Röportaj: "Daha iyi bir dünyaya ve gelişen bir ekonomiye giden süreci ancak kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yaparak hızlandırabiliriz"
Kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme konusunda uluslararası bir uzman olan Dr. Elisabeth Klatzer ile röportaj
Kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme konusunda uluslararası bir uzman olan Dr. Elisabeth Klatzer, Viyana Üniversitesi'nden ekonomi alanında doktora derecesine ve Harvard Kennedy School of Government'tan Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans derecesine sahip.
Dr. Klatzer, çeşitli devlet kurumları ve paydaşlar için kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme projeleri ve eğitim programları üzerinde çalışan geniş bir uluslararası deneyime sahip. 20 yılı aşkın iş deneyiminde, kadın erkek eşitliğinin anaakımlaştırılması, kadın erkek eşitliği ve kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçelemenin (KEEDB) kurumsallaştırılmasına yönelik yaklaşımların kavramsallaştırılması konusunda güçlü bir uzmanlığı bulunuyor. Halihazırda, BM Kadın Birimi ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen Türkiye'de Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçelemenin Uygulanması projesi ile Klatzer, kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçelemenin kadın erkek eşitliğine yönelik ilerleme için neden bir hızlandırıcı olduğunu açıklıyor.
Kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme, 2030 yılına kadar kadın erkek eşitliğine ulaşma yolunda ilerlemeyi hızlandırmak için ne şekilde bir araç olabilir?
Bir bakıma çok basit: kadınların öncelikleri ile kadın erkek arasındaki eşitsizlikleri ve uçurumları sona erdirecek öncelikler için yeterli para olduğundan emin olmamız gerekiyor. Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Bütçeleme (KEEDB) de bu konuya odaklanmamıza ve kamu finansmanını bu hedeflere ulaşacak şekilde yeniden düzenlememize yardımcı olan bir yaklaşım.
Biliyoruz ki, ekonomide bunu finanse etmek için yeterli kaynak var. Mesele sadece paranın kimin elinde olduğu, kimin kamu kaynaklarına ne kadar katkıda bulunduğu ve bundan kimin faydalandığı.
2030 yılına kadar kadın erkek eşitliğinin sağlanması hedefine yönelik ilerleme yavaş olmuş olsa da, çabalarımızı bu hedef üzerinde yoğunlaştırırsak bunu başarabiliriz. Ekonomik araştırmaların bize gösterdiği şey şu: kadın erkek eşitliğini sağlamak hepimize fayda sağlayacak, sadece dezavantajlı kadınlara değil, toplumdaki tüm insanlara. Ayrıca, gelişen bir ekonomi ve kapsayıcı büyüme için de bu gerekli.
Çatışmalar ve ekonomik zorluklar nedeniyle birçok ülkenin 2025 yılına kadar kamu harcamalarını kısması beklenirken, kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme kadınlar üzerindeki olumsuz etkileri nasıl azaltabilir ve temel kamu hizmetlerine ve sosyal korumaya yatırım yapılmaya devam edilmesini nasıl sağlayabilir?
Evet, gerçekten de geçmişteki hataları tekrarlamamamız büyük önem taşıyor: ne zaman ekonomik sıkıntılar yaşansa - nedeni ne olursa olsun, örneğin finansal spekülasyonlar, ekonominin kötü yönetilmesi ya da doğal afetler veya dünya ölçeğinde bir pandemi sonrasında - her seferinde aynı hatayı yapıyoruz: kamu harcamalarını kısma hatası ve çok daha büyük bir hata: dünyanın dört bir yanında hükümetler, insanların ekonomik refahı için en önemli olan harcamaları kısma hatasını yapıyor. Bu da tekrar tekrar ekonomik krizleri ve bunalımları şiddetlendiriyor ve uzun vadeli büyüme perspektifini azaltıyor.
Zor ekonomik zamanlarda bunun yerine ihtiyacımız olan şey, bakım sektörlerine ve kadın erkek eşitliğine güçlü bir yatırım yapmak. Bu tür yatırımlar üretken yatırımlar olarak anlaşılmalı - şu anda sıklıkla kullanılan yanlış bir etiket olan "sosyal harcama" olarak değil. Bu tür yatırımlar krizlerden çıkmaya yardımcı olur, istihdam yaratır, kadın erkek eşitliğine yönelik perspektifleri geliştirir ve krizden çıkmayı destekler. Ekonomik araştırmalardan biliyoruz ki bunlar uzun vadeli üretkenliği, geliri ve kadın erkek eşitliğini arttırmak için hayati öneme sahip sektörler.
