Suriye kökenli Sibel Mart 2013’den beri Türkiye’de yaşıyor ve yaşadığı yerde mahalle liderliği yaparak kadınlara ilham vermekten gurur duyuyor
Sibel Sultan Garip bir Suriyeli. Sibel 2013 yılının Mart ayında ülkelerinde yaşanan iç savaştan kaçan Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı Türkiye'nin güneydoğusundaki Gaziantep'e taşındı. 24 yaşındaki genç kadın, henüz 16 yaşındayken evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu. Sibel 2019 yılında Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile tanışana kadar evde kalıp çocuklarının bakımıyla ilgilendi. Çalışmadan geçen bu uzun dönem Sibel’in kendisini potansiyelinin altında ve amaçsız hissetmesine neden oldu. Sibel, Japonya hükümeti tarafından finanse edilen ve UN Women tarafından KEDV işbirliğinde uygulanan Evden Eve Dayanışma Programı'ndan ilham alarak hayatına yeni bir yön vermeye karar verdi.
“KEDV’de kadınların, benim hayatımın etrafında döndüğü tek konu olan çocuk bakımı dışında yeni şeyler öğrenmelerine yardımcı olan faaliyetlerden faydalandığını farkettim. Kadınların çeşitli konularda birbirlerine yardım ettiklerini gördüm ve ben de kadınların bu çabalarına katılmak istedim. Sağlanan faaliyetlere gönüllü olarak katılmaya başladım ve yaklaşık 9 ay sonra aldığım eğitimler sayesinde mahalle lideri oldum. Şu anda eğitim sahibi bir mahalle lideriyim, bununla birlikte merkezde yer alan oyun odası ve çocuk bakımı konusunda daha yetkin olabilmek için erken çocukluk eğitimi alıyorum.
Mahalle liderliği başkalarının saygısını kazanmamı sağladı. KEDV'den önce hayatım çocuklarıma bakmaktan ibaretti. Hala çocuklarıma bakıyorum ama şimdi başka anlamlı şeyler yapıyorum. Örneğin şimdi bu yaptıklarımla hem çocuklarıma bakabiliyorum hem de kariyer yapıyorum. Daha önce böyle şeyler bana sadece belirli bir eğitim geçmişine sahip diğer güçlü kadınların yapabileceği işler gibi gelirdi. Çocuklarımız burada güven içinde oyun oynayıp vakit geçirirken biz de etkinliklerimizi düzenliyor, dayanışmayı güçlendiriyor ve birlikte büyüyoruz.
Diğer kadınlara hatırlatmak isterim ki önümüzde bir engel yok. Bir kadın ne isterse onu yapabilir. Sevgi, saygı ve dayanışma gösterdiğimizde tüm engelleri aşabiliriz. Ayrıca kadınlara şunu söylemek istiyorum ki iletişim çok önemli, iletişim kurduğumuz sürece sorunları çözebiliriz.
Benim Türkçe konuşuyor olmam harika bir şey çünkü dil engelleri aşabilen çok önemli bir araç. Dil becerilerim yereldeki kadınlarla daha iyi ilişkiler kurmama yardımcı oldu ve aramızdaki sosyal uyumun oluşmasına katkıda bulundu.
Eşimin desteğine sahip olmak beni rahatlatıyor çünkü sadece çocuklara bakan bir kadın olmak istemiyorum. Her ne kadar çok önemsesem de çocuk bakımını bir kadının en önemli sorumluluğu olarak görmüyorum.”