6 Şubat depremlerinin yıldönümü ve BM'nin çalışmaları
Birleşmiş Milletler Türkiye ile dayanışma içinde çalışmaya devam ediyor
Birleşmiş Milletler 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Türkiye ile dayanışma içinde çalışmaya devam ediyor. BM ve kuruluşları, Türkiye'nin deprem sonrası gerçekleştirdiği insani yardım ve toparlanma çalışmalarına desteklemek üzere ilk günden bu yana sahada faaliyette buluyor. Bugün de toparlanma çabalarına destek olma yönündeki güçlü kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bölgedeki çalışmalarımız geniş kapsamlı olup önemli ilerlemeler kaydedilmiş bulunuyoruz.
6 Şubat'ta Türkiye'nin güneyinde meydana gelen depremler 11 ilde 50 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu.
İnsani yardım aşamasının ardından, BM Türkiye ve Türkiye'deki BM kuruluşları Türkiye’nin bölgede yeniden inşa ve geride kimseyi bırakmama yönündeki toparlanma çabalarını destekliyor.
Birleşmiş Milletler kuruluşlarının çalışmaları depremlerden etkilenenlerin hayatlarına çeşitli şekillerde dokunuyor.
26 Ocak itibariyle BM kuruluşları, toparlanma çabalarını ve devam eden insani ihtiyaçları desteklemek üzere deprem bölgesinde 7 milyondan fazla insana ulaşmış bulunuyor. Bu çalışmalar arasında gıda yardımı, hijyen kitleri, konteyner evler, okul malzemeleri, kadınların güçlendirilmesi, psiko-sosyal destek, üreme sağlığı malzemeleri, İŞKUR ile birlikte mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelere nakdi ve ayni hibe sağlayan “Cash for Work” programı, hayvan yemi, gübre, tarımsal ekipman, tohum ve fide yardımı yer alıyor.
BM Türkiye kuruluşları ayrıca uluslararası korumaya ihtiyaç duyanların kayıt ve veri güncellemelerini, en hassas durumdaki 123.000 haneye nakit desteğini, yerinden edilmiş nüfus için sağlık hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanmasını, acil koruma sağlamak amacıyla, büyük müzelerdeki koleksiyonları korumak için konteynerler ve zarar görmüş kültürel miras varlıklarının belgelenmesine yardımcı olmak için kameralar ve dronlar sağlandı.
Depremden etkilenen 11 ilde 700 bin kırsal bölge sakinine destek sağlamayı amaçlayan Deprem Müdahale ve İyileştirme Planını (ERRP) ve yaklaşık bir milyon çocuğun yararlandığı 2000'den fazla okulun yeniden inşası destekleniyor. Bağışıklama hizmetleri ve aşılarla 1,3 milyondan fazla çocuğa ulaşılmış bulunuyor.
Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş'ta Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) hizmetlerinin devamlılığını sağlamak için 8.700 acil yardım malzemesinin yanı sıra yerel olarak üretilen konteynerler ve temel mobilyalar satın alınarak ve teslim edilerek "çadır kentler" kurulması da katkılarımız arasında.
Atık ve enkaz yönetimi alanında, belirlenen illerde çabalar artırılmış ve sokak süpürme araçları, çöp kamyonları ve çöp kutuları da dahil olmak üzere 3 milyon ABD Doları değerinde ekipman teslim edilmiş bulunuyor.
Geçim kaynaklarının restorasyonu için 10 milyon ABD Doları nakit hibe tahsis edildi.
Bölgenin kültürel mirasının restore edilmesine ve kültürel mirasa dayalı geçim kaynaklarının yeniden canlandırılmasına yardımcı olmak amacıyla "Mirası Kurtar" adlı bir kitlesel fonlama kampanyası başlatıldı.
Güvenli annelik ve menstrüel hijyen yönetimi de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilgi ve hizmetleri ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme ve müdahale hizmetlerinin yanı sıra psikososyal destek de bölgedeki çalışmalarımızın bir parçasıydı.
Depremler, 11 ilde yaşayan ve 1,75 milyonu mülteci olan 15 milyondan fazla insanın yaşadığı bir bölgeyi etkiledi ve hem Türk vatandaşları hem de aynı yıkılan binalarda yan yana yaşayan mülteciler olmak üzere tüm afetzedelerin acil ihtiyaçlarına cevap vermek için çalıştık.