İyi yapılmış bir KEEDB çalışması, hükümetlerin doğru yatırım kararları almasına ve eşitliği artırıcı etkisi büyük olan sektörlerde kesinti yapmaktan kaçınmasına yardımcı olabilir. Çünkü bu sektörlerde kesintiye gitmek hem insanlar hem de ekonomi için zararlı olacaktır.
Mevcut ekonomik sistemin kadınlar üzerindeki orantısız etkisi göz önünde bulundurulduğunda, kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılmasına nasıl katkıda bulunabilir?
Her şeyden önce KEEDB, kadın erkek eşitliğinin ve kadınların gelişen bir ekonomiye önemli katkılarda bulunduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. KEEDB analizinin ve kadın erkek eşitliğine duyarlı etki değerlendirmelerinin sürekli ve sistematik bir şekilde uygulanması bu bağlamda değerli ve faydalı bir girişim. Kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapmak, bu dünyada yoksulluğu sona erdirmenin anahtarı.
İkinci olarak, kadınları ekonomiyle ilgili karar alma süreçlerinde erkeklerle eşit bir şekilde sürücü koltuğuna oturtmak, ihtiyaç duyduğumuz geleceğe giden yolda hayati önem taşıyor.
Üçüncü olarak, mevcut ekonomik sistemin acilen değiştirilmesi gerektiğinin farkına varmalıyız. KEEDB sürdürülebilir, kapsayıcı ekonomiler için doğru kamu yatırımlarının yolunu göstererek bunun gerçekleştirilmesine yardımcı oluyor.
Geleceğe baktığımızda, kadın erkek eşitliğine duyarlı bütçeleme alanında ortaya çıkan eğilimler ve fırsatlar nelerdir ve paydaşlar kadın erkek eşitliğini ve kadın haklarını küresel olarak ilerletmek için bunlardan nasıl yararlanabilir?
Son yıllarda KEEDB ile başardığımız şey, bütçesel karar alma süreçlerinde kadın erkek eşitliği perspektifinin öneminin uluslararası düzeyde kabul görmesi. Artık KEEDB’nin sadece nasıl yapıldığıyla ilgili değil, esasen kamu bütçeleriyle ne yaptığımızla ilgili olduğunu kabul etmeye doğru ilerliyoruz: Kadın erkek eşitliği ve bakım ekonomisini kamu yatırım önceliklerinin merkezine koymanın ve ekonomik karar alma süreçlerinde yol gösterici ilkeler olarak benimsemenin önemi konusunda bilgi birikimi ve fikir birliği oluşmaya başladı. Kadın erkek eşitliğini geliştiren kilit reformlarla ilgili uluslararası kriterlere bağlı kalırsak, dünyayı yaşanacak daha iyi bir yer haline getirebiliriz. Bu tür kadın erkek eşitliği reformları arasında kız çocuklarının eğitimine, erken çocukluk eğitimine, çocuk bakımına, kadınların erkeklerle eşit düzeyde tam ekonomik güçlenmesine ve bağımsızlığına, herkes için eşit ücret ve eşit sosyal korumaya, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasına, ücretsiz bakım, ev ve kamusal işlerin erkekler ve kadınlar arasında azaltılmasına ve eşit paylaşımına ve benzeri diğer reformlara yeterli yatırımlar yer alıyor; bu yükselen eğilimleri ve fırsatları güçlendirirsek, yeniden canlanan ekonomiler yaratmayı desteklemiş oluruz.
Her şeyden önce hepimizin şunu iyi anlaması gerekiyor: ANCAK ve tekrar ediyorum, ancak kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapmayı geliştirirsek daha iyi bir dünyaya ve gelişen bir ekonomiye giden süreci hızlandırabiliriz.Bu anlayışla hareket etmek tüm insanların ve aktörlerin görevi. Kadınlarla erkeklere eşit fayda sağlayan ekonomi politikalarının refah dolu bir geleceğe giden en önemli yollardan biri olduğunu unutmayalım.