Guterres: Dünya sürdürülemez taleplerimizi karşılayamaz
Dünya Çevre Günü “Tek Bir Dünya Var” teması altında kutlanıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu yılki Dünya Çevre Gününün “Tek Bir Dünya Var” teması altında kutlandığını ve bu tema ile bir gerçeğin basit bir şekilde ortaya konduğunu söyledi.
Guterres, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yayımladığı mesajında “Dünya bizim tek evimiz. Atmosferinin sağlığını, Dünya üzerindeki yaşamın zenginliğini ve çeşitliliğini, ekosistemlerini ve sınırlı kaynaklarını korumamız hayati önem taşıyor. Ancak korumakta başarılı değiliz. Gezegenimizden sürdürülemez yaşam biçimlerini sürdürmesini istiyoruz. Dünyanın doğal sistemleri taleplerimizi karşılayamaz” dedi.
Bu durumun sadece Dünya’ya değil insanlara da zarar verdiğini belirten Genel Sekreter, “Sağlıklı bir çevre, tüm insanlar ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının tümü için olmazsa olmazdır. Çevre bize gıda, temiz su, ilaç, iklimin kontrol edilmesi ve aşırı hava olaylarından koruma sağlıyor. Doğayı akıllıca yönetmemiz ve özellikle en savunmasız insanlar ve toplulukların doğanın sunduğu hizmetlere adil erişimlerini sağlamamız büyük önem taşıyor” dedi.
Guterres, “3 milyardan fazla insan bozulmuş ekosistemlerden etkileniyor. Kirlilik, her yıl yaklaşık 9 milyon erken ölümden sorumlu. 1 milyondan fazla bitki ve hayvan türünün çoğu on yıllar içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” uyarısında bulundu.
İnsanlığın yarısına yakınının hali hazırda iklim tehlike bölgesinde yaşadığını ve bu kesimin aşırı sıcaklık, sel ve kuraklık gibi iklim hareketleri nedeniyle ölme olasılığının diğer kesimlere göre 15 kat daha fazla olduğunu ifade eden Guterres, önümüzdeki beş yıl içinde yıllık ortalama küresel sıcaklıkların Paris Anlaşmasıyla belirlenen 1.5 santigrat dereceyi aşması ihtimalinin 50 olduğunu belirtti. Guterres, 2050 yılına kadar her yıl 200 milyondan fazla insanın iklim değişikliği nedeniyle yerinden edilebileceğini ifade etti.
Guterres, “Elli yıl önce, dünya liderleri Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı'nda bir araya geldi ve gezegeni korumayı taahhüt etti. Ama başarmaktan çok uzağız. Her gün daha yüksek sesle çalan alarm zillerini artık duymazdan gelemeyiz “dedi.
Haziran ayı başında düzenlenen Stockholm+50 çevre toplantısında, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının başarıya ulaşmasının sağlıklı bir gezegene bağlı olduğunun bir kez daha vurguladığını hatırlatan Genel Sekreter, “İklim değişikliği, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik kaybından oluşan üçlü krizin yarattığı felaketi önlemek için hepimiz sorumluluk almalıyız” çağrısı yaptı.
Hükümetlerin, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden politikalarla iklim eylemine ve çevre korumaya acilen öncelik vermesi gerektiğini sözlerine ekleyen Guterres, bu amaçla, yenilenebilir teknolojileri ve gerekli hammaddeleri herkesin kullanımına sunmak, bürokrasiyi azaltmak, sübvansiyonları değiştirmek ve yatırımı üçe katlamak da dahil olmak üzere, yenilenebilir enerjinin her yerde yayılmasını önemli ölçüde hızlandırmak için beş somut öneride bulunduğunu söyledi.
Guterres, “İşletmeler, insanlık ve kendi kârları için karar verme süreçlerinin merkezine sürdürülebilirliği koymalıdır. Sağlıklı bir gezegen, dünyadaki hemen hemen her endüstrinin belkemiğidir” dedi.
Guterres, seçmenler ve tüketicilere de çağrıda bulundu. “Seçmenler ve tüketiciler olarak, desteklediğimiz politikalardan yediğimiz gıdaya, kullandığımız ulaşım araçlarına ve desteklediğimiz şirketlere kadar seçimlerimizi dikkatle yapmalıyız. Hepimiz, ihtiyaç duyduğumuz değişikliğe katkıda bulunacak çevre dostu seçimler yapabiliriz” dedi.
Özellikle kadınlar ve kız çocuklarının, değişimin güçlü temsilcileri olabileceğini vurgulayan Guterres, “Her düzeyde yetkilendirilmeli ve karar alma süreçlerine dahil edilmeliler. Aynı şekilde, hassas ekosistemlerimizin korunmasına yardımcı olmak için yerli halkların uygulamalarına ve geleneksel bilgilere de saygı gösterilmeli ve bunlardan yararlanılmalı” dedi.
“Tarih, birlikte çalıştığımızda ve gezegeni ilk sıraya koyduğumuzda nelerin başarılabileceğini daha önce bize gösterdi” diyen Guterres, “1980'lerde, bilim insanlarının ozon tabakasında kıta boyutunda ölümcül bir delik olduğu konusundaki uyarıları sonrasında tüm ülkelerin ozon tabakasına zarar veren kimyasalları aşamalı olarak kullanımdan kaldırmayı öngören Montreal Protokolü'ne katıldığını sözlerine ekledi.
Guterres, 1990'larda Basel Sözleşmesinin, gelişmekte olan ülkelere zehirli atıkların boşaltılmasını yasakladığını söyledi. Geçen yıl ise, çok taraflı bir çaba sonucu, daha iyi sağlığı teşvik edecek ve her yıl 1,2 milyondan fazla erken ölümü önleyecek bir girişimle kurşunlu benzin üretiminin sonlandırıldığını belirtti.
Guterres, bu yıl ve önümüzdeki yılın, küresel topluluğa, 2030 yılına kadar iç içe geçmiş çevre krizleriyle başa çıkılmasını sağlamak ve doğa kaybını tersine çevirmek için çok taraflılığın gücünü ortaya koyacak bir çok fırsat sunacağını, bunların arasında yeni bir küresel biyolojik çeşitlilik çerçeve anlaşması üzerindeki müzakerelerden plastik kirliliğiyle mücadele için bir anlaşmanın oluşturulmasına kadar bir çok girişim bulunduğunu sözlerine ekledi.
Guterres, “Birleşmiş Milletler, işbirliğine dayalı küresel çabalara öncülük etmeye kararlıdır, çünkü ilerlemenin tek yolu doğaya karşı değil, doğayla birlikte çalışmaktır. Birlikte gezegenimizin sadece hayatta kalmasını değil, güçlenmesini de sağlayabiliriz çünkü Tek Bir Dünya Var” diyerek mesajına son verdi.