Aşağıda BM Kuruluşlarının Türkiye’nin depremler sonrası toparlanma çabalarını desteklemek üzere yürüttüğü çalışmaların bir derlemesi yer alıyor:
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye
6 Şubat'ta Türkiye'nin tarım, ormancılık, balıkçılık, hayvancılık ve süt üretimi açısından hayati öneme sahip 11 ilini etkileyen depremler sonrası, FAO Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer ortaklarla birlikte tarım sektörünün ihtiyaçlarını değerlendirmek ve müdahalelerde bulunmak adına iş birliği içinde çalışmalarına başladı. Etkilenen bölge, Türkiye'nin tarımsal GSYİH'sine çeşitli ürünlerle katkıda bulunan ve gıda işleme endüstrisinde kritik bir rol oynayan Bereketli Hilal'in bir parçasıdır.
İlk değerlendirmeler, tarımsal altyapıda geniş çaplı hasarlar, hayvan barınaklarında önemli kayıplar ve tedarik zincirlerinde kesintiler göstermektedir. Bunun üzerine FAO ve Bakanlık, etkilenen bölgelerdeki yaklaşık 700.000 kişiyi desteklemeyi hedefleyen 112 milyon dolar değerindeki Deprem Müdahele ve Kurtarma Planı'nı (ERRP) geliştirdi.
ERRP, tarımsal gıda sistemlerinin restorasyonu, tarım işgücü piyasalarının canlandırılması ve kırsal toplulukların güçlendirilmesine odaklanmaktadır. Bu çaba doğrultusunda FAO, 2 bin 530 yararlanıcıya yaklaşık 530.000 dolarlık tarımsal girdi sağlamış ve 1.931 çiftçi ailesine yaklasik 594.000 dolarlık şartsız nakit desteği sunulmustur. Ayrıca, Depremden etkilenen 145 yararlanıcıya, kırsal alanlarda kamu hizmetlerinde olmak üzere 3 aylık kısa süreli istihdam sağlanmış ve yaklasik 160.000 USD iş karşılığı ücret ödenmiştir.
Bu girişimler, ''Depremden Etkilenen İllerde Tarım Sektörü İhtiyaç Analizi Değerlendirmesi'nde'' önerilen kapsamlı stratejilerle uyumlu olup, sürdürülebilir bir tarım sektörü için girdi desteği, yeniden yapılanma ve kapsayıcı iyileşmenin gerekliliğini vurgulamaktadır. Sağlanan bu desteklerin yanı sıra, Uygulamalı Çiftçi Okulları aracılığıyla, 885 küçük aile çiftçisinin üretim faaliyetlerinin sürdürülebilirliği, iklim dostu tarım yöntemleri ve iyi tarım uygulamaları da dahil olmak üzere teknik becerilerinin geliştirilmesi desteklenmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye
ILO, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay başta olmak üzere bölgedeki diğer illeri de derinden etkileyen depremleri büyük bir üzüntüyle karşılamıştır. Yaşanan afet sonrası ILO Türkiye Ofisi, etkilenen bölgelerin acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kısa, orta ve uzun vadeli eylemleri içeren kapsamlı bir strateji belirlemiştir. Depremlerin hemen ardından ILO tarafından sağlanan kapsamlı destek çerçevesinde ilk elden yardım, acil durum ve kamu sağlığı malzemeleri sağlanmış ve psikososyal yardım için Hatay ve Adıyaman illerinde iki Sosyal Destek Merkezi kurulmuştur. Ayrıca Ofis, acil durum merkezlerinin bulunduğu bölgelerde 300 adet kamu sağlığı ünitesinin temin edilmesini sağlamıştır.
ILO, ortaya koyduğu taahhütle birlikte, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş illerinde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından sunulan hizmetlerin devamlılığını temin etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, bölgede üretilen konteynerler ve temel mobilyaların yanı sıra, 8.700 acil yardım malzemesinin alımı ve dağıtımı gerçekleştirilmiş, böylece "çadır kentlerin" kurulmasına katkıda bulunulmuştur. Bu çabayla birlikte, özellikle İŞKUR'un depremzedelere yönelik sosyal fayda girişimlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunulmuştur. Pikolo Derneği, Genç Hayat Vakfı, Barış Terapisti gibi, ILO'nun ortakları ve hizmet sağlayıcıları tarafından sağlanan sürekli psiko-sosyal destek sayesinde, mülteciler de dâhil olmak üzere 3.400'den fazla kişiye ulaşılmış ve psikolojik ihtiyaçları karşılanmıştır.
