Mirasa Sahip Çık” adlı küresel bir bağış kampanyası başlattı. Ayrıca, İskenderun'da bulunan Aziz Corç Rum Ortodoks Kilisesi’nin restorasyonunu destekledi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA, ortaklarıyla birlikte ilk günden beri sahada, hayati önem taşıyan cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti (TCDŞ) önleme ve müdahale hizmetleri sunuyor. Yıkıcı depremlerin ardından, depremden etkilenen illerde toplam 25 sabit ve mobil hizmet birimi (kadın sağlığı danışma merkezleri, gençlik merkezleri, kadın, anne ve çocuk sağlığı merkezleri, engelli bireylere yönelik hizmet birimleri) UNFPA tarafından desteklendi ve bu sayede başta en savunmasız gruplar olmak üzere 128.000'den fazla kişiye CSÜS hizmetleri ve 160.000 kişiye TCDŞ hizmetleri ulaştırıldı.
UNFPA, 2024 yılında depremden etkilenen bölgedeki engelli bireylerin özelleşmiş ve kapsayıcı CSÜS ve TCDŞ bilgi ve hizmet ihtiyaçlarını karşılamak için insani yardım hizmetlerinin kapsamını büyüttü. Buna göre, 6.300 engelli birey ve onların bakım verenleri UNFPA’in uygulayıcı ortakları tarafından doğrudan desteklendi. Ayrıca, UNFPA depremden etkilenen 49.000 genç bireye (10-24 yaş arası) CSÜS ve TCDŞ’ye dair bilgi, danışmanlık ve hizmetler sağlayarak potansiyellerini gerçekleştirmelerine destek oldu. UNFPA ve ortakları tarafından, yaklaşık 46.000 kadına ve kız çocuğuna, kadınların ve doğum sonrası dönemdeki annenin ve yeni doğan bebeğinin en temel ihtiyaçlarını karşılayan hijyen ve anne-bebek kitleri ulaştırıldı. UNFPA ayrıca deprem süreci sonrasında TCDŞ vaka yönetimi, CSÜS ve menstrüel hijyen yönetimi hizmetlerine erişimi artırma kiçin nakit ve kupon yardımı çalışmalarıyla ve 1700'den fazla kişinin acil ihtiyaçlarını karşıladı.
UNFPA, kamu kurumlarının acil durumlara hazırlık ve toparlanma süreçlerine katkıda bulunmak adına, sistem güçlendirme faaliyetlerine de devam ediyor. 500'den fazla hizmet sunucu, UNFPA tarafından desteklenen hizmet içi eğitimlerle acil durumlarda üreme sağlığı ve TCDŞ hizmet sunumu konularında gerekli bilgi ve becerileri kazandı.
UNFPA, 2025 yılında Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa'da 14 sabit ve mobil hizmet birimi aracılığıyla CSÜS ve TCDŞ konusunda bilgi ve hizmetler, nakit ve kupon yardımı, ayni destek ve kapasite geliştirme sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin toparlanma süreçlerini desteklemeye devam edecek.
![](/sites/default/files/styles/large/public/2025-02/unfpa16.jpg?h=73514606&itok=y2tqXai4)
Deprem sonrası acil müdahale sürecinde,sahada CSÜS hizmeti sunabilecek kapasitede olan potansiyel kurum sayısı sınırlıydı. Hizmet sunum kapasitesi olan kurumlar, saha izinleri alınması konusunda zorluklar çektiler. Bu durum, acil müdahale hizmetlerinde gecikmelere neden oldu. Ayrıca, depremlerden etkilenen bölgelerde hizmet vermeye istekli CSÜS hizmet sunucuların işe alım süreçlerinde bir takım zorluklar yaşandı.
