Uluslararası Bağışçılar Konferansı “Türkiye ve Suriye Halkları için Birlikte”
20 Mart 2023, Brüksel
Achim Steiner
BM Sürdürülebilir Kalkınma Grubu Başkan Yardımcısı ve UNDP Başkanı
Ekselansları, Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Birleşmiş Milletler kalkınma sistemi adına - ki burada da güçlü bir şekilde temsil edilmektedir - Türkiye ve Suriye’deki toplumların en karanlık zamanlardan geçtiği şu an bu hayati öneme haiz etkinliği düzenleyen Avrupa Komisyonuna ve İsveç tarafından yürütülen Avrupa Birliği (AB) Konsey Başkanlığına en içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim.
Az önce gösterilen Türkiye videosu bana sadece ilk birkaç saatteki o görüntülerden bazılarını hatırlatmakla kalmadı: enkaz altında kalan birini tutan o el; çocukların yüzündeki o katıksız dehşet. Sanırım hepimiz biliyoruz ki, saniyeler içinde tüm yaşamları, aileleri vuran ve yok eden bir deprem sadece Türkiye'yi değil, aynı zamanda bir ulusun başına göz açıp kapayıncaya kadar neler gelebileceğine dair takdirimizi de değiştirdi.
Depremler, kadınların, erkeklerin ve çocukların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını bir anda sonsuza dek değiştirdi.
Türkiye’de ülke çapında 3.3 milyon kişinin yerinden olduğu ve yaklaşık iki milyon kişinin geçici konaklama yerlerinde yaşadığı tahmin edilmektedir.
Yaklaşık 650.000 konut - daire ve ev - yıkıldı.
Suriye’de depremler nedeniyle yarım milyondan fazla kişi evsiz kaldı.
12 yıl süren çatışma ve krizin ardından nüfusun %90’ından fazlasının yoksulluk batağına saplanmış olduğu Suriye’de insani yardıma ihtiyaç duyan kişi sayısı depremlerden önce bile zaten en yüksek seviyelerde ve 15 milyondan fazlaydı.
Ülke içinde yerinden edilen kişiler konusunda hala dünyadaki en büyük krizin yaşandığı Suriye’de depremden etkilenen bölgelerde çoğunlukla yerlerinden edilen kişiler bulunuyordu. Türkiye ise son on yılda geçici koruma altında olan 3.7 milyon Suriyeliye cömertçe ev sahipliği yapmıştır.
BM Genel Sekreteri António Guterres'in de sık sık ifade ettiği gibi, bu olağanüstü bir cömertlik ve dayanışma jestidir.
Duruma genel olarak baktığımızda, hayatta kalan milyonlarca kişi şu an afetin travmasını yaşamakta ve acil durumun ötesine geçen bir desteğe ihtiyaç duymaktadır.
AB ve Üye Ülkeleri, deprem afetine hızla müdahale ederek liderlik niteliklerini ortaya koymuştur.
Birleşmiş Milletler sistemi her iki ülkede acil durum ekiplerini görevlendirmeye ve yardım operasyonlarını sürdürmeye devam etmektedir –yardım çalışmalarımızda öncelik, yerinden olan kişiler, sağlık hizmetleri, gıda güvencesi ve kadınlar ve çocuklar dâhil savunmasız nüfuslara verildi.
Şu an biz konuşurken bile, Türkiye ve Suriye’deki milyonlarca kişi başlarını sokacak bir ev bulmak ya da sofrasına yemek koyabilmek için mücadele ediyor.
Bu nedenle BM, Türkiye’de 5.2 milyon kişiye gıda güvencesi, eğitim, su, halk sağlığı ve barınma gibi alanlarda hayat kurtarıcı yardım sağlamak üzere 1 milyar ABD Doları tutarında insani yardım çağrısında bulundu: Bu, insani gelişmeyi ilerletmek için gerekli insani destek için sağlam bir temel oluşturmaktadır.
Maalesef, Türkiye için yapılan yardım çağrısı bugün itibarıyla %16,8’den az bir oranda karşılanmış bulunuyor.
Benzer şekilde BM, Suriye’deki 4,9 milyon kişiye üç aylık bir dönemi kapsayan hayat kurtarıcı yardım sağlamak için yaklaşık 398 milyon $ tutarında bir insani yardım çağrısında bulundu.
16 Mart 2023 itibariyle Suriye için yapılan Acil Yardım Çağrısı kapsamında 289,4 milyon ABD Doları, başka deyişle gereken toplam miktarın % 72,8’i toplandı. Sadece % 5 fonlanma sağlanan Suriye İnsani Yardım Müdahale Planının uygulanması için çok ihtiyaç duyulan fonların da toplanarak bu rakamın tamamlanmasını umuyoruz.
BM, Suriye genelinde etkilenen tüm insanları ve toplulukları desteklemeye kararlıdır.
Sizlerin liderliğinize ve desteğinize ihtiyaç var.
Yardımlara erişimin kolaylaştırılması için özel feragatler uygulanmasına izin veren çeşitli tarafların gösterdiği bu esneklik için müteşekkiriz: ilgili tarafları hayati öneme sahip bir dönemde bu desteği sağlamaya devam etmeleri için teşvik ediyoruz.
Ekselansları, Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Şimdi aldığımız kararların toplumların üzerindeki etkisi yıllar boyunca sürecek.
Acil insani ihtiyaçların doğrudan ele alınmasının yanı sıra, şimdi başlaması gereken bir erken toparlanma yaklaşımı yoluyla ve etkilenen insanlarla birlikte dayanıklılığın yeniden inşa edilmesine yönelik acil çabalar için çok önemli bir andayız.
Temel hizmetlere ve geçim kaynaklarına erişim, daha sürdürülebilir bir toparlanma süreci için şarttır.
Aksi takdirde kırılganlıklara yol açan döngüleri devam ettirmiş oluruz.
Bu, insanların her zaman bir numaralı öncelik olan günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri için yalnızca acil yardım sağlamak anlamına gelmemektedir.
Aynı zamanda, insanların normal yaşama dönmeleri, tekrar çalışmaları ve etraflarında harap olmuş toplulukları yeniden bir araya getirmeye başlamaları için ihtiyaç duydukları fonları sağlamak anlamına da gelmektedir.
Bu bağlamda, Hükümetin önderliğinde hazırlanan ve BM ailesi, AB ve Dünya Bankası tarafından desteklenen Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi raporunu ve BM ailesi tarafından hazırlanan Suriye Erken Toparlanma İhtiyaç Değerlendirmesi raporunu özellikle vurgulamak isterim. Her iki değerlendirme raporunda amaç, toparlanma sürecinde izlenecek yollara ilişkin çok daha net bir resim ortaya koymaktır.
Ekselansları, Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Biz BM ailesi olarak, Türkiye ve Suriye toplumlarının yanında durmak ve onlara yardım etmek için, kalkınma ve insani alanlarda harekete geçmeye ve varlıklarımızı kullanmaya kararlıyız.
Uluslararası bağışçılara sesleniyorum –anlamlı, nihai olarak uzun vadeli ve derhal bir etki yaratabilecek olan toparlanma odaklı girişimler için kayda değer miktarda fon sağlanması hususunda sizlerin liderliğine, dayanışmasına ve cömertliğine güveniyoruz.
Bu bazen temel şeyleri içerir: enkazın kaldırılması; gelir ve geçim kaynağı yaratma fırsatlarının restorasyonu, fırının, atölyenin yeniden inşası; yerel yönetimler, şehir yetkilileri tarafından özellikle en savunmasız kişilere - böyle bir durumda çok kritik olan - hayati hizmetlerin sağlanması; kritik altyapının rehabilitasyonu ve etkilenen bölgelerde olağanüstü örnekleri bulunan tehdit altındaki kültürel mirasın korunması.
Bu trajik anda Türkiye ve Suriye halkları için vereceğiniz destek, karanlığı aydınlığa dönüştürecek olan mum ışıklarının yanmasına yardım edecektir.
Bu mum ışıkları cılız olamaz; toparlanmaya giden yolu aydınlatmaları şarttır.
Ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın az önce yaptığı konuşmada söylediği gibi: asıl mücadele şimdi başlıyor ve hepimiz bunun bir parçasıyız.
Teşekkür ederim.