ILO'nun proaktif katılımıyla Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile iş birliği içinde Hatay'da kadınlar ve çocuklar için güvenli bir ortam yaratmaya odaklanan "Güvenli Alan Projesi” de başlatılmıştır. Kadınlar ve Çocuklar için Güvenli Alan (WCSS) aracılığıyla faaliyet gösteren bu girişimde, psikososyal destek, danışmanlık ve kapasite geliştirme programları sunulmuştur. ILO, 2023 yılı sonuna kadar sağladığı yaklaşık 2 milyon dolarlık toplam finansmanla, İş Karşılığı Nakit Yardım programları ve İş Yeri Temelli Öğrenme (ISMEP) programı aracılığıyla istihdam yaratılmasına yönelik destek de dâhil olmak üzere, sürdürülebilir toparlanma konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. Ayrıca ILO'nun araştırma projesinde IOM ile iş birliği yapması, depremden etkilenen bölgedeki iş gücü piyasalarının toparlanması konusunda kanıta dayalı stratejilere olan bağlılığını ortaya koymaktadır.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Türkiye
IOM'nin çalışmaları, göçmenlerin ve yerinden edilmiş kişilerin ihtiyaç duydukları desteği almaları gerektiği ve yerel topluluklarla birlikte çalışarak iyileşme sürecinde önemli bir role sahip oldukları inancına dayanmaktadır.
IOM, saha yönetimini ve etkilenen kişilerin temel hizmetlere yönlendirilmesini koordine eden Geçici Yerleşim Desteği Sektörünün liderliği de dahil olmak üzere altı sektörde aktif rol oynamaktadır. IOM barınma, sağlık, ruh sağlığı ve psikososyal destek, koruma ve su, sanitasyon ve hijyen hizmetlerine erişimi geliştirmek için yetkililerle yakın iş birliği içinde çalışmaktadır. IOM'nin çalışmaları, IOM'nin Yerinden Edilme Takip Matrisi ile özenle gerçekleştirilen veri toplama ve analiz sonuçlarına dayalıdır.
IOM'nin Türkiye'nin güneydoğusunda yaklaşık on yıllık insani yardım faaliyetleri kapsamında oluşturduğu güçlü tedarik zinciri ve lojistik ağı, yaşanan depremler sonrası hızlı müdahaleyi mümkün kılmıştır. Kasım 2023 itibarıyla IOM, 800 binden fazla kişiye gıda dışı malzeme, 650 binden fazla kişiye acil barınma, 39 binden fazla kişiye nakdi yardım ve 155 binden fazla kişiye sağlık hizmetleri ve 17 bin üzerinde psikososyal destek sağlamıştır.
IOM, Uluslararası Göç Örgütü, BM'nin Deprem Çözümleri ve Hareketlilik Analizi Ekibi liderliğini de içeren ajans koordinasyonuna katkıda bulunuyor. Bu ekip, ortak analiz ve yanıtın önceliklendirilmesi bağlamında çalışmalara katkı sağlıyor. Öte yandan IOM, eş başkanlığını yürüttüğü Gaziantep merkezli Alan Tabanlı Koordinasyonunu dört hub koordinatörüne ev sahipliği yaparak destekliyor. Bu koordinasyon, alan özelinde ihtiyaçlara duyarlı müdahaleleri ve yerel paydaşlarla etkili iletişimi teşvik etmektedir.
Yeniden toparlanma aşamasına geçerken, IOM’nin çalışmaları, üç stratejik önceliğin rehberliğinde, Türkiye’de depremden en çok etkilenen illerde kalıcı çözümler üretmeyi amaçlıyor: Birincisi; deprem sonrası yaşanan yer değiştirmelerin ele alınması ve şehirlere geri dönüş için gerekli koşulların yaratılması, ikincisi; ekonomik toparlanma için bölgede acil bir şekilde geçim kaynakları yaratılması ve üçüncü önceliği; gelecekteki olası felaketlere karşı hazırlığın artırılması. IOM, mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelere nakdi ve ayni hibeler sağlayarak erken toparlanma ve geçim kaynaklarına yönelik çabalara katkıda bulunuyor. Bu çalışmalarda Türk vatandaşları ve geçici koruma altındaki bireyler için beceri geliştirme ve bu becerilerin eşleştirilmesi yoluyla kilit sektörlerde ekonomiyi yeniden canlandırmayı amaçlayan küresel uzmanlığından yararlanıyor.
BM Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye
UNDP'nin deprem sonrası çalışmaları, etkilenen toplulukların normale dönüşüne öncelik vererek bölgenin toparlanması için acil önlemler alınmasına odaklandı. Türkiye'nin en çok etkilenen illerinde devlet kurumları, belediyeler ve yerel STK'lara destek sağlayan UNDP'nin toparlanmaya destek çabaları dört temel alana yoğunlaşıyor: kırılgan gruplara yönelik bakım hizmetlerinin yeniden sağlanması, atık ve enkaz yönetiminin iyileştirilmesi, geçim kaynaklarının ve ticari faaliyetlerin canlandırılması ve tehlike altındaki kültürel mirasın korunması.