2024 yılı itibarıyla, depremlerden etkilenen bölgelerdeki TCDŞ’ye dönük ihtiyaçlar ve riskler devam etmesine rağmen, bu alandaki fonların azalması sebebiyle bazı programlar kapandı ve TCDŞ müdahale hizmetleri zaman içinde azalmak durumunda kaldı.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR)
UNHCR'nin, dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerden biri olan Türkiye'de 2023 yılında meydana gelen depremlere müdahalesi, afet yardımına yönelik kapsamlı ve koordineli yaklaşımı ortaya koyuyor. Türkiye'deki BM ailesinin bir parçası olarak UNHCR, hem mültecilerin hem de ev sahibi topluluk üyelerinin hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmak üzere zamanında ve etkili insani yardım sağlamaya yönelik faaliyetlerini sürdürüyor.
Afetin başlangıcından itibaren UNHCR, acil ihtiyaçların karşılanması için diğer yardımların yanı sıra 2023 yılında yaklaşık 3 milyon temel yardım malzemesinin tedariği de dahil olmak üzere gıda dışı malzemelerin ulaştırılmasına öncelik verdi. Malzemeler, UNHCR'nin ülke içi ve küresel stoklarından havayolu ve karayolu taşımacılığı ile sevk edildi. UNHCR'nin 2024 yılında da devam eden desteğinin bir parçası olarak, etkilenen illerdeki konteyner alanlarına, gayriresmî barınma alanlarına, belediyelere ve devlet tarafından yürütülen merkezlere ısıtıcı, battaniye, hijyen paketi, mutfak seti ve şilte de dahil olmak üzere 19.000'den fazla kışlık malzeme sağlandı.
UNHCR, Türkiye’deki deprem müdahalesi için Barınma ve Gıda Dışı Malzeme sektörüne liderlik ederken, barınma ihtiyaçlarını önceliklendirmek ve buna yönelik müdahaleler geliştirmek üzere etkilenen bölgelerdeki sektör partnerleri ve yerel makamlarla birlikte çalışıyor. 2023 ve 2024 yıllarında Barınma ve Gıda Dışı Malzeme sektörü, sektör ortaklarıyla birlikte teknik çalışma grupları aracılığıyla kış mevsimi için nakit, barınma koşullarının iyileştirilmesi, dönemsel yardım, gölgelendirme kitleri ve saha planlamasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konularında kılavuzlar geliştirdi.
UNHCR, Göç İdaresi Başkanlığı ile işbirliği içinde depremden etkilenen ailelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesini desteklemeye devam ediyor. Bu faaliyetler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelli bireyler gibi hassas konumdaki grupların insan onuruna yakışır biçimde yaşamalarını ve korunmalarını sağlamak amacıyla yüksek kaliteli konteynerlerin tedarikini ve kurulumunu da kapsıyor. Bu bağlamda UNHCR, Adana Sarıçam Geçici Barınma Merkezi'ne 1.224 konteyner sağlamış olup, 2025 yılında Islahiye-2 Geçici Barınma Merkezi'ne de destek verme sürecindedir.
UNHCR, yaşam koşullarını iyileştirme faaliyetlerinin ötesinde, hukuki danışmanlık, psikososyal destek ve özel ihtiyaç sahiplerinin yönlendirilmesi de dahil olmak üzere koruma faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca UNHCR, Güneydoğu Koordinasyon Çalışma Grubu ile Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı (3RP) Sektörü Çalışma Grupları aracılığıyla deprem müdahalesine yönelik koordinasyon çabalarına eş liderlik etmeye devam ediyor.
UNHCR, 2024 yılında deprem müdahalesini mevcut planına dahil etmiş olup stratejik yönelimlerini korurken, depremle ilgili devam eden ihtiyaçları ele almak üzere faaliyetlerini yeniden önceliklendirdi. Mevcut mülteci müdahalesinin sürdürülebilmesi ve yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya devam edebilmesi için Türkiye’yi desteklemeye yönelik sürekli, çeşitlendirilmiş ve esnek finansman esastır. Ülkeler, 14 yılı aşkın süredir milyonlarca insana koruma sağlayan Türkiye ile dayanışmalarını ve sorumluluk paylaşımı konusundaki kararlılıklarını göstermeye teşvik ediliyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)
UNICEF, 2023'teki depremler gerçekleştikten saatler sonra felaketten etkilenen toplulukları desteklemek için çalışmalarına başladı. Başta çocuklar ve aileleri için içme suyu, ısıtıcı, kışlık giysi ve eğitim çadırları sağlanması da dahil olmak üzere hayat kurtarıcı desteğe odaklandı.
