Dünyanın yönetilme şeklini iyi yönde değiştirmek
Dünya Liderleri Gelecek Zirvesi'nde bir araya geliyor
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan BM ve diğer kurumlar, günümüzün küresel tehdit ve zorluklarıyla etkin bir şekilde başa çıkmakta zorlanıyor. Bu Eylül ayında New York'ta düzenlenecek önemli bir etkinlikte dünya liderleri, herkes için daha güvenli ve daha adil bir gelecek için uluslararası kurumları sarsacak ve büyük reformlar getirecek geniş kapsamlı planları değerlendirecek.
İnsanlığa yönelik potansiyel varoluşsal tehditler söz konusu olduğunda: yıkıcı bir iklim krizi, çok sayıda nükleer silah ya da kontrolsüz bir yapay zeka gibi, aralarından seçim yapabileceğiniz çok şey var.
Birleşmiş Milletler yaklaşık 80 yıl önce kurulduğunda, dünya o kadar yıkıcı bir çatışmadan çıkmıştı ki, dünya liderleri bir daha benzer bir şeyin yaşanmamasını sağlamak için tasarlanmış kurumlar kurmaya hazırdı.
Bu itici güç bugün hala geçerliliğini korusa da, BM'nin başlangıcında oluşturulan araçların amaca uygun hale getirilmesi için büyük bir revizyona ihtiyaç olduğu konusunda yaygın bir fikir birliği var.
22-23 Eylül tarihlerinde düzenlenecek olan iki günlük Gelecek Zirvesi'nde dünya liderleri bu değişiklikleri gerçekleştirmeyi amaçlayan tartışmalara katılacak ve yıllardır hararetli tartışmalara neden olan araçlardan biri olan Güvenlik Konseyi'nin nasıl reforme edileceği konusunu gündeme getirecekler.
Güvenilir bir Güvenlik Konseyi
12 Ağustos 2024 tarihinde BM Genel Sekreteri António Guterres, Sierra Leone'nin bir ay süren dönem başkanlığı sırasında “tarihi adaletsizliği” ele almak ve “Afrika'nın etkin temsilini” arttırmak üzere Güvenlik Konseyi'nin çağrısıyla düzenlenen toplantıda bir konuşma yaptı ve şöyle dedi: “Dünyanın en önde gelen barış ve güvenlik organının, Birleşmiş Milletler üyelerinin yüzde 28'ini oluşturan bir milyardan fazla insanın yaşadığı bir kıta için daimi bir sesten yoksun olmasını kabul edemeyiz.”
O dönemde Genel Kurul Başkanı olan Dennis Francis, “Afrika'nın Güvenlik Konseyi'nde açıkça yetersiz temsil edilmeye devam etmesi, hem eşitlik hem de kapsayıcılık ilkelerini rencide ettiği için tek kelimeyle yanlıştır,” diye ekledi.
BM'nin en üst kademesinden gelen bu açıklamalar, Konsey'in çağdışı yapısını sorgulayan onlarca eleştiriden en sonuncusuydu.
Gelecek Zirvesi Politika Direktörü Michele Griffin, “Beş daimi üye (Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri) de dahil olmak üzere Üye Devletlerin kendilerinde, bir tür değişikliğe ihtiyaç duyulduğuna dair büyük bir farkındalık artışı var” diyor.
Griffin “Genel Sekreter, hizmet etmeye çalıştığı insanların gözünde daha güvenilir, daha etkili ve daha meşru olması için Konsey’in yapısında değişiklik yapılması gerektiği konusunda çok netti” diye konuşuyor.
'Yıldız savaşları'ndan kaçınmak
Dünya uluslarının uzaydaki davranış biçimleri, 1957'de Sputnik'in fırlatılmasından bu yana BM'nin radarında bulunuyor. ABD ve Sovyetler Birliği'nin hakimiyetindeki uzay faaliyetlerinin büyümesi, iki süper güç arasındaki Soğuk Savaş silahlanma yarışı ve füze savunmalarının uzaydaki yerlere kadar genişletilebileceği korkusuyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılıydı. On yıl sonra, 1967'de, BM Üye Devletleri uzaydaki faaliyetleri düzenlemek için ilk kez bir Dış Uzay Antlaşması hazırladılar.
Son zamanlarda, özel sektörün uzayı kullanımı hızla artarken ve uzaya çıkan yeni uluslar yerleşik oyuncuların saflarına katılırken, bu faaliyetleri çevreleyen daha güçlü yönetişim yapıları için çağrılar yapılıyor.
BM Silahsızlanma İşleri Ofisi Kıdemli Siyasi İşler Sorumlusu Michael Spies, “Hangi eylemlerin sorumlu, hangilerinin riskli olduğu konusunda net bir anlayışa sahip olmadan inovasyon yapan çok sayıda kuruluş var” diye uyarıyor. “Neyin tehlikeli olup olmadığına kim karar veriyor? Ya özel bir şirket tarafından geliştirilen bir nesne bir başkasının uydusuna saldırmak için kullanılabilirse?” diye soruyor.
Spies'a göre bunlar, giderek daha fazla ülke ve şirket tarafından gökyüzüne daha fazla nesne gönderildikçe hükümetlerin uğraşmak zorunda kaldığı türden soruları oluşturuyor.
Spies “Uzayda olup bitenlerin sınırlarını gerçekten zorlayan bir özel sektör faaliyet patlaması gördük. Ayrıca Ay'da uzun vadeli bir insan varlığı oluşturmak için hükümetler arası büyük girişimler, Mars'a insanlı uzay uçuşu için inandırıcı programlar ve Ay'dan ve asteroit kuşağından kaynak çıkarmak için farklı konseptler görüyoruz. Bu tür bir hızlı büyümeyi güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde kolaylaştırmak için yönetişim çerçevesinin gerçekten detaylandırılması gerekiyor” diyor.