UNDP, bakım hizmetleri alanında, bakım altyapısının yapılandırılması, psikososyal destek programlarının uygulanması, kapasite geliştirme ve kurumsallaşma çalışmaları dahil olmak üzere kapsamlı girişimlerde bulundu. Birleşik Krallık fonuyla sağlanan mobil bakım araçlarının teslimatı ve geçici bakım merkezlerinin inşası, yaşlılara ve engelli bireylere destek oldu.
Türk Psikologlar Derneği iş birliği ile depremden etkilenen ne eğitimde ne istihdamda olan 200 kadına yönelik Psikososyal Destek Modülü hayata geçirilerek, Adana, Diyarbakır ve İzmir'de yüz yüze destek sağlandı. Ayrıca, tekstil sektöründe çalışan 3.000 işçiye yönelik psikososyal destek programı başlatıldı.
UNDP, atık ve enkaz yönetimi konusunda belirli illerdeki çabalarını artırdı ve sokak süpürme araçları, çöp kamyonları ve çöp konteynerleri de dahil olmak üzere 3 milyon ABD Doları değerinde ekipman desteğinde bulundu. Geçici yerleşim yerlerine mobil tuvalet ve duş üniteleri sağlandı ve Adıyaman'da toz azaltma sistemi hayata geçirildi. Japonya Hükümeti'nin finansmanıyla Hatay ve Kahramanmaraş'ta pilot enkaz geri dönüşüm merkezleri kurulması için hazırlıklar başlatıldı.
Geçim kaynaklarının restorasyonu için UNDP, İsveç tarafından finanse edilen 10 milyon ABD doları tutarında nakit hibeyi 4.616 küçük işletmeye tahsis ederek yerel ekonomik toparlanmaya önemli bir katkı sağladı. 1.200'den fazla depremzedeye sağlanan mesleki eğitim programı, istihdam fırsatlarına yönelik beceriler kazanmalarına ve iş faaliyetlerinin canlanmasına destek oldu.
UNDP, bölgenin kültürel mirasını restore etmek ve kültürel mirasa dayalı geçim kaynaklarını canlandırmak amacıyla "Save the Legacy" adındaki küresel bağış kampanyasını başlattı. Ayrıca, tehlike altındaki koleksiyonlar için geçici koruma sağlamak üzere başlıca müzelere konteynerler teslim etti ve zarar gören kültürel miras varlıklarının envanterinin çıkarılmasına yardımcı olmak için kameralar ve dronlar sağladı.
BM Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye
Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından UNFPA, Türkiye Hükümeti ile koordinasyon içinde kaynakları, ortakları ve çalışanları ile ilk günden beri sahada. UNFPA, güvenli annelik ve menstürel hijyen yönetimi de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) bilgi ve hizmetleri ile psikososyal destek de içeren toplumsal cinsiyete dayalı şiddete (TCDŞ) yönelik önleme ve müdahale hizmetleri sağlıyor.
Donörlerimizin ve fedakarlıkla çalışan ortaklarımızın desteğiyle, etkilenen bölgelerde kadınlar, kız çocukları, gençler ve engelliler de dahil olmak üzere en kırılgan durumdaki 134 binden fazla kişiye CSÜS ve TCDŞ hizmetleriyle ulaştık.
Depremden önce de bölgede hali hazırda faaliyet gösteren 7 insani yardım hizmet birimine ek olarak, 14 yeni hizmet birimi (sabit ve mobil) kurduk.
Kadınlara ve kız çocuklarına 36 bin kadın hijyen ve anne-bebek seti dağıttık. Toplum liderlerinin değişime öncülük edebileceğini bilerek çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerin önlenmesi için, deprem bölgesinde faaliyet gösteren 55 STK ile birlikte çalıştık.
UNFPA, depremden etkilenen bölgedeki CSÜS ve TCDŞ hizmet kapasitesinin geliştirilmesi için 3 binden fazla hizmet sağlayıcıya güçlendirme desteği verildi. Ayrıca, CSÜS ve TCDŞ hizmetlerine yönelik 31 mobil ve sabit birimi ile 1 milyonluk bir nüfusa ulaşabilecek 31 metrik ton üreme sağlığı kiti, ulusal çabalara destek olmak amacıyla ilgili kamu otoritelerine ulaştırıldı.
