Guterres, Güvenlik Konseyi'ne savaşta sivillerin korunmasının 'her şeyden önemli olması gerektiğini' söyledi
BM Güvenlik Konseyi Salı günü New York'taki BM Genel Merkezinde İsrail ve Filistin arasında devam eden çatışmaya ilişkin oturumda bir araya geldi
BM Güvenlik Konseyi Salı günü New York'taki BM Genel Merkezinde İsrail ve Filistin arasında devam eden çatışmaya ilişkin üç ayda bir yapılması planlanan oturum için bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Güvenlik Konseyine hitaben yaptığı konuşmasında Orta Doğu'daki durumun "her geçen saat daha da vahim bir hal aldığını" söyledi.
"Bölünmeler toplumları parçalıyor ve gerginlikler yayılma tehdidi yaratıyor" diyen Guterres, sivillerin korunmasından başlayarak "ilkeler konusunda net olmak hayati önem taşıyor" ifadesini kullandı.
Genel Sekreter Guterres, "büyük acıları hafifletmek, yardım dağıtımını daha kolay ve güvenli hale getirmek ve rehinelerin serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için" acil insani ateşkese ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Ayrıca dünyanın Orta Doğu'da barış ve istikrar için tek gerçekçi temel olan iki devletli çözümü gözden kaçırmaması gerektiğini vurguladı.
Guterres, ”İsrailliler meşru güvenlik ihtiyaçlarının gerçekleştiğini, Filistinliler de bağımsız bir devlete olan meşru ihtiyaçlarının BM kararları, uluslararası hukuk ve önceki anlaşmalar doğrultusunda gerçekleştiğini görmelidir” dedi.
Guterres hiçbir şeyin sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesini, kaçırılmasını ya da Hamas'ın sivil hedeflere roket fırlatmasını haklı gösteremeyeceğini ancak Hamas'ın saldırılarının “durup dururken gerçekleşmediğini" kabul etmenin önemli olduğunu söyledi.
"Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz bırakılıyor" diyen Guterres, ”Ancak Filistin halkının sıkıntıları Hamas'ın korkunç saldırılarını haklı gösteremez. Ve bu korkunç saldırılar Filistin halkının cezalandırılmasını haklı gösteremez” dedi.
Guterres, tüm taraflardan, uluslararası insani hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmelerini ve bunlara saygı göstermelerini; askeri operasyonlar sırasında sivillerin zarar görmemesi için sürekli özen göstermelerini; hastanelere saygı göstermelerini ve korumalarını ve bugün 600,000'den fazla Filistinlinin barındığı BM tesislerinin dokunulmazlığına saygı göstermelerini talep edilmesinin gerektiğini söyledi.
İsrail güçlerinin Gazze'ye yönelik amansız bombardımanı, sivil kayıpların seviyesi ve mahallelerin toptan yıkımının artmaya devam etmesinin son derece endişe verici olduğunu ifade eden Genel Sekreter, UNRWA’da çalışan ve son iki hafta içerisinde Gazze'ye yönelik bombardımanda hayatını kaybeden onlarca BM çalışanının - ne yazık ki sayıları en az 35'e ulaştı - yasını tuttuklarını ve onları saygıyla andıklarını söyledi. Bu ve benzeri pek çok ölümü kınamayı, söz konusu BM personelinin ailelerine karşı bir borç bildiğini sözlerine ekledi.
Guterres, “Sivillerin korunması her türlü silahlı çatışmada en önemli husustur. Sivilleri korumak asla onları canlı kalkan olarak kullanmak anlamına gelmez
Sivillerin korunması, bir milyondan fazla insanın barınak, yiyecek, su, ilaç ve yakıtın olmadığı güneye tahliye edilmesini emretmek ve ardından güneyi bombalamaya devam etmek anlamına gelmez” dedi.
Guterres, “Gazze’de tanık olduğumuz uluslararası insani hukukun açık ihlallerinden derin endişe duyuyorum. Açık konuşayım: Silahlı bir çatışmanın hiçbir tarafı uluslararası insani hukukun üstünde değildir” dedi.
Söz konusu Güvenlik Konseyi toplantısı, BM'nin önde gelen barış ve güvenlik organının 15 büyükelçisinin yoğun şiddet sarmalının başlamasından bu yana dördüncü kez bir araya gelişi oldu.
Şu ana kadar, iki milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı bölgede çatışmaların ortasında kalan sivillerin acılarını hafifletecek herhangi bir eylem üzerinde anlaşma sağlanamadı.
Konsey gerilimin tırmanmasını ele alan daha önceki iki karar tasarısını kabul edemedi. Rusya'nın acil ateşkes çağrısında bulunduğu ilk tasarı yeterli oyu alamazken, Brezilya'nın hazırladığı tasarı da ABD tarafından veto edildi. Her ne kadar insani yardım erişimi için ara verilmesi çağrısında bulunsa da ABD, İsrail'in meşru müdafaa hakkından bahsetmemesine itiraz etti.