Guterres: UNRWA'yı engelleyen yeni yasa "bir felaket olur"
BM Genel Sekreteri António Guterres gazetecilere Orta Doğu'daki durumla ilgili bilgi verdi.
BM Genel Sekreteri António Guterres 8 Ekim Salı günü yaptığı açıklamada, İsrail parlamentosunda görüşülmekte olan iki yasa tasarısının, Gazze'de son bir yıldır devam eden savaşta “her zamankinden daha fazla” vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz olan BM Filistinlilere yardım kuruluşu UNRWA'nın hayat kurtaran faaliyetlerini durdurabileceğini söyledi.
New York'ta düzenlenen Güvenlik Konseyi toplantısı sonrasında basın mensuplarına konuşan Guterres, “Bu nedenle, UNRWA'nın İşgal Altındaki Filistin Toprakları'ndaki temel çalışmalarını sürdürmesini engelleyebilecek yasa taslağına ilişkin derin endişelerimi ifade etmek üzere doğrudan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya yazdım” dedi.
Böyle bir tedbirin Gazze'de ve tüm İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nda yaşanan acıları ve gerilimi azaltma çabalarını boğacağını belirten Guterres, “zaten büyük bir felaket olan bu durumu daha da büyük bir felakete dönüştüreceği” uyarısında bulundu.
UNRWA'nın insani yardım müdahalesindeki önemli rolü
UNRWA 70 yılı aşkın bir süre önce kuruldu ve Orta Doğu'da beş bölgede Filistinli mültecilere destek veriyor. Yasa tasarıları ajansın İsrail kontrolü altındaki bölgelerdeki tesislerinden çıkarılmasını ve ayrıcalık ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasını amaçlıyor.
Bu gelişme, Gazze'deki savaşın “korkunç ve iğrenç ikinci yılına” girdiği ve bölgede daha geniş çaplı bir tırmanma tehdidinin yaşandığı bir dönemde meydana geldi.
Guterres, yasanın Knesset (İsrail’in yasama organı) tarafından kabul edilmesi halinde Gazze'deki uluslararası insani yardım faaliyetlerine büyük bir darbe vuracağını söyledi.
BM Genel Sekreteri, UNRWA'nın faaliyetleri bu müdahalenin ayrılmaz bir parçası olduğu için, bir BM kuruluşunu diğerlerinden ayırmanın mümkün olmadığını açıkladı.
Yardım ve hizmet sunumu risk altında
Guterres, UNRWA olmadan gıda, barınma ve sağlık hizmetleri “durma noktasına gelirken” 600 bin çocuk “eğitime yeniden başlayabilecek tek kurumu kaybedecek ve bütün bir neslin kaderi riske girecek” diye konuştu.
Genel Sekreter ayrıca, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'da birçok sağlık, eğitim ve sosyal hizmetin sona ereceğini kaydetti.
Barış çabalarında potansiyel gerileme
Guterres, onaylanması halinde bu tür bir yasanın BM Antlaşması’na taban tabana zıt olacağını ve İsrail'in ulusal mevzuatın değiştiremeyeceği uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal edeceğini söyledi.
Guterres sözlerini “Siyasi açıdan da böyle bir yasa sürdürülebilir barış çabaları ve iki devletli çözüm için büyük bir gerileme olacak ve daha fazla istikrarsızlık ve güvensizliği körükleyecektir” diye sürdürdü.
Gazze'de hiçbir yer güvenli değil
Yasa tasarısı Gazze'deki durumun “ölüm sarmalına” girdiği bir dönemde geldi. Genel Sekreter, İsrail askeri operasyonlarının açık bir şekilde yoğunlaştığına tanık olunduğunu söylediği kuzeye dikkat çekti.
Yerleşim alanlarının saldırıya uğradığını, hastanelere tahliye emri verildiğini ve elektriğin kesildiğini, yakıt ya da ticari malların girişine izin verilmediğini söyledi. Buna ek olarak, yaklaşık 400 bin kişi bir kez daha güneye, aşırı kalabalık, kirli ve hayatta kalmak için temel ihtiyaçlardan yoksun bir bölgeye taşınmaya zorlanıyor.
