Suriyeli kız kardeşler Türkiye'deki genç mültecilerin yükseköğretim görmesi için öncülük ediyor
Suriye'li kız kardeşler Rama ve Ariç Mohamad'ın hikayesi.
Birçok Suriyeli aile, kız çocuklarını yükseköğretim kurumlarına göndermekte çekince yaşayabiliyor. Bu çekincelerin en yaygın olanı da dil bariyeriyle birlikte ekonomik güçlükler ve sosyal normlar. Rama ve Ariç Mohamad isimli kız kardeşler önlerine çıkan her engele rağmen üniversite eğitimlerine devam ettiler. Kız kardeşler, sosyal normları değiştirmede kararlılığın bir sembolü haline geldiler ve akranlarını da güçlendirme yolunda öncülük ediyorlar. BM Kadın Birimi Mülteci Destek Programı kapsamında Japonya ve Norveç hükümetlerinin finansal desteğiyle Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği'nde (SGDD-ASAM) üniversite hayatına hazırlanırken Türkçe öğrenen kız kardeşler, sunulan bu desteği parlak ve özgüvenli bir geleceği sürdürmek için değerlendiriyor.
2012 yılında Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacı kardeşler Ariç ve Rama Mohamad, eğitim alma ve nihayetinde bağımsız kadınlar olarak yaşama hayallerini sürdürmeye kararlıydılar. Onları güçlü olmaları için yetiştiren anneleriyse en büyük destekçileri oldu Eğitim öğretim hayatına erişemeyen Suriyeli kadınların, eğitim gören kadınlara göre daha dezavantajlı konumda olduklarını fark eden kız kardeşler, kendileriyle benzer durumdaki genç kadınların, özellikle eğitim konusunda, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı durmaları gerektiği konusunda yüksek bir farkındalık düzeyine sahip.
Üniversitede mimarlık okuyan Ariç (19), “Halep'te güzel bir hayatımız vardı” diyor ve Suriye'de kalmayı ne kadar istemiş olsalar da Türkiye’ye geldikten sonra yaşadıklarının ufkunu genişlettiğini ve burada çok şey öğrendiğini sözlerine ekliyor.
Türkiye'ye gelir gelmez okula başlayan Ariç, “Bizim kültürümüzde kadınlardan ev içerisindeki işlerde sorumluluk almaları bekleniyor. Ben sadece mutfak hayatından ibaretsem hayatta nasıl daha ileriye gidebilirim? Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum” diyor. Sınıftaki tek Suriyeli öğrenci olduğuna dikkat çekerek, “Türkçe öğrenmek başta zordu ama sınıf arkadaşlarımla iletişim kurabilmek için öğrenmek istedim. Bu şekilde dil engelini aştım” diyor.
Rama (23) ise, Türkiye'ye ilk geldiklerinde bunun geçici bir durum olduğunu düşündüklerini ancak çok geçmeden bunun böyle olmadığını anladıklarını ifade ediyor. Ablası ile aynı üniversitede beslenme eğitimi alan Rama'nın geleceği için birçok hayali olmakla birlikte eğitime giden yol onun için hiç de kolay olmamış. “Sosyal çevremizde bulunan akrabalarımız, komşularımız gibi insanlar, babamızın vefat etmesinden sonra annemizin üniversitede okumamıza izin verdiğini öğrendiklerinde tepki gösterdiler” diyor.
Rama, “Sosyal çevremizin ön yargıları ilk zamanlarda şevkimizi kırsa da annemizin desteği sayesinde bu güçlüğü aştık ve eğitim için motivasyonumuzu artırdık” diyor. Rama, eğitime erişememiş Suriyeli kızların çokluğuna dikkat çekerek bu durumu Suriyeli ailelerin endişeleriyle ilişkilendiriyor. Rama’ya göre Suriyeli ebeveynler, genç kızların eğitim gördükten sonra kültürlerinden kopabileceğini düşünüyor. Üniversite eğitimi olmayan genç kadınların mevcut şartlara razı olduğunu, ev işlerine yardım ettiğini ve ailelerinin yönlendirmesiyle hareket ettiklerini düşündüklerini söylüyor. Genç kadınların, genellikle toplumun erkek üyeleri olan babalar, erkek kardeşler ve nihayetinde eşler gibi başkaları tarafından korunması gereken savunmasız bireyler olarak algılandığını vurguluyor.
Rama, tüm bu algılara rağmen “Bizim öğrenimimize devam etmemiz içinde bulunduğumuz toplulukta da olumlu değişikliklere yol açtı” diyor. Örneğin daha yakın zamanda Suriyeli iki genç kız aileleri tarafından okuldan alındığında, Ariç ve Rama kız kardeşlerin annesi kızların babalarını kız çocuklarının okula devam etmesinde zararlı bir şey olmadığına konusunda babalarını ikna etti. Rama, sorunun esasında ekonomik değil toplumsal bir sorun olduğuna ve çözümün ailelere daha kapsamlı bilgi ve olumlu örnekler vermekten geçtiğine inanıyor. Rama ayrıca 18 yaşından küçük kız çocuklarıyla evlenen erkeklere karşı uygulanan yasal yaptırımların da sertleştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Ariç ve Rama'nın tüm kızlara ortak bir mesajı var: “Haklarınız için mücadeleden vazgeçmeyin. Şiddete maruz bırakılıyorsanız veya eğitim hakkınız ihlâl ediliyorsa, bunu sonlandırmak için destek alabilirsiniz. Eğitime erişmek herkes için temel haktır."