UNFPA, 2024’te de her gebeliğin istenen gebelik olduğu, her doğumun güvenli gerçekleştiği ve her gencin potansiyelinin tamamını kullanabildiği bir yaşam alanı sunmak için, deprem bölgesinde ortakları ile birlikte çalışmaya devam edecek.
BM Mülteci Örgütü (UNHCR) Türkiye
Dünyada en fazla sayıda mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan Türkiye'de yaşanan yıkıcı depremlerin birinci yıldönümünde, BM Mülteci Örgütü (UNHCR), depremzedelere desteğini sunmaya devam etmektedir. Depremler, 11 ilde, 1,75 milyonu mülteci olmak üzere 15 milyondan fazla insanın yaşadığı bir bölgeyi etkilemiştir. BM Türkiye ekibinin bir parçası olan UNHCR, devletteki mevkidaşlarıyla koordinasyon içinde çalışarak, yıkılan binalarda önceden bir arada yaşayan hem Türk vatandaşları hem de mülteciler olmak üzere tüm depremzedelerin acil ihtiyaçlarına yanıt vererek acil durum yardım çabalarında önemli bir rol oynamaktadır.
Bugüne kadar UNHCR, depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ulusal çabaları desteklemek üzere ülke içindeki ve dünya çapındaki stoklarından çadırlar, hijyen kitleri, yatak takımları ve sıcak tutan giysiler de dahil olmak üzere yaklaşık 3 milyon temel yardım malzemesi sağlamıştır. Bu büyüklükteki felaketler uzun vadeli bir iyileşme süreci gerektirdiğinden dolayı bu çabalar, etkilenen nüfusun acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ulusal girişimlere katkıda bulunmaktadır.
UNHCR, yaşam koşullarını iyileştirmenin yanı sıra, depremzede olan herkesin refahını artırmak üzere özel koruma hizmetlerini uygulamaya koymuştur. Yalnızca 2023 yılında 500.000'den fazla kişi, hukuki danışmanlık, özel ihtiyaç sahibi bireylerin belirlenmesi ve uzmanlaşmış hizmetlere yönlendirilmesi ve psikososyal destek dahil olmak üzere UNHCR tarafından finanse edilen koruma faaliyetlerinden yararlanmıştır.
UNHCR, 2023 yılı Haziran ayında, depremlerden etkilenen mülteci ve sığınmacılara yönelik bir nakit yardımı programı başlatmıştır. Bu tek seferlik nakit desteği, bugüne kadar 13.838 haneye (68.245 kişi) yardımda bulunmuştur. Ek olarak, 13.144 hane (66.115 kişi), kış aylarında ortaya çıkan ek masrafların karşılanması amacıyla UNHCR’nin bir başka nakit yardımı programından yararlanmıştır.
UNHCR, ortakları, STK'lar, BM kuruluşları ve yerel makamlarla çeşitli sektörlerde işbirliği yaparken, özellikle kendi yetki alanında dayalı koruma konusundaki ortak BM çabalarına öncülük etmiştir.
Depremin etkisi, Türkiye'nin BM kuruluşları, STK'lar ve diğer ortaklar tarafından desteklenen etkileyici müdahalesine rağmen özellikle hassas konumdaki gruplar ve bireyler için zorluklar oluşturmaya devam etmektedir. Bazı mültecilerin hayatlarını yeniden inşa etmek için daha uzun vadeli bir çözüme ve yeni bir ortamda yeni bir başlangıca ihtiyaçları bulunmaktadır. Üçüncü ülkeye yerleştirme konusunda UNHCR, depremzede mültecilerin dosyalarına öncelik vererek mümkün olduğu kadar çok sayıda depremzede mültecinin değerlendirilmesi için işleme sürecini hızlandırmış ve bu kapsamda çaba göstermiştir. 2023 yılında, neredeyse %90'ı depremden etkilenen bölgeden olmak üzere 16.800'den fazla kişinin dosyası üçüncü ülkeye yerleştirme değerlendirmesi için sunulmuştur.
UNHCR, Göç İdaresi Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk Kızılayı ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi icracı bakanlıklar dahil olmak üzere ortaklar, topluluklar ve makamlarla yakın koordinasyonunu sürdürerek, gerçek zamanlı ihtiyaçları değerlendirmek ve durum geliştikçe müdahalesini uyumlu hale getirme konusundaki kararlılığını sürdürmektedir.
BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)
UNICEF, 2023'teki depremler gerçekleştikten saatler sonra felaketten etkilenen toplulukları desteklemek için çalışmalarına başladı. Başta çocuklar ve aileleri için içme suyu, ısıtıcı, kışlık giysi ve eğitim çadırları sağlanması da dahil olmak üzere hayat kurtarıcı desteğe odaklandı.