Uzun vadede UNICEF müdahalesi, okul yapılarına destek, su taşıma ve sağlama, erken çocukluk eğitimi, aşılama ve ailelere nakit transferi sağlamayı kapsayan iyileştirme çabalarına dönüştü.
2024 yılında UNICEF Türkiye, Türkiye Hükümeti ve ortaklarıyla iş birliği içinde, 1 milyondan fazlası çocuk olmak üzere 2,5 milyondan fazla kişiye hayat kurtarıcı destek sağladı.
UNICEF, 2 milyondan fazla kişiye temiz su ve 206.000'den fazla kişiye hijyen kiti sağlayarak, en hassas durumdaki çocuklar ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşıladı. UNICEF desteğiyle, 557.250'den fazla kişi iyileştirilmiş sanitasyon hizmetlerine kavuştu.
UNICEF ayrıca, bakım verenlere acil psikososyal destek sağlayarak deprem yüzünden travmatize olan çocuklara ve ön saflarda çalışan personele psikosyal destek sağlamak için ortaklarıyla birlikte çalıştı. 2024 yılında, ruh sağlığı ve psikososyal destek sunarak 1,6 milyondan fazla çocuğun iyileşmesine ve normallik duygusunu yeniden kazanmasına yardımcı oldu.
UNICEF'in desteği ile depremden etkilenen bölgede erken eğitim de dahil olmak üzere yaklaşık 757.400 çocuk örgün veya yaygın eğitime erişirken, 233.170'in üzerinde çocuğa öğrenme materyalleri sağlandı.
Etkilenen topluluklara yeterli hesap verilebilirliği sağlamak için, koruma ve hizmetlere erişim (sosyal koruma, sağlık, beslenme, eğitim vb. dahil) konularında 8,4 milyondan fazla kişiye ulaşıldı.
UNICEF'in aşı ve soğuk zincir ekipmanı tedarik desteği ile 244.420'den fazla küçük çocuğa hayat kurtaran aşılar ulaştırılmıştır. UNICEF destekli mekanizmalar aracılığıyla 66.100'den fazla çocuğa/bakıcıya bebek ve küçük çocuklar için beslenme danışmanlık hizmeti verildi.
Kararlılığı ve etkili çalışmaları ile UNICEF, Türkiye’deki çocukların yaşamları üzerinde kalıcı bir etki yarattı. UNICEF, her çocuğun gelişmesi ve tam potansiyeline ulaşma fırsatına sahip olmasını sağlayan bir ortak olmaya devam ediyor.
BM Sinai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO)
UNIDO’nun yeşil ekonomik dönüşüm ve deprem sonrası iyileşme taahhüdü kapsamında, Göçmenlerin Türkiye’nin Yeşil Ekonomiye Geçişine Dahil Edilmesi projesini IOM ile iş birliği içinde başlatıld. MPTF (Çok Ortaklı Güven Fonu) kapsamında finanse edilen bu girişim, depremden etkilenen bölgeleri önceliklendirerek temiz teknoloji ekosistemini güçlendirmeyi hedefliyor.
Ayrıca, Sürdürülebilir Biyokütle Projesi kapsamında, UNIDO ve TAGEM aşağıdaki depremden etkilenen illerde önemli sanayi aktörlerini yeşil dönüşüm süreçlerinde destekledi:
Mimsan (Malatya - Tedarik Zinciri Desteği)
- Tarım atıklarını işleyerek biyokütleye dönüştürmek için makine ve ekipman yatırımları yapıldı.
- Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak amacıyla biyokütle hammaddesi işleme altyapısı güçlendirildi.
