BM raporu derinlere kök salmış küresel açlığı gözler önüne seriyor
![](/sites/default/files/styles/hero_header_2xl_1x/public/2020-07/gidaraporu.jpg?itok=2JyB1qoM)
Guterres böyle devam ederse açlığı sıfırlamayı hedefleyen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 2’ncisine ulaşmanın mümkün olmayacağı uyarısında bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Dünyanın bir çok bölgesinde “derinlere kök salmış açlığın" artış gösterdiğini söyledi. Guterres, 13 Temmuz’da açıklanan BM gıda güvenliği raporunda son beş yıl içinde on milyonlarca insanın süreğen olarak yetersiz beslenen grubun içinde yer almaya başladığını belirtti.
Guterres, birçok ülkenin yetersiz beslenme ve obezite ile mücadele ettiği bir dönemde yayınlanan Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu raporunun çok açık ve seçik bir mesajı olduğunu söyledi.
Rapor açlık ve yetersiz beslenme ile mücadele konusunda ağırlıklı olarak çalışan Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’un ortak çalışması sonucu hazırlandı.
Raporda söz konusu BM kuruluşlarının başkanları dünyanın açlığı, gıda güvensizliğini ve tüm şekilleriyle yetersiz beslenmeyi sona erdireceği sözü vermesinin üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen bu amaca 2030 yılına kadar erişilmesinden hala uzak olunduğunu belirtti.
BM Genel Sekreteri Guterres ise raporla ilgili olarak yayınladığı video mesajında söz konusu durumun devam etmesi halinde 2030 yılına kadar açlığı sıfırlamayı hedefleyen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 2’ncisine ulaşmanın mümkün olmayacağı uyarısında bulundu.
Salgın bir “Uyandırma çağrısı”
Açlıkla mücadelede yavaşlama olmasının üzerine bir de koronavirüs salgınının gelmesi küresel gıda sistemindeki kırılganlıkları ve eşitsizlikleri daha da derinleştirdi.
IFAD Başkanı “Tarım, çevre, sağlık, yoksulluk ve açlığı birbirlerinden bağımsız olarak düşünemeyiz. Dünyanın sorunları birbirleri ile iç içe girmiş durumda, çözümlerde ortak olmalıdır. Salgın hepimiz için bir uyandırma çağrısı olmalıdır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus henüz COVID-19’un etkilerini tam olarak belirlemek için çok erken olduğunu, ancak raporda yıl sonuna kadar 130 milyon kişinin süreğen açlık ile karşı karşıya kalma ihtimali olduğunun ifade edildiğini belirtti.
Guterres, sağlıklı beslenmeye herkesin gücünün yetmesini ve erişebilmesini sağlamak için gelecek yıl Gıda Sistemleri Zirvesi düzenleyeceğini açıkladı.
Guterres, daha fazla insanın açlık içine düşmesine izin verilemeyeceğini vurguladı.
Yetersiz beslenmenin en yoğun görüldüğü kıtalar
Günümüzde en fazla yetersiz beslenen insan sayısının Asya’da (381 milyon kişi) görülmesine karşılık, Afrika (250 milyon kişi) ve Latin Amerika ve Karayipler’de (48 milyon kişi) bu sayının hızla artmakta olduğu belirtiliyor.
Son beş yıl içinde açlığın görülme yaygınlığında değişiklik olmakla birlikte, artan dünya nüfusu nedeniyle bölgeler arasındaki büyük fark gözden kaçabiliyor.
Nüfusunun yüzde 19,1’,i yetersiz beslenen Afrika, bu konuda en büyük darbeyi alan ve durumun daha da kötüye gittiği kıta olarak karşımıza çıkıyor. Bu oran Asya’daki yüzde 8,3 ve Latin Amerika ve Karayipler’deki yüzde 7,4’ün iki katından fazlaya karşılık geliyor.
Eğer durum bu devam ederse, 2030 yılında dünyadaki süreğen açlık çeken kesimin yarısından fazlası Afrika’da yaşıyor olacak.
Sağlıksız ve yetersiz beslenme
Gıda güvenliği anketine göre, Dünya genelinde ülkeler yetersiz beslenmenin çeşitli şekilleri, aşırı kilo ve obezite gibi konularla mücadele ediyor.
Ankete göre 2019 yılında üç milyar gibi çarpıcı sayıda insanın maddi gücü sağlıklı şekilde beslenmeye imkan tanımamış. Bu rakama bodur veya çok zayıf 191 milyon beş yaş altı çocuk ve 38 milyon aşırı kilolu da dahil.
Bu arada, yetişkinler arasında obezite kendi başına küresel bir salgın halini almış bulunuyor.
FAO Başkanı “Bu kabul edilemez. Besleyici gıdaların fiyatını düşürmek ve sağlıklı beslenmeye herkesin gücünün yetmesini sağlamak için acil olarak gıda sistemlerinin dönüştürülmesine ihtiyacımız var” dedi.
Raporda, besleyici özelliği olan meyve, sebze ve protein yüklü gıdaların tüketimi için yoksulluk sırını olarak belirlenen günde 1,90 ABD Doları gelirden çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
Raporda durumun ülkeden ülkeye değişiklik göstermesine rağmen her ülkenin gıda tedarik zinciri ve politik ekonomiyi gözden geçirmesinde yarar olacağı belirtiliyor.
WFP Başkanı David Beasley, “COVID-19’a, çatışmalara, aşırı iklim hareketleri ve çöl çekirgesine rağmen dünyada herkesi besleyecek derecede zenginliğe sahibiz” dedi.
Beasley, WFP’nin gıda yardımı sağladığı insan sayısını 100 milyondan 130-140 milyona çıkarmakta olduğunu açıkladı.
IFAD başkanı ise dünya nüfusunun 7,8 milyar olduğunu, küresel gıda üretiminin ise 10 milyar insanı besleyecek seviyede olduğunu söyledi.
IFAD Başkanı Houngbo, “Sorun üretimde değil. Süreğen açlığın nedeni yoksulluk, eşitsizlikler, çatışmalar, kötü yönetim ve en kırılgan kesimin marjinalleştirilmesidir” dedi.
Rapor açık bir çağrıda bulunuyor:
Raporda hükümetlere tarıma yaklaşımlarında beslenmeyi ana eğilim olarak belirlemeleri; yerel küçük ölçekli üreticilerin daha besleyici gıdalar yetiştirip satmalarını ve pazarlara erişimlerini desteklemeleri; çocukların besleyici gıda almalarına öncelik vererek en çok ihtiyaç duyulan kategori olarak belirlemeleri; ve sağlıklı beslenmeyi ulusal sosyal koruma sistemleri ve yatırım stratejilerin içine dahil etmeleri çağrısı yapıyor.