Uzun vadede UNICEF müdahalesi, okul yapılarına destek, su taşıma ve sağlama, erken çocukluk eğitimi, aşılama ve ailelere nakit transferi sağlamayı kapsayan iyileştirme çabalarına dönüştü.
UNICEF, Şubat ayından bu yana 3 milyondan fazla kişiye temiz su ve 750.000’den fazla kişiye hijyen kiti sağlayarak, en hassas durumdaki çocuklar ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşıladı. UNICEF desteğiyle, 1.3 milyondan fazla kişi iyileştirilmiş sanitasyon hizmetlerine kavuştu.
UNICEF ayrıca, bakım verenlere acil psikososyal destek sağlayarak ve 47’den fazla merkez/güvenli alan kurarak deprem yüzünden travmatize olan çocuklara ve ön saflarda çalışan personele psikosyal destek sağlamak için ortaklarıyla birlikte çalıştı. Bu alanlar psikososyal destek, danışmanlık ve eğlence faaliyetleri sunarak 630.000'den fazla çocuğun iyileşmesine ve normallik duygusunu yeniden kazanmasına yardımcı oldu.
Yaklaşık 1 milyon çocuk, UNICEF desteğiyle erken eğitim de dahil olmak üzere örgün veya yaygın eğitime erişmektedir.
102.000'den fazla çocuklu aile, ekonomik sıkıntılarını hafifletmek için temel erzak ve acil ihtiyaçlara erişimlerini artırmaya odaklanan UNICEF’in nakit programından yararlandı.
Etkilenen topluluklara yeterli hesap verilebilirliği sağlamak için, 420.000’den fazla kişiye mesaj yoluyla ulaşıldı. Bu sayede mevcut temel hizmetlerin iyileştirilmesi için geri bildirimde bulunma yolları hakkında bilgi verildi.
Bağışıklama hizmetleri ve aşılarla 1,5 milyondan fazla çocuğa ulaşıldı. UNICEF, toplum temelli sağlık eğitimi programları aracılığıyla 100.000'den fazla küçük çocuk annesine daha iyi bakım ve gelişim için beslenme ve ebeveynliğin güçlendirilmesi konularında danışmanlık verilmesini destekledi.
Kararlılığı ve etkili çalışmaları ile UNICEF, Türkiye’deki çocukların yaşamları üzerinde kalıcı bir etki yarattı. UNICEF, her çocuğun gelişmesi ve tam potansiyeline ulaşma fırsatına sahip olmasını sağlayan bir ortak olmaya devam etmektedir.
BM Kadın Birimi (UN Women) Türkiye
BM Kadın Birimi depremden etkilenen kadın ve kız çocuklarının acil ihtiyaçları ve toparlanma süreçleri için hizmet ve destek sağlamanın yanı sıra insani yardım faaliyetlerinde temsil edilmeleri için fırsatlar sunmayı amaçlamaktadır. Bu hedefe ulaşmak için BM Kadın Birimi ikili bir yaklaşımla; Bakanlıklar, yerel yönetimler, topluluklar, sivil toplum kuruluşları (STK), diğer BM kuruluşları ve özel sektör dahil olmak üzere çok sayıda ortakla birlikte çalışmaktadır:
i) insani yardım ve toparlanma çabalarının koordinasyonu, planlanması, önceliklendirilmesi ve finansmanında toplumsal cinsiyetin ve kadın liderliğinin ana akımlaştırılmasının desteklenmesi;
ii) depremden etkilenen kadınlara, kamu ve sivil toplum ortaklarına tespit edilen ihtiyaçlara göre doğrudan destek.
BM Kadın Birimi, üçlü misyonu ve teknik uzmanlığı doğrultusunda, tüm sektörlerin kadınların ve kız çocuklarının özel ihtiyaçlarına yönelik bilgi, veri ve somut müdahale araçlarına sahip olmasını sağlamak için çalışmaktadır. BM Kadın Birimi, BM kuruluşları ve STK’lardan oluşan 17 sektör ve çalışma grubunu İnsani Yardım Faaliyetlerinde Kadınların Güçlenmesi Çalışma Grubu altında bir araya getirmiş ve insani yardım faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın ve kız çocuklarının güçlenmesine ilişkin IASC (Inter-Agency Standing Committee - Kuruluşlararası Daimi Komite) taahhütlerine dayalı teknik destek ve danışmanlık sunmuştur. Toplumsal cinsiyete dayalı veri toplama konusunda sahada çalışan BM kuruluşları ve diğer kuruluşlar ile iş birliği yapmış, verilerin ve analizlerin kullanılabilirliğini artırmak için çalışmalar gerçekleştirmiş ve bunları yaygınlaştırmıştır.