Arıkan (Kahramanmaraş - Tedarik Zinciri Desteği)
- Tekstil üretiminde ısı üretiminin karbonsuzlaştırılmasını desteklemek amacıyla biyokütle bazlı enerji çözümleri entegre edildi.
- Kendi tarımsal faaliyetlerinden elde ettiği atıkları kullanarak, tekstil üretiminde fosil yakıtların yerine biyokütle kullanımı sağlandı.
- Biyokütlenin endüstriyel enerji kullanımına uygun hale getirilmesi için parçalama ve pelet ekipmanlarına yatırım yapıldı.
Bu girişimler, depremden etkilenen bölgelerde ekonomik dayanıklılığı artırırken çevresel sürdürülebilirliği destekliyor ve döngüsel ekonomiyi teşvik ediyor.
BM Kadın Birimi UN Women
BM Kadın Birimi Türkiye 2024 yılında depremlerden etkilenen kadın ve kız çocuklarının devam eden ihtiyaçlarını karşılama hedefine yönelik müdahaleler uyguladı. Toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşmeyi teşvik etmek amacıyla, Kadının Güçlenmesi için İnsani Yardım Çalışma Grubu’na (WEHA) liderlik etmeye devam etti. Bu kapsamda, Gaziantep ve Ankara’da düzenlenen iki yüz yüze etkinliğin yanı sıra altı çevrimiçi oturum gerçekleştirildi. Temel sektörleri temsil eden 47 WEHA üyesinin katıldığı bu oturumlarda Toplumsal Cinsiyetin Anaakımlaştırılması Kontrol Listeleri toparlanma sürecinin bileşenlerini kapsayacak şekilde güncellendi. Böylece toplumsal cinsiyet perspektifi, tüm müdahale süreçlerinde merkezi bir unsur haline getirildi.
Adıyaman’da, mobil saha çalışmaları kapsamında 1.700 kadın, kadına yönelik şiddet (KYŞ) risklerini azaltmaya yönelik destek aldı. Bu çalışmalarda, geçici barınma alanlarında yaşayan ve sosyo-ekonomik koşulları ile temel hizmetlere erişimi sınırlı olan en kırılgan gruplar önceliklendirdi. Kadınların Adalete Erişiminin Desteklenmesi programı kapsamında, kadınların insan hakları, şiddetten korunma, ekonomik haklar, sağlık hakları ve çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi gibi temel konuları ele alan altı farkındalık oturumu düzenlendi. Kadınlara ayrıca Kadın Destek Uygulaması (KADES) hakkında bilgi verildi ve hijyen malzemeleri ile KYŞ acil iletişim kartlarını içeren kitler dağıtıldı.
BM Kadın Birimi, depremden etkilenen kadınlara destek olmak amacıyla 155 kadına Koruma Nakit Desteği sağlayarak KYŞ ile ilişkili riskleri azaltmayı, iyileşmelerini desteklemeyi ve hizmetlere erişimlerini artırmayı hedefledi. Buna ek olarak, 42 kadın Kış Desteği içeren Çok Amaçlı Nakit Yardımı aldı. 2024'teki kapasite geliştirme çalışmaları ile depremden etkilenen illerdeki sekiz kadın sığınma evi ve şiddet önleme merkezinin yanı sıra Hatay, Adana ve Gaziantep'teki üç kadın merkezi şiddet mağdurlarını desteklemek için gerekli ekipman ve kaynaklarla güçlendirildi. Beş ilde düzenlenen yasal farkındalık oturumları aracılığıyla 2.265 kadına hakları konusunda kritik bilgiler sunuldu. Beş baro da dahil olmak üzere toplam 14 kuruma, depremden etkilenen kişileri daha iyi destekleyebilmeleri için hukuki kaynaklar sağlandı.
