COVID-19 Sonrası Sürdürülebilir Feminist Toparlanma
Genel Sekreter Antonio Guterres'in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü makalesi
Dünya Kadınlar Gününü kutlamaya hazırlandığımız bir dönemde zaman tersine işliyor. Bunun bedelini de hep birlikte ödüyoruz.
Son yıllarda peş peşe yaşanan krizler, kadınların liderliğinin her zamankinden daha önemli olduğunu ortaya koydu.
Doktor, hemşire ve halk sağlığı ve sosyal bakım uzmanı kadınlar COVID-19 salgınıyla kahramanca mücadele etti.
Ancak işlerini veya okullarını kaybeden, daha fazla ücretsiz bakım işi üstlenen ve hızla artan aile içi ve siber istismar ve çocuk evlilikleriyle karşı karşıya kalanlar yine kadınlar ve kız çocukları oldu.
Salgın, asırlık bir gerçeği daha da keskin bir şekilde gözler önüne serdi: ataerkil yapının kökleri derinlere iniyor. Hala erkek egemen bir kültüre sahip erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz.
Bunun sonucu da iyi ya da kötü tüm zamanlarda kadınların yoksulluğa düşme olasılığının artması. Sağlıkları feda ediliyor, eğitim imkanları ve fırsatlar kısıtlanıyor.
Ve çatışmaların devam ettiği Etiyopya'dan Afganistan'a ve Ukrayna'ya kadar birçok ülkede kadınlar ve kız çocuklarının barış için en savunmasız kesim olmakla birlikte en zorlayıcı sesi ortaya koyanlar oldukları da görülüyor.
Geleceğe baktığımızda, herkes için sürdürülebilir ve eşit bir toparlanma ancak, merkezinde kız çocukları ve kadınlar için ilerlemenin yer aldığı feminist bir toparlanma ortaya konursa mümkün olacaktır.
Kadınların eğitimine, istihdamına ve insana yakışır işlere yatırım yoluyla sağlanacak bir ekonomik ilerlemeye ihtiyacımız var. 2030 yılına kadar yaratmamız gereken 400 milyon işte kadınlar ilk sırada yer almalı.
Sosyal koruma sistemlerine ve bakım ekonomisine yatırımlar yoluyla sağlanacak bir sosyal ilerlemeye ihtiyacımız var. Bu tür yatırımlar, bir yandan çocuklar, yaşlılar ve hastalar da dahil olmak üzere yardıma ihtiyacı olanları desteklerken diğer yandan yeşil, sürdürülebilir işler yaratarak büyük kazançlar sağlıyor.
Ahlaki olarak iflas etmiş bir küresel finans sistemini reformdan geçirmeye ihtiyacımız var, böylece tüm ülkeler kadın merkezli bir ekonomik toparlanmaya yatırım yapabilir. Borç yükünün hafifletilmesi ve dünya genelindeki büyük zenginliğin bir kısmını en fazla ihtiyacı olanlara yönlendirecek adil bir vergi sistemi de reformun parçası olmalıdır.
Kadınları ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde savunmasız bırakan emisyonlardaki pervasız artışı ve cinsiyet eşitsizliklerini tersine çevirmek için acil, dönüştürücü iklim eylemine ihtiyacımız var. Gelişmiş ülkeler, fosil yakıtlardan sürdürülebilir enerjiye adil bir şekilde geçiş için verdikleri mali ve teknik destek taahhütlerini acilen yerine getirmeliler. Gelecekte ekonomilerin başarılı ve istikrarlı olabilmeleri için yeşil, toplumsal cinsiyeti içinde barındıran ve sürdürülebilir olmaları gerekecek.
Maliye bakanları ve CEO'lar da dahil olmak üzere hükümet ve iş dünyasında lider seviyesinde, tüm insanlara fayda sağlayan yeşil ve sosyal olarak ilerici politikalar geliştiren ve uygulayan daha fazla kadına ihtiyacımız var.
Örneğin, parlamentolarda daha fazla kadın üyenin bulunmasının daha güçlü iklim taahhütleri verilmesi ve sağlık ve eğitime daha fazla yatırım yapılmasıyla bağlantılı olduğunu biliyoruz.
Kadınların siyasi karar mekanizmalarının her düzeyinde eşit liderliğini ve temsilini sağlayan cesur cinsiyet kotaları gibi hedefe yönelik tedbirler yoluyla siyasi alanda ilerlemeye sağlamalıyız.
Cinsiyet eşitsizliği özünde bir güç sorunudur. Yüzyıllardır varlığını sürdüren ataerkil yapıyı yerinden etmek için gücün her kurumda ver her düzeyde eşit paylaşılması gerekir.
Birleşmiş Milletler'de, tarihte ilk kez, genel merkezdeki ve dünyanın dört bir yanındaki üst düzey yönetimde cinsiyet eşitliğini sağladık ve çalışmalarımızı geliştirdik ve hizmet verdiğimiz toplulukları daha iyi temsil ettik.
Dünyanın dört bir köşesinde ilerleme mücadelesi veren kadınlardan ve kız çocuklarından ilham alabiliriz.
Genç kadın iklim savunucuları, hükümetlere, taahhütlerini yerine getirmeleri için baskı yapmayı hedefleyen küresel girişimlere öncülük ediyor.
Kadın hakları savunucuları cesurca eşitlik ve adalet talep ediyor ve dünyanın sorunlu bölgelerinde ve ötesinde barış gücü ve insani yardım çalışanları olarak daha huzurlu toplumlar inşa ediyor.
Kadın hakları hareketinin güçlü olduğu toplumlarda demokrasiler de daha güçlü.
Kadınlar ve kız çocukları için yeni fırsatlar yaratmaya yönelik yatırımlardan tüm insanlık kazançlı çıkıyor.
Adalet, eşitlik ve ahlak açısından ve hatta sadece sağduyulu bir yaklaşım olarak kadın hakları konusunda zamanı ileri almamız şart.
Kadınlar ve kız çocukları merkezli ve onlar tarafından yönlendirilen sürdürülebilir, feminist bir toparlanmaya ihtiyacımız var.