BM Kadın Birimi, ilk yardım faaliyetlerinde baş rol oynayan, kadın hakları savunucuları olarak faaliyet gösteren ve yerelde çalışan kadın sivil toplum kuruluşlarına destek olmuştur. Risk altındaki kadınlar öncelikli olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı sonuçlar elde etmek için insani yardım sektörü ile 60’tan fazla yerel kadın STK’sı arasında iş birliğini kolaylaştırmıştır. BM Kadın Birimi, sahada kadın ve kız çocuklarıyla çalışan toplam 10 STK’ya ayni katkılar sağlamış, finansal ve programatik destek vermiştir. Toplam 43 STK’dan profesyoneller ve gönüllüler, toplumsal cinsiyet perspektifiyle psikolojik ilk yardım konusunda bilgi sahibi olmuştur. BM Kadın Birimi, STK ortakları aracılığıyla 5500’den fazla kadın ve kız çocuğuna yasal ve psiko-sosyal danışmanlık, güvenlik ve koruma konusunda farkındalık yaratma, beceri geliştirme ve temel hijyen malzemeleri ulaştırmıştır.
BM Kadın Birimi, krizlerden sonra kadına yönelik şiddet riskinin artması sebebiyle, kamu ortaklarını koruyucu ve önleyici hizmetleri kesintisiz olarak sağlamaları için desteklemiştir. Bunun sonucunda şu faaliyetler gerçekleştirilmiştir: Kolluk kuvvetlerinin, sosyal hizmet uzmanlarının ve avukatların şiddete müdahale kapasitelerinin ve toplumsal cinsiyet bilgilerinin artırılması; Hatay ve Kahramanmaraş’taki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin yenilenmesi ve hasar gören kadın sığınma evlerinin yeniden inşası için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işbirliği başlatılması; krizde hizmet sunumu için yerel eylem planlarının tasarlanması; afete hazırlık önlemi olarak Kocaeli’nde kadınlara yönelik hizmetler için bir örnek teşkil eden Acil Durum Koordinasyon Planının hazırlanması. Türkiye Barolar Birliği iş birliğinde gerçekleştirilen hukuk okuryazarlığı oturumlarıyla kadınların afetler sonrasında adalete erişimlerinin artırılması hedeflenmiştir.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin özel sektör ortakları ilk yardım ve toparlanma çalışmalarında aktif rol üstlenmiştir. BM Kadın Birimi tarafından geliştirilen ve Koç Holding iş birliği ile uygulanan toplumsal cinsiyete duyarlı yerleşim modeli, kadınların güçlenmesine ve liderliğine öncelik verirken, toplumsal cinsiyet bakış açısının yerleşim tasarımı ve yeniden yapılanma çabalarına entegrasyonunu hedeflemektedir. KEDV iş birliği ile geçici yerleşim merkezinde iki Kadın Dayanışma Merkezi kurulmuştur. Merkezler, 5000’den fazla kadın ve kız çocuğuna hizmet, beceri geliştirme ve destek sunarak onların dirençlerini ve özgüvenlerini artırmayı hedeflemektedir. Özel sektör desteği sayesinde, deprem bölgesindeki 30.000’den fazla kadın ve kız çocuğuna giysi ve kişisel hijyen malzemeleri sağlanmasına destek olunmuştur. BM Kadın Birimi, özel sektör iş birlikleri sayesinde deprem bölgesindeki kadın girişimcilerin ve kooperatiflerin Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformuna erişmelerini ve ürünlerini kurumsal hediyeler olarak satmalarını sağlamıştır.
Dünya Gıda Programı (WFP) Türkiye
120’den fazla ülkede 23 bin çalışanıyla açlık ve gıda güvenliği konusunda dünyanın en büyük insani yardım kuruluşu olan Dünya Gıda Programı (WFP), 6 Şubat'taki depremlerin ardından depremzedelere ilk gıda yardımını 48 saat içinde ulaştırdı. WFP’nin gıda yardımına odaklanan acil durum müdahalesi depremden en çok etkilenen 11 ildeki 60 belediye aracılığıyla üç ay boyunca devam etti. Toplamda yaklaşık 1,6 milyon kişi, WFP'nin sıcak yemek, aile gıda kolileri ve/veya tüketime hazır gıda paketleri ile gıda yardımından faydalandı.
WFP, yaşanan afetin yarattığı yıkım karşısında çalışmalarını yalnızca gıda yardımı ile sınırlamadı ve Türkiye Devleti ile ortaklarının desteğiyle çeşitli alanlarda yardım sağladı.