BM Kadın Birimi ayrıca, Kadın Emeğini Destekleme Vakfı (KEDV) ve Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED) tarafından Hatay, Adana ve Gaziantep’te bulunan kadın merkezlerine destek verdi. BM Kadın Birimi’nin sağladığı ekipmanlarla bu merkezler, danışmanlık ve yönlendirme de dahil olmak üzere çok sektörlü koruma hizmetlerini kesintisiz sunma kapasitesini artırdı. BM Kadın Birimi, Koç Holding ve KEDV iş birliğiyle Hatay ve Kahramanmaraş’ta kurulan Kadın ve Kız Çocukları Güçlenme ve Dayanışma Merkezleri aracılığıyla, depremden etkilenen bölgelerde 3.848 kadına koruma, beceri geliştirme ve liderlik desteği sağladı.
2024 yılında BM Kadın Birimi ayrıca, depremden etkilenen bölgelerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 170 personele psikososyal destek sağladı. Bu girişim, personelin iyilik hâlini artırarak afet sonrası travma ve KYŞ ile mücadele kapasitelerini güçlendirdi. Bunun yanı sıra, BM Kadın Birimi Kocaeli’de afetlerin neden olduğu ve toplumsal cinsiyete dayalı zorlukları ele almak üzere bir Acil Durum Koordinasyon Planı’nın geliştirilmesine destek verdi. Uygulamaya konulduğunda, bu plan Türkiye’deki tüm iller için bir model işlevi görecek ve BM Kadın Birimi’nin teknik ve mali desteğiyle müdahale kapasitesini güçlendirecektir.
UN Women, 2024 yılında depremden etkilenen illerden kadın liderler ile uluslararası temsilciler arasında doğrudan bir diyalog sağladı. Almanya Büyükelçiliği iş birliğiyle Ankara’da düzenlenen ağ oluşturma etkinliği, yerel kadın liderler, kadın liderliğindeki kuruluşlar, hukukçular ve belediye temsilcileri ile UNFPA, UNICEF, UNDP, IOM gibi BM kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve Türkiye’deki 14 büyükelçilikten temsilciler de dahil olmak üzere toplam 70 katılımcıyı bir araya getirdi. Etkinlik, Şubat 2023 depremlerinin toplumsal cinsiyete dayalı etkilerini, kadınların afet müdahale ve iyileşme süreçlerindeki kritik rollerini ve devam eden ihtiyaçlarını öne çıkararak iş birliğini teşvik etti ve kadınların seslerini uluslararası alanda duyurmalarına olanak sağladı.
Tüm bu kazanımlara rağmen, hala önemli boşluklar ve zorluklar mevcut. Kadınlar, müdahale ve iyileşme süreçlerinde ilk müdahale ekiplerinde ve lider pozisyonlarında kritik roller üstlendi. Ancak bunu çoğu zaman kişisel riskleri göze alarak gerçekleştirdiler. Bu süreçte oluşturulan güvenli alanların ve kadın merkezlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak, kırılgan grupları desteklemek için hayati önem taşıyor. Afetlere hazırlık sürecinde kadınların perspektiflerinin planlama ve yeniden inşa çalışmalarına dahil edilmesine daha fazla odaklanılması gerekiyor. Kadın liderliğindeki sivil toplum kuruluşlarının iyileşme çalışmalarını sürdürebilmek için esnek ve sürdürülebilir finansmana ihtiyacı var. Ayrıca, kadınların toplumun yeniden inşa etme sürecine daha fazla katılmalarını sağlamak için ekonomik fırsatların genişletilmesi gerekiyor. Kadınların deneyimlerini paylaşabilecekleri ve uluslararası aktörlerle ihtiyaçlarını dile getirebilecekleri platformlar, iş birliğini güçlendirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini tüm iyileşme stratejilerine entegre etmek için hayati önem taşıyor.
BM Kadın Birimi, 2024 ve sonrasında Türkiye’de kadın liderliğini desteklemeye ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşme yaklaşımlarını güçlendirmeye kararlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor.
