BM İklim Konferansı COP29 11 Kasım'da Bakü'de başlıyor
COP29 hakkında bilmeniz gerekenler
İspanya'da şiddetli seller, Florida'daki şiddetli fırtınalar ve Güney Amerika'daki orman yangınları - bunlar dünya genelinde hızlanan ve yoğunlaşan aşırı hava olaylarının sadece birkaç örneği. Eylemsizliğin maliyeti her zamankinden daha açıkken, iklim değişikliğine neden olan fosil yakıtlara temiz alternatifler için finansman, bu yılki BM iklim konferansı COP29'da gündemin en üst sıralarında yer alacak.
COP29 11 Kasım'da Azerbaycan'ın başkenti Bakü’de başlıyor.
Konferanstan birkaç gün önce yayınlanan bir BM iklim raporu, küresel ortalama sıcaklık artışının sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerine yaklaştığını teyit etti; bu da sera gazı emisyonlarında acil ve büyük kesintiler yapılmadığı takdirde dünyayı bu yüzyılda 2.6-3.1°C'lik felaket bir artışa sürükleyecek.
Harekete geçilmezse, giderek daha sık ve tehlikeli aşırı hava olayları olacağı tahmin ediliyor.
BM, küresel ısınmayı sınırlandırmak için gereken sera gazı emisyonu kesintilerini sağlamak üzere, gelişmiş ekonomiler ve en büyük emisyon yayıcılardan oluşan G20 grubunun öncülüğünde acil toplu eylem çağrısında bulunuyor.
BM İklim Değişikliği Konferansı nedir?
İklim krizi sınırları aşıyor. Krizin çözümü, çok taraflı çabaların merkezinde yer alan BM ve Genel Sekreter ile eşi benzeri görülmemiş bir uluslararası işbirliği gerektiriyor.
Yıllık BM İklim Değişikliği Konferansları (BM jargonunda COP'lar veya BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansları olarak da bilinir), iklim değişikliği konusunda dünyanın birincil çok taraflı karar alma forumu olma özelliği taşıyor ve dünyadaki neredeyse tüm ülkeleri bir araya getiriyor.
Bu konferanslar, iklim krizinin nasıl ele alınacağı, küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile nasıl sınırlandırılacağı, savunmasız toplulukların değişen iklime uyum sağlamalarına nasıl yardımcı olunacağı ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona nasıl ulaşılacağı konularında anlaşmaya varmak üzere dünyanın bir araya gelmesi için eşsiz fırsatlar oluşturuyor.
COP'ların kapsayıcı olması amaçlanıyor ve dünya liderleri ve hükümet temsilcilerinin yanı sıra, iş dünyası liderleri ve iklim bilimcilerden, yerli halklar ve gençlere kadar toplumun her kesiminden çeşitli insanlar, herkesin yararına olan iklim eylemini güçlendirmek için içgörüleri ve en iyi uygulamaları paylaşmak üzere COP’a katılıyorlar.
COP29'un odak noktası nedir?
Bakü'deki müzakerecilerin en önemli önceliği, her ülkenin çok daha güçlü iklim eylemleri gerçekleştirmesi, sera gazı emisyonlarını azaltması ve dirençli toplumlar inşa etmesi için gerekli araçlara sahip olmasını sağlayacak yeni bir iklim finansmanı hedefi üzerinde anlaşmaya varmak olacak.
Konferansın amacı, gelişmekte olan ülkelerin zararlı karbon emisyonlarını azaltmak, iklim değişikliğine uyum sağlamak ve neden olduğu kayıp ve hasarla başa çıkmak için ihtiyaç duydukları trilyonlarca doların kilidini açmaya yardımcı olmak oluşturuyor.
Geleceğin Zirvesi'nde uluslararası finansal mimarinin reforme edilmesine ilişkin yapılan tartışmaların COP29’da devam etmesi bekleniyor. BM Genel Sekreteri António Guterres, mevcut sistemi “amaca tamamen uygun olmayan” ve günümüzün zorluklarıyla başa çıkmak için yeterli donanıma sahip olmayan bir sistem olarak tanımlıyor: pek çok yoksul ülke, düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak tedbirler bir yana, sosyal koruma ve sağlık hizmetlerine yatırım yapamayacakları sürdürülemez borç seviyeleriyle karşı karşıya bulunuyor.
İki hafta boyunca neler olacak?
COP29 Başkanlığı tarafından denetlenen ve halka açık olan Yeşil Bölge ile BM tarafından yönetilen Mavi Bölge olarak ikiye ayrılan konferans alanında her zaman olduğu gibi müzakereler, konuşmalar, basın toplantıları, etkinlikler ve panel tartışmalarından oluşan yoğun bir program olacak.
Dünya uluslarının temsilcileri etkinliğin sonuna kadar bir anlaşmaya varmaya çalışırken, müzakereler yapılacak.
COP'lar neden önemlidir?
COP'ların önemi, bir araya getirici güçlerinde yatuyor: her birinde alınan kararlar, iklim krizini ele alma açısından bazılarının umduğu kadar ileri gitmeyebilir, ancak bu kararlar dünya ülkelerini standartları belirleyen ve kritik alanlarda eylemi ilerleten uluslararası anlaşmalarda birleştiren fikir birliği ile alınırlar.
Maldivler gibi alçakta kalan takımadalar iklim değişikliğinin tahribatına karşı özellikle hassas durumda bulunuyorlar.
2015 yılında Paris'teki COP21'de, ülkelerin küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2 santigrat derece altına indirmeyi ve 1,5 derece ile sınırlama çabalarını sürdürmeyi kabul ettikleri dönüm noktası niteliğinde bir iklim anlaşmasına varıldı. Paris Anlaşması, ülkeler tarafından giderek daha iddialı iklim eylemlerinin gerçekleştirileceği beş yıllık bir döngü üzerinde çalışıyor. Ulusal Katkı Beyanları veya NDC'ler olarak bilinen bir sonraki güncellenmiş ulusal iklim eylem planlarının 2025 yılında yapılması gerekiyor. Bu süreç, emisyonların azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini teşvik edecek tedbirler açısından kademeli ancak önemli gelişmelere yol açmış bulunuyor.
Müzakereciler her yıl, bir önceki yılın COP'unda kaydedilen ilerlemeyi temel alarak, istek ve taahhütleri güçlendirmekte ve iklimle ilgili en son bilimsel bulgulara ve insan faaliyetlerinin krizdeki rolüne dayanarak yeni anlaşmalar için bastırmaktalar.
Bundan sonra ne olacak?
Konferans duvarlarının ötesinde, temiz enerjiye geçişin hız kazandığına ve istihdam yaratma ve bunu benimseyen ekonomileri canlandırma açısından şimdiden büyük getiriler sağladığına dair pek çok olumlu işaret var.
Yenilenebilir enerji kaynakları daha önce görülmemiş bir hızla enerji sistemine giriyor ve rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik artık çoğu yerde fosil yakıtlardan elde edilen elektrikten daha ucuza geliyor.
Yenilenebilir enerjiyle beslenen bir gelecek artık kaçınılmaz durumda. Bugün kararlı bir şekilde harekete geçen ve temiz teknolojilere yatırım yapanların önümüzdeki yıllarda en büyük ödülleri toplaması bekleniyor.
COP29 sona ermeden önce bile delegeler, diğer hedeflerin yanı sıra fosil yakıtlardan uzaklaşmaya ve dünyayı küresel sıcaklıklarda en fazla 1.5 derecelik bir artış yolunda tutmaya odaklanacak olan gelişmiş ulusal iklim planlarının ayrıntılarını belirleyecekler.