WFP, ayrıca, 25 Mobil Depolama Birimi (MSU) kurulumu, 7 mobil mutfak kurulumu ve konteynerlerin belediyelere dağıtımı da dahil olmak üzere bölgeye geniş yelpazede lojistik destek sağladı. Ayrıca, WFP, üç aylık acil durum müdahalesi süresince iletişimin devam etmesi için bölgede şarj istasyonları gibi acil iletişim altyapı hizmetleri sundu.
Marketler yeniden operasyonel hale gelince WFP, Türk Kızılay ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) ile güçlerini birleştirerek “Birlikte İyilik Zamanı” projesi altında depremzedelere çok amaçlı nakit yardımı yapmaya başladı. Proje, 600,000 depremzedenin temel ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayarak yerel marketlerin toparlanmasını destekledi.
Depremzedelerin gelir elde edebilmesini sağlamak için WFP ve Göçmen ve Mültecilere Yardım ve Dayanışma Derneği (ASAM), WFP'nin mevcut geçim kaynakları programının bir dalı olan ‘Sosyoekonomik Güçlendirme ve Sürdürülebilirlik Programı ile Erken İyileşme Programı’ ile yaklaşık 600 kişiyi işe yerleştirerek yeniden geçim kaynaklarına erişimlerini sağladı.
WFP acil durum müdahalesini Kanada, Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları (ECHO), Alman İnsani Yardım, Kore, Kuveyt, Japonya, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç, BM Merkezi Acil Durum Yanıt Fonu (UN CERF) ve Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) destekleriyle sağladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye
Türkiye’de 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremlerin ardından DSÖ Ülke Ofisi, Bölge Ofisi ve DSÖ Merkezi ile işbirliği içinde acil ve kapsamlı destek girişimlerine öncülük etmiştir. Acil Tıbbi Yardım Ekibi (EMT) Koordinasyon Hücresi’nin Bölge Ofisi ve Merkez ile birlikte kurulması, DSÖ’nün tarihteki en büyük EMT operasyonunun başlangıcı olmuştur.
DSÖ Avrupa İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık Merkezi ile birlikte yapılan Acil Sağlık İhtiyaçları Değerlendirmesi, planlama ve donör koordinasyonu konusunda hayati bir rol oynamıştır. DSÖ hızla Acil Sağlık Kitleri sağlamış, acil sağlık sorunlarını ele almış ve UNICEF ile işbirliği içinde Sağlık ve Beslenme sektörü koordinasyonuna liderlik etmiştir. Aynı zamanda, afetin ilk günlerinden bu yana Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPD) ağını da aktif bir şekilde yönetmiştir.
DSÖ, Sağlık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işbirliği yaparak RSPD hizmetleri verilmesi konusunda önemli ölçüde destek sağlamış, bölgede RSPD hizmetlerinin sürdürülmesi için 33 adet konteyneri tedarik ve teslim etmiştir.
Enfeksiyon Önleme ve Kontrol konusunda DSÖ çok yönlü bir yaklaşım uygulamıştır. Bu kapsamda UMKE için kapasite oluşturma çalışmaları yapılmış ve bulaşıcı hastalık salgınlarının önlenmesi ve izlenmesi için afet bölgesindeki halk sağlığı laboratuvarlarına reaktifler sağlanmıştır.
Afet bölgesi yeniden inşa edilirken, DSÖ desteğini artıracağını belirterek özellikle kronik hastalığı olanlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin normale döndürülmesi ve sürdürülebilir olarak sağlanmasına dikkat çekmiştir. Bu konudaki öncelikler arasında RSPD ve Sağlık Bilgi Sistemi’nin güçlendirilmesi yer almıştır.
DSÖ, depremden alınan dersler ışığında acil durumlara hazırlık, sağlık güvenliği ve EMT’leri güçlendirmektedir. AB tarafından finanse edilen üç proje (Sağlık Güvenliği, Ruh Sağlığı ve Laboratuvar Hazırlık Durumu), 2024’ten 2026’ya kadar sürecek olup devam eden toparlanma çabalarına yönelik sürekli desteğe dikkat çekecektir.
DSÖ, afetten etkilenen illerde ayrıca Risk İletişimi ve Toplum Katılımı girişimlerini sürdürerek önemli bilgileri aktif bir şekilde çeşitli yollardan paylaşmakta ve materyal dağıtımı yapmaktadır. DSÖ, ortakları ile işbirliği içinde Hatay ilinde kırılgan ev sahibi topluluklara ve Suriyeli mültecilere toplum sağlığı hizmetleri vermektedir.