21'inci Ozon Paneli İstanbul'da düzenlendi
Ozon Paneli bu yıl "Sürdürülebilir Soğuk Zincir ve İklim" başlığı altında 26 Kasım tarihinde toplandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Birleşmiş Milletler Sinai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) işbirliğiyle 20 yılı aşkın süredir her yıl düzenlediği Ozon Paneli, bu yıl da sürdürülebilir soğuk zincirin iklim değişikliği ile mücadele konusundaki önemine binaen, "Sürdürülebilir Soğuk Zincir ve İklim" konusuyla 26 Kasım tarihinde İstanbul’da düzenlendi. 21. Ozon Panelinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, UNIDO, Tarım ve Orman Bakanlığı, TOBB Türkiye İklimlendirme Meclisi, İSKİD ve ESSİAD’dan konuşmacıların katkıları ve soğutma sektörü, dernekler, zincir marketler, ilgili bakanlıklar ve UNDP gibi temsilcilerin katılımıyla Ülkemizde Sürdürülebilir Soğuk Zincir ve İklim konusu gündeme getirildi.
UNIDO Türkiye Temsilcisi ve Bölgesel İşbirliği Merkezi Türkiye Direktörü Süleyman Yılmaz ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı/Ulusal Ozon Birimi temsilcisi Ülkü Füsun Ertürk'ün gerçekleştirdiği açılış konuşmaları ile başlayan panel, florlu sera gazlarına ilişkin güncel durumun değerlendirilmesi ve “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” projesinin çıktılarına ilişkin sunumların ardından, Türkiye’de soğuk depolama, soğuk taşıma ve soğuk teşhirden oluşan soğuk zincir sistemi; soğuk zincirin ilaç, aşı ve gıda güvenliği açısından önemi ve çevresel etkilerine ilişkin sunum ile devam etti. Panelde ayrıca, Türkiye’de Soğuk Zincir Lojistiği ve Soğuk zincirde iklim dostu teknolojiler/alternatifler, Uzaktan İzleme ve Enerji Tasarrufu ve Demo projesi çıktıları, izlenen son verilere ilişkin sunumlar gerçekleştirildi.
21'inci Ozon Paneli, gerçekleştirilen sunumların ardından, Avrupa Hijyenik Mühendislik ve Tasarım Grubu Türkiye Temsilcisi Prof. Dr Onur Devres moderatörlüğünde, konuşmacılar ve katılımcıların yorumlarıyla düzenlenen “Ülkemizde Sürdürülebilir Soğuk Zincir ve İklim” konulu panel ile başarılı bir şekilde son buldu.
Montreal Protokolü, ozon tabakasını korumak için küresel bir anlaşma olarak hayata başladı ve bugüne kadarki en başarılı çevre anlaşmalarından biri oldu. Kısaca OTİM olarak bilinen Ozon tabakasını incelten maddeler tüm dünyada kademli olarak sonlandırılarak, bu konuda küresel çabalar neticesinde bugün ozon tabakasındaki incelme iyileşti ve bunun karşılığında insan sağlığı, ekonomi ve ekosistemler korundu. Montreal Protokolü iklim değişikliğini yavaşlatmak ve gıda güvenliğine katkıda bulunan soğutma sektöründe enerji verimliliğini artırmaya yardımcı olmak ve ayrıca iklimlendirme ve köpük sektöründe iyileştirmelere katkı sağlamak gibi bilinenden çok daha fazlasını yapmaktadır.
Montreal Protokolü altında yer alan Kigali Değişikliği, yüksek sera gazı etkileri nedeniyle Hidroflorokarbonların üretimi ve tüketiminin (kısaca HFC’leri) kademeli azaltımını hedefleyerek, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik çalışmalara katkıda bulunmaktadır.
Kigali Değişikliği, ayrıca soğutma sektöründe enerji verimliliğinin geliştirilmesini sağlayarak, Hidroflorokarbonların yerine kullanılacak alternatif teknolojiler iklimlendirme ve soğutma sistemlerini daha az güç tüketecek şekilde yeniden tasarlama fırsatı sunarak iklim değişikliğine olumsuz etkilerini artırmadan konforlu soğutma ve soğuk zincir veriminin artmasına olanak tanıyacaktır. Bu gazların tüketiminin azaltılması ve soğuk zincir veriminin artması özellikle gelişmekte olan ekonomilerde gıda kaybı ile de mücadele etmektedir.
Ülkemiz, Montreal Protokolü Kigali Değişikliği ile birlikte taraf ülkeler gibi florlu sera gazlarının üretimi ve tüketiminin aşamalı azaltımını taahhüt ederek, ozon tabakasını korumaya devam ederken, Montreal Protokolü ve Paris Anlaşması doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleye olan katkısını da artırmaya devam etmektedir.
Geçtiğimiz son iki yılda küresel bir kriz haline gelen COVID-19 pandemisi ile birlikte ortaya çıkan sorunlar, hem gıda hem aşı tedariki ve güvenliği konusunda, verimli ve kırılmaz soğuk zincirin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekliliğini ortaya çıkardı. Soğuk zincir, gıda, ilaç aşı ve diğer ürünlerin üreticiden tüketiciye kadar güvenli bir şekilde sıcaklık kontrollü ulaşmasını sağlar. Soğutma sistemlerinin enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve sıfır veya düşük iklim etkisine sahip veya doğal soğutucu akışkanlara geçişin sağlanması ile iklim değişikliği ile olan mücadeleye çok büyük katkı sağlayacak.