Guterres “Sonuç açık: bu savaşın yürütülme biçiminde temelden yanlış olan bir şeyler var. Gidecek güvenli bir yerleri, barınakları, yiyecekleri, ilaçları ve suları olmayan sivillere tahliye emri vermek onları güvende tutmaz” dedi ve ekledi: “Gazze'de hiçbir yer güvenli değil ve hiç kimse güvende değil.”
Uluslararası hukuku destekleyin
Uluslararası hukukun açık ve net olduğunu vurgulayan Genel Sekreter, her yerde sivillere saygı gösterilmesi ve korunmaları, insani yardım da dâhil olmak üzere temel ihtiyaçlarının karşılanması ve tüm rehinelerin serbest bırakılması gerektiğini yineledi.
Genel Sekreter Gazze’nin güneyi ile ilgili olarak da “Erzaklar azalıyor ve İsrailli yetkililer Kerem Şalom geçişinden yardım için sadece tek ve güvenli olmayan bir yola izin veriyor, burada insani yardım görevlileri aktif düşmanlıklarla ve çaresizlikten ve kamu düzeni ve güvenliğinin çöküşünden beslenen şiddetli, silahlı yağmalarla karşı karşıya kalıyor” dedi.
Orta Doğu 'barut fıçısı'
Genel Sekreter aylardır çatışmanın yayılma riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Batı Şeria'da artan şiddet olaylarına ve Lübnan'da tüm bölgeyi tehdit eden saldırılara atıfta bulunan Genel Sekreter, “Orta Doğu, birçok tarafın kibriti tuttuğu bir barut fıçısıdır” dedi.
Son günlerde Lübnan'daki Hizbullah ve diğer gruplar ile İsrail Savunma Kuvvetleri arasında, iki ülke arasında BM tarafından korunan “Mavi Hat” boyunca ateş teatisi de yoğunlaştı.
İsrail'in Lübnan'da -başkent Beyrut da dâhil olmak üzere- düzenlediği geniş çaplı saldırılar geçtiğimiz yıl, özellikle de sadece son iki hafta içinde 2 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu. Hizbullah ve Mavi Hattın güneyindeki diğer örgütler tarafından düzenlenen saldırılarda ise geçtiğimiz Ekim ayından bu yana en az 49 kişi hayatını kaybetti.
Guterres şiddet olaylarının Lübnan'da bir milyondan fazla insanı yerinden ettiğini, yaklaşık 300 bin kişinin komşu Suriye'ye kaçtığını ve 60 bin'den fazla kişinin de İsrail'in kuzeyinde yerinden edilmiş durumda olduğunu kaydetti.
Lübnan'da savaş korkusu
Bu arada Lübnan'daki BM Barış Gücü UNIFIL askerleri de görevlerini mümkün olduğu ölçüde yerine getirmeye devam ediyor.
“Bugün barış güçleri için her yerde en zorlu ortamda görev yaptıklarını” belirten Guterres, tüm aktörleri onların emniyet ve güvenliğini sağlamaya çağırdı.
Genel Sekreter “Lübnan'da zaten yıkıcı sonuçları olan topyekûn bir savaşın eşiğindeyiz. Ancak durdurmak için hala zaman var” dedi.
Orta Doğu'daki çatışmanın “her geçen saat daha da kötüye gittiğini ve tırmanmanın korkunç etkilerine ilişkin uyarılarımızın gerçekleşmeye devam ettiğini” sözlerine ekleyen Genel Sekreter, hem Gazze'de hem de Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması ve çaresiz sivillere insani yardım için erişim sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
Genel Sekreter “İsrail ve Filistin arasında iki devletli bir çözüm için geri dönüşü olmayan adımlar atılması yönündeki çağrılarımızdan vazgeçemeyiz ve vazgeçmeyeceğiz” dedi. “Bölgedeki tüm insanlar barış içinde yaşamayı hak ediyor” diye de ekledi.