“Depremlerin ardından kendimde sıfırdan başlayacak gücü ve cesareti buldum”
Depremden sonra Fatma'nın hikayesi
Antakya'nın Madenboyu köyünde doğan ve büyüyen 43 yaşındaki Fatma Yumuşak, 18 yıldır aile marketi işletiyordu. Depremlerin ardından Fatma sadece evini değil gelir kaynağı olan marketini de terk etmek zorunda kaldı. Çadırda yaşarken, gelir sağlamaya devam etmek için bir “çadır market” kurdu. Fatma ile, depremden etkilenen kadın ve kız çocuklarının mevcut durumu ve ihtiyaçları için gerçekleştirdiğimiz bir saha ziyareti sırasında tanıştık.
“27 yıldır evliyim. Üç oğlum ve bir kızım var. En büyük oğlum 24, kızım ise 13 yaşında. 18 yıldır market sahibiyiz.
Market işletmek kolay değil. Gecesi gündüzü olmayan bir iş. 18 yıldır hamileliklerim ve hasta olduğum günler dahil her gün çalıştım. Ama getirisi de bir o kadar büyük oldu. Çocuklarımı okuttum, bir ev aldım, oğlumu evlendirdim. Zor zamanlar geçirdim; ama çocuklarımın emeklerim sonucu en iyi şekilde yetiştiğini görmek beni çok mutlu ediyor.
Küçükken okula gitme fırsatım olmadığı için eğitim benim için her zaman önemli oldu. Tüm çocuklarımın eğitimlerine devam ederek hayallerinin peşinden gitmelerini istedim ve özellikle kızımı okumaya teşvik ettim. Şimdi öğretmen olmak istiyor. Ona sık sık kendi ayakları üzerinde durmak ve kimsenin eline bakmamak için çok çalışmasını hatırlatıyorum. Kızım, toplumsal cinsiyet eşitliğinin hakim olduğu bir gelecek için umutlarımın ve hayallerimin vücut bulmuş hali.
Herkes gibi bizim de geçtiğimiz zor dönemler oldu; ama deprem olana kadar hepsiyle başa çıkabiliyorduk. Kız kardeşimin doğum günüydü ve gece yarısı eve dönmüştük. Üç katlı bir binanın en üst katında oturuyorduk. Sarsıntıların başladığı anda uyandığımı çok net hatırlıyorum. Geçeceğini düşündüm ve kimseyi uyandıramadım. Ama geçmedi ve daha da şiddetlendi. Eşyalarımız düşmeye başladı, mutfaktan gürültüler yükseldi ve depremin uğultusu kulaklarımızda yankılandı.
İkinci deprem sırasında yere çöküp eşim ve çocuklarımla birbirimize sarıldık. Depremler durduktan kısa süre sonra dışarı çıkmak için aşağı indik. Apartman kapısı sıkışmıştı ve açılmıyordu. Patlayan borular nedeniyle girişi su basmıştı. Şubat soğuğunda ayağımızda terliklerle, zorlayarak açtığımız apartman kapısından kendimizi dışarıya attık. O geceyi arabada geçirdik ve bir çadıra geçmemiz bir haftayı buldu. Günlerce temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için sokaklarda ve parklarda dolaştık, su bulmak ve uygun hijyeni sağlamak için mücadele ettik.
Zorluklar beraberinde dayanma gücünü de getiriyor. Ben de depremlerin ardından kendimde sıfırdan başlayacak gücü ve cesareti buldum. Marketimizde hasarlı olmayan ürünleri topladım ve bir çadır market kurdum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak ve yeniden çalışmaya başlamak iyi hissettiriyor.
Geleceğimiz henüz belirsiz; ama kalbimde umut var. Mahalleme dönmeyi ve marketimi yeniden açmayı hayal ediyorum. Eğer geri dönemezsek çocuklarımızın geleceğini garanti altına alabilmek için eşimle farklı bir iş yapmayı düşünüyoruz. Özellikle kızım gibi genç kızlar için eğitimin gücüne yürekten inanıyorum. Onu her zaman hayallerinin peşinden gitmesi ve kendine güvenmesi için teşvik ettim ve edeceğim. İşime olan bağlılığımla, kendi ayaklarımın üzerine durma çabamla kızıma iyi bir örnek olmaya çabalıyorum. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da birbirimize destek olarak zorluklara birlikte göğüs gereceğiz."
UN Women Türkiye, depremlerden etkilenen kadınların, kız çocuklarının ve ailelerinin farklılaşan ihtiyaçlarını gözetmek için kamu, sivil toplum ve diğer BM kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışmaya devam ediyor.