BM’nin 75’inci yıl dönümünde geleceği birlikte şekillendiriyoruz
Yazar: Alvaro Rodriguez, BM Türkiye Mukim Koordinatör Vekili
Birleşmiş Milletler (BM) 75’inci yıl dönümünü, dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir küresel sağlık krizinin neden olduğu ciddi ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bir dönemde kutluyor. Bu durum bizi birlikte çalışmak için daha güçlü ve daha donanımlı bir hale mi getirecek yoksa güvensizlik ortamı ve ülkelerin tek başına hareket etme eğilimi daha da büyüyecek mi?
BM, 24 Ekim 1945 tarihinde, İkinci Dünya Savaşını takiben kuruldu. Türkiye de kurucu 51 üye ülke arasında yerini aldı. Kurucu üyelerin ana hedefi o tarihte de bugün de aynı. İnsanlık için büyük bir vizyonu gerçeğe dönüştürmek: Uluslararası barış ve güvenliği korumak, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve insan haklarını güvence altına almak. Günümüzde teşkilatın üye sayısı 193’e çıktı ve çalışmaları dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatına dokunmaya devam ediyor.
Bugün insanlığın ve dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar BM’nin kurucu üyelerinin bilgece bir yaklaşım sergilediklerini ortaya koyuyor. Artık biliyoruz ki küresel sorunlar küresel çözümler gerektiriyor.
Covid-19, iş birliğinin sınırlarının sektörleri hatta kuşakları aşması gerektiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu krize vereceğimiz küresel yanıt toparlanmanın ne kadar hızlı olacağını, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına erişip erişemeyeceğimizi ve iklim krizinden salgınlar, eşitsizlikler, şiddetin yeni şekilleri ve teknoloji ve nüfusta yaşanan hızlı değişime kadar acil çözüm bekleyen birçok küresel sorunla ne kadar başarılı bir şekilde başa çıkabileceğimizi belirleyecek.
Ancak, ortak hareket etmeye en fazla ihtiyacımız olan bir dönemde küresel iş birliğine destek gücünü kaybediyor. Bu salgın bizleri yakınlaştıracak mı yoksa daha fazla güvensizliğe mi yol açacak? Küresel diyalog ve eylem hiç bu kadar aciliyet arz etmemişti.
BM Genel Sekreteri António Guterres’in de belirttiği üzere dünyamızın karşı karşıya olduğu ortak sorunlara bir çözüm yolu var: Güçlendirilmiş çok taraflılık.
Bu dönem BM Genel Kurulu’na Türkiye ilk kez Başkanlık ediyor. BM Genel Kurulu 75’inci Dönem Başkanı Sayın Volkan Bozkır da koronavirüsün sonucu olan “ortak sorunlara çözüm için” çok taraflılığın öneminin bir kez daha görüldüğünü belirtti.
Peki herkese yarar sağlayacak çok taraflılığı nasıl daha güçlü hale getirebiliriz?
Genel Sekreter Guterres dünyanın bir kırılma noktasında olduğunu vurguluyor. Ancak, Yeni Bir Toplumsal Sözleşme ve Yeni Küresel Düzen temelinde eşitsizliklerle başa çıkarak daha iyi bir geleceğe doğru ilerleyebileceğimizi söylüyor.
Küresel gücün kullanımından ırkçılığa, cinsiyet ayrımcılığından gelir dağılımındaki adaletsizliğe eşitsizlikler küresel refahımızı ve geleceğimizi tehdit ediyor. Bu gidişatın terse döndürülmesi için acil olarak yeni bir düşünce şekline yönelmek gerekiyor.
Söz konusu Yeni Küresel Düzen adil küreselleşme, tüm insanların hakları ve onuru, doğa ile dengeli bir şekilde yaşama, gelecek nesillerin haklarına saygı gösterilmesi ve başarının ekonomik değil insani açıdan değerlendirilmesi temelinde yükselmelidir.
Küresel kurumlara tam, kapsayıcı ve eşit katılım temelinde yükselen bir küresel yönetişime ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkeler, BM Güvenlik Konseyinden Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu yönetim kurullarında ve ötesinde mutlaka daha güçlü bir sese sahip olmalılar.
Bu, ancak üye devletlerin desteği sayesinde başarılabilir. Türkiye, şimdiye kadarki çalışmalarıyla herkes için yarar sağlayacak çok taraflılığa olan desteğini ortaya koymuş bulunuyor.
Türkiye BM’nin 75 yıllık tarihinde COVID-19 krizine verdiği uluslararası yanıttan insani yardımlara, Güney-Güney iş birliğinden barışın inşası çalışmalarına, BM Kalkınma Sistemi Reformundan BM Medeniyetler İttifakına kadar birçok alandaki çalışmalarıyla uluslararası sisteme yaptığı katkının değerini ortaya koyuyor.
Türkiye’deki BM Sistemi de Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde yer alan komisyonlar da dahil olmak üzere Türk makamları ile iş birliğini geliştiriyor.
BM, Türkiye’de kamu, özel sektör, medya, kadın hakları grupları, STK’lar, üniversiteler ve sivil toplumun diğer temsilcileri ile birlikte çalışarak Türkiye’nin ulusal vizyonuna destek sağlamayı hedefliyor.
BM ile Türkiye arasında güçlenen iş birliği sayesinde İstanbul, aralarında BM Kalkınma Koordinasyon Ofisi (DCO)’nin de bulunduğu birçok BM kuruluşunun bölgesel merkezi olmuş bulunuyor. BM, Türkiye ile yürütülen iş birliğini daha da güçlendirmek için çalışmaya devam ediyor.
BM 75’inci yılında
Dünyamız, ülkelerin veya kuruluşların tek başlarına çözüm bulamayacağı çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Küresel birlik ve dayanışmaya acil olarak ihtiyaç var. Genel Sekreter Guterres’in de belirttiği üzere “Bu işte birlikteyiz ve bu işten birlikte çıkacağız”.
BM Genel Kurul Başkanı Bozkır’ın da belirttiği üzere “75’inci yıl dönümünde gelin seleflerimizin bu teşkilatı kurma nedenlerini hatırlayalım. Bu bilgiyi ve bu yönde artan anlayışı dünyada gerçek anlamda etki yapacak değişimi yaratmak için kullanalım. Bunu en savunmasız kesimler ve hepimiz için yapalım”.
BM 75’inci yıl dönümünde de dünyada gerçek anlamda etki yapacak değişimin yaratılabileceği ve geleceğin birlikte şekillendirilebileceği yegâne küresel forum olma özelliğini koruyor.