Damla Sandal: “Her dikişte, eski fotoğraflarda toplumsal cinsiyet normlarını keşfediyoruz, sanatı kullanarak hafızayı dokuyoruz.”
Damla Sandal'ın sanatsal yolculuğunda cinsiyet eşitliği ve kolektif hafıza keşfi
Damla Sandal, nakışı kullanarak toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kolektif hafızayı keşfettiği sanatsal yolculuğunu anlatıyor. Üyesi olduğu Karakutu Derneği'ndeki çalışmalarından ilham alarak başlattığı “Hafızayı İşlemek” atölyelerinde sanat ve hikaye anlatımını bir araya getiriyor. Nakış atölyelerinde katılımcılar, toplumsal cinsiyet normlarını keşfediyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine sohbet ediliyor.
“Ben Damla Sandal. Kent hafızası, toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal bellek gibi konulara olan ilgimi çeşitli şekillerde üretime dönüştürüyorum. Üretimlerim kendimi ifade etmemim bir yolu aslında ve bir süredir bunu nakış aracılığıyla yapıyorum. Fotoğraflara yaptığım işlemeler bu yolculuğun bir parçası.
İzmir’de doğdum ve üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim. İstanbul’a gelişim, içinde büyük bir merak barındırıyordu. Kültürel mirası, insanları, mekanları ile büyüleyici bir kent İstanbul. Sokaklarda kaybola kaybola semtleri keşfettiğim bir deneyimdi benimkisi. Üstelik bu keşfin bir sonu olmadığını fark ettim. Yolum Karakutu Derneği ile kesişti ve kente bakış açım yeniden şekillendi. Karakutu, hafıza yürüyüşleri düzenleyen, gençler arasında çeşitli akran eğitimi yöntemleriyle kenti keşfetmeyi sağlayan bir sivil toplum kuruluşu. Yürüyüşlerde insan haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair hikayeler anlatıyoruz.
Karakutu’daki kent yürüyüşleri ve anlatıcılık deneyimim neticesinde kente ve toplumsal hafızaya dair çalışmalarımı bir ‘hikâye anlatıcısı’ perspektifinden kurdum. Geçmişle yüzleşmenin, insan hakları ihlallerinin, ayrımcılığın ve toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin bilinmesine sanatı aracı ediyorum. Çünkü yaşananları bilmek gelecekte benzer ihlallerin yaşanmaması için bir başlangıç noktası olabilir.
Atölye nakış ve hafıza kavramı ile kurduğum ilişkiyi kolektif hale getirmenin bir yolu oldu. İlk ‘Hafızayı İşlemek’ atölyesini Ressam Eleonora Arhelaou’nun İstanbul’daki bir müzedeki arşivinden yararlanarak gerçekleştirdim. Arhelaou’nun arşivde 5 binden fazla fotoğrafı var. Arşivi gezerken Eleonora bizi kendi kültürünün izine düştüğü sokaklara, fotoğrafları çektiği yıllara götürüyor. İlk atölye için bu arşivden 30 kadar fotoğraf seçtim. Böylece Hafızayı İşlemek Atölyesi’nin yolculuğu kent hafızası ve kendi hafızası için üretmiş bir kadının fotoğrafladığı sokaklarla ve insanlarla başladı.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği gündelik hayattan bir mesele. Atölyede, fotoğraflarda yer alan insanlar ya da fotoğrafı çeken kişinin ve kişilerin cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi, mensup olduğu gruplar, maruz bırakıldığı ayrımcılıklar üzerinden eşitliği ve eşitsizliği konuşmak mümkün oluyor.
İki senedir devam eden Hafızayı İşlemek atölyelerine katılımcılar da yön veriyor. Onların seslerine kulak vererek kendi fotoğraflarını getirme ve kendi hikayelerini anlatma isteklerine ortak oldum. Böylece çok daha derinlere inebildiğimizi hissediyorum.
Atölyeye getirdiğimiz hikâyelerde, işlediğimiz nakışta, sakladığımız yüzde, kondurduğumuz bir çiçekte toplumsal cinsiyet eşitliğine dair çelişkilerimizi ve toplumsal cinsiyet normlarını görmek mümkün. Tüm bunları usul usul, ince ince işleyerek yapıyoruz. Sanatın şaşırtıcı yanının da bu olduğunu düşünüyorum.”
Damla Sandal, UN Women tarafından uygulanan ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan projesi kapsamında küçük hibe desteği alan Karakutu Derneği’nin bir üyesidir. Sandal, UN Women ile birlikte “Hafızayı İşlemek” adlı nakış atölyeleri düzenlemektedir.
Damla Sandal is a member of Karakutu Association that received a small grant under the Strong Civic Space for Gender Equality project, implemented by UN Women and funded by the European Union. She is organizing ‘Embroidery Workshops’ with UN Women.