Meclis’te, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla “İnsan Hakları: Gençliğin Sesi Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyumda ilk olarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in İnsan Hakları Günü nedeniyle yayınladığı video mesajın gösterimi yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, diğer canlılardan farklı olarak kişisel yaşamında tercihte bulunma, toplumsal yaşamında ahlak ve kanunlarla hayatını sürdüren insanın, gelinen noktada tarihsel süzgeçlerden geçerek berraklaşan iki temel hukuk belgesini evrensel çapta kabul ettiğini belirterek, bunların İnsan Hakları Bildirisi ile BM Çocuk Hakları Sözleşmesi olduğunu söyledi.
Bütün dünya kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden ancak anlaşılamaz ve kabul edilemez bir suskunlukla geçiştirilen ve özelde Müslüman topluluklara yapılan apayrı bir yakıcı gündemin daha olduğunu dile getiren Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Myanmar’da Arakanlı Müslüman kardeşlerimize, Mısır’da darbeci Sisi tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin gözaltında iken şehadetini de kapsayan ve Mevcut diktatör yönetime muhalif olan Mısırlı kardeşlerimize yönelik her türlü zulüm ve hak ihlalleri, Filistin’de İsrail’in sistematik biçimde sürdürdüğü yayılmacı işgal, pervasız zulüm ve yıkım politikaları, Doğu Türkistan’dan gelen Uygur Müslümanlarına yapılanlarla alakalı haberler, endişe ve üzüntü verici mahiyette uygulamaları, Suriye iç savaşında zaman zaman yükselen kitlesel vahşet görüntüleri ve nihayet Avustralya’dan İngiltere’ye, Avrupa’nın, Amerika’nın çeşitli şehirlerine kadar sıçrayan ırkçı ve nefret suçu içeren İslamofobik yaklaşımlar…
Bütün bunları kahreden bir sessizlik, görmezden gelme, yok sayma hatta değişik yollarla destekleme politikaları ile nereye gideceğiz? Andığımız somut gerçeklikleri, dünyanın çeşitli sokaklarında yüksek ateşle süren kaos ve krizlerle üst üste koyarsanız, her bir ülkeye, hepimize daha çok iş ve çaba düştüğünü açıkça görürüz.”
İnsan hakları kavramının, emperyalist politikaların enstrümanı haline dönüştüren anlayışlardan bir an önce kurtulması gerektiğini vurgulayan Mustafa Şentop, “Bu da çifte standarttan vazgeçmekle, gerçekten bütün insanları sadece Âdem ve Havva’nın eşit haklara sahip çocukları olarak görmekle mümkün olacaktır.” diye konuştu.
Şentop, ”Türkiye, sadece kendi halkının insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sürmesi için verdiği mücadeleyi devam ettirmekle kalmayıp, haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir” dedi.
BM’nin Türkiye Mukim Koordinatörü (Tedviren) Alvaro Rodriguez de gerçekleştirdiği konuşmasında insan haklarının sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin tam merkezinde yer aldığını söyledi.
Küresel anlamda gençlerin insan hakları için savunuculuk yaptığını dile getiren Rodriguez, dünya genelinde gençlerin erişkinlere nazaran üç kat daha fazla işsizlikle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Gençlerin daha iyi bir dünya için yenilikçi fikirler getirdiklerini ifade eden ve Türkiye’nin bu anlamda öncü ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Rodriguez, “Milletvekili seçilme yaşı 18’e indirildi ve bu da genç insanlara parlamentoda, politikada aktif rol oynama fırsatı sunuyor.” dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ise gençlerin yaşadığı sorunları anlatarak, siyasi temsil açısından gençlerin durumuna baktıklarında dünya ölçeğinde olumsuz bir tablo ile karşılaştıklarını, dünya ölçeğinde 30 yaşın altında parlamento üyesi olan gençlerin oranının yüzde 2’den az olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus potansiyelini ekonomi ve diğer alanlarda fırsata çevirdiği taktirde dünyanın en güçlü ve gelişmiş ülkeleri arasında yer alarak dünya ekonomisi ile siyasetine yön verebileceğini kaydetti.
10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla TBMM’de düzenlenen “İnsan Hakları: Gençliğin Sesi” Sempozyumu’nda iki panel gerçekleştirildi.
“Gençlerin Bakış Açısından İnsan Hakları” başlıklı sempozyumda, üniversitelerden gelen ombudsmanlık kulüp başkanları, gençlerde hak arama kültürü ve ombudsmanlık kulüplerinin, bu kültürü yaygınlaştırmada üsteleneceği role değindi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çocuk Hakları Komiteleri Türkiye Eski Koordinatörleri Beyza Küçük ve Muhammet Rüştü Aktaş da “Akrandan akrana hak bilincinin yaygınlaştırılması ve katılım mekanizmaları”nı değerlendirdi.
İkinci panelin moderatörlüğünü ise AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak yaptı.
Kadak, Türkiye’nin Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olduğuna işaret etti.
Türkiye’nin, insani yardım konusunda dünyanın en cömert ülkesi olduğunu dile getiren Kadak, sempozyumun isminden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edildiği gün olan 10 Aralık’ta kutlanıyor.