Dünya Gıda Programı (WFP)
WFP, Şubat 2024'te, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya olmak üzere depremden en çok etkilenen beş ilde iki yıllık bir deprem iyileştirme programı başlattı. 2024 yılında bu program, dört büyük ilde üç devlet kurumu, beş sivil toplum kuruluşu ve bir BM ajansı ile iş birliği içinde uygulandı. WFP’nin deprem iyileştirme projeleri, gıda değer zinciri aktörlerini destekleyerek işletmelerini yeniden faaliyete geçirmelerine yardımcı olmayı amaçladı. Bu kapsamda, varlık iyileştirme destekleri, üretim ekipmanlarına erişim ve tarımsal uygulamalar ile pazarlama üzerine eğitimler sağlandı.
Desteklenen Gruplar ve Proje Kapsamı
2024 yılında yürütülen dokuz proje ile 3.263 kişiye doğrudan destek sağlandı. Bu projeler kapsamında, kırsaldaki küçük ölçekli çiftçilerden süt üreticilerine ve perakende gıda satıcılarına kadar uzanan bir yelpazede 655 mikro ve küçük ölçekli gıda sistem aktörüne hibe desteği verildi.
Hedeflenen illerde—Gaziantep planlama aşamasında—WFP, tam kapsamlı bir değer zinciri iyileştirme yaklaşımını benimsedi. Her ilde özel olarak uyarlanmış faaliyet paketleri ile bir gıda değer zinciri desteklendi:
Kahramanmaraş: Süt üretim değeri zinciri
Adıyaman: Süt ve taze sebze değeri zinciri
Malatya: Buğday değeri zinciri
Hatay: Taze meyve ve sebze değeri zinciri
Hatay'da Pazar Yeri ve Nakit Yardımı Projeleri
Hatay’da, WFP Hilalkent Konteyner Kenti’nde bir pazar yeri inşasını destekledi. Bu konteyner kent, deprem sonrası evlerini kaybeden Suriyeli mültecilere barınma sağlamak amacıyla kuruldu. Pazar yeri, kampta yaşayan eski iş sahiplerinin geçim kaynaklarını yeniden kazanmalarına yardımcı olurken, kamp sakinlerinin uzun mesafeler kat etmeden gıda erişimini sağlamalarına olanak tanıyor.
Ayrıca, WFP bu kampta, Sosyal Güvenlik Ağı Programı'na (ESSN) erişimi olmayan bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmak amacıyla çok amaçlı nakit yardım programı başlattı. Bu kapsamda Ağustos 2024'ten itibaren her yararlanıcıya aylık 500 TL destek sağlanarak 2.912 kişiye ulaşılmıştır.
Türkiye’nin Bölgesel Gıda Tedarikindeki Rolü
WFP, uluslararası operasyonları için önemli miktarda gıdayı depremden etkilenen bölgelerden tedarik etmeye devam etmektedir. 2023 yılında Türkiye’den 250 milyon dolar satın alma yapan WFP, bu miktarın büyük çoğunluğunu Güneydoğu Anadolu bölgesinden temin etti. Bu süreç, bölgedeki istihdamın artırılmasına katkı sağlamış ve ekonomik toparlanmaya önemli bir destek sunmuştur.
Yaşamdan bir kesit: Hayat Değiştiren Süt Tankı
Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde küçük ölçekli bir çiftçi olan Gülseren Parmaksız, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından hayatını yeniden kurma mücadelesi veriyor. Depremde beş hayvanını ve sevdiği aile üyelerini kaybetmesine rağmen, pes etmeyen Gülseren, eşi ve üç çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya devam ediyor.
WFP’nin, Güney Kore hükümeti tarafından finanse edilen Cool Linkages (Soğuk Bağlar) projesi kapsamında sağlanan 500 litrelik soğuk süt tankı, Gülseren’in yaşamında dönüm noktası oldu. Önceden, ürettiği sütü bozulmadan tüketebilmek için komşularıyla paylaşmak ya da kilometrelerce yol katederek satmaya çalışmak zorundaydı. Bu da ona gelir kaybı yaşatıyordu.
Şimdi ise evine kurulan soğuk süt tankı sayesinde sütünü daha uzun süre taze tutabiliyor ve doğrudan süt kooperatifine satabiliyor. Eskiden büyük bir stres kaynağı olan süt satışı, artık ailesinin geçimini sağlayan güvenilir bir gelir kapısına dönüştü.
Bu basit ama hayati öneme sahip ekipman, sadece Gülseren’in değil, Adıyaman genelinde 38 köyde 462 çiftçinin hayatını değiştiriyor. Çiftçiler artık atıkları azaltıyor, daha iyi piyasa fiyatlarına ulaşıyor ve geçim kaynaklarını yeniden inşa ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye
6 Şubat depremlerinin ikinci yılına yaklaşırken, Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve diğer paydaşlarla iş birliği içinde, uzun vadeli sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya ve gelecekteki acil durumlara karşı hazırlıklılığı artırmaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
DSÖ, depremin ardından etkilenen bölgelerde acil sağlık hizmetlerini desteklemek amacıyla sekiz tam donanımlı Hafif Çelik Prefabrik Aile Sağlığı Merkezi kurmuştur. Bu merkezler; travma bakımı, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, ruh sağlığı desteği ve anne-çocuk sağlığı hizmetleri dâhil olmak üzere kapsamlı sağlık hizmetleri sunmaktadır. Her biri 20.000 haneye hizmet verecek şekilde tasarlanan bu merkezler, toplamda 160.000 hane veya yaklaşık 640.000 kişiye ulaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve diğer paydaşlarla koordineli şekilde yürütülen bu girişim, depremin kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerinin hafifletilmesinde kritik bir rol oynuyor.
DSÖ ayrıca, afetten etkilenen iller için Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) hizmetlerine yönelik planların geliştirilmesine destek verdi. Bu çalışmalar kapsamında, insani kriz ortamlarında uygulanabilecek ölçeklenebilir psikolojik müdahaleler konusunda sosyal hizmet uzmanları da dâhil olmak üzere birçok sağlık çalışanına eğitim verildi, toplumlarına destek sağlamak için gerekli beceriler kazandırıldı. Kasım 2024’te gerçekleştirilen küresel kapasite geliştirme çalıştayı ise ruh sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerinin güçlendirilmesine ve toplumların dayanıklılığının artırılmasına katkıda bulundu, iyileşme sürecinde ruh sağlığının önemini vurguladı.
Erken hastalık tespiti ve acil durum müdahale kapasitesinin artırılmasına yönelik önemli çalışmalar gerçekleştiren DSÖ, Ağustos 2024’te, Erken Uyarı ve Cevap Sistemi (EUCS) ile Saha Epidemiyolojisi Eğitim Programı (SEEP) kapsamında görevli personele, hastalık salgınlarını takip etmek için Google arama eğilimleri gibi yenilikçi araçları tanıtan eğitimler düzenledi. Kasım 2024’te ise ECYS personeli, Halk Sağlığı Acil Durum Yönetimi eğitimi alarak gelecekteki acil durumlara daha etkili cevap verebilme kapasitesini güçlendirdi. DSÖ ayrıca, Ağustos 2024’te İstanbul ve Balıkesir’de ortaya çıkan akut gastroenterit salgınlarını inceleme ve müdahale süreçlerinde Sağlık Bakanlığı’na destek sağladı.
![](/sites/default/files/styles/large/public/2025-02/who.jpg?h=71976bb4&itok=FV2UJTI0)
Ulusal Referans Laboratuvarları’na en yeni nesil dizileme (NGS) teknolojisi ve gerekli reaktifleri sağlayan DSÖ, öncelikli patojenlere yönelik gelişmiş genomik sürveyans kapasitesinin artırılmasına katkıda bulundu. Bu doğrultuda gerçekleştirilen eğitim programları kapsamında, tüm genom dizileme ve biyoenformatik gibi yeni yöntemler tanıtıldı ve Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Genomik Sürveyans Stratejisi’ni geliştirme sürecine destek sağlandı. Ocak 2025’te ise uzmanlar ve araştırmacılar, bilimsel temellere dayalı ve standartlaştırılmış bir vektör sürveyans yaklaşımı oluşturmak üzere bir araya gelerek depremden etkilenen iller için bir yol haritası hazırladı.