Türk Kadınları Olimpiyatlarda Tarih Yazdı
İlham veren kadın sporcular Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği karşısındaki engellerini yıkıyor
Türk kadın sporcuları Tokyo 2020 Olimpiyatlarında tarih yazdı. Türkiye’yi temsil eden 58 erkek ve 50 kadın sporcunun Olimpiyatlarda müthiş mücadeleler vererek kazandığı madalyalar Türk halkı için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı oldu.
Tokyo 2020, Türkiye’nin en çok kadın sporcu ile temsil edildiği Olimpiyatlar değildi. Türkiye, daha önce 2012 Londra Olimpiyatlarına 48 erkek, 66 kadın atletle katılarak toplumsal cinsiyet eşitliği açısından Türkiye Olimpiyat tarihine damgasını vurmuştu. Tokyo 2020 Olimpiyatları ise Türkiye’nin en çok madalya elde ettiği Olimpiyatlar oldu ve kadın atletlerimiz 13 madalyanın 5’ini alarak büyük bir başarıya imza attı.
İlham veren kadın sporcular Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği karşısındaki engellerini yıkıyor
28 yaşındaki karate şampiyonu Merve Çoban Tokyo 2020 Olimpiyatlarında bronz madalyanın sahibi oldu. Merve karateye 9 yaşında başladı. Dünya ve Avrupa şampiyonalarında birçok madalya kazandı. Merve Çoban, başarısının karatenin bir erkek sporu olduğuna dair algıları yıktığını söylüyor.
“Okul yıllarımda şu anki antrenörüm beni 3 aylık bir karate kursuna kaydettirdi. Anne ve babamı karate eğitimime devam etmek için ikna edebildim, fakat dedem karatenin bir erkek sporu olduğunu söyleyerek karşı geldi.”
“Dedemi gerçekten seviyorum ve ona bunu başarabileceğimi kanıtlamak istedim. Onu ilk Avrupa Şampiyonluğu madalyamla gururlandırmak istemiştim fakat maalesef vefat etti. Mezarını ziyaret ederek madalyamı ona gösterdim. Benimle çok gurur duyduğunu hissettim.”
Merve Çoban, Olimpiyat Oyunları tarihinde karete branşına ilk kez yer verilen Tokyo 2020 Olimpiyatlarının bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirtiyor.
“Ailelerin desteği kız çocukları için çok önemli. Hangi dalda olursa olsun, ailelerin spora ilgi duyan kız çocuklarını desteklemeleri ve iyi bir eğitim sağlamaları gerekir. Ailemin desteğiyle spor kendime daha fazla güvenmemi sağladı.”
24 yaşındaki Eda Tuğsuz ise, “Spor kariyerimde ilk kez Olimpiyatlara katıldım. Her atletin bu deneyimi yaşamasını isterim. Seyircisiz gerçekleştirilmiş olsa bile, çok heyecanlandım,” diyor.
Madalyayı yalnızca birkaç santimle kaçırmış olsa da, ülkesini ve bağlı olduğu Fenerbahçe Spor Kulübünü* en iyi şekilde temsil etmekten gurur duyduğunu söylüyor.
Eda Tuğsuz “Bazı sporlar insanların kafasında cinsiyetle bağdaştırılıyor. Ancak, ben bu kalıpları yıkmayı başardım. Türk Olimpiyat tarihinde cirit atmada ilk beşe girebilen erkek sporcu yok. Ben bu dalda bir ilk oldum. Bu da sporun cinsiyeti olmadığının kanıtıdır,” diyerek kız çocuklarını ve kadınları bir spor dalı olarak cirit atmaya yönelmeleri konusunda cesaretlendiriyor. “Cirit atma bir erkek sporu değildir. Korkmayın. Yeteneklisiniz ve bunu başarabilirsiniz.”
“Fenerbahçe Spor Kulübünün sporda ve spor sayesinde hayatın tüm alanlarında kadınları güçlendirmek için gösterdiği çaba çok değerli. Kadınların spor alanında güçlendirilmesinde diğer spor kulüpleri için de bir örnek olmasını umuyorum.”
Tokyo 2020 Olimpiyatlarında gümüş madalyanın sahibi olan 25 yaşındaki Buse Naz Çakıroğlu, “Boks kariyerim, erkek kardeşim bir kaza sonucu kolunu kırdığında doktorların ona boks yapmasını tavsiye etmesiyle başladı. Antrenmanlara onunla birlikte gidip izliyordum. Bir gün antrenör benim de katılmamı söyledi ve böylece boksa başlamış oldum,” diye anlatıyor.
“Sporda başarı toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmakta önemli bir etken. Tokyo 2020 Olimpiyatlarına giden 5 boksörden 3’ü kadındı. İnsanlar eskiden kadınlar boks yapabilir mi diye sorarlardı. Artık bu soruyla giderek daha az karşılaşıyorum. Kadınların her türlü spor dalıyla uğraşabileceğini ve boks dahil hepsinde başarılı olabileceğini kanıtladık.”
Buse Naz Çakıroğlu, “Spor kulübünün rolünün büyük olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü kadın atletlere özel bir yer veriyor ve mümkün olan her şekilde onları destekliyor,” diye ekliyor.
Kadınlar boks dalında Türkiye’nin ilk temsilcisi olan genç kadın sporcu, “Boks sporunda bir öncü olmaktan çok gururluyum,” diyor.
*Fenerbahçe Spor Kulübü ve HeForShe Hareketi İşbirliği
Toplumsal cinsiyet eşitliği için kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesini sağlamada sporun gücüne inanan BM Kadın Birimi, spor kulüpleriyle de iş birliği yapıyor. BM Kadın Birimi, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırma çalışmaları kapsamında küresel HeForShe Etki Şampiyonlarından biri olan Koç Holding kuruluşu Tüpraş’ın desteğiyle 2018 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü ile güçlerini birleştirdi. HeForShe, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (BM Kadın Birimi - UN Women) öncülüğünde başlayan, başta erkekler ve oğlan çocukları olmak üzere tüm bireyleri toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmaya çağıran küresel bir dayanışma hareketidir.