BM Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü'nün ilkini kutluyor
BM Genel Kurulu 2022 yılında 15 Mart'ı Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan etti
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda düzenlenen ve Müslümanlara yönelik artan nefret, ayrımcılık ve şiddet karşısında somut eyleme geçilmesi ihtiyacını vurgulayan etkinlikle Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü'nün ilki kutlandı.
15 Mart günü barış ve insan hakları ile dini çeşitliliğe saygıyı teşvik eden küresel diyalog çağrısında bulunularak BM Genel Kurulu tarafından Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan edilmişti.
BM Genel Sekreteri'nin de ifade ettiği üzere, dünyadaki yaklaşık 2 milyar Müslüman muhteşem çeşitlilikleriyle insanlığı yansıtıyor. Ancak, sadece inançları nedeniyle sık sık bağnazlık ve önyargılarla karşı karşıya kalabiliyorlar.
Dahası, Müslüman kadınlar cinsiyetleri, etnik kökenleri ve inançları nedeniyle "üçlü ayrımcılığa" da maruz olabiliyor.
İslamofobi 'salgını'
Pakistan Dışişleri Bakanı Bilawal Bhutto Zardari'nin ev sahipliğinde düzenlenen üst düzey etkinlikte Zardari, İslam'ın bir barış, hoşgörü ve çoğulculuk dini olduğunun altını çizdi.
İslamofobi yeni bir olgu olmamakla birlikte, bunun "çağımızın üzücü bir gerçeği" olduğunu ve giderek arttığını ve yayıldığını söyledi.
"11 Eylül trajedisinden bu yana, dünya genelinde Müslümanlara ve İslam'a yönelik düşmanlık ve kurumsal şüphe salgın boyutlarına ulaşmıştır. Aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı olan Sayın Zardari, Müslüman toplulukları ve dinlerini şiddet ve tehlikeyle ilişkilendiren bir söylem geliştirildi ve yayıldı" dedi.
"Bu İslamofobik söylem sadece aşırılık yanlısı, marjinal propagandayla sınırlı kalmamış, ne yazık ki ana akım medya, akademi, politika yapıcılar ve devlet mekanizmasının bazı kesimleri tarafından da kabul görmüştür", ifadesini kullandı.
Herkesin bir rolü var
BM Genel Kurul Başkanı Csaba Kőrösi, İslamofobinin yabancı düşmanlığı ya da yabancı korkusundan kaynaklandığını ve bunun ayrımcı uygulamalar, seyahat yasakları, nefret söylemi, zorbalık ve diğer insanların hedef alınması şeklinde yansıdığını kaydetti.
Ülkeleri, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme kapsamında güvence altına alınan din ve inanç özgürlüğünü desteklemeye çağırdı.
Kőrösi, "Hepimiz İslamofobiye ya da benzer herhangi bir olguya karşı çıkma, adaletsizliği dile getirme ve din ya da inanca dayalı ayrımcılığı ya da bunların eksikliğini kınama sorumluluğunu taşıyoruz" dedi.
Kőrösi, eğitimin bu fobilerin neden var olduğunu öğrenmenin anahtarı olduğunu ve insanların birbirlerini anlama biçimlerini değiştirmede "dönüştürücü" olabileceğini söyledi.
Nefret artıyor
BM Genel Sekreteri António Guterres katılımcılara, Müslümanların karşı karşıya kaldığı artan nefretin münferit bir gelişme olmadığını söyledi.
Genel Sekreter "Etnik milliyetçiliğin, neo-Nazi beyaz üstünlükçü ideolojilerin ve Müslümanlar, Yahudiler, bazı azınlık Hıristiyan topluluklar ve diğerleri dahil olmak üzere savunmasız nüfusları hedef alan şiddetin, yeniden canlanmasının amansız bir parçasıdır" dedi.
Guterres, "Ayrımcılık hepimizi küçültür ve buna karşı durmak hepimizin görevidir. Bağnazlığa asla seyirci kalmamalıyız" dedi.
"Savunmamızı güçlendirmeliyiz" vurgusunu yapan Guterres, Dini Mekanların Korunmasına yönelik Eylem Planı gibi BM tedbirlerinin altını çizdi. Guterres ayrıca sosyal uyuma yönelik siyasi, kültürel ve ekonomik yatırımların arttırılması çağrısında bulundu.
Çevrimiçi bağnazlığı engelleyin
Genel Sekreter Guterres, “Çirkin yüzünü gösterdiği her yerde ve her zaman bağnazlıkla yüzleşmeliyiz. Bu, internet üzerinden orman yangını gibi yayılan nefretle mücadele etmek için çalışmayı da içeriyor" diye ekledi.
BM bu amaçla hükümetler, düzenleyici makamlar, teknoloji şirketleri ve medya ile birlikte çalışarak önleyici önlemler alıyor.
Merhamet ve dayanışma
Bu bağlamda başlatılan politikalar arasında Nefret Söylemine ilişkin bir Strateji ve Eylem Planı ile tüm insanlar için daha kapsayıcı ve güvenli bir "dijital gelecek" için bir çerçeve çizen Ortak Gündemimiz raporu yer alıyor.
Genel Sekreter ayrıca diyalog ve dinler arası uyumu teşvik etmek üzere bir araya gelen dünya genelindeki dini liderlere şükranlarını ifade etti.
Guterres, Papa Francis ve El-Ezher Büyük İmamı Şeyh Ahmed El Tayeb tarafından ortaklaşa kaleme alınan 2019 tarihli 'Dünya Barışı ve Birlikte Yaşamak için İnsan Kardeşliği' bildirgesini "merhamet ve insan dayanışması için bir model" olarak nitelendirdi.