Birleşmiş Milletler nefret söylemi ile mücadele ediyor
Nefret, ayrımcılık, ırkçılık ve eşitsizliklerle mücadele Birleşmiş Milletler ilkelerinin ve çalışmalarının merkezinde yer alıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres "Nefret söylemi herkes için bir tehlikedir ve onunla mücadele etmek herkesin görevidir. Bu ilk Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü, bir eylem çağrısıdır. Çeşitlilik ve kapsayıcılık için saygıyı teşvik ederek nefret söylemini önlemek ve sona erdirmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya karar verelim" dedi.
BM Genel Kurulu 18 Haziran’ı “nefret söylemine karşı dinler ve kültürler arası diyalogu ve hoşgörüyü teşvik etmek” amacıyla Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü olarak ilan etmişti.
Nefret söylemi şiddeti teşvik eder ve sosyal uyumu ve hoşgörüyü baltalar. Nefretin yıkıcı etkisi ne yazık ki yeni bir şey değil. Bununla birlikte, ölçeği ve etkisi günümüzde yeni iletişim teknolojileri ile artan nefret söyleminin - çevrimiçi de dahil olmak üzere - küresel ölçekte bölücü söylem ve ideolojileri yaymak ve barışı tehdit etmek için en sık kullanılan yöntemlerden biri haline geldiği bir noktaya ulaşıldı.
Genel Sekreter Guterres Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü vesilesiyle yayınladığı mesajında "Kelimeler silaha dönüştürülebilir ve fiziksel zarara neden olabilir. Nefret söyleminden şiddete tırmanış, Holokost'u tetikleyen anti-Semitizmden Ruanda'da Tutsilere karşı 1994 soykırımına kadar modern çağın en korkunç ve trajik suçlarında önemli bir rol oynamıştır" ifadelerini kullandı.
Guterres "İnternet ve sosyal medya, nefret söylemini turbo şarj ederek sınırlar ötesinde orman yangını gibi yayılmasını sağladı. COVID-19 pandemisi sırasında azınlıklara yönelik nefret söyleminin yayılması, birçok toplumun bu tür damgalamalara, ayrımcılığa ve teşvik ettiği komplolara karşı oldukça savunmasız olduğuna dair daha fazla kanıt sağladı" diye ekledi.
Birleşmiş Milletler, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmak için her türlü nefretle mücadele etme konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. Nefret söyleminin etkisi, insan haklarının korunması ve vahşet suçlarının önlenmesinden barışın sürdürülmesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ve çocukların ve gençlerin desteklenmesine kadar birçok mevcut Birleşmiş Milletler çalışmasının ortak odak noktasını oluşturuyor.
Nefret, ayrımcılık, ırkçılık ve eşitsizliklerle mücadele Birleşmiş Milletler ilkelerinin ve çalışmalarının merkezinde yer alıyor. BM her fırsatta nefret söylemiyle mücadele ediyor. Nefret söylemiyle mücadele ilkesi Birleşmiş Milletler’in kurucu Antlaşması, uluslararası insan hakları çerçevesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmaya yönelik küresel çabaların da içinde yer alıyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünya çapında artan yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlük, kadın düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı ve Müslüman karşıtı nefretin endişe verici eğilimlerine yanıt olarak 18 Haziran 2019'da Birleşmiş Milletler Nefret Söylemi Stratejisini ve Eylem Planını açıkladı. Nefret söylemiyle mücadele etmek için tasarlanmış, sistem çapındaki bu ilk BM girişimi, Teşkilatın Devletlerin çabalarını nasıl destekleyebileceği ve tamamlayabileceği konusunda temel bir çerçeve sunuyor. Strateji, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, teknoloji şirketleri ve sosyal medya platformları dahil ilgili paydaşlarla işbirliği içinde çalışırken, nefrete bütünsel olarak ve düşünce ve ifade özgürlüğüne tam saygıyla karşı koyma ihtiyacını vurguluyor.