Guterres: Nefret söyleminin kabul edilebilir bir düzeyi yoktur; nefret söylemini ortadan kaldırmak için birlikte çalışmalıyız
Nefret söylemi ayrımcılığın, istismarın, şiddetin, çatışmanın ve hatta insanlığa karşı işlenen suçların bir göstergesidir
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, nefret söyleminin ayrımcılığın, istismarın, şiddetin, çatışmanın ve hatta insanlığa karşı işlenen suçların bir göstergesi olduğunu, sonuçlarının Nazi Almanya'sından Ruanda'ya, Bosna'ya ve ötesine uzandığını insanlığın gördüğünü söyledi.
Genel Sekreter, 18 Haziran Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü vesilesiye yayımladığı mesajında “Nefret söyleminin kabul edilebilir bir seviyesi yoktur; hepimiz nefret söylemini tamamen ortadan kaldırmak için çalışmalıyız” dedi.
Günümüzde nefret söyleminin, genellikle ırk, etnik köken, din, inanç veya siyasi görüş temelinde çok çeşitli grupları hedef aldığını ifade eden Guterres, son aylarda hem antisemitik hem de Müslüman karşıtı nefret söylemiin internet ortamında ve etkili liderlerin kamuya açık yorumlarında artış gösterdiğini belirtti.
Guterres, “Nefret söylemi kadınlara, mültecilere, göçmenlere, cinsiyet farklılığına sahip kişilere, translara ve azınlıklara karşı kullanılabiliyor. Sınırlar ve kültürler ötesine yayılmasını sağlayan dijital platformların ve araçların gücüyle büyük ölçüde güçleniyor” dedi.
Devletlerin uluslararası hukuk kapsamında nefreti kışkırtmayı önleme ve bununla mücadele etme ve çeşitliliği, karşılıklı anlayışı ve dayanışmayı teşvik etme yükümlülükleri bulunduğunu ifade eden Genel Sekreter, “Devletler bir yandan bu taahhütlerini yerine getirirken diğer yandan da aldıkları tedbirlerin ifade özgürlüğünün ve azınlıklar ile diğer toplulukların korunmasını sağlamalı” dedi.
Guterres, “Birleşmiş Milletler Nefret Söylemi Stratejisi ve Eylem Planı, bu belanın hem nedenleri hem de etkileriyle mücadele etmek için bir çerçeve sunuyor. Birleşmiş Milletler şu anda bu konularda karar alıcılara yol göstermek üzere Bilgi Bütünlüğü için Küresel İlkeler hazırlıyor” dedi.
Nefret söyleminden en çok etkilenen kesim gençler olduğu için, özellikle de internet ortamında, gençlerin çözümün bir parçası olması gerektiğini vurgulayan Guterres, “Gençlerin, özellikle de kız çocukları ve genç kadınların, yerli gençlerin, azınlık topluluklarından gençlerin, LGBTIQ gençlerin ve engelli gençlerin katılımı, nefret söyleminden arındırılmış kamusal ve çevrimiçi alanlar yaratmak için çok önemli” dedi
Guterres, “Hükümetler, yerel yönetimler, dini, kurumsal ve toplumsal liderler hoşgörü, çeşitlilik ve kapsayıcılığı teşvik edecek tedbirlere yatırım yapmak ve nefret söyleminin her türüne karşı çıkmakla yükümlüler” dedi.
Guteres, “Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü'nü kutlarken hepimiz insan hakları eğitimini teşvik etmek, gençleri demokratik karar alma süreçlerine dahil etmek ve nerede olursa olsun hoşgörüsüzlük, ayrımcılık, önyargı ve klişelerle mücadele etmek için çalışalım” çağrısı yaparak